Bismillâhirrahmânirrahîm!

GAZZE Savaşı 6 aylık süreyi geçti. İnsanlık tarihi böylesine çok yönlü vahşet ve insanlık dramı yaşamadı. Hele, dünyadaki barış, insan hakları, güvenlik ve çocuk haklarını korumak amaçlı kurulduklarını deklare eden uluslararası kuruluşların ilgisizlikleri! Gerçekte bu söylemler boş sözlermiş! Canlar gidiyor, insanlık ölüyor; bu kuruluşlardan “tıss” yok!

34 bin şehidin çoğunluğunun çocuk ve kadınlardan oluşması, yapılanın “soykırım” olduğunun ispatıdır. Dünyada “gücü elinde tutanlar” olup bitenlere seyirci! Bebekler ölmüş, insan cesetleri sokak hayvanlarına “yem” olmaya başlamış, insanî yardımların önü tıkanmış, sağlık sistemi çökertilmiş… Bunların hiçbiri zalimlerin umurunda değil!

Dijital dünyada yaşıyoruz ya! Çoğunluk olayı, bilgisayar oyunu seyreder gibi izliyor. Maddenin kuşattığı dünyada kalpler katılaştı; insaf ve vicdanlar köreldi. Katil İsrail çetesi uluslararası insanî yardım kuruluşlarının çalışanlarını öldürüyor. BMGK, Ramazan ayı boyunca “ateşkes” kararı aldı. İsrail karara uymadı. Bu insanlık dışı tavrın hiçbir yaptırımı olmayacak mı?

Siyonist terörün hastaneleri hedef almasından daha büyük suç olabilir mi? Terörist çete, Gazze Şeridi’nin en büyük sağlık kompleksi Şifa Hastanesinde, 18 Mart’tan itibaren 14 gün terör estirdi. 200’den fazla Filistinliyi öldürdü. Kadınlara tecavüz etti. Yıkım ve katliamla Şifa Hastanesini harabeye çevirdi.

Medeni(!) dünya hastane, cami, okul gibi en masum yerleri hedef alanlara, ibadet edenleri öldürenlere karşı nasıl ilgisiz kalabilir? Dünyanın ayağa kalkması gerekmez miydi?

SÖZÜN BİTTİĞİ YER

DÜNYA tarihine bakın ve inceleyin! Savaşların hep iki düşman tarafın askerleri arasında yaşandığını görürsünüz. Geçtikleri yerleri yakıp yıkanlar, sivil halka saldıranlar, ekili araziye zarar vererek kural dışılığa girişen zalimler bulunsa da; asıl hedef karşı tarafın ordusu olmuştur. Gazze Savaşı farklı seyrediyor. Siyonist İsrail’in hedefinde çocuk ve kadınlar var. Bu “savaş” değil; soykırımdır. Karşısındakini yok etme girişimidir.

5 Nisan 2024’te ilginç bir olay yaşandı. Filistinli İmam Mahmut Hasanat, “30 bin şehidin, 70 bin yaralının, 100 bin engellinin, 2 milyon evsiz, aç ve susuzun uyandıramadığı, bir şey anlatamadığı ümmete, buradan konuşsam ne olur; konuşmasam ne olur?” diyerek 30 saniyede hutbesini bitirdi; “Kamet getirin, namazımızı kılalım” diyerek minberden indi. En kısa, en anlamlı bu hutbe insanlık ve sözün bittiği yerdi.

İki milyarlık İslâm dünyası böyle mi olmalıydı? Rabbimiz, “Hep birlikte Allah’ın kopmaz ipi İslâm’a sımsıkı yapışın! Parçalanıp dağılmayın” (Âl-i İmran, 103) buyurur. Yine bizleri şöyle uyarır: “Yahûdi ve Hıristiyanları dost edinmeyin! Onlar birbirinin dostudurlar.” (Mâide, 51)

Yaşadıklarımızı Kur’an’ın ölçüsüyle değerlendirmeliyiz. Kimlerin Müslümanları yok etmek istediği ortadadır. Altı aydır, Siyonist İsrail’in en başta gelen destekçileri ABD, İngiltere, Almanya ve diğer Hıristiyan ülkeler değil mi? Sözde medeniyet(!) havarisi bu ülkeler; soykırımcının, çocuk ve kadınlarla savaşanların yanında değil mi?

BİZ NE YAPIYORUZ?

EVET, İsrail ve işbirlikçilerinin Filistinli kardeşlerimize yaptıklarını birlikte izliyoruz. Onların tıyneti bu! Sömürür, işgal eder, soykırım yaparlar. Peki, biz ne yapıyoruz? Önce Müslümanlardaki Kudüs ve Mescid-i Aksa duyarlılığı yeterli mi? Buralar Kur’an’da övülen bizim kutsal topraklarımız! Filistin 107 yıldır işgal altında! Müslümanlar olarak bir olup topraklarımızı işgalden kurtarma şuurunu keskinleştirmeliyiz.

Erbakan Hoca, Filistin davasına ömrünü verdi. Siyonizm’in planlarını deşifre etti. Dünya Müslümanları ile sıcak ilişkiler geliştirdi. Nüfusu 60 milyondan fazla 8 ülkeyi bir araya getirerek D-8’i kurdu. Kudüs, Mescid-i Aksa, Filistin konusunu “birlikte” çözmeyi planladı. Bu uğurda nice bedeller ödedi. Millî Görüşçülerin görevi, bu kazanımları hedefine ulaştırmaktır.

Siyonistler, Türkiye başta olmak üzere 28 İslâm ülkesinin haritasını değiştirip Arz-ı Mev’ûd’a ulaşmak istiyorlar. Filistinli kardeşlerimiz terörist İsrail’e karşı Urfa’yı, Van’ı, Diyarbakır’ı ve diğer İslâm ülkelerini de savunuyorlar. Dünya hızla bloklaşmaya giderken, İslâm dünyası da vakit geçirmeden birliklerini kurmalı; savunma, ticaret, teknoloji, güvenlik gibi konularda iş birliği yapmalıdır.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İsrail’in, İran’ın Şam Büyükelçiliğini vurması üzerine, Siyonist rejimin amacına ulaşmasına asla izin vermeyeceğiz, diyerek zalimlerin amacını açıkladı: “Unutmayalım ki, terörist İsrail’in hedefi sadece Gazzeli mazlumlar ve Filistin değil; bütün İslâm dünyasıdır.” İslâm dünyası hesabını bu gerçeği dikkate alarak yapmalı; “birlikte” tavır koymayı planlamalıdır.

QOSHE - İnsanlık adına soykırım durmalı - Şakir Tarım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İnsanlık adına soykırım durmalı

7 13
13.04.2024

Bismillâhirrahmânirrahîm!

GAZZE Savaşı 6 aylık süreyi geçti. İnsanlık tarihi böylesine çok yönlü vahşet ve insanlık dramı yaşamadı. Hele, dünyadaki barış, insan hakları, güvenlik ve çocuk haklarını korumak amaçlı kurulduklarını deklare eden uluslararası kuruluşların ilgisizlikleri! Gerçekte bu söylemler boş sözlermiş! Canlar gidiyor, insanlık ölüyor; bu kuruluşlardan “tıss” yok!

34 bin şehidin çoğunluğunun çocuk ve kadınlardan oluşması, yapılanın “soykırım” olduğunun ispatıdır. Dünyada “gücü elinde tutanlar” olup bitenlere seyirci! Bebekler ölmüş, insan cesetleri sokak hayvanlarına “yem” olmaya başlamış, insanî yardımların önü tıkanmış, sağlık sistemi çökertilmiş… Bunların hiçbiri zalimlerin umurunda değil!

Dijital dünyada yaşıyoruz ya! Çoğunluk olayı, bilgisayar oyunu seyreder gibi izliyor. Maddenin kuşattığı dünyada kalpler katılaştı; insaf ve vicdanlar köreldi. Katil İsrail çetesi uluslararası insanî yardım kuruluşlarının çalışanlarını öldürüyor. BMGK, Ramazan ayı boyunca “ateşkes” kararı aldı. İsrail karara uymadı. Bu insanlık dışı tavrın hiçbir yaptırımı olmayacak mı?

Siyonist terörün hastaneleri hedef almasından daha büyük suç olabilir mi? Terörist çete, Gazze Şeridi’nin en büyük sağlık kompleksi Şifa Hastanesinde, 18 Mart’tan itibaren 14 gün terör estirdi. 200’den fazla Filistinliyi öldürdü. Kadınlara tecavüz etti. Yıkım ve katliamla Şifa Hastanesini harabeye çevirdi.

Medeni(!) dünya hastane, cami, okul gibi en masum yerleri hedef alanlara, ibadet edenleri öldürenlere karşı nasıl ilgisiz kalabilir? Dünyanın ayağa kalkması........

© Milli Gazete


Get it on Google Play