Şahsiyetli dış politikayı son zamanlarda mum ışığıyla arar olduk. Dış politikadaki yapılan zikzaklardan ne kadar zarar gördüğümüzün birileri farkında mıdır acaba? “Hayır, değildir” denirse istemeyerek de olsa bazı gerçekleri belki tekrar olur ama bir daha hatırlatmak zorundayız.

Sisi, Mursi’ye karşı haksızlık yapmış, İhvan-ı Müslimin’e de zulüm etmişti. Sisi’ye karşı o günlerde konulan tavır ve söylem doğruydu. Lakin birden bire normalleşme diyerek Sisi’yle sarmaş dolaş olup, “kardeşim” diye hitap etmesi ne kazandırdı? Sisi, muhaliflere karşı daha insancıl ve müspet bir davranış mı gösterdi? Hayır, aksine İhvan-ı Müslimin’i yok etmek adına, idam sehpalarında seri infazlar yapmaya başladı. Peki, biz ne yaptık? Sisi’yi hoşnut etmek için İhvan-ı Müslimin üyelerini Türk vatandaşlığından çıkardık.

Yine “İsrail’le normalleşelim” dediniz. Karşılıklı elçiler atadınız. Netanyahu’yu ülkemize davet ettiniz ve dostluk mesajları verdiniz. İşte bundan ötürüdür ki kendisi için Türkiye’yi tehlike görmeyen Netanyahu, 150 günü aşkın süredir Gazze’de zulüm yapıyor, katliam yapıyor ve vahşetin sonu gelmiyor. Hala ticari ilişkileriniz artarak devam ediyor. Açlıktan ölen çocukların dramını haberlerde dahi izlemeye yüreğimiz dayanmıyor.

Buna karşın bizde de; iktidarın da muhalefetin de kınamaktan başka bir şey yaptıkları yok. Halbuki bu ülkeyi yönetenlerin bu olanlar karşısındaki sorumluluklarını hakkıyla bilseler, geceleri gözlerine uyku girmez. Uyusalar da kâbus görürler. Heyhat gel gör ki, bizimkiler miting meydanlarında hayal satarak, hamaset yaparak milleti uyutmaya devam ediyorlar. Hatta bazı siyasetçiler bu konuyu siyasi malzeme yaparak, “Biz gelince Gazzeliler sevinecek” diyerek çocuk kandırmaca oynuyor. Hele sen seçim kampanyasının reklamını İsrailli bir şirket olan Total Media’ya niçin verdiğinin gerekçesini bir açıkla da sonra konuş.

İktidar, bir yandan yirmi yıllık faaliyet raporu sunuyor. Diğer yandan da sanki iktidarı birilerinden devralmış gibi vaatler ortaya koyuyor. Ekonominin ne kadar bozuk olduğunu, emekliye seyyanen zam veremeyeceğinin gerekçelerini açıklarken ortaya koyuyor. Diğer bir taraftan da büyüdüğümüzü, kalkındığımızı ve kişi başına düşen milli gelirin 13.000 doların üzerine çıktığını söylüyorlar. Gerek çalışan işçi, memur; gerek de emekli ve engelliler, “Biz bu parayı almıyoruz, kime gidiyor bu paralar? Hakkımızı istiyoruz” diyerek gelir adaletinin sağlanmasını istiyor.

“Her alanda milletimizin refah seviyesini katlayarak yükseltmiş bir hükümet olarak çalışanlarımızın, emeklilerimizin ve engellilerimizin bugünkü sıkıntılarına gözlerimizi kapamamız mümkün mü? Elbette yaşanan sıkıntıların farkındayız” diyorsunuz ama gereğini yapmıyorsunuz. Biz de diyoruz ki; bize söz değil icraat lazım. Refah seviyesi katlanarak yükselmişse bu sıkıntılar niçin yaşanıyor? Plansız, programsız yatırımlar, otoyollar, köprüler, havaalanları, hastaneler üzerinden rantiyeye giden paralar, yüksek faizle alınan borç ödemeleri ve israf... Ekonomide çekilen sıkıntıların başlıca sebepleridir. Bütün bunları ben kör gözümle görüyorum da ey iktidar sen görmüyor musun? Vesselam...

QOSHE - Ben görüyorum da sen görmüyor musun? - İsrafil Bayrakçı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ben görüyorum da sen görmüyor musun?

8 3
09.03.2024

Şahsiyetli dış politikayı son zamanlarda mum ışığıyla arar olduk. Dış politikadaki yapılan zikzaklardan ne kadar zarar gördüğümüzün birileri farkında mıdır acaba? “Hayır, değildir” denirse istemeyerek de olsa bazı gerçekleri belki tekrar olur ama bir daha hatırlatmak zorundayız.

Sisi, Mursi’ye karşı haksızlık yapmış, İhvan-ı Müslimin’e de zulüm etmişti. Sisi’ye karşı o günlerde konulan tavır ve söylem doğruydu. Lakin birden bire normalleşme diyerek Sisi’yle sarmaş dolaş olup, “kardeşim” diye hitap etmesi ne kazandırdı? Sisi, muhaliflere karşı daha insancıl ve müspet bir davranış mı gösterdi? Hayır, aksine İhvan-ı Müslimin’i yok etmek adına, idam sehpalarında seri infazlar yapmaya başladı. Peki, biz ne yaptık? Sisi’yi hoşnut etmek için İhvan-ı Müslimin üyelerini Türk vatandaşlığından çıkardık.

Yine “İsrail’le normalleşelim” dediniz. Karşılıklı elçiler atadınız. Netanyahu’yu ülkemize davet ettiniz ve dostluk mesajları verdiniz. İşte bundan ötürüdür ki kendisi için Türkiye’yi tehlike görmeyen........

© Milli Gazete


Get it on Google Play