Bundan önceki “Yeni Bir Anayasa ve anayasa seminerlerimiz” başlıklı yazımı şu paragrafla sona erdirmiş ve “asıl derin soruna” işaret etmek istemiştim: “Sonuç olarak hem ‘anayasası’ hem de buna bağlı ve bağımlı olarak ‘sistemi oturmamış bir ülke’ olmamız gerçeği var; bizim de yarım yüzyıldır yaptığımız ve halen de yapmakta olduğumuz ‘anayasa çalışmalarımız’ var; ilgili ve yetkililerin bilgisine arz olunur…”

Yine önceki yazımda yazdığım üzere, bu yazının yazıldığı bugün “Haftalık Adil Düzene Göre Anayasa Semineri” günümüzdür ve bu seminerlerimizde “asıl derin sorunlarımızı” bizim yarım yüzyıllık çalışma metodumuz olan “teşhis-tedavi metodu” ile ele alıyor ve bu usulümüzle çağımız sorunlarına çare ve çözümler üretiyoruz…

Üretmesine üretiyoruz ama ilgili ve yetkililere -bizim ilgi kriterlerimiz açısından bakıldığında- şimdiye kadar Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca dışında bu çare ve çözümlerle şimdiye kadar ilgilenen olmadı; ilgi ve uygulama olmayınca da SONUÇ ortada!

Ne demek istiyorum? 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı Necmettin Erbakan da çok kısa ömürlü (bir yıl kadar) başbakanlığı döneminde -kendi ifadesiyle- “Adil Düzen çare ve çözümlerini Adil Düzen sisteminin ancak gölgesi mesabesinde uygulayabildi” ama uygulamaların bu kadarı bile Refah-Yol Hükümeti’nin matematiksel olarak Cumhuriyet tarihimizin en başarılı hükümeti olmasını sağladı…

Daha önceki ‘kriz dönemlerinde’ ve son zamanlardaki ‘derin krizler dönemlerinde’ de yukarıdaki şu hatırlatmayı yaptım ve demek istedim ki (bu sefer Arnavut Reşad gibi yazacağım); bre beceriksizler, hiçbir şey beceremiyorsanız, bari Başbakan Erbakan’ın Refah-Yol Hükümeti döneminde yaptıklarını taklit etmeyi de mi beceremiyorsunuz?!

***

Son zamanlarda ve son seçimde yine istikrarsızlık çıktı…

İstikrarsızlık sebebiyle fasit bir dairede dönüp duruyoruz…

Sistem istikrarsız ve bozuk olunca bozuk sonuçlar oluşuyor…

-Osmanlı Devleti hangi istikrarsızlıklar sebebiyle sona erdi?

-Cumhuriyet dönemi neden istikrarsız dönemlerden oluşmakta?

-Cumhuriyet tarihimizin tek partili döneminin istikrasızlıkları nelerdi?

-Cumhuriyet tarihimizin çok partili döneminin ana istikrarsızlık sebepleri neler?

Osmanlı Devleti başarı olarak zirvede göründüğü zamanlarda bile -mesela Kanuni Sultan Süleyman döneminde- olumsuzlukları dile getiren Koçi Risalesi ve benzeri risaleler yazılmaya başlanmıştı… Soruyorum; Cumhuriyet döneminde ne yaptık ne yapabiliyoruz?

Günümüze gelindiğinde hal-i pür melalimiz ortada…

Bize göre, bizim dışımızda çare ve çözümler üreten yok…

-Evet, anayasası bile istikrara kavuşmamış bir ülkeyiz…

-Anayasamız istikrarlı olmayınca maalesef her şey istikrarsız…

-Hayatımızın ilmî, dinî, iktisadî, idarî/siyasî 4 alanı da istikrarsız…

-Hatta bu istikrasızlık ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde olan bir istikrarsızlık…

Evet, ‘tufan seviyesinde sorunlar’ var ve bu sorunlar ‘planlama, projelendirme, uygulama açısından çare ve çözümler’ bekliyor ama yine bize göre diyorum ki; Adil Düzen Çalışanları olarak teşhis ve tedavi metoduyla ürettiğimiz ülkemiz için “Adil Düzen” ile “Adil Ekonomik Düzen” ve bütün beşeriyet için “Adil Dünya Düzeni” ile “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” çalışmaları ilgili ve yetkililerin ilgisini bekliyor…

***

SONUÇ olarak diyorum ki;

“Allah’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol

Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol.”

Merhum hemşerim Mehmet Akif Ersoy gibi bir kere daha böyle sesleniyorum…

“Tek çare ve çözüm Adil Düzen” diyen Erbakan Hocamın sözü ile bitiriyorum.

QOSHE - “Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol” - Reşat Nuri Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol”

20 0
17.04.2024

Bundan önceki “Yeni Bir Anayasa ve anayasa seminerlerimiz” başlıklı yazımı şu paragrafla sona erdirmiş ve “asıl derin soruna” işaret etmek istemiştim: “Sonuç olarak hem ‘anayasası’ hem de buna bağlı ve bağımlı olarak ‘sistemi oturmamış bir ülke’ olmamız gerçeği var; bizim de yarım yüzyıldır yaptığımız ve halen de yapmakta olduğumuz ‘anayasa çalışmalarımız’ var; ilgili ve yetkililerin bilgisine arz olunur…”

Yine önceki yazımda yazdığım üzere, bu yazının yazıldığı bugün “Haftalık Adil Düzene Göre Anayasa Semineri” günümüzdür ve bu seminerlerimizde “asıl derin sorunlarımızı” bizim yarım yüzyıllık çalışma metodumuz olan “teşhis-tedavi metodu” ile ele alıyor ve bu usulümüzle çağımız sorunlarına çare ve çözümler üretiyoruz…

Üretmesine üretiyoruz ama ilgili ve yetkililere -bizim ilgi kriterlerimiz açısından bakıldığında- şimdiye kadar Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca dışında bu çare ve çözümlerle şimdiye kadar ilgilenen olmadı; ilgi ve uygulama olmayınca da SONUÇ ortada!

Ne demek istiyorum? 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Başbakanı Necmettin Erbakan da çok kısa ömürlü (bir yıl kadar) başbakanlığı döneminde -kendi ifadesiyle- “Adil Düzen çare ve........

© Milli Gazete


Get it on Google Play