Bismillâhirrahmânirrahîm;

OLAYLAR yaşandıkça, tarih üzerindeki sis perdeleri de aralanmaya devam ediyor. Bugün Gazze’de yaşananlar, insanlığın huzur ve barışını tehdit eden Siyonist yapının çocuk ve kadınlarla savaşacak; insanlığı açlık ve susuzluğa terk edecek ölçüde bir tehlike oluşturduğunu gösterdi. İnsanlık böyle acımasız ve sapkın bir yapıdan kurtulmak için “birlikte” hareket etmek zorundadır.

İbni Haldun der ki: “Suyun suya benzediği gibi, gelecek de geçmişe benzer.” Çanakkale Deniz Savaşları’nın 109. yılındayız. Dün yaşananlarla bugünküler arasında ne kadar çok benzerlik var, değil mi? Çanakkale’de hileler, oyunlar ve entrikalar üzerine kurulmuş bir savaş vardı. Gazze’de de durum aynı! Çanakkale’de Birleşik Hıristiyan orduları Gelibolu Yarımadası’nda toplanmıştı. Gazze’de bütün Hıristiyan devletler katil İsrail’in yanında, mazlum Filistin’in karşısında saf tuttu.

Bilimsel bakış açısı, olayları “bütüncül” olarak ele almayı gerektirir. Tarihi olaylar ise dönemindeki etkili devletlerin emel ve hedefleri dikkate alınarak değerlendirilir. 1. Dünya Savaşı öncesinde, Yahudiler devlet kurmak; Osmanlı’yı yıkmak; Arz-ı Mev’ûd’a ulaşmak arayışı içindeydi. İngiltere, “Güneş Batmayan İmparatorluk” havasıyla, yeni sömürgeler peşindeydi. Rusya, sıcak denizlere inmek istiyordu.

Sultan 2. Abdülhamit, Yahudilere bir karış toprak vermediği için, 1897’de Basel’de ilk 100 seneyi planladılar. Dünya savaşlarının çıkmasında Siyonistlerin eli vardır. Osmanlı’nın, 1. Dünya Savaşı’na girmek istememesine rağmen, ısrarla savaşın içine çekilmek istenmesinin sebebi budur.

ÇEŞİTLİ entrikalar sonucu, Osmanlı kendisini savaşın ortasında buldu. İngiltere, Rusya’ya yardım bahanesiyle topraklarımıza girince, Osmanlı’nın savaşmaktan başka çaresi kalmadı. Saldırgan İngiltere olduğundan; Türkiye, İngiltere’ye karşı savaşan İttifak Devletleri’nin öncüsü Almanya yanında savaşa girdi. Osmanlı, uzun savaş yıllarından sonra, kendini yeni bir savaşın içinde buldu. Hazırlıksızdı. Mühimmat ve yiyecek yok denecek kadar azdı.

Milletimiz tehlikenin büyüklüğünü anladı. Batı’nın Osmanlı’yı yıkıp İslâm’ı yok etmek istediği belliydi. Yediden yetmişe seferberlik başlattı. Liseliler, 15 yaşındaki gençler bile askere alındı. Her biri geri dönmemek üzere cepheye koştular. Mehmetçiğin iman ve azmi, düşmanı yıldırmaya yetti. Seyyit Onbaşı’lar, Nusret Mayın Gemisi’nin mürettebâtı, Bombacı Mehmet Çavuş’lar, Şerife Bacı’lar… Kendilerini dünyaya hayran bırakacak fedakârlıklar gösterdiler.

Birinci Dünya Savaşı’nda İttifak Devletleri’nin başkomutanı Alman Liman Von Sanders’ti. Bu zat Çanakkale cephesine gelmedi. Mehmetçiğin azim, kararlılık ve disipline olma yeteneği bütün oyunları bozarak “Çanakkale harikası”nı oluşturdu. Hem de sınırsız kan fedakârlığı pahasına! Gelibolu Yarımadası’nın her metrekaresine ortalama 6 bin mermi atılmış olması bunun apaçık örneğidir. Akif’in deyimiyle: “Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer!..”

Çanakkale, Batı’nın 19. Haçlı Seferi’dir. Yedi iklim ve dünyanın her tarafından gelen Haçlı sürüleri Osmanlı’nın şahsında İslâm’ı yok etme provası yaptı. Allah, İslâm’ın Batı cephesinin düşmesine izin vermedi.

NİCE imkânsızlıklara rağmen, Mehmetçik azim ve kararlılığıyla, can feda ederek, efsanevî bir zafer kazandı. Fakat düşmandaki intikam ateşi yüksekti. Savaşlar bitmedi. Çanakkale’de hezimete uğrayan İngiltere, ordusunu Irak Cephesi’ndeki Kût-ul Amâre’ye sürdü. Orada da yenildi. İngilizlerin sömürgecilik iştahı tavan yapmıştı. Yenilgilerin acısıyla İslâm’ı yok etmek için, Fransa ile “gizlice” görüşüp Sykes-Picot anlaşmasını imzaladılar. (16 Mayıs 1916)

İngiltere, dünyadaki Yahudileri Filistin’de toplayıp Siyonist bir çete oluşturmak amacıyla Balfour Deklarasyonu’nu yayınladı. (2 Kasım 2017) Bitmedi! 11 Aralık 2017’de Filistin’i işgal etti. Erbakan Hoca, İngiltere’nin Filistin’i işgali konusunda, “İngilizler, bu toprakların kendilerinin olması için değil; Arz-ı Mev’ûd’a dâhil olduğu için, alıp İsrail’e vermek amacıyla geldiler (Davam, sh. 116) açıklamasını yapar.

Filistin, 31 yıl İngiltere işgalinde kaldı. 1948’de bu görevi İsrail’e bıraktı. Filistin toprakları toplam 107 yıldır işgal altındadır. 106 yıl taş ve sopalarla direndiler. Nice şehitler verdiler. 10 yıllık hazırlıktan sonra, 7 Ekim 2023’te, Aksa Tufanı Harekâtı’yla “atağa” geçtiler. Yenilmez denilen İsrail ve işbirlikçilerini perişan ettiler. Katliam ve soykırıma amansızca direnen Kassam Tugayları, Filistin özgürleşene dek cihada kararlılar!

Çanakkale’de, Gazze’de mazlumların karşısında Birleşik Haçlı güçleri vardı. Gazze Savaşı’nda Filistin’in karşısında Haçlı Siyonist İttifakı oluştu. Bugün, Çanakkale Şehitliği’nde nice Filistinli mücahitlerin mezarı vardır. Zulüm ebedi olmaz. İnsanlığın vicdanı bunu kaldırmaz. Zulüm (bâtıl) mutlaka yıkılmaya mahkûmdur.

QOSHE - Dün Çanakkale; bugün Gazze cihadı - Şakir Tarım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dün Çanakkale; bugün Gazze cihadı

6 17
16.03.2024

Bismillâhirrahmânirrahîm;

OLAYLAR yaşandıkça, tarih üzerindeki sis perdeleri de aralanmaya devam ediyor. Bugün Gazze’de yaşananlar, insanlığın huzur ve barışını tehdit eden Siyonist yapının çocuk ve kadınlarla savaşacak; insanlığı açlık ve susuzluğa terk edecek ölçüde bir tehlike oluşturduğunu gösterdi. İnsanlık böyle acımasız ve sapkın bir yapıdan kurtulmak için “birlikte” hareket etmek zorundadır.

İbni Haldun der ki: “Suyun suya benzediği gibi, gelecek de geçmişe benzer.” Çanakkale Deniz Savaşları’nın 109. yılındayız. Dün yaşananlarla bugünküler arasında ne kadar çok benzerlik var, değil mi? Çanakkale’de hileler, oyunlar ve entrikalar üzerine kurulmuş bir savaş vardı. Gazze’de de durum aynı! Çanakkale’de Birleşik Hıristiyan orduları Gelibolu Yarımadası’nda toplanmıştı. Gazze’de bütün Hıristiyan devletler katil İsrail’in yanında, mazlum Filistin’in karşısında saf tuttu.

Bilimsel bakış açısı, olayları “bütüncül” olarak ele almayı gerektirir. Tarihi olaylar ise dönemindeki etkili devletlerin emel ve hedefleri dikkate alınarak değerlendirilir. 1. Dünya Savaşı öncesinde, Yahudiler devlet kurmak; Osmanlı’yı yıkmak; Arz-ı Mev’ûd’a ulaşmak arayışı içindeydi. İngiltere, “Güneş Batmayan İmparatorluk” havasıyla, yeni sömürgeler peşindeydi. Rusya, sıcak denizlere inmek istiyordu.

Sultan 2. Abdülhamit, Yahudilere bir karış toprak vermediği için, 1897’de Basel’de ilk 100 seneyi planladılar. Dünya savaşlarının çıkmasında Siyonistlerin eli vardır. Osmanlı’nın, 1. Dünya Savaşı’na girmek istememesine rağmen, ısrarla savaşın içine çekilmek istenmesinin sebebi budur.

ÇEŞİTLİ........

© Milli Gazete


Get it on Google Play