Tarih: 12 Ocak 1973.

İslâm’ın dünya görüşünü yeryüzüne haykırmak, İslâm’ın gür sadâsı olmak, Millî Görüş hareketinin sözünü duyurmaktı amaç…

Bu amaçla kurmuştu Erbakan Hoca’mız “MİLLÎ GAZETE”yi… Bu amaçla logosuna “Hak geldi bâtıl zâil oldu” ayetini nakşetmişti.

İsra Sûresi’nin 81’inci Ayet-i Kerimesi’ndeki, “Yine de ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şüphesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur” fermanı yeni bir sistemin kurulacağının müjdesiydi. Hak geldikten sonra bâtılın ayakta kalamayacağını ilan ediyordu inananlara…

“Hak geldi, bâtıl zâil oldu” demek, Müslümanlar fetret dönemi yaşasa da, Batı karşısında “Mağlubiyet Psikolojisi”ne esir olsa da beklenen sabahın mutlaka geleceğine olan inancı diri tutmaktı.

İslâm’da ümitsizliğe düşmek yoktur. Hicr Sûresi’ndeki “De ki, Rabbinin rahmetinden, hak yoldan sapanlardan başka kim ümit keser ki?” ayeti ümitsizliğe düşmeyi yasaklamıştır. Bu yüzden inanan kişi, en gür sadânın İslâm’ın sadâsı olacağına inancını aslâ kaybetmez; motivasyonunu hep diri tutar.

Erbakan Hoca’mız, bundan dolayı, bu anlamlı ayeti nakşetmişti Milli Gazete’nin logosuna. Her yeni güne uyanan Müslüman, bu ayeti hatırlamalıydı. Milli Gazete’yi eline her alan insan, umutla başlamalıydı yeni güne…

Siyonist-Haçlı ittifakının katliam ve soykırımına, Allah-u Teâlâ’nın arzını fesada uğratan şeytanın çocuklarının fitnelerine, yeryüzündeki zulme ve haksızlığa karşı çıkacak iradenin, şerefli Muhammed ümmetinin iradesi olacağına inanmalıdır her Müslüman.

Her yeni gün, umuttur Müslüman için…

Fetret dönemi yaşasa da, batıla karşı mağlubiyet psikolojisine esir olsa da, Haçlı-Siyonist ittifakının gücü zirvede olsa da, kan, gözyaşı ve zulüm yeryüzünü kaplasa da; Müslümanların başına musallat olan yöneticiler ABD ve Batı aşığı, müstemleke ruhlu olsa da, Müslüman inanmalıdır Hakk’ın galip geleceğine…

Bu inançla kuruldu Millî Gazete. Bu inançtan dolayı 12 Ocak 1973’teki ilk sayısının manşetinde “Yahudi Kongresi”ni eleştirerek başladı.

Aradan yarım asır geçti. Bundan 52 yıl önce dikilen Millî Gazete çınarı bugün dimdik ayakta… İlk günkü gibi istikamet üzere, ilk günkü gibi Siyonizm’e başkaldırıyor. Söylediği söz, Haktan ve hakikatten yana tavır, hep aynı…

Yarım asırlık yayın serüveninde binlerce okuru dâr-ı bekâ’ya irtihal etti. Binlercesi istikamet üzere dimdik ayakta. Nice yöneticiler, nice yazarlar geldi geçti. İstikamet hep aynı kaldı. Şimdi gazetenin imtiyaz sahibi Ömer Yüksel Özek ağabey, kaptanı Mustafa Kurdaş beyefendi, yöneticileri, çalışanları, yazarları ve okuyucularıyla her yeni güne umutla başlıyor Millî Gazete.

Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş bey, yazısında buna dikkat çekmekte ve istikamet ve inancı şöyle haykırmaktadır: “ Gazze’de 10 bini çocuk olmak üzere 20 bini aşkın şehidimiz var. Hiç böylesine buruk bir kuruluş günü yaşamamıştık belki de. Heyecanımız, cehdimiz olsun… ‘Yahudi Kongresi’ manşeti ile yayın besmelesini çeken Millî Gazete’miz gün gelecek dünyanın İsrail belasından kurtulduğu günün de manşetini atacak. İnanıyoruz ki, gün gelecek terör devleti İsrail’in kendi zulmünde boğulduğunun, yok olduğunun manşetini dokuz sütuna yazacağız.”

Allah-u Teâlâ, Erbakan Hoca’mıza rahmet etsin. Makamı âli, mekânı cennet olsun.

QOSHE - Yarım Asırlık Çınar: Millî Gazete - Siyami Akyel
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Yarım Asırlık Çınar: Millî Gazete

6 0
15.01.2024

Tarih: 12 Ocak 1973.

İslâm’ın dünya görüşünü yeryüzüne haykırmak, İslâm’ın gür sadâsı olmak, Millî Görüş hareketinin sözünü duyurmaktı amaç…

Bu amaçla kurmuştu Erbakan Hoca’mız “MİLLÎ GAZETE”yi… Bu amaçla logosuna “Hak geldi bâtıl zâil oldu” ayetini nakşetmişti.

İsra Sûresi’nin 81’inci Ayet-i Kerimesi’ndeki, “Yine de ki: Hak geldi, bâtıl zâil oldu! Şüphesiz ki bâtıl, yok olmaya mahkûmdur” fermanı yeni bir sistemin kurulacağının müjdesiydi. Hak geldikten sonra bâtılın ayakta kalamayacağını ilan ediyordu inananlara…

“Hak geldi, bâtıl zâil oldu” demek, Müslümanlar fetret dönemi yaşasa da, Batı karşısında “Mağlubiyet Psikolojisi”ne esir olsa da beklenen sabahın mutlaka geleceğine olan inancı diri tutmaktı.

İslâm’da ümitsizliğe düşmek yoktur. Hicr Sûresi’ndeki “De ki, Rabbinin rahmetinden, hak yoldan sapanlardan başka kim ümit keser ki?” ayeti ümitsizliğe düşmeyi yasaklamıştır. Bu yüzden inanan kişi, en gür sadânın İslâm’ın sadâsı olacağına inancını aslâ kaybetmez; motivasyonunu hep diri tutar.

Erbakan Hoca’mız, bundan dolayı, bu anlamlı........

© Milli Gazete


Get it on Google Play