“Alper Gezeravcı uzaya giden ilk Türk vatandaşı oldu.”

“Ve” bağlacıyla uzayıp giden bu cümlecik, Murat Bardakçı’nın Habertürk sitesinde 22 Ocak 2024 tarihli ve “Türk gençliği, Alper Gezeravcı’nın uzaya gidişini yorumluyor” başlıklı yazısının girişindedir.

Hem başlıkta, hem makalesinin girişinde uzaya gönderilen insanımızın adının yazılması, kahramanlaştırma adımlarından biri sayılırsa, AKP iktidarının “Acil ve Yeni” bir kahraman ihtiyacında olduğu kanaatine varılır.

Murat Bardakçı’dır bu. Mehmet Barlas yok, Engin Ardıç yok. AKP icraatlarını onun kadar tarih ve edebiyat soslu yazılarla savunacak kimse yok.

“İlk Türk vatandaşı”

Neden böyle bir tanımlama yapıldı. “İlk uzay adamımız”, “Uzay bilimcisi insanımız” gibi sıfatlarla sabitlenseydi o kişi, “Vatandaş” denilerek hatırlatılan haklarında bir eksilme mi olacaktı?

Elbette hayır!

12 Eylül bildirileri veznindeki “mecburi yönlendirme” maksadını sezmek zor değil sayın yazarın; hem de daha üçüncü paragrafta.

“Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ilk defa uzaya çıkmasından ve Türkiye’nin bunu sağlayacak seviyeye ulaşmış olmasından duyulan memnuniyet...”

Bu ne sevgi ah, Sayın Bardakçı?

Bir önceki seçimi “Askıda ekmek” ve “Küçültülen porsiyonlar” projeleriyle kazanan İttifak’ın yerel seçim adaylarının, “Bedava çorba” vaadiyle meydanlarında poz verdikleri ülkemizi, sıfatını tam yazarak hem de böyle güzel anlatmış Sayın Bardakçı.

“Uzayda namaz kıldı” da deyip, bir kutsallık havası verebilirdi olaya, ama siparişte yok sanıyoruz.

Sayın Bardakçı’nın “Türkiye’nin bunu sağlayacak seviyeye ulaşmış olmasından...” derken çağrıştırdığı harcama miktarını, sorumlu kişi, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı S. Hüseyin Yıldırım ilan ve izah ediyor:

“Türkiye’de futbolcuların da karıştığı sahtekarlık operasyonunda ‘bundan çok daha fazlası çalındı’ dedi geçen bir yazar. Böyle bir rakam bu.”

Bu bir güçlü anlatımdır; uzaydan bakınca görünen Türkiye panoramasında.

Bir tanesi örnekleniyor Türkiye’mizdeki “sahtekarlıklar’’dan; futbolcu iştirakli olanında “Daha fazlası çalındı” iken, bu isyan niye sorusunu aşamıyor TUA sorumlusu başkan.

Bir “Bu” var; yani uzaya adam gönderme parası, bir de “Çalındı” yapılanlar.

Savunma makamı “Seviyede” bu mukayesede kararlı iken, binlerce mesaj gönderen “Türk izleyiciler”in mesajlarına “Ama ne mesajlar” küçümsemesiyle yaklaşan Sayın Murat Bardakçı, “Biz bu hale mi geldik?” sorusuyla hem mevkiini müstahkemleştiriyor, hem de Cumhur İttifakı’nın iktidarı hiç akıllara gelmesin istiyor.

Demirel’in ilk yıllarında çok kullandığı, sonra demokrasi diyerek yanlış çevirmeyle saptırdığı bir deyim vardı: Meşruiyet içinde çareler tükenmez!

Savunmacı diyor ki: Bundan daha fazlası çalındı. Sen neredeydin?

Savunmaya yardımcı tayin edilen gazeteci bey ise kültür, zeka ve anlayış seviyesi düşüklüğünden şikayetçi: “Biz bu hale mi geldik?”

TUA Başkanı’na “Akıllı ol, böyle kıyaslama yapma bir daha” ikazında basın elemanları da var. Fakat biz bir edebiyatçılar grubunda paylaşılan bir notu okutmak istiyoruz.

“Patates- soğan dağıtırsın,

Millet Ay’a çıkıyor, derler.

Ay’a çıkalım desen,

Millet patates-soğan alamıyor derler.

………...”

“Patates-soğan dağıtmak.”

Meydanlara tezgah kurup, Sayın Erdoğan’ın patates – soğan pazarladığı ve hatta son haftasında “Deterjan da satacağız” dediği günleri hatırlatıyor, paylaşımı yapan edebiyatçı kimlikli insanımız.

“Dağıtmak” diyor. İktidarın bir lütfu.

İtirazın Ay’a çıkılması üstünden yapılmasını, askılara ekmek çıkarmak şeklinde anlayan “İttifak gücü” yok hedefte. “Millet” var.

“Ay’a çıkalım desen”

Yer altındaki patates-soğanla uğraşırken, başını bir kaldırıyor, yukarıda Ay var; haydi çıkalım, diyor.

“Millet, patates-soğan” muhalefette.

“Biz bu hale mi geldik” diye soran Sayın Bardakçı’ya, “Getirdiler, 22 yılda getirdiler!” deme hakkımız var.

Fark etmeseler de...

AYAKTA KALAN TEK O ‘’KURUM’’ DİYOR, RANTI İYİ OKURUM!

Millî Gazete sitesinden bir haber:

“Kızıldeniz’de İsrail destekçilerine göz açtırmıyorlar!”

“Husiler, ABD savaş gemisini vurduklarını duyurdu.”

Olayların özeti tek cümledir.

Kızıldenizliler, Kızılderililerin intikamını alıyor!

* * *

Bir TV kanalında AKP’nin seçip, seçtirdiği bir milletvekili Ali Özkaya konuşmuş:

“Fakirseniz, sıkıntılarınız varsa, durduk yerde ticaret gemilerine ateş edip, kendi ülkenize daha ağır sonuçlara sebebiyet veriyorsanız, siz bu zulmü yapanların amaçları doğrultusunda hareket ediyorsunuz demektir.”

“Fakirseniz, sıkıntılarınız varsa...”

Çıkar hesapçısı Bülent Arınç sendromunun başladığı yerdir burası.

Ağır sonuçları ve zulmü yapanların amaçlarını da iyi biliyorlar.

Neden acaba?

“Hasta, yorgun düşmüştük” benzeri mısralarla başlangıcını anlattığımız Kurtuluş Savaşı’mızı tarihe yazdırdık ama, Ali Bey örneklerine, Bülent Bey örneklerine galiba okutamadık.

* * *

Çok sevdiği bir profesör arkadaşının Sayın Erdoğan’a “Fatih’ten büyük” demesini onaylayan Sayın Murat Bardakçı’nın itirazını duymadığımız bir afişten bahsetmiştik geçtiğimiz haftalarda. (13 Ocak 2024) MTTB binasına asılmıştı ve üzerinde “İkinci Fatih” yazıyordu.

Fatih’in fedaisi Kara Murat vardı. Ve çok kazandırmıştı Yeşilçam şirketlerine.

İkinci Fatih’in Murat’ı ne ola?

Kurum Murat mı? Çorbacı Murat mı? Trolcülerin kabulüyle yazarsak “Pırıl Pırıl” Murat mı?

Kurumları yok etmişler, “Murat Kurum”a sarılıyorlar.

Lakin trollerin “Pırıl Pırıl” sıfatlarını da göz ardı etmemek gerek.

6 Şubat depreminin bakanıydı. Bir tek hüzün çizgisi oluşmadı yüzünde.

“Çorbası bedava” reklamlarıyla tanıtıma durunca AKP artı MHP medyası, aklımıza bir benzeri geldi.

AP’lilerin öğündüğü İzmir Belediye Başkanları vardı: Asfalt Osman.

12 Eylül sonrasının bir gününde, ecnebi bir gazeteci söndürüvermişti balonunu.

Aralarındaki muarefe şöyle idi.

“Size neden Asfalt Osman dediler?”

“Çok asfalt döktüğümden.”

“Çok kanalizasyon yapsaydınız, kanalizasyon mu olacaktı sıfatınız?”

Derler ki: Sonraki günlerde ne Asfalt Osman göründü sokaklarda, ne de gazetelerde.

QOSHE - Denizde Gemiler, Uzayda Adam Slogan Fatihçe; Bam Bam Bam! - Necati Tuncer
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Denizde Gemiler, Uzayda Adam Slogan Fatihçe; Bam Bam Bam!

13 0
27.01.2024

“Alper Gezeravcı uzaya giden ilk Türk vatandaşı oldu.”

“Ve” bağlacıyla uzayıp giden bu cümlecik, Murat Bardakçı’nın Habertürk sitesinde 22 Ocak 2024 tarihli ve “Türk gençliği, Alper Gezeravcı’nın uzaya gidişini yorumluyor” başlıklı yazısının girişindedir.

Hem başlıkta, hem makalesinin girişinde uzaya gönderilen insanımızın adının yazılması, kahramanlaştırma adımlarından biri sayılırsa, AKP iktidarının “Acil ve Yeni” bir kahraman ihtiyacında olduğu kanaatine varılır.

Murat Bardakçı’dır bu. Mehmet Barlas yok, Engin Ardıç yok. AKP icraatlarını onun kadar tarih ve edebiyat soslu yazılarla savunacak kimse yok.

“İlk Türk vatandaşı”

Neden böyle bir tanımlama yapıldı. “İlk uzay adamımız”, “Uzay bilimcisi insanımız” gibi sıfatlarla sabitlenseydi o kişi, “Vatandaş” denilerek hatırlatılan haklarında bir eksilme mi olacaktı?

Elbette hayır!

12 Eylül bildirileri veznindeki “mecburi yönlendirme” maksadını sezmek zor değil sayın yazarın; hem de daha üçüncü paragrafta.

“Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ilk defa uzaya çıkmasından ve Türkiye’nin bunu sağlayacak seviyeye ulaşmış olmasından duyulan memnuniyet...”

Bu ne sevgi ah, Sayın Bardakçı?

Bir önceki seçimi “Askıda ekmek” ve “Küçültülen porsiyonlar” projeleriyle kazanan İttifak’ın yerel seçim adaylarının, “Bedava çorba” vaadiyle meydanlarında poz verdikleri ülkemizi, sıfatını tam yazarak hem de böyle güzel anlatmış Sayın Bardakçı.

“Uzayda namaz kıldı” da deyip, bir kutsallık havası verebilirdi olaya, ama siparişte yok sanıyoruz.

Sayın Bardakçı’nın “Türkiye’nin bunu sağlayacak seviyeye ulaşmış olmasından...” derken çağrıştırdığı harcama miktarını, sorumlu kişi, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı S. Hüseyin Yıldırım ilan ve izah ediyor:

“Türkiye’de futbolcuların da karıştığı sahtekarlık operasyonunda ‘bundan çok daha fazlası çalındı’ dedi geçen bir yazar. Böyle bir rakam bu.”

Bu bir güçlü anlatımdır; uzaydan bakınca görünen Türkiye panoramasında.

Bir tanesi örnekleniyor Türkiye’mizdeki “sahtekarlıklar’’dan; futbolcu iştirakli olanında “Daha........

© Milli Gazete


Get it on Google Play