Aralık ayının sonu bazılarını yeni yıl kutlamaları için heyecanlandırabilir ama bazıları için maaş artışlarının netliğe kavuştuğu bir dönem. Sabit gelirliler için (emekli, işçi, memur gibi) önemli bir zaman dilimi. Memurlar için önemi enflasyon karşısında eriyen ücretinin reel değerinin ne kadar korunabileceğiyle alakalı ama bu zaman dilimini ilgilendiren asıl mevzu asgari ücretin belirlenmesidir.

Malum olduğu üzere her Aralık ayında yaşanan asgari ücretle ilgili gelişmeler büyük çoğunluk tarafından önemle takip ediliyor. Asgari ücretin büyük bir çoğunluğu ilgilendirdiği ülkede bir şeylerin yanlış gittiğini anlamak güç değil. Çünkü adı üstünde asgari bir ücret düzeyini göstermek için belirlenen bir tutar. Yani ne kadar vasıfsız olursa olsun bir kişiye verebileceğiniz ücret bu tutarın altında olamaz demektir. Buradan şunu anlamamız gerekiyor; bir kişiye asgari ücret üzerinden maaş verilmesi istisnai bir durumu ifade etmelidir. Ne yazık ki; ülkemizde asgari ücret istisnai değil genel uygulamayı ihtiva ediyor.

Asgari ücretin kapsam alanını değerlendirebilmemiz için asgari ücret dediğimizde neyi kast ediyoruz, bunu anlamamız gerekiyor. Asgari ücret, yasal dayanaklarında “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanmakta yani uygulamada verilebilecek en düşük ücreti ifade etmektedir. Görünürde bir emeğin karşılığında ödenen bir tutardan bahsediyor ve bu tutarın asgari yaşam koşullarını sağlayacak bir tutar olması gerektiği ifade ediliyor. Kısaca asgari ücret olarak belirlenen tutar bir kişinin asgari yaşamının karşılığıdır.
Peki, asgari ücretle uzun yıllar çalıştıktan sonra emekli olan birisi için asgari yaşam şartı neyi ifade ediyor. Çünkü asgari ücret üzerinden çalışan bir kişinin emeklilik dönemi için ayrıca bir birikim yapabilmesi matematiksel olarak mümkün değildir. Çünkü zaten asgari düzeyde yaşayabilmesi için asgari ücretinin bütününü kullanması gerekiyor. Bu durumda emekli olan bir işçinin asgari ücret altında maaş almasını yaşam koşulları içerisinde nereye oturtmamız gerekiyor. Vatandaşının asgari düzeyde yaşamasını sağlamak devletin asli vazifesi olduğunu düşündüğümüzde asgari ücretin altında seyreden emekli maaşlarını devletin bir zaafı olarak değerlendiremez miyiz?

Bir de asgari ücretin 2024 yılı için belirlenen artışına baktığımızda bize ne ifade ediyor? İşveren ve devlet ortaklığında zam oranı %49 olarak belirlendi. 2025 yılına kadar yeni bir artış olmayacağına göre bu artışın ücretli için matematiksel değerine de bakmamız gerekiyor. Enflasyon beklentisi ile gerçekleşen enflasyon arasında büyük uçurum olduğunu biliyoruz. Örneğin 2023 yılı için enflasyon beklentisi 3. orta vadeli öngörülerde %19,2 iken yılsonu itibarıyla %65 olarak gerçekleşeceği gözüküyor. Yani öngörülen enflasyon hedefinin 3 katından fazla bir gerçekleşme oranı. Aynı durumu 2024 için uyarladığımızda bu sene içerisinde öngörülen enflasyon hedefi güncellenen haliyle %33’dür. Geçmiş tecrübelerden değerlendirdiğimizde bu oranın 2 katına yakın bir oranın çıkacağı tahmin edilebilir. O zaman asgari ücrete yapılan %49’luk artış gerçekleşecek enflasyonun altında kalacaktır. Bu rakamlar bizi asgari yaşamın altında bir fakirleşmeye götürüyor demektir.
Sonuç olarak şunu rahatlıkla ifade edebiliriz: maaşlardaki rakamsal değişmeler refahımızın artacağı anlamına gelmiyor. Matematik de, sosyoekonomik gerçekler de her gün daha da fakirleştiğimizi söylüyor. Bugün adına istikrar ya da ekonomik tedbirler dediğimiz kavramların amacı ne refahın artması ne de refahın tabana yayılmasıdır, buradaki amaç gördüğümüz kadarıyla fakirliği paylaşmak zenginliği ise sahiplenmektir.

QOSHE - Artan refah değil rakamlar - Muhammet Esiroğlu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Artan refah değil rakamlar

5 1
31.12.2023

Aralık ayının sonu bazılarını yeni yıl kutlamaları için heyecanlandırabilir ama bazıları için maaş artışlarının netliğe kavuştuğu bir dönem. Sabit gelirliler için (emekli, işçi, memur gibi) önemli bir zaman dilimi. Memurlar için önemi enflasyon karşısında eriyen ücretinin reel değerinin ne kadar korunabileceğiyle alakalı ama bu zaman dilimini ilgilendiren asıl mevzu asgari ücretin belirlenmesidir.

Malum olduğu üzere her Aralık ayında yaşanan asgari ücretle ilgili gelişmeler büyük çoğunluk tarafından önemle takip ediliyor. Asgari ücretin büyük bir çoğunluğu ilgilendirdiği ülkede bir şeylerin yanlış gittiğini anlamak güç değil. Çünkü adı üstünde asgari bir ücret düzeyini göstermek için belirlenen bir tutar. Yani ne kadar vasıfsız olursa olsun bir kişiye verebileceğiniz ücret bu tutarın altında olamaz demektir. Buradan şunu anlamamız gerekiyor; bir kişiye asgari ücret üzerinden maaş verilmesi istisnai bir durumu ifade etmelidir. Ne yazık ki; ülkemizde asgari ücret istisnai değil genel uygulamayı ihtiva ediyor.

Asgari ücretin kapsam alanını değerlendirebilmemiz için asgari ücret dediğimizde neyi kast ediyoruz, bunu anlamamız gerekiyor. Asgari ücret, yasal dayanaklarında “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin........

© Milli Gazete


Get it on Google Play