Önceki yazıların da okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

Batı'nın krizinden bahsediliyor ya; biz “kriz” değil hayatın dört ana alanında da “tufan” var ve bu dört alanın bütününde var olan sorunların tümüne “sosyal tufan” diyoruz...

Son iki yüz yıldır Batı'nın oluşturduğu sistem uygulamalarıyla boğuşan ama yine ısrarla o diyarın reçetelerini sorgusuz sualsiz kabul edenlere cevap yetiştirmekten bıktık...

Bir taraftan onlara cevap yetiştirirken diğer taraftan kendi “yerli ve millî sistemimizi” de “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” olarak oluşturduk; kendi İstanbul-İzmir-Yalova kooperatiflerimizde (Akevler Kooperatifleri)1967 yılından beri resmen uyguluyoruz…

Bu arada sadece ülkemizi değil bütün beşeriyeti de düşünerek “Adil Dünya Düzeni” çalışmaları da yaptık, 1973 yılında İzmir’de başladığımız “Millî Görüş Açısından Anayasa Çalışmaları” seminerlerimiz, 2000’li yılların başında İstanbul’da “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” seminerleri ile devam ediyor yani “İnsanlık Anayasası” da hazır…

Ülkemizde birkaç ay önce “Yeni Anayasa” konusu gündeme gelince derhal “anayasa seminerleri” yapmaya başladık; Salı günü Üsküdar’da İslam Medeniyeti Vakfı’mızda saat 18.00’de 20’nci haftalık “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” seminerimizi yaptık…

Hülasa…

“Anayasa çalışması” demek bir ülkenin bütün sorunlarını çalışmak demektir…

Hep diyoruz ya; hayatımızın ahlâkî/dinî, ilmî/amelî, iktisadî/ekonomik, idarî/siyasî dört ana alanında bir bütün olarak ‘Sosyal Tufan’ seviyesinde sarsıntılar var… Mesela…

Ülkemizin pek çok problemi yanında bir de “yaşlanan nüfus problemi” var…

Köyler boşaldı, şehirlere göç edildi ve tarım ile hayvancılık çok ama çok azaldı…

Türkiye’nin evlilik oranlarının azalması, boşanmaların artışı problemi var... (Türkiye'de 2023'te 1 milyon 48 bin 253 evlilik gerçekleşirken, 202 bin 311 boşanma oldu. Bu rakamlar, 2014'te 1 milyon 165 bin 68 evlilik ve 131 bin 830 boşanma olarak kaydedilmiş.)

Son yıllarda ülkemizde tek kişilik hane halklarının sayısında da artış var...

Türkiye'de tek kişilik hane halkı sayısı son 10 yılda yüzde 77,2 artarak 2023'te 5,2 milyona yükseldi; bu rakam Türkiye'nin toplam nüfusunun yaklaşık yüzde 6'sına denk geliyor.

Oysa Türkiye genç nüfusu ve yakın sosyal ilişkileriyle tanınan bir ülkeydi…

Avrupa'da yaşanan toplumsal çöküş maalesef ülkemizde de görülmeye başladı. Geleneksel aile yapısından uzaklaşma, köylerden şehirlere göçün artması, teknolojinin etkisi ve kentleşmenin hızlanması gibi faktörler Türkiye'nin sosyal ve toplumsal dokusunu değiştiriyor...

Evet…

Yine ‘yerel yönetim seçimleri’ var; bizim de yine çok yönlü çalışmalarımız var…

“Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği” konumuza kaldığımız yerden devam…

“Katılımcı bir yerinden yönetim sistemi” oluşturabilmek yani “halkın sorunlarının karar alma mekanizmalarına iletilebilmesi sistemini” işletebilmek, insandaki sinir sisteminin bünyede sağlıklı olarak işlevini görebileceğine işarettir.

Merkezin iletişim kuramadığı, halkın sorun ve isteklerine karşılık veremediği, yöre halkının her türlü haklarının korunamadığı beldeler ve gruplar aynen bünyedeki felce uğramış bölgeler gibidir. Çünkü sinir uçları ile merkeze iletilen haz ve elemler o bünyenin neye ihtiyacı olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla yöre halkının katılımının sağlanabilmesi sinir uçları aracılığı ile merkez ile bütün vücut arasında sağlıklı bir iletişim olduğunu gösterecektir.

İstişare yapısının işletildiği sistemde bünyedeki dolaşım sisteminde kan toksitlerinden arınma imkanına sahip demektir. Bu da bünyenin zaman ile sağlığına kavuşabileceğinin en önemli göstergesidir. Çünkü uzman görüşleri ile elde edilen çözümlerin yani kanın temizlenmiş olarak hücreleri beslemesi gerekmektedir. Bünyenin sağlıklı olması kanın temizlenmesine yani kanın sağlıklı beslenmesine ve böylece toksit unsurlarından arındırılmasına bağlıdır.

Kan ilimle ve uzman görüşlerle temizlendikçe, bütün hücreler de daha sağlıklı çalışır hale gelebilecektir, çünkü hücreler kan ile alışveriş yapmaktadır... (Devamı var)

QOSHE - Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği – 4 - Reşat Nuri Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği – 4

6 0
16.02.2024

Önceki yazıların da okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

Batı'nın krizinden bahsediliyor ya; biz “kriz” değil hayatın dört ana alanında da “tufan” var ve bu dört alanın bütününde var olan sorunların tümüne “sosyal tufan” diyoruz...

Son iki yüz yıldır Batı'nın oluşturduğu sistem uygulamalarıyla boğuşan ama yine ısrarla o diyarın reçetelerini sorgusuz sualsiz kabul edenlere cevap yetiştirmekten bıktık...

Bir taraftan onlara cevap yetiştirirken diğer taraftan kendi “yerli ve millî sistemimizi” de “Adil Düzen, Adil Ekonomik Düzen” olarak oluşturduk; kendi İstanbul-İzmir-Yalova kooperatiflerimizde (Akevler Kooperatifleri)1967 yılından beri resmen uyguluyoruz…

Bu arada sadece ülkemizi değil bütün beşeriyeti de düşünerek “Adil Dünya Düzeni” çalışmaları da yaptık, 1973 yılında İzmir’de başladığımız “Millî Görüş Açısından Anayasa Çalışmaları” seminerlerimiz, 2000’li yılların başında İstanbul’da “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” seminerleri ile devam ediyor yani “İnsanlık Anayasası” da hazır…

Ülkemizde birkaç ay önce “Yeni Anayasa” konusu gündeme gelince derhal “anayasa seminerleri” yapmaya başladık; Salı günü Üsküdar’da İslam Medeniyeti Vakfı’mızda saat 18.00’de 20’nci haftalık “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” seminerimizi yaptık…

Hülasa…

“Anayasa çalışması” demek bir........

© Milli Gazete


Get it on Google Play