“Ottoman Empire, please come back!” (Ey Osmanlı, ne olur geri gel!) temennisi Israel Shamir adında bir Yahudi’ye ait.

1948 yılında Sibirya Novosibirsk’te doğan, matematik profesörü bir dedenin torunu ve Filistin Tiberya hahamının soyundan olan Israel Shamir, İlimler Akademisi’ni bitirdikten sonra Novosibirsk Üniversitesi’nde matematik ve hukuk dalında öğretim gördü. 1969 yılında İsrail’e göçerek İsrail ordusunda paraşütçü olarak görev yaptı. 1973 savaşına aktif olarak katıldı.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nde eğitimine devam ederek gazetecilik mesleğine başladı ve İsrail Radyosu’nda bir süre çalıştı. Vietnam, Laos, Kamboçya ve Güneydoğu Asya’daki savaşlarda savaş muhabiri/gazeteci olarak görev yaptı. 1975 yılında BBC’de işe başlayarak İngiltere’nin başkenti Londra’ya taşındı.

1977-1979 yılları arasında İsrail’in günlük gazetelerinden Maariv’de ve Japonya’daki bazı gazetelerde yazıları yayınlandı. Japonya’nın başkenti Tokyo’da ilk kitabı “Travels will my son” (Oğlumla seyahatlerim) kitabını çıkarttı ve Japoncadan tercümeler yaptı. 1980’de İsrail’e dönerek ve Haaretz gazetesinde yazmaya başladı. İsrail parlamentosu Kneset’te İsrail Sosyalist Partisi’nin sözcülüğünü yaptı. Filistin’de intifada başladıktan sonra İsrail’den ayrılarak 1989 yılında Moskova’ya giderek 1993’e kadar burada kaldı.

İsrail’deki Haaretz gazetesinde yazmaya devam etti. Bir yazısında Filistinlilerin geriye dönmeleri gerektiğini, yıkılan, yakılan ev ve köylerin yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunduğu için işine son verildi. Yazı hayatını Rus gazeteleri Pravda ve Zarfra’da devam ettirdi. Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde başkan Gorbaçov’un perestroyka politikasını eleştirdiği yazısı Komünist Parti ve Pravda gazetesi tarafından “Letters from Moscow” (Moskova’dan mektuplar) başlığıyla yayınlandı.

Israel Shamir’in 1993 yılında İsrail’e dönerek Yafa’ya yerleşmesinden sonra Filistin hakkındaki hassasiyetleri daha da artmıştır. Shamir, “İki devletli çözüm” önerisine karşı çıkarak, “Tek insan, tek oy, tek devlet” modelini teklif etmiştir.

Rus Yahudi’si Israel Shamir, Siyonist ideolojiye ve ırkçı İsrail Devleti’ne muhalif duruşuyla ön plana çıkan; İsrail’i ve Siyonistleri kınayan konferanslarla tanınmaktadır. Onun tezi, Filistin’de Araplarla Yahudilerin birlikte yaşayacağı ırkçı esaslardan ve apartheid zihniyetinden uzak demokrat bir devlet kurulmasıdır.

Mehmed Şevket Eygi Bey, www.israel1shnmir.net internet sitesinde 21 dilde yayın yapan ve tezlerini savunan Israel Shamir’in “Ottoman Empire, please come back!” (Ey Osmanlı, ne olur geri gel!) makalesini izin alarak tercüme ettirmiş ve küçük bir broşür halinde yayınlamış; bendenize de broşürün öneminden bahsetmişti. Broşürün ön sözünde Eygi “Ey Osmanlı ne Olur Geri Gel!” başlıklı yazısında “Osmanlı Barışı'nın (Pax Ottomana'nın) Balkanlara Ortadoğu'ya sağlamış olduğu huzur ve güven hasretle anılmakta ve ona benzer yeni bir sistem/düzen özlenmektedir. Türkiye halkının bilhassa hür fikirli, hür vicdanlı vatansever aydın, seçkin, okur-yazar kesimin İsrail Shamir'i yakından tanıması, faaliyet ve hizmetlerini dikkatle takip etmesi, yazı ve kitaplarını okuması gerekir” demektedir.

“Ottoman Empire, please come back!” (Ey Osmanlı, ne olur geri gel!) makalesinde Israel Shamir tezini şöyle anlatmaktadır:

“Yahudilerin, vatanları olan Osmanlı İmparatorluğu'na ihanet etmeleri için iyi bir nedenleri vardı: Eğer Osmanlı İmparatorluğu hâlâ ayakta olsaydı, sayıları milyonları bulan yerli halkı yüksek duvarlar ardına hapsederek bütün sosyal haklardan yoksun bırakan ve aynı şekilde milyonlarca yoksul göçmen işçiyi gecekondu bölgesine mahkûm eden bir Yahudi Devleti (İsrail) asla var olamayacaktı. Ayrıca, Amerika Birleşik Devletleri, bir zamanlar, güçlü Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan, fakat şimdi savunmasız durumdaki Irak'a binlerce insanın ölmesine sebep olan o saldırıyı yapamayacak ve bunun sonucunda Irak'ta asla bir iç savaş çıkmayacaktı.

Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşünden zarar gören sadece Ortadoğu olmadı. Eğer Osmanlı İmparatorluğu hâlâ yaşıyor olsaydı, NATO uçakları Belgrat'ı bombalama zevkini asla tadamayacaklardı. Hatta imparatorluktan ilk kopan eyalet vasfını taşıyan Yunanistan'ın bile Osmanlı İmparatorluğu'ndaki günlerini mumla aradığını çok iyi biliyoruz. Çünkü günümüzde Avro’nun (Euro) ülkeye girişiyle Yunanistan harap olmuş ve varlıklı kuzeylilerin otelcisi durumuna düşmüştür. Hâlbuki o günlerde, Yunan halkı İskenderiye'den İstanbul'a kadar imparatorluğun elit tabakasını oluşturmaktaydı. İmparatorluğun kurucusu olan Türk milleti de, imparatorluk yıllarında Avrupa'da hayranlık ve korku uyandırırken, günümüzde Frankfurt ve Londra'da bulaşıkçılık gibi işler için bile istenmeyen kaşıkçı düşmanı muamelesi görmektedirler.

Bizans'ın ve Osmanlı'nın varisleri olan bizler, Amerikan Sömürgeleştirme Projesi gibi yeni ve büyük bir mesele ile mücadele etmek zorundayız. Şimdi Amerika'nın başındaki para ve güce tapan kuvvetler, dünya çapında yeni-liberal bir imparatorluk kurmak için, büyük kıta imparatorluklarını bir bir parçalamaya çalışmaktadır. Kurmaya çalıştıkları bu yeni imparatorlukta, imparatorluğun cömertlik ve önderliğinde Roma'dan Yunanistan'a kadar olan bölge "eski vatan" olarak kalacak, dünyanın geri kalan kısmı ise yeniden müstemlekeleştirilecektir. Bazı Türk liderlerin umudu olan Avrupa Birliği'ne girmek ve böylece bu plana dâhil olmak yerine, büyük bir medeniyeti eski temelleri üzerine yeniden inşa etmek daha iyi bir seçenek olacaktır. İnsanoğlu, medeniyet bloklarının tekrar şekillendiği gelişme dönemindeki bu yeni evreye henüz hazır değildir. Bu evre tamamlandığında beş süper devlet, beş medeniyet ortaya çıkacaktır. Bunlar; Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa, Çin, Latin Amerika ve bizimkiler, yani Doğu Milletler Topluluğu. Bunun dışında tek alternatif para ve güce tapan Amerika'nın sömürgeleştirdiği bir dünyadır.

Aslında, Osmanlı İmparatorluğu'nu geri getirmeyi düşünmenin tam vaktidir…”

Israel Shamir’in “Doğu Roma, Bizans, Rusya ve Osmanlı İmparatorluklarının devamı niteliğinde ve yeniden kurulacak olan ve başında hem İslâm halifesi hem de Ortodoks imparatoru unvanlarına sahip bir hükümdarın olduğu gerçek ve başarılı bir Doğu Milletler Topluluğu (Commonwealth'i) zengin maddî ve manevî kaynaklara sahip olacak ve bu kaynaklar onu Birleşik Avrupa, Birleşik Amerika ve Çin'in yanında dünyanın süper gücü yapacaktır” tezinin elbette tartışılabilecek noktaları vardır.

Konuya dikkat çekmemizin sebebi Shamir’in “Doğu Milletler Topluluğu” tezinden daha ziyade bölgede güçlü bir Müslüman devletin yokluğunun doğurduğu sonuçları bir Yahudi’nin itiraf etmesidir. Shamir’in “Osmanlı Devleti’nin yokluğunda gerek Ortadoğu’nun gerekse bütün dünyanın kaosa sürüklendiği, yine aynı iradeyle Siyonist zulmün durdurulabileceğini tespit etmesi” önemlidir.

Osmanlı Devleti’nin geri gelmesi güçlü ve lider bir Türkiye’nin geri gelmesiyle mümkündür. “Yeniden Büyük Türkiye” inşa edildiği zaman Osmanlı Devleti’nin hâkimiyet kurduğu alanları içine alacak “İslâm Birliği, İslâm Savunma Paktı, İslam Ekonomik İşbirliği Teşkilatı” kurulabilir. Bundan da öte “Yeni Bir Dünya Düzeni” inşa edilerek bütün dünyada adalet tesis edilebilir.

QOSHE - Ottoman Empire, Please Come Back! - Siyami Akyel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Ottoman Empire, Please Come Back!

5 0
08.12.2023

“Ottoman Empire, please come back!” (Ey Osmanlı, ne olur geri gel!) temennisi Israel Shamir adında bir Yahudi’ye ait.

1948 yılında Sibirya Novosibirsk’te doğan, matematik profesörü bir dedenin torunu ve Filistin Tiberya hahamının soyundan olan Israel Shamir, İlimler Akademisi’ni bitirdikten sonra Novosibirsk Üniversitesi’nde matematik ve hukuk dalında öğretim gördü. 1969 yılında İsrail’e göçerek İsrail ordusunda paraşütçü olarak görev yaptı. 1973 savaşına aktif olarak katıldı.

Kudüs İbrani Üniversitesi’nde eğitimine devam ederek gazetecilik mesleğine başladı ve İsrail Radyosu’nda bir süre çalıştı. Vietnam, Laos, Kamboçya ve Güneydoğu Asya’daki savaşlarda savaş muhabiri/gazeteci olarak görev yaptı. 1975 yılında BBC’de işe başlayarak İngiltere’nin başkenti Londra’ya taşındı.

1977-1979 yılları arasında İsrail’in günlük gazetelerinden Maariv’de ve Japonya’daki bazı gazetelerde yazıları yayınlandı. Japonya’nın başkenti Tokyo’da ilk kitabı “Travels will my son” (Oğlumla seyahatlerim) kitabını çıkarttı ve Japoncadan tercümeler yaptı. 1980’de İsrail’e dönerek ve Haaretz gazetesinde yazmaya başladı. İsrail parlamentosu Kneset’te İsrail Sosyalist Partisi’nin sözcülüğünü yaptı. Filistin’de intifada başladıktan sonra İsrail’den ayrılarak 1989 yılında Moskova’ya giderek 1993’e kadar burada kaldı.

İsrail’deki Haaretz gazetesinde yazmaya devam etti. Bir yazısında Filistinlilerin geriye dönmeleri gerektiğini, yıkılan, yakılan ev ve köylerin yeniden inşa edilmesi gerektiğini savunduğu için işine son verildi. Yazı hayatını Rus gazeteleri Pravda ve Zarfra’da devam ettirdi. Sovyetler Birliği’nin dağılma sürecinde başkan Gorbaçov’un perestroyka politikasını eleştirdiği yazısı Komünist Parti ve Pravda gazetesi tarafından “Letters from Moscow” (Moskova’dan mektuplar) başlığıyla yayınlandı.

Israel Shamir’in 1993 yılında İsrail’e dönerek Yafa’ya yerleşmesinden sonra Filistin hakkındaki hassasiyetleri daha da artmıştır. Shamir, “İki devletli çözüm” önerisine karşı çıkarak, “Tek insan, tek oy, tek devlet” modelini teklif etmiştir.

Rus Yahudi’si Israel Shamir, Siyonist ideolojiye ve ırkçı İsrail Devleti’ne muhalif duruşuyla ön plana çıkan; İsrail’i ve Siyonistleri kınayan konferanslarla tanınmaktadır. Onun tezi, Filistin’de Araplarla Yahudilerin birlikte yaşayacağı ırkçı esaslardan ve apartheid zihniyetinden uzak demokrat bir devlet........

© Milli Gazete


Get it on Google Play