“Seçim ve emekliler konusunun önemine binaen yazacaklarımızın devam var…”

Önceki yazımızın en sonunda böyle demiştik; bundan dolayı devam ediyoruz…

“Emek ve emekliler” ile ilgili olarak ne demek istediğimizin bir bütün olarak daha iyi anlaşılması için yazdıklarımızın önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye edelim…

Ayrıca ilgililerin ve yetkililerin bu uyarı ve önerilerimizi dikkate alıp bir an önce her konuda olduğu gibi -ülkemizdeki milyonlarca emekliler adına- emekli maaşları konusunda da yapılması gerekenleri yapması dileklerimizle kaldığımız yerden devam edelim…

Sorunun başını ya da başlangıcını hatırlayarak başlamamız gerekiyor…

Eskiden SSK’da kadın ise 20 yıl, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı olup toplam 5000 gün prim ödeyenler yaşına bakılmaksızın emekli olabiliyordu. 5000 gün 13,5 yıl prim ödemeye (14 yıl değil) denk gelmektedir. İnsanların şehirleşmeye başlamaları, sigortalı çalışmanın önemini anlamaya başlamaları, 14 yıl bile prim ödemeden 18+25 = 43 yaşında emekli olmaları dikkate alındığında; hiçbir emeklilik sisteminin 14 yıl prim ödeyip belki de 44 yıl emekli maaşı alması ile oluşan yapının ayakta kalamayacağı matematik ve ekonomik gerçeği ortaya çıktı.

Kısmi bir düzenleme amacı ile 1999 yılında şimdilerde EYT diye özetlenen yasa çıktı.

Çok çok yumuşak ve geniş bir yelpaze ile (emekliliğine az zaman kalanlar az, çok zaman kalanlar daha çok etkilenerek) emekli olmak için yaş ve prim ödeme gün sayısı artırıldı.

Yapılan yetersiz bile olsa doğruydu. Ama alayı kimi siyasiler yalnızca oy için bu kısmi düzenlemeye bile kulp takıp kötülemeye başladılar. Sayın Recep Tayyip Erdoğan bile ilk başlarda kişilerin ve devletin zararına uygulamalara yer yok diye EYT destekçisi idi.

Tüm bu olanlarda vatandaşın suçu yoktur.

Çıkan yasaların nelere mal olacağını düşünme, hesap etme gibi bir kaygılarının olmaması normaldir. İş yönetmeye talip olup yönetme yetkisini alanlarındır.

Genel olarak -parti ayrımı yapılmaksızın diyebiliriz ki- iktidar olup yönetim makamına geçen ve ilgili yasaları çıkaranların ülkemizdeki durumu maalesef budur.

İçlerinde bizim gibi tek tük gerçekleri anlatmaya çalışanlar dikkate alınmamaktadır.

Yasa koyucuların daha çok çalışmaya, daha çok prim ödemeye, daha yüksek prim ödemeye teşvik etmeleri gerekirken; çapsızlıklarından dolayı yaptıklarıyla yıllar içinde bunu yapanların cezalandırıldığı bir sistem ortaya çıkmıştır.

En düşük emekli aylığı, -bu konuda ikinci yazımızda da hatırlattığımız üzere- ‘seyyanen artış’ ve/ya ‘bayram ikramiyesi’ gibi uygulamalarla iş bilmediklerinin göstergesidir.

Emekli olanlarınız bilir; bu konulardan biri olarak ‘banka promosyonu’ rezaletine bile çözüm bulamayan yöneticiler veya yönetim şekli vardır diyelim.

Oysa “her emekli maaşı ödeyen banka emeklisine bir maaş promosyon verir” denilse iş biter, problem de biterdi ama hâlâ bunu bile demiyor veya diyemiyorlar.

Daha fazla kazanç için olmadık yerlere para kaptıran zenginlerimiz, bilmem ne fonu gibi, yoksul çoğunluk üç kuruş için yukarıda anlattıklarımı dikkate almadan, haklı ya da haksız ne koparabilirim derdindedir ve bu anlamda ilgili yöneticilerimizden farksızdırlar.

SONUÇ olarak çare ve çözüm odur ki; eninde sonunda şu noktaya gelinecektir.

Kim ne kadar gün çalışırsa veya çalıştıysa yani ne kadar çok prim öderse veya ödediyse, buna göre uygun ve adil emekli maaşı almalıdır.

Basit bir bilgisayar programı ile bunu gerçekleştirmek kolaydır.

Bunun dışında yapılanların sonu ve sonucu bellidir; o da iflastır…

Nitekim o sunucu yaşıyoruz ve nihai son da pek iyi görünmemektedir…

Hasılı kelam ve hülasayı meram…

Seçim dönemlerinde emeklilerle ilgili geçmişte yapılanları biliyorsunuz…

Bu seçim döneminde yapılanları ise hep beraber bir kere daha yaşıyoruz…

‘Adil Düzen’ açısından önerdiğimiz çözümlerin dikkate alınmaması sebebiyle onlarca yıldır ortaya çıkan sonuç ve sonuçların takdirini okuyucuya bırakıyorum…

QOSHE - Seçim; “Emekliler Partisi” En Büyük Parti Gibi!- 4 - Reşat Nuri Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim; “Emekliler Partisi” En Büyük Parti Gibi!- 4

7 0
07.02.2024

“Seçim ve emekliler konusunun önemine binaen yazacaklarımızın devam var…”

Önceki yazımızın en sonunda böyle demiştik; bundan dolayı devam ediyoruz…

“Emek ve emekliler” ile ilgili olarak ne demek istediğimizin bir bütün olarak daha iyi anlaşılması için yazdıklarımızın önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye edelim…

Ayrıca ilgililerin ve yetkililerin bu uyarı ve önerilerimizi dikkate alıp bir an önce her konuda olduğu gibi -ülkemizdeki milyonlarca emekliler adına- emekli maaşları konusunda da yapılması gerekenleri yapması dileklerimizle kaldığımız yerden devam edelim…

Sorunun başını ya da başlangıcını hatırlayarak başlamamız gerekiyor…

Eskiden SSK’da kadın ise 20 yıl, erkek ise 25 yıldan beri sigortalı olup toplam 5000 gün prim ödeyenler yaşına bakılmaksızın emekli olabiliyordu. 5000 gün 13,5 yıl prim ödemeye (14 yıl değil) denk gelmektedir. İnsanların şehirleşmeye başlamaları, sigortalı çalışmanın önemini anlamaya başlamaları, 14 yıl bile prim ödemeden 18 25 = 43 yaşında emekli olmaları dikkate alındığında; hiçbir emeklilik sisteminin 14 yıl prim ödeyip belki de 44 yıl emekli maaşı alması ile oluşan yapının ayakta kalamayacağı matematik ve ekonomik gerçeği ortaya çıktı.

Kısmi bir düzenleme amacı ile 1999 yılında şimdilerde EYT diye özetlenen yasa çıktı.

Çok çok........

© Milli Gazete


Get it on Google Play