Önceki yazıların da okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

“Seçim günü” yaklaştıkça seçim yazıları yazmaya devam edeceğim inşallah…

Ama bu arada yurt içi ve yurt dışı pek çok konuyu da ihmal etmemek gerek…

Her vesileyle hep şunu söyledim; sekiz milyar insanlık bizi bekliyor…

Nitekim dün akşam katıldığım iki toplantıda da bunu hatırlattım…

“Medeniyetin niyeti bozuk” başlıklı bir yazı bugünkü okumalarımda dikkatimi çekti. Yazının en başında yazılanları okuyalım: “Falih Rıfkı, Zeytindağı’nda vatanın küçülmesinden şöyle bahseder: “Bizden Belgrad’ı aldıkları zaman, düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağa kalkarak: “-Ne hacet, İstanbul’u da size verelim” dedi. Babalarımız için Niş, İstanbul’a o kadar yakındı. Biz eğer Vardar’ı, Trablus’u, Girit’i ve Medine’yi bırakırsak, Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk. Çocuklarımızın Avrupa’sı Marmara ve Meriç’te bitiyor.” Kudüs, Filistin yakın zamana kadar bizimdi ve Müslüman’ı, Yahudi’si, Hıristiyan’ı herkes orada barış içinde yaşardı. Bugün o toprakların hâli ortada. İnsanlık yok artık, kalmadı. Tükendi, bitti gitti. Gazze’deki zulüm dayanılmaz hâl aldı. Açlıktan ölüm söz konusu ise hangi insanlıktan bahsedilebilir? Gönderilen gıda yardımlarının ulaşmasına engel olunuyor. Ağaçlardan yaprak koparıp yemeye kadar çaresizlik haddi aştı. Ve ABD, bu tabloya rağmen, ateşkes kararı alınmasına yine itiraz etti. ABD “Bana ne!” diyor kısaca. İsrail “Bu daha az bile” diyor, “Hele bir Ramazan gelsin, o zaman göreceksiniz!” Refahmış, zenginlikmiş, gelişmişlikmiş… Yerin dibine batsın! Mehmet Âkif’ten biliyoruz onlardaki medeniyetin ne demek olduğunu.” (Mehmet Şeker yazmış) ‘Medeniyet!’ denilen tek dişi kalmış canavar…

Mehmet Akif Ersoy'un İstiklâl Marşı'nda yazdığı gibi; ‘Medeniyyet dediğin tek dişi kalmış canavar.’ Medeniyet, canavara benzetilmiştir. ‘Tek dişi kalmış canavar’ denmesinin sebebi, ne kadar vahşi görünse bile eski gücünü kaybetmiş olup ölmek üzere olmasındandır.

“Sekiz milyar insanlık bizi bekliyor” dememin bir sebebi de işte budur…

Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği” konumuza kaldığımız yerden devam…

Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği” açısından belediye hizmetlerinde, sevgi ve şefkati odak noktası haline getirilerek, vatandaş odaklı hizmet anlayışının hâkim kılınması sağlanmalıdır. “Belediyelerde kendisine emanet edilen değerleri korur ve emanet sahiplerinin yararına kullanır” anlayışı ile örnek hizmetler yürütülmelidir. Belediyelerde kamunun imkânlarını yasal olmayan yollarla kimseye aktarmayacak sistem işletilmelidir.

Belediyelerde katılımcı ve istişareye dayalı bir sistem nasıl devreye sokulabilir?

1. Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği ile katılımcı, uzlaşmacı ve istişare süreçlerinin işletildiği sürdürülebilir bir planlama ve hizmet yaklaşımının oluşturulması gerekmekte. Sorunların ve ihtiyaçların katılımcı bir anlayış ile dile getirilebilmesi ve sorunların giderilip giderilmediğinin denetlenmesi açısından Halk Meclislerinin oluşturulması önemlidir. Danışma Meclisleri aracılığı ile sorunların nasıl giderileceği belirlenmelidir. Halk Meclisleri bünyenin sinir uçları iken, Danışma Meclisleri bünyenin dolaşım sistemini oluşturmaktadır.

2. Halk Meclisleri günlerinde belediyenin bütün faaliyetleri ile ilgili halka hesap verilmeli. Belediye hizmet birimlerinin kapıları halka açık hale getirilmeli. Belli periyotlarla mahalle ve belediyelerde oluşturulan bu meclislerde vatandaş ile değerlendirmeler yapılmalı.

3. Danışma Meclisleri olarak da diğer siyasi parti ve STK temsilcileriyle, akademisyenlerle belli aralıklarla bir araya gelinerek Halk Meclislerinde belediyenin müşterek sorunları için çözüm önerileri üzerinde müzakerelerde bulunulmalıdır. Sivil toplum örgütlerini dayanışma birimleri olarak görerek onların görüş ve eleştirilerine değer verilmeli. Danışma Meclisleri sayesinde saha çalışmalarıyla desteklenerek sorunların tespit edilmesi sonucunda sentez çıkarımlarının oluşturulması sistemi geliştirilmelidir.

4. Üniversiteler ile yönetim arasındaki uyumsuzluğun giderilmesi gerekmektedir; çünkü üniversitelerin sorunları rasyonel olarak ele alma, bütüncül ve kapsayıcı çözümler üretebilme potansiyelleri vardır. (Millî Görüş Adil Düzen çare ve çözümlerinin devamı var…)

QOSHE - Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 9 - Reşat Nuri Erol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçim; Millî Görüş Adil Düzen Belediyeciliği - 9

10 0
24.02.2024

Önceki yazıların da okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…

“Seçim günü” yaklaştıkça seçim yazıları yazmaya devam edeceğim inşallah…

Ama bu arada yurt içi ve yurt dışı pek çok konuyu da ihmal etmemek gerek…

Her vesileyle hep şunu söyledim; sekiz milyar insanlık bizi bekliyor…

Nitekim dün akşam katıldığım iki toplantıda da bunu hatırlattım…

“Medeniyetin niyeti bozuk” başlıklı bir yazı bugünkü okumalarımda dikkatimi çekti. Yazının en başında yazılanları okuyalım: “Falih Rıfkı, Zeytindağı’nda vatanın küçülmesinden şöyle bahseder: “Bizden Belgrad’ı aldıkları zaman, düşman delegeleri Niş kasabasını da istemişlerdi. Osmanlı delegesi ayağa kalkarak: “-Ne hacet, İstanbul’u da size verelim” dedi. Babalarımız için Niş, İstanbul’a o kadar yakındı. Biz eğer Vardar’ı, Trablus’u, Girit’i ve Medine’yi bırakırsak, Türk milleti yaşayamaz sanıyorduk. Çocuklarımızın Avrupa’sı Marmara ve Meriç’te bitiyor.” Kudüs, Filistin yakın zamana kadar bizimdi ve Müslüman’ı, Yahudi’si, Hıristiyan’ı herkes orada barış içinde yaşardı. Bugün o toprakların hâli ortada. İnsanlık yok artık, kalmadı. Tükendi, bitti gitti. Gazze’deki zulüm dayanılmaz hâl aldı. Açlıktan ölüm söz konusu ise hangi insanlıktan bahsedilebilir? Gönderilen gıda yardımlarının ulaşmasına engel olunuyor. Ağaçlardan yaprak koparıp yemeye kadar çaresizlik haddi aştı. Ve ABD, bu tabloya rağmen, ateşkes kararı........

© Milli Gazete


Get it on Google Play