Türkiye kaç gündür babasız kızların hukuk mücadelesini izliyor.

Zorluklarla yalnız büyümüş çocuklar hak aramaya kalkmış,

Fakat oyun içinde oyun,

İç içe geçmiş halkalar arasında,

En can yakıcı kısım,

Çaresiz kadınların basın tarafından nasıl görmezden gelinip suçlu ilan edildiği,

Olayda seksenli yıllarda, annesi tarafından film yıldızı olması için ajanslara götürülen toy bir genç kızın babası yaşında ünlü ve zengin tiyatrocu ile yaşadığı ilişki sonucu dünyaya gelen ikiz çocuklarının yaşadıkları zorluklar anlatılsa da.

Basının ikiyüzlülüğü, karanlık korkunç suratı bir kez daha gün yüzüne çıkmakta.

Yıllar önce bir gazeteye haber olan çocuklar, “vicdansız anne” olarak haber yapılıyor.

Bakıcıya bırakıp ortadan kaybolduğu aktarılıyor.

Oysa anne cezaevindedir,

Daha sonra anne gazeteye mektup yazmış: “Hayatta en korktuğum şey çocuklarımın yurda düşmesi, o da oldu. Onları belki de doğurmakta inat etmemeliydim. Ama onları çok seviyordum, yapamadım. İkizlerimin babasının ismi M. A. Ama ben size bunu reklâm için yazmıyorum, çünkü o adamla baş etmem imkânsız. Yurt müdürüne söyleyin, çocuklarımı evlatlık vermesin, onların annesi var. Buraya cinayet sebebiyle düşmedim, elbette çıkacağım bu günleri atlatacağım.”

Fakat bu mektubun haberi yapılmıyor. O dönem "4 çocuğunu yoksul bir aileye bırakıp kaçtı!" haberini yapan gazetenin muhabiri yayına bağlanarak: "D.nin annesinden tarafıma mektup geldi. Mektupta ikizlerin M. A’dan olduğunu söylemiş. Bunu tekrar haberleştirdim ama sanırım M. Bey ile konuşuldu ve yayımlanmadı..."

Ünlü tiyatrocu, toy genç kız kadar hırpalanmaz, o dönem basın tarafından itina ile ismi korunur, itibar kaybı yaşamaz.

Tiyatrocu ise kendisini tek gecelik ilişki yaşamak üzerinden savundu.

Bir kedi yavrusu bile sahiplenilmeyi beklerken; iki insan yavrusu yıllarca bu travmalarla yalnız bırakılır.

Basının ikiyüzlülüğü tek olayla sınırlı değil.

Kızların ablaları da babalarını aramak için hukuk mücadelesi başlatır.

Yine çok ünlü ve zengin bir televizyon gazetecisinin ismi geçer.

Babalık davası açılan gazeteci, katıldığı bir TV programında, bahsi geçen kadını tanımadığını, o dönemde çapkınlıklarını anlattığı arkadaşına sorduğunu ancak onun da öyle bir kadını hatırlamadığını söyledi.

Meşru olmayan ilişkilerini arkadaşlarına anlattığını itiraf etmesi, ürpertici bir korku tüneline dönüşmüyor inadına kahkaha seli oluşturuyor.

Programın sunucusu üstelik bir kadın gazeteci,

Lakin Olympos Dağı’nda keçi ayaklı Panların şiddeti hâlâ sürmekte, modern çağın basını, bu şiddete çanak tutmakta.

Ünlü televizyoncu kendisini savunmak için öyle bir cümle kurdu ki;

"O dönem ben de bekâr adamım, normal sağlıklı cinsel bir yaşamım var. Bunun konuşulacak başka bir tarafı yok ki."

Çapkınlıkların, kadınları aşağılamanın bir kadın gazeteciyi olsun yaralaması beklenirken,

Bu kez ünlü ekran yüzü kadın gazeteci, bu ağlanacak duruma, bu kadınların meta olarak görülmesine bırakın tepki vermeyi, kahkahalarla güldü.

Yaşını almış, evlat sahibi TV gazetecisinin çapkınlık itirafı, kadınları meta olarak görmesi stüdyoda buz gibi bir hava oluşturmalı iken konukların da hep birlikte gülmeleri, bütün kadınları yaraladı.

Bu durum kırsal kesimin ilkel törelerini anımsattı,

Tecavüze uğrayan kadının eline kendisini asması için ip verilirken, tecavüzcünün saygınlığını zerre kaybetmemesi gibi,

Bizim basında tıpkı kırsalın acımasız töreleri gibi kadınları aşağılarken; ünlü ve zengin erkeklerin itibar kaybı yaşamaması için elinden geleni yapmakta.

QOSHE - Basının kadın düşmanlığı - Mine Alpay Gün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Basının kadın düşmanlığı

11 0
21.04.2024

Türkiye kaç gündür babasız kızların hukuk mücadelesini izliyor.

Zorluklarla yalnız büyümüş çocuklar hak aramaya kalkmış,

Fakat oyun içinde oyun,

İç içe geçmiş halkalar arasında,

En can yakıcı kısım,

Çaresiz kadınların basın tarafından nasıl görmezden gelinip suçlu ilan edildiği,

Olayda seksenli yıllarda, annesi tarafından film yıldızı olması için ajanslara götürülen toy bir genç kızın babası yaşında ünlü ve zengin tiyatrocu ile yaşadığı ilişki sonucu dünyaya gelen ikiz çocuklarının yaşadıkları zorluklar anlatılsa da.

Basının ikiyüzlülüğü, karanlık korkunç suratı bir kez daha gün yüzüne çıkmakta.

Yıllar önce bir gazeteye haber olan çocuklar, “vicdansız anne” olarak haber yapılıyor.

Bakıcıya bırakıp ortadan kaybolduğu aktarılıyor.

Oysa anne cezaevindedir,

Daha sonra anne gazeteye mektup yazmış: “Hayatta en korktuğum şey çocuklarımın yurda düşmesi, o da oldu. Onları belki de doğurmakta inat etmemeliydim. Ama onları çok seviyordum, yapamadım. İkizlerimin babasının ismi M. A. Ama ben size bunu reklâm için yazmıyorum, çünkü o adamla baş etmem imkânsız. Yurt müdürüne söyleyin, çocuklarımı evlatlık vermesin, onların annesi var.........

© Milli Gazete


Get it on Google Play