İnsanın hayal gücünden daha güzel veya daha korkunç film yoktur.

En güzel hayalleri kurup tadına doyamadığınız olduğu gibi en korkunç hayalleri de kişinin kendisi üretir.

Hayalsiz olmaz. Yaratılan her şeyin iyi tarafından alalım.

İnsanları en fazla korkutan söz, güç kullanabilecek makamda olan kişinin, cezalandıracağı adamı en fazla korkutan cümlesi, “Ben sana yapacağımı biliyorum” cümlesiymiş.

Bu tehdidi alan adamın aklına gelen, cezalandırılacak adamın aklına, gelmez.

Cezalandıranın gözünde en korkuncu kendi korktuğudur

Hâlbuki cezacının aklına da onun korktuğu hiç gelmezmiş.

En fazla korktuğunuz şeyi, hiçbir kimseye söylemeyiniz.

İşin içine girince de, Rabbim ona bir çıkış yolu verecektir.

Onun için Rabbimiz buyurur:

“…İnsanlardan korkmayın Benden korkun. Azıcık para karşılığında ayetlerimi satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide süresi ayet 5/44)

Havadan savaş uçaklarıyla, karadan tankla, denizden savaş gemisiyle evinizin kuşatıldığını, teslim olsanız da olmasanız da sizi öldürmek için gelenlere karşı nasıl davranacağınızı hatırlayın.

Filistin’de yüz yıldan beri Siyonistlerin yaptığı barış sözleşmelerinden önce de, sonra da hiç ara vermeden öldürmeye devam etmişler.

Çakar almaz tüfeklerle, sapan taşıyla, bu ölüm saçan savaş makinelerine bir şey yapamam deyip bıçağın altına boyun mu uzatılır?

Dünyanın en geri kalmış ülkelerinden sayılan Afganistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler diye isimlendirilen, bin yıl bu komünist devletinin devam edeceğini iddia eden ve dünyanın en güçlü sayılan üç ülkeden biri olan bu devleti yıkılmasını ve dağılmasını sağlamışlar.

Hıristiyan Rusya başarısız bir şekilde geri çekilirken boşalttığı yerlere yine Hıristiyan Amerika yerleşmiş ve o da Afganistan’ı terk etmek zorunda kalmış.

Şimdi biz burada böyle sıcacık evimizde otururken şöyle olursa böyle olur hayalleri kurarız: düşman besleyip büyütme ve kendi hayalimizden korkma işlemi yapıyoruz.

Hayallerimiz, bizim akıl, tecrübe ve bilgi birikimimizle sınırlıdır.

Rabbimizin yardımının yolları sınırsızdır.

Sınırlı imkânlarımızla başkalarına akıl vermeye gerek yok.

Sevgili Peygamberimiz, hicret yolculuğunda Allah’ın kulu olarak alması gereken tedbirleri almış ve gerisini Allah’a tevekkül etmiş, yola çıkmış.

Sevr mağarasında kadar iz süren düşmanlar, mağaranın önüne kadar da gelmişler ama mağaranın girişinde örümcek ağını ve çok ürkek olan güvercin yuvasını görünce girmekten vazgeçmişler.

Buyurun, Rabbimizim yardımını hatırlayın.

Afganistan’da Rusya’ya karşı savaşan bir delikanlı, üzerimize ateş ederek gelen tankı elimizdeki hafif silahlar durduramıyor.

Ömründe ilk defa tank gören bir Afganlı çocuk, yerden bir avuç çamur alır ve tankı sürenin dışarıyı gören camına atar.

Tankın da cam sileceği yokmuş. Yolu sağa sola yalpalamaya başlar.

Çamuru silmek için üst kapağı açar ve o anda keskin nişancı, kafasından vurur.

Oturduğumuz yerden “Şöyle olursa…”larla vakit geçirmeyelim; ateş çemberinin içinde şehit olanlara da akıl vermeye kalkmayalım.

Allah (c.c.), bazı olaylar başa gelince çıkış yolu verir.

Peygamber Efendi­miz, Habeşistan’ı belki hiç düşünmemişti ama Müslümanla­rın tahammülü kalmayınca Efendimiz, en mülayim yer ve adil bir kralın ülkesi ola­rak orayı seç­miştir.

Bir de Allah’ü a’lem, onu bilemeyiz ama onların ehl-i kitap olduklarını az çok Allah, Peygam­ber inancı olduğunu düşünerek burayı seç­miş olabilir.

Ehl-i kitabı inkârcı farklı görüyoruz; icabında bunların kestiği de yenilir, kadınlarıyla evlenilir.

Ehl-i kitap denilince bugünkü İncil’e inanana da deniliyor ama her Avrupalıya ehl-i kitap den­mez.

Nasıl ki Araplar ve Türkler Müslümandır ama her Türk ve Arap Müslüman değildir.

Adı Ahmet, Meh­met, Mustafa olduğu halde dinini inkâr eden az da olsa ateist, deist olduğu gibi, birçok Avrupalı da ehl-i kitap değildir. Ama bunla­rın da taptığı, tapındığı bir şey vardır.

Dünyada tapınmadık insan yoktur; ya taşa tapıyor, ya ineğe tapı­yor veya kendine tapıyor veya kainatın sahibi Allah’ü Zülcelale ibadet ediyor.

“Bu ayetler benim aklıma yatmıyor. Ben haramla helali, iyiyle kötüyü, hayırla şerri bu aklımla bulur ve ona göre hareket ederim” diyenler, kendine tapınmış olurlar.

Buyurun, ayeti okuyun:

“Hevasını ilah edineni gördün mü? Onun üzerine sen mi vekil olacaksın?” (Furkan süresi ayet 25/43, Casiye süresi ayet 45/23)

Biz, bu dünyada işlenebilecek en büyük günahın yaratılanların kriterlerini, Allah celle celalühün ayetlerine tercih ederek kendisi gibi kişilere tapınmadığımızı günde beş vakit namazda tekrarladığımız:

“İyyeke na’büdü/Ancak Sana kulluk ederiz” diyerek kula kul olanlardan ayrılan seçkin kulları arasına katılmak ve orada imanla ölmek istiyoruz.

QOSHE - Hayallerimizle değil… - Mahmut Toptaş
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hayallerimizle değil…

20 25
26.04.2024

İnsanın hayal gücünden daha güzel veya daha korkunç film yoktur.

En güzel hayalleri kurup tadına doyamadığınız olduğu gibi en korkunç hayalleri de kişinin kendisi üretir.

Hayalsiz olmaz. Yaratılan her şeyin iyi tarafından alalım.

İnsanları en fazla korkutan söz, güç kullanabilecek makamda olan kişinin, cezalandıracağı adamı en fazla korkutan cümlesi, “Ben sana yapacağımı biliyorum” cümlesiymiş.

Bu tehdidi alan adamın aklına gelen, cezalandırılacak adamın aklına, gelmez.

Cezalandıranın gözünde en korkuncu kendi korktuğudur

Hâlbuki cezacının aklına da onun korktuğu hiç gelmezmiş.

En fazla korktuğunuz şeyi, hiçbir kimseye söylemeyiniz.

İşin içine girince de, Rabbim ona bir çıkış yolu verecektir.

Onun için Rabbimiz buyurur:

“…İnsanlardan korkmayın Benden korkun. Azıcık para karşılığında ayetlerimi satmayın. Kim Allah'ın indirdiğiyle hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.” (Maide süresi ayet 5/44)

Havadan savaş uçaklarıyla, karadan tankla, denizden savaş gemisiyle evinizin kuşatıldığını, teslim olsanız da olmasanız da sizi öldürmek için gelenlere karşı nasıl davranacağınızı hatırlayın.

Filistin’de yüz yıldan beri Siyonistlerin yaptığı barış sözleşmelerinden önce de, sonra da hiç ara vermeden öldürmeye devam etmişler.

Çakar almaz tüfeklerle, sapan taşıyla, bu ölüm saçan savaş makinelerine bir şey yapamam deyip bıçağın altına boyun mu uzatılır?

Dünyanın en geri kalmış ülkelerinden sayılan Afganistan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler diye isimlendirilen, bin yıl bu komünist devletinin devam edeceğini iddia eden ve dünyanın en güçlü........

© Milli Gazete


Get it on Google Play