Annelerini babalarını yitirdiler,

Kardeşlerini, kuzenlerini, komşularını kaybettiler.

Ne dedeleri kaldı, ne neneleri,

Bir başına sokaklarda kaldılar,

Yağmur altında,

Su basmış çamurlu çadırlarda,

Battaniyeler ile karakışa karşı koymaktalar.

Asıl felaket, açlığa direnmekteler.

Ellerinde tencere, tabak, taslar,

Yemek dağıtan arabanın yolunu beklemekteler.

Çoğu zaman kazanlardaki son bulgur pilavına bile yetişememekteler.

Çorbanın son kepçesine uzanamamaktalar.

Anneleri babaları hayatta kalabilenler yine de şanslı,

Hayvan yemlerini öğütüp ekmek yapmakta onlara,

Çoluk çocuk toplanıp yemekteler.

Bir röportajda, küçük ağabeyi bakmakta idi 6 aylık kardeşine.

Anneleri, dedelerinin rahatsızlık haberi ile onu görmeye gittiğinde,

Katil İsrail’in o esnada attığı bomba ile bütün aile şehit olur.

Bakacak kimsesi yoktur bebeğin.

Ağabeyi, “Annemin nasıl beslediğini, bezlediğini çadırda yaşarken görmüştüm” deyip,

Üstelik katil İsrail’in oradan oraya sürdüğü bu ağır yazgıda,

Ailesinden kimsenin kalmadığı bu derin yalnızlıkta,

Küçük kardeşine annelik yapmakta.

Çadır da değil,

Barakanın içi yağmur suları dolu,

Bebeği soğuktan korumak için üst üste giydirmiş,

Köşedeki kirli bidondaki su ile mama hazırlamakta,

Elinde çok az kalmış süttozu ile suyu karıştırıp bebeği beslemekte.

“Bu da biterse ne yapacağım” demekte.

Bebek, ağabeyi olayı anlatırken ona sevgiyle bakmakta,

Kendisini besleyen bu çocuğu annesi bilmekte.

Gözyaşlarına boğuldum, içtiğim sudan utandım.

Katil İsrail, katlederek bir halkı yok etmekte,

Sağ kalanları da Gazze’ye yiyecek, içecek, ilaç girişine izin vermeyerek kırmakta.

Şehrin alt yapısını, su hatlarını tahrip ettiklerinden, Gazze'de temiz su yok.

Elektrik ve yakıt olmadığından deniz suyu ve atık su arıtım tesisleri çalışamıyor.

Tankerlerin önünde ellerinde plastik kaplarla uzun kuyruklar oluşturarak saatlerce biraz su alabilmek için beklemekteler.

Bazıları az su alabilirken, çoğunluk tankerdeki suyun bitmesi ile eli boş dönmekte.

Çocuklar, çamur birikintilerinden su içmekte.

Gazzeliler kirli sularla yemek pişiriyor, bulaşık yıkıyor.

Kirli suları tüketen halk salgın hastalıklarla karşı karşıya.

Sağlık Bakanlığı, 2 milyon kişinin yerinden edildiği Gazze'de, barınma merkezlerindeki aşırı kalabalık, uygun barınak eksikliği, su ve yiyecek eksikliği ile sağlık hizmetinin sağlanamaması nedeniyle yaklaşık 700 bin bulaşıcı hastalık; bağırsak ve cilt hastalığı, soğuk algınlığı, hepatit vakasının tespit edildiğini duyurdu.

Aç ve susuz bırakılmış bir halka dünya sessiz.

Gazze’de insanlar ölümlerden ölüm seçecek,

Ya bombalarla, kurşunlarla katledilecek,

Ya da açlıktan susuzluktan ölecek.

QOSHE - Gazze’nin Yetimleri - Mine Alpay Gün
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gazze’nin Yetimleri

7 1
03.02.2024

Annelerini babalarını yitirdiler,

Kardeşlerini, kuzenlerini, komşularını kaybettiler.

Ne dedeleri kaldı, ne neneleri,

Bir başına sokaklarda kaldılar,

Yağmur altında,

Su basmış çamurlu çadırlarda,

Battaniyeler ile karakışa karşı koymaktalar.

Asıl felaket, açlığa direnmekteler.

Ellerinde tencere, tabak, taslar,

Yemek dağıtan arabanın yolunu beklemekteler.

Çoğu zaman kazanlardaki son bulgur pilavına bile yetişememekteler.

Çorbanın son kepçesine uzanamamaktalar.

Anneleri babaları hayatta kalabilenler yine de şanslı,

Hayvan yemlerini öğütüp ekmek yapmakta onlara,

Çoluk çocuk toplanıp yemekteler.

Bir röportajda, küçük ağabeyi bakmakta idi 6 aylık kardeşine.

Anneleri, dedelerinin rahatsızlık haberi ile onu görmeye gittiğinde,

Katil İsrail’in o esnada attığı bomba ile bütün aile şehit olur.

Bakacak kimsesi yoktur bebeğin.

Ağabeyi, “Annemin nasıl........

© Milli Gazete


Get it on Google Play