Bismillâhirrahmanirrahîm;

SEÇİM takvimi işlemeye başladı. Önümüzde önemli bir seçim var. Başta, insanlığın işgal ve soykırım ayıbı Filistin olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde savaş, çatışma ve katliamların yaşandığı bir atmosferde yerel seçimler yapılıyor. Bizde insan, Allah’ın şerefli yarattığı bir varlık olduğu için değerlidir. Demokrasilerde insanın değeri kullandığı “oy”la ölçülür. Kendimizi bu sistem içinde bulduk. Bu şartlarda, Saadet Partisi olarak en iyi sonucu almaya çalışacağız.

Türkiye ve dünyanın sorunları gün geçtikçe artıyor. Gazze’deki insanların karşısında; bebek, kadın ve sivil halkla savaşan, kan dökmekten doymayan Siyonist çete var. Bu konuda, Ortadoğu’nun amiral gemisi olan Türkiye “çözümün adresi” olmak durumundadır. Baştan beri konuya duyarlı olan kuruluş Millî Görüş ve Saadet Partisi’dir.

Saadet Partisi gücünü teşkilât içindeki kadrolarından alır. Çünkü teşkilât; “plan, program ve disiplin” içinde, yeterli sayıda “vasıflı insan”la çalışmayı gerektirir. Hiçbir kademede boşluk kabul etmez. Her kademenin görev, yetki ve sorumluluğu vardır. Kesin başarı için böyle bir mekânizma oluşturulması zorunluluktur.

Son senelerde çözümlerinin kuşatıcılığı ve Millet İttifakı içindeki sürükleyici özelliği sebebiyle en çok gündemde olan parti Saadet Partisi oldu. Bu yetmez! İl, ilçe, mahalle, belde ve köylerde “görünür” olmak, “Biz, hizmet için görevimizin başındayız” mesajı vermek gerekiyor. Bu da hiçbir kademeyi boş bırakmamakla sağlanır.

EL BİRLİK ÇALIŞACAĞIZ

ÜÇ kademeli gayemiz var: Yaşanabilir Bir Türkiye, Yeniden Büyük Türkiye, Yeni Bir Dünya! Dünyanın huzur ve barışını amaçlayan bir dava, az kişinin çalışmasıyla gerçekleşmez. Millî Görüş davasına gönül vermiş kadrolar olarak “hep birlikte” çalışacağız. “Ben olmasam da olur” tuzağı yerine; “Benim olmadığım yerde kimse yoktur” anlayışını benimseyeceğiz. Her toplantı ve görevi büyük bir aşk, azim ve heyecanla yapacağız.

MGV’nin efsane genel başkanı Adnan Demirtürk; Ocak 1999’daki aylık toplantıyı Aksaray’da yaptı. Ramazan ayıydı. Türkiye en sert kışlarından birini yaşıyordu. Yollar kar ve buzla kaplıydı. O toplantıya 80 ilin 54’ü katıldı. Düzce henüz il olmamıştı. Adnan Başkan, kâinat çapındaki bir davayı yürütürken görülen bu eksiklikten üzüldü. Şöyle konuştu:

“Arkadaşlar! Bir gün toplantıya gelirken, kaza geçirip vücudum parça parça olursa, o parçaları toplayacak ve toplantı masasının üzerine koyacak; beni toplantı tamamlandıktan sonra defnedeceksiniz!”

Rahmetli Demirtürk, bu sözlerle toplantıya katılmanın, görevleri eksiksiz yapmanın önemini vurguluyordu. Davanız büyükse, sevdanız da büyük olmalıydı. Bu da, plan, program, disiplin içinde çalışmayı gerektirirdi.

Bu kadar büyük bir davada görev yapmak ne büyük nasipti! Bunun şükrü ancak canla, başla çalışarak ödenirdi. Erbakan Hocamız devamlı, “Bu dava mutlaka zafere ulaşacak, Allah nurunu tamamlayacaktır” diyordu. Milletimizin huzur, barış ve refahı için her fedakârlığı yapacağız. Uğrunda mücadele verdiğimiz değerlerden zerre taviz vermeyeceğiz.

AMBARA DÜŞEN DARI

ERBAKAN Hocamız, istisnasız her çalışmanın “üretim” amaçlı yapılmasını isterdi. Toplantı veya program sonunda ya bir kadro eksikliğimizi tamamlayacak; ya üye, aidat Millî Gazete gibi yayınlarımıza abone yapacak, sandık müşahidi bulacağız.

Bir il başkanı gelir, Erbakan Hoca’ya raporunu sunardı: “Hocam, 5 bin kişilik konferans düzenledik. Şöyle organize ettik, böyle çalıştık, diye anlatırdı. Hoca, teşekkür ederek devam ederdi: “Peki, ambara ne kadar darı düştü?” Yeni kadro, üye, aidat, Millî Gazete aboneliği… Bu yapılmamışsa, “Sen insanları salona doldurup boşaltmışsın!” derdi.

Davaların başarısında, “insan yaklaşımı ve iletişim” çok önemlidir. Allah Rasülü’nü (S.A.V.) örnek alarak hep güler yüzlü, tebessüm halinde olacağız. Bir çalışma yürütüyoruz, diye bir tek Allah’ın kulunu incitmeyeceğiz. Davamızı doğru temsil edersek, bizim az sayıda insanla yaptığımız çalışma bereketlenir, özgül ağırlığı yükselir.

Millî Görüşçüler efsane hizmetlerini çok oldukları için değil; inanmışlık ve samimiyetleri sebebiyle yaptılar. MSP döneminde Kıbrıs Barış Harekâtı kararını aldılar. Yurdumuzu şantiyeye çevirdiler; fabrikalarla donattılar. 24 milletvekiliyle İsrail’e yakınlık gösteren Dışişleri Bakanı’nı düşürdüler. RP döneminde Denk Bütçe, Havuz Sistemi ve İslâm Birliği’nin çekirdeği D-8 oluşturuldu.

Model çalışmayı esas alacağız. “Baş başa bağlı…” ilkesiyle çalışacağız. Ey Millî Görüşçüler! Bu kadar ağır yük sizin omuzlarınızda! Gayretimizi artıracak, “İnsanların hayırlısı insanlara faydalı olandır” müjdesine ulaşacağız.

QOSHE - Millî Görüşçüler! Bu Görev Sizin! - Şakir Tarım
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Millî Görüşçüler! Bu Görev Sizin!

5 7
06.01.2024

Bismillâhirrahmanirrahîm;

SEÇİM takvimi işlemeye başladı. Önümüzde önemli bir seçim var. Başta, insanlığın işgal ve soykırım ayıbı Filistin olmak üzere, dünyanın pek çok yerinde savaş, çatışma ve katliamların yaşandığı bir atmosferde yerel seçimler yapılıyor. Bizde insan, Allah’ın şerefli yarattığı bir varlık olduğu için değerlidir. Demokrasilerde insanın değeri kullandığı “oy”la ölçülür. Kendimizi bu sistem içinde bulduk. Bu şartlarda, Saadet Partisi olarak en iyi sonucu almaya çalışacağız.

Türkiye ve dünyanın sorunları gün geçtikçe artıyor. Gazze’deki insanların karşısında; bebek, kadın ve sivil halkla savaşan, kan dökmekten doymayan Siyonist çete var. Bu konuda, Ortadoğu’nun amiral gemisi olan Türkiye “çözümün adresi” olmak durumundadır. Baştan beri konuya duyarlı olan kuruluş Millî Görüş ve Saadet Partisi’dir.

Saadet Partisi gücünü teşkilât içindeki kadrolarından alır. Çünkü teşkilât; “plan, program ve disiplin” içinde, yeterli sayıda “vasıflı insan”la çalışmayı gerektirir. Hiçbir kademede boşluk kabul etmez. Her kademenin görev, yetki ve sorumluluğu vardır. Kesin başarı için böyle bir mekânizma oluşturulması zorunluluktur.

Son senelerde çözümlerinin kuşatıcılığı ve Millet İttifakı içindeki sürükleyici özelliği sebebiyle en çok gündemde olan parti Saadet Partisi oldu. Bu yetmez! İl, ilçe, mahalle, belde ve köylerde “görünür” olmak, “Biz, hizmet için görevimizin başındayız” mesajı vermek gerekiyor. Bu da hiçbir kademeyi boş bırakmamakla sağlanır.

EL BİRLİK ÇALIŞACAĞIZ

ÜÇ kademeli........

© Milli Gazete


Get it on Google Play