Kıbrıs adası, Büyük İslâm Devleti’nin başkanı ve halifesi Hz. Osman (r.a)’ın izni ve talimatıyla Şam Valisi Muaviye’nin komuta ettiği deniz seferiyle fethedilmiş, Peygamberimiz (s.a.v)’in halası Ümmü Harâm (Hala Sultan) burada şehit düşmüştür.

Doğu Akdeniz’in hâkimiyeti açısından büyük öneme sahip Kıbrıs’ın ikinci fethi, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye tarafından; Kıbrıs’ın üçüncü fethi Necmettin Erbakan Hoca’nın iktidarında gerçekleşmiştir.

Kıbrıs, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in yol arkadaşı İslâm halifesi Hz. Osman (r.a)’ın, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in halası Ümmü Haram’ın, Osmanlı Sultanı II. Selim’in, Millî Görüş lideri Necmettin Erbakan Hocamız’ın, Rauf Denktaş’ın ve uğrunda canlarını feda eden tüm şehitlerin emânetidir.

Bu bakımdan Kıbrıs bizim için, sadece bir toprak parçası değil, cennet vatanımızın bir parçasıdır. Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızın üstün gayretleriyle tekrardan vatan toprağı yapılan Kıbrıs’ta, Siyonistler “Arz-ı Mev’ud” hayalleri kapsamında sinsi planlarını devreye sokmuştur. Türkiye için stratejik önemi haiz ve uğruna nice şehit verdiğimiz Kıbrıs toprakları, Siyonistlerin işgaliyle karşı karşıyadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nde yabancılara özellikle Yahudilere toprak satışı son yıllarda haddinden fazla artmış; bu durum artık Siyonist bir işgale dönüşmüştür.

Toprak satışı marifetiyle gerçekleştirilen işgal planını Millî Gazete’miz defaatle gündeme getirdi. Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş Bey sadece Millî Gazete’deki manşetlerle değil, TV 5’teki programında da sürekli gündemde tuttu. Biz de köşemizde “Kıbrıs’ta Siyonist İşgal” başlığıyla konuyu tekraren gündeme getirdik.

Kıbrıs ve Ortadoğu üzerinden Siyonist planlara ve toprak satışına dikkat çeken Kurdaş, şöyle uyarmaktadır: “Toprak satışı olayı, basit bir şey değil. Bu bizim güneydoğumuz için de geçerli. Arz-ı Mev’ud topraklarında yani Nil ile Fırat arasında bir göç varsa bir şey var demektir. Iraklılar göçüyor, Filistinliler göçüyor, Suriyeliler göçüyor ve benim güneydoğulu kardeşlerim göçüyorsa bir şey var demektir. Ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gelişmemeye terk edilmesi bir şey olduğunu ortaya koyuyor. Dünya ülkelerinin, Müslüman ülkelerinin, Türki cumhuriyetlerin KKTC'yi tanımıyor ya da tanıyamıyor olmasının bir nedeni var demektir. Şu olan bitenlerin karşısında sessizliğin de bir nedeni var. Türkiye'de ve Kıbrıs'ta kim şu hadiseleri görmüyorsa vatan hainidir. Bu hangi gazete, hangi televizyon, hangi siyasi parti olursa olsun...”

Millî Görüş Hareketi’nin Kıbrıs’taki Siyonist işgale duyarlı duruşu, Millî Gazete’nin manşetleriyle konuyu gündemde tutması gerek Kıbrıs’ta gerekse Türkiye’de karşılık bulmaya başlamışa benziyor. Ancak henüz resmi bir adım atılmış değil.

KKTC eski Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı ve Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay, Kıbrıs’ta yayın yapan Ada TV’deki Gündem Özel programında Millî Gazete’nin manşetine dikkat çekerek, “ İsrail’in el attığı örtülü işgal girişimine karşı KKTC hükümetini göreve çağırarak, toprak satışının engellenmesi gerektiğini” belirtti.

Daha önce Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın danışmanlığı ve Millî Gazete yazarlığı yapan Prof. Dr. Ata Altun, şimdilerde KKTC cumhurbaşkanı politik danışmanlığı görevini deruhte etmektedir. Altun, konunun gündeme getirilmesinden sonra toprak satışının durdurulacağını ifade ederek şöyle demektedir: “Bizim hükümetimiz bu konuda yeni kararlar almaya karar verdi. Yahudilere toprak satışı yapılmayacak. Öncelikle Bakanlar Kurulu kararı ile bu adımı atacağız, daha sonra yasa ile sabitleyeceğiz. Artık Türkiye Cumhuriyeti ve Türk kökenli vatandaşlar dışında, diğer vatandaşların alımlarını kısıtlayacağız”.

Bir başka gelişme ise Chabad’ın ifşa edilmesi. Millî Gazete tarafından sürekli gündeme getirilen ve KKTC’nin Siyonistlerce işgal edilmesinin baş organizatörü olduğu açığa çıkartılan, KKTC hahambaşısı olarak tanıtılan Chaim Azimov’un başını çektiği “Kuzey Kıbrıs Chabad Yahudi Merkezi” apar topar kapısına kilit vurmuş. Bu, elbette Millî Gazete’nin başarısı.

Millî Görüş Hareketi’nin yayın organı Millî Gazete’nin çabaları, Siyonistlere toprak satışı meselesini, hem Kıbrıs’ın hem de Türkiye’nin gündemine getirdi. TBMM’deki soru önergesinde cevap veren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, KKTC’deki toprak satışını doğrulayarak sadece İsrail’den değil, diğer ülkelerden de olmak üzere son beş yılda 15 bin civarında konut satın alındığını belirtti. Açıklamada, 2000 yılından itibaren yapılan satışlarda İngiltere birinci sıradayken, son beş yılda İran’ın birinci sıraya yerleştiğini, satın alımlarda İsrail vatandaşlarının 12’nci sırada yer aldığını belirtilmektedir. Ancak işin rengi farklı.

KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın özel kalem müdürü ve gazeteci Sabahattin İsmail, İsrail pasaportu ile mülk alanların 12. sırada olduğuna aldanılmaması gerektiğini belirtmekte; Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya ve Türk pasaportu ile mülk satın alan binlerce Yahudi’nin var olduğuna dikkat çekmektedir.

Kıbrıs’taki Siyonist işgal sadece İsrail pasaportluyla toprak alanlarla sınırlı değil. Yıllardır, dünyanın değişik yerlerinde yaşayan Yahudi kökenli vatandaşlar da Kıbrıs’tan toprak ve mülk almaktadır. Bu göz önünde bulundurulduğunda Kıbrıs’ta toprak ve konut alımlarında Siyonistlerin 12’nci sırada değil, birinci sırada olduğu görülecektir. Üstelik, KKTC’de faaliyet gösteren üç büyük şirketin sahipleri KKTC vatandaşlığı almış Yahudiler. Alımlar bu şirketler üzerinden yapılıyor ve binlerce dönüm arazi bu şekilde satılıyor. Başka bir yöntem de KKTC vatandaşları adına kurulan şirketler üzerinden hülleyle alım. Bilindiği gibi Yahudiler bu yöntemi Filistin topraklarında da yapmış, Osmanlı yönetimi bunlardan tespit edebildiklerini iptal etmişti.

Siyonistler, Kıbrıs’tan toprak almaya devam ediyor. 386 bin nüfuslu KKTC’de 30 bin civarında Yahudi yaşamakta. Burada faaliyet gösteren 2 bin şirketin İsrailli hissedarı bulunuyor.

Netice itibarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) topraklarında faaliyetlerde bulunan Siyonistler, KKTC vatandaşı yapılan Yahudiler ve yerli işbirlikçileri aracılığıyla “yavru vatanımızı” adım adım işgal ediyor.

Gerek KKTC’de gerekse Türkiye’de yabancılara toprak satışı, hele hele Siyonistlere toprak satışı derhal durdurulmalıdır.

Şehit kanlarıyla alınan toprakların para karşılığında satılması vatana yapılacak en büyük kötülüktür, en büyük ihanettir!

QOSHE - Kıbrıs’ta Siyonist İşgal Devam Ediyor! - Siyami Akyel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kıbrıs’ta Siyonist İşgal Devam Ediyor!

3 0
01.12.2023

Kıbrıs adası, Büyük İslâm Devleti’nin başkanı ve halifesi Hz. Osman (r.a)’ın izni ve talimatıyla Şam Valisi Muaviye’nin komuta ettiği deniz seferiyle fethedilmiş, Peygamberimiz (s.a.v)’in halası Ümmü Harâm (Hala Sultan) burada şehit düşmüştür.

Doğu Akdeniz’in hâkimiyeti açısından büyük öneme sahip Kıbrıs’ın ikinci fethi, Devlet-i Aliyye-i Osmaniye tarafından; Kıbrıs’ın üçüncü fethi Necmettin Erbakan Hoca’nın iktidarında gerçekleşmiştir.

Kıbrıs, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in yol arkadaşı İslâm halifesi Hz. Osman (r.a)’ın, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in halası Ümmü Haram’ın, Osmanlı Sultanı II. Selim’in, Millî Görüş lideri Necmettin Erbakan Hocamız’ın, Rauf Denktaş’ın ve uğrunda canlarını feda eden tüm şehitlerin emânetidir.

Bu bakımdan Kıbrıs bizim için, sadece bir toprak parçası değil, cennet vatanımızın bir parçasıdır. Millî Görüş lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hoca’mızın üstün gayretleriyle tekrardan vatan toprağı yapılan Kıbrıs’ta, Siyonistler “Arz-ı Mev’ud” hayalleri kapsamında sinsi planlarını devreye sokmuştur. Türkiye için stratejik önemi haiz ve uğruna nice şehit verdiğimiz Kıbrıs toprakları, Siyonistlerin işgaliyle karşı karşıyadır.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’nde yabancılara özellikle Yahudilere toprak satışı son yıllarda haddinden fazla artmış; bu durum artık Siyonist bir işgale dönüşmüştür.

Toprak satışı marifetiyle gerçekleştirilen işgal planını Millî Gazete’miz defaatle gündeme getirdi. Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş Bey sadece Millî Gazete’deki manşetlerle değil, TV 5’teki programında da sürekli gündemde tuttu. Biz de köşemizde “Kıbrıs’ta Siyonist İşgal” başlığıyla konuyu tekraren gündeme getirdik.

Kıbrıs ve Ortadoğu üzerinden Siyonist planlara ve toprak satışına dikkat çeken Kurdaş, şöyle uyarmaktadır: “Toprak satışı olayı, basit bir şey değil. Bu bizim güneydoğumuz için de geçerli. Arz-ı Mev’ud topraklarında yani Nil ile Fırat arasında bir göç varsa bir şey var demektir. Iraklılar göçüyor, Filistinliler göçüyor, Suriyeliler göçüyor ve benim güneydoğulu kardeşlerim göçüyorsa bir şey var demektir. Ya da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gelişmemeye terk edilmesi bir........

© Milli Gazete


Get it on Google Play