Taşla çok başlar kırılmış,

Ne ki insanlık yaralı başın değil,

Taşın yasını tutmakta.

İsrail de öyle yaptı.

Ülkesine çağırdığı Elon’a beşik gösterdi.

İçi yepyeni mermi doluydu.

Ne ki beşik de gıcır gıcır yeni, ahşaptı.

Boş beşikle ilgili acıklı hikâyeler naklettiler Musk’a.

Kimileri kandırıldığını düşünmekte ısrarla,

Ya da şantajla korkutulduğunu,

Mahrem görüntülerle sınandığı savunmasını yapanlar çıkmakta.

İyi de Musk’ın herkesten fazla aklı bulunmakta,

Gözleri de kör değil.

Görmüyor mu çocukların kopan kollarını.

Daha çok küçük bebeklerin yaşamları boyunca elsiz ayaksız kaldıklarını.

Hastanelerden gönderilen ebeveynlerinden sonra prematürelerin öldüklerini,

Kurtlandıklarını, yetmezmiş gibi,

İnsanların kan kustuğu görüntüleri dünya teker teker izledi de,

Bir boş beşik mi bu kadar trajik bulundu,

Hep öyle oldu.

Haklıdan yana değil de,

Kuvvetliden yana saf duruldu.

Dünya devlet başkanlarının duyarsız olduğu,

Mazlumların çığlığının dünyayı sarsması gereken yerde,

Herkes sağır sultanı oynadı.

Halkların desteği de yetmemekte.

Kazanan boş beşik olmakta.

İnsanlar bu düzmece habere inanma refleksi ile dolu zaten.

Ancak merhametliler duyabilmekte,

Onlarla birlikte gökyüzünün ağladığını,

Yağmur sularına karışmış mazlumların kanının ırmaklar oluşturduğunu,

Sadece vicdan sahipleri görebilmekte,

Ölümlerin acısını, yalnız insan kalabilenler umur edinebilmekte.

Mekânları da sahipleri gibi cezalandırılıyor,

Masumların evleri, canilerin buldozerleri ile yerle yeksan oluyor.

Yuvalarını yitiren insanın kendisinin de yitip gideceği sanılıyor.

Gitmiyor.

Yıkıntıda küçük bir kız çocuğu, halkının umudu olarak bayrağını sallıyor.

Kadınlar yağan yağmur altında ayaklarında terlik,

Son kalan unlarından ekmek yapmışlar,

Harabede ocaklarını tüttürmekteler.

Etraflarına toplamışlar soykırımdan kalabilen çocuklarını,

Ateşin başında hem ısınıp hem karınlarını doyurup,

Hem de yıkılan evlerinin enkazına sahip çıkmaktalar.

Ellerinde ne beşikleri, ne evlatları kalmış,

Ağır yaralarını sarmakta kimi,

Hayıflanmıyor değiliz,

İsrailli esirlerin köpekleri bile bakımlı, pırıl pırıl teslim edildi,

Keşke Rim de, Zehra da, Halit de, Mansur da; binlerce çocuk da o kadar şanslı olup,

Yaşayabilselerdi.

Kopmasaydı kolları bacakları,

Yine de karamsarlık, bu iman abidesi insanlarda yok.

Sanki birkaç günlük ateşkes değil de,

Kırlarda bayram kutlar gibi endişeden azade,

Geleceğe umutla bakmaktalar.

QOSHE - Boş Beşik - Mine Alpay Gün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Boş Beşik

10 0
02.12.2023

Taşla çok başlar kırılmış,

Ne ki insanlık yaralı başın değil,

Taşın yasını tutmakta.

İsrail de öyle yaptı.

Ülkesine çağırdığı Elon’a beşik gösterdi.

İçi yepyeni mermi doluydu.

Ne ki beşik de gıcır gıcır yeni, ahşaptı.

Boş beşikle ilgili acıklı hikâyeler naklettiler Musk’a.

Kimileri kandırıldığını düşünmekte ısrarla,

Ya da şantajla korkutulduğunu,

Mahrem görüntülerle sınandığı savunmasını yapanlar çıkmakta.

İyi de Musk’ın herkesten fazla aklı bulunmakta,

Gözleri de kör değil.

Görmüyor mu çocukların kopan kollarını.

Daha çok küçük bebeklerin yaşamları boyunca elsiz ayaksız kaldıklarını.

Hastanelerden gönderilen ebeveynlerinden sonra prematürelerin öldüklerini,

Kurtlandıklarını, yetmezmiş gibi,

İnsanların kan kustuğu görüntüleri dünya teker teker izledi........

© Milli Gazete


Get it on Google Play