Siyonist İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarında gün aşırı katliamlarına devam etmekteydi. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren de insanlık tarihinin en feci katliamlarından birini gerçekleştirmekte; yeni doğmuş bebekleri, masum çocukları, hamile kadınları, mazlum erkekleri katletmektedir.

Siyonist katliama, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, İslâm ülkeleri ve bütün dünyadaki müstemleke yöneticiler seyirci kalmaktadır.

Varlıklarını ve iktidarlarını Siyonist lobilere borçlu, ürkek ve vicdanı kararmış liderlerin aksine; ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, İslâm ülkeleri ile dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerdeki siyasetçilerden, iş adamlarından, gazetecilerden, aktivistlerden ve en önemlisi de halk kitlelerinden yükselen vicdanî duruş, geleceğe yönelik umutları yeşertmektedir.

Türkiye’de özellikle Millî Görüş Hareketi’nin yıllardır Siyonizm’e karşı durduğu malumdur. Son katliamda da Millî Görüş Hareketi ön safta mücadele etmeye devam ediyor. Özellikle Millî Gazete’nin duruşu efkâr-ı umumiyenin malumudur.

İslâm ülkelerindeki muhalefetin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın tepkisi elbette vardır ancak yeterli değildir. Batı’da verilen tepkiler hem organize olması hem de daha çok ses getirmesi yönüyle Siyonist rejimi daha çok rahatsız etmektedir.

Eğer biz Müslümanlar, en baştaki yöneticilerden elinde imkânı az olan halk kitlelerine kadar sorumluluğumuzu tam olarak yerine getirdiğimize inanıyorsak yanılıyoruz.

Müslüman ülkelerin başındaki liderlerin attığı sloganların tonu ne olursa olsun, halk kitlelerinin eylemlerinin etkisi nasıl olursa olsun, bu bizi sorumluluktan kurtarmaya yetmeyecektir. Müslüman olarak daha fazlasını, daha iyisini yapmakla mükellefiz. Kaldı ki, iyiliği emredip kötülükten nehyetmek, yeryüzünde adaleti tesis etmek için çalışmak ve Allah (c.c) yolunda cihad etmek Müslümanların üzerine farzdır.

Müslüman ülkelerin başındaki liderler, Gazze’deki katliama ses tonunu yükselterek tepki verdiğini, sert şekilde kınadığını düşünüyorsa yanılıyorlar. Bu katliama benzer sertlikte tepki veren siyasetçilere dünyanın her yerinde tesadüf etmekteyiz.

Dünyadaki vicdanî haykırışlardan birkaç örnek vermek gerekirse:

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez: Gazze ve Batı Şeria’da Filistinlilerin ayrım gözetmeksizin öldürülmesini reddediyoruz. Hükümet, Filistin Devleti’ni tanımak için Avrupa ve İspanya’da çalışacak.

Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Pedro: Kolombiya, Filistin’in tam devlet olarak kabul edilmesi için Birleşmiş Milletler’e öneri sunacak. Birleşmiş Milletler’de Gazze’de ateşkes talebine karşı oy kullanan veya çekimser kalan üretici ülkelerden artık silah satın almayacağız.

Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa: Gazze artık soykırımın yaşandığı bir toplama kampıdır. Gazze’de savaş suçları işleniyor ve İsrail’i Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikâyet ettik.

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide: İsrail’in Şifa Hastanesi’nde yaptıkları ve yaşananlar hadlerini aşmıştır ve kabul edilemez.

İrlanda Milletvekili Mick Wallace: İsrail’in Filistin hakkına karşı işlediği savaş suçları aynı anda koşulsuz destek veren ABD, AB ve İngiltere’nin de savaş suçlarıdır.

İrlandalı Milletvekili Richard Barrett: Hükümetlerin yapamadığını halklar yapacak. Katliamları durdurmak için önce korkunç rejimi durdurmamız gerekir. İsrail, kitlesel patlama ve toplu katliamlar üzerine kurulmuş bir terör devletidir. İsrail, işlediği suçların hesabını vermelidir.

Belçika Başbakan Yardımcısı De Sutter: “Bomba yağmuru insanlık dışıdır. Gazze’de savaş suçları işleniyor. İsrail’den gelen tüm ürünlere ticaret yasağı gelmeli. AB, İsrail’le olan ortaklık anlaşmasını derhal askıya almalı.”

İspanya'da Sosyal Haklar ve 2030 Ajandası Bakanı ile Podemos partisinin lideri Ione Belarra: Avrupa ülkelerine "İsrail ile diplomatik ilişkilerini kesme, silah ambargosu ve ekonomik yaptırım uygulama" çağrısı yaparak, "Harekete geçelim. Soykırımı durdurmak halen mümkün" dedi.

İtalya eski başbakanı ve muhalefet lideri Giuseppe Conte: “Hemen ateşkes yapılmalı, Gazze’deki katliamı durdurun. İtalyan silahlarının İsrail’e tedarikini derhal askıya alın.”

Avrupa Parlamentosu üyesi Clare Daly: Batı’daki hükümetler İsrail’i koruyor olabilir ancak halklar bunu görüyor. Barış ve adaletin hâkim olduğu yeni bir Ortadoğu inşa edilmeli ve edilecektir.

Tesla, SpaceX ve Twetter X’in sahibi Elon Musk: Eğer tam anlamıyla herkese karşı soykırım yapmayacaksan ki bu kabul edilebilir değil ve kimse için olmamalı. O zaman sonunda İsrail’den nefret edecek birçok kişiyi hayatta bırakacaksın.

Fransa eski İsrail Büyükelçisi Gerard Araud: Avrupa’nın sessizliği skandaldır. Gerçekte olup biten, işgalci İsrailliler tarafından gerçekleştirilen etnik temizliktir.

Yönetmen, aktivist Thomas Maddens: İsrail’in yaptığı HAMAS’la ilgili değil. Bu yıllardır devam eden bir soykırım. Ölüm, Avrupalı politikacılar için yeterince kâr sağladığı sürece önemsizdir.

İsrailli eski asker Miko Peled: Yolculuğum ve araştırmalarım beni, Siyonizm’in yerleşimci-sömürgeci bir ideoloji olduğu sonucuna ulaştırdı ve yine Siyonizm’in ırkçı ve şiddet yanlısı olduğunu gösterdi.

Gazze’de yaşayan film yapımcısı Bisan Owda: Burayı boşaltalım diye fosfor bombalarıyla vuruyorlar. Yiyecek yok, yardım yok, sadece tuzlu deniz suyumuz var. Gazze’nin kuzeyinde 1 milyon insan açlıktan ölecek. Burada olan tüm unsurlarıyla soykırım.

İngiltere Kilisesi Ruhani Lideri ve Canterbury Başpiskoposu Welby: Gazze’deki krizin askeri ve siyasi bir cevabı yoktur ancak ateşkes çağrısı, birçok inançtan ve hiçbir inançtan olmayan insanlardan duyulan ahlaki bir çığlıktır.

Sözün özü, dünyadaki vicdanî haykırışa yüzlerce, binlerce örnek verilebilir. Bütün bu tepkiler, vicdanî hareketler, İslâm ülkelerindeki liderlerin ne kadar aciz kaldığını, benzer tepkilerin dünyanın değişik yerlerindeki siyasetçiler tarafından da verildiğini gösterir.

Bütün mesele, dünyanın her tarafından insanlar Gazze’deki katliama tepki verirken; dünyanın tamamında ülkeleri yöneten liderlerin tepkisiz kalması. Liderlerin bir kısmı doğrudan Siyonist katliamı desteklerken, bir kısmı kınamakla yetinmekte, bir kısmı da sesini yükselterek kınamaktadır. Ama hiçbir lider, zulme baş kaldırmamaktadır.

Zulmü eliyle düzeltmesi gerekenler zulme ortak yahut sessizse; diliyle düzeltmesi gerekenler zulmü yeterince duyurmuyorsa, zulme kalbiyle buğzetmesi gerekenler; zalime buğzedip, zalimin zulmüne ses çıkartmayan liderleri destekliyorsa aslında hiç kimse “zulme tam ve kâmil manada” karşı durmuyor demektir.

Biz zulme sessiz kaldıkça, zalim zulmünü artırmakta, âdeta dünyaya meydan okumaktadır. Ancak ilk defa, dünyanın vicdanı harekete geçmiştir. İlk defa Siyonistler ve hempaları itibar kaybetmektedir.

Dünyadaki vicdani uyanış, zulmü engellemeye yetmiyor olabilir, ancak insanlığın geleceği için umuttur.

QOSHE - Vicdanlar Harekete Geçiyor! - Siyami Akyel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Vicdanlar Harekete Geçiyor!

7 1
24.11.2023

Siyonist İsrail, işgal ettiği Filistin topraklarında gün aşırı katliamlarına devam etmekteydi. 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren de insanlık tarihinin en feci katliamlarından birini gerçekleştirmekte; yeni doğmuş bebekleri, masum çocukları, hamile kadınları, mazlum erkekleri katletmektedir.

Siyonist katliama, ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, İslâm ülkeleri ve bütün dünyadaki müstemleke yöneticiler seyirci kalmaktadır.

Varlıklarını ve iktidarlarını Siyonist lobilere borçlu, ürkek ve vicdanı kararmış liderlerin aksine; ABD, İngiltere, Avrupa Birliği ülkeleri, İslâm ülkeleri ile dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerdeki siyasetçilerden, iş adamlarından, gazetecilerden, aktivistlerden ve en önemlisi de halk kitlelerinden yükselen vicdanî duruş, geleceğe yönelik umutları yeşertmektedir.

Türkiye’de özellikle Millî Görüş Hareketi’nin yıllardır Siyonizm’e karşı durduğu malumdur. Son katliamda da Millî Görüş Hareketi ön safta mücadele etmeye devam ediyor. Özellikle Millî Gazete’nin duruşu efkâr-ı umumiyenin malumudur.

İslâm ülkelerindeki muhalefetin, sivil toplum kuruluşlarının ve halkın tepkisi elbette vardır ancak yeterli değildir. Batı’da verilen tepkiler hem organize olması hem de daha çok ses getirmesi yönüyle Siyonist rejimi daha çok rahatsız etmektedir.

Eğer biz Müslümanlar, en baştaki yöneticilerden elinde imkânı az olan halk kitlelerine kadar sorumluluğumuzu tam olarak yerine getirdiğimize inanıyorsak yanılıyoruz.

Müslüman ülkelerin başındaki liderlerin attığı sloganların tonu ne olursa olsun, halk kitlelerinin eylemlerinin etkisi nasıl olursa olsun, bu bizi sorumluluktan kurtarmaya yetmeyecektir. Müslüman olarak daha fazlasını, daha iyisini yapmakla mükellefiz. Kaldı ki, iyiliği emredip kötülükten nehyetmek, yeryüzünde adaleti tesis etmek için çalışmak ve Allah (c.c) yolunda cihad etmek Müslümanların üzerine farzdır.

Müslüman ülkelerin başındaki liderler, Gazze’deki katliama ses tonunu yükselterek tepki verdiğini, sert şekilde kınadığını düşünüyorsa yanılıyorlar. Bu katliama benzer sertlikte tepki veren siyasetçilere dünyanın her yerinde tesadüf etmekteyiz.

Dünyadaki vicdanî haykırışlardan birkaç örnek vermek gerekirse:

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez: Gazze ve Batı Şeria’da Filistinlilerin ayrım........

© Milli Gazete


Get it on Google Play