Cumhurbaşkanımız Kendimizi hesaba çekeceğiz…Hatalarımızı görüp toparlanmalıyız,” demiş. Bize de temel sebeplere inerek yardımcı olmak gerekir. Rabbimiz açıkladığına göre Allah için yapılacak uyarılar /hatırlatmalar müminlere fayda sağlar.

NEREDEN NEREYE

1970 yılı Ocak ayında Süleymaniye camiine hatip olup ilk Cuma hutbesini hazırlayarak sunduğum dönemden bu yana elli dört yıl geçti. Bir diğer anlatımla namaz kılıp içki içmeyen ve eşi örtülü olan bir kaymakamın varlığını bile tahayyül edemediğimiz dönemlerden sonra Allah yapılan ihlaslı çalışmaların bereketiyle bize iktidar yolunu açtı.

Tepelere tırmandık. Şeklen çok büyük değişimler de oldu. Ama giderek İslamî ruhumuzu kaybettik. Son elli yıl içinde İslami inanç ve yaşamın bu kadar dışlandığına tanık olmadım. İslam anılmaz oldu. Diyanet bile İslam’a yabancılaştı. İlahiyatlar ilahiyat müzelerine dönüştü. İslam, hayatı kuşatan din olmaktan çıkarılıp kültür oldu. İmam Hatip nesli bile dönüştürülüp, 1071 sanatçının seslendirdiği marş eşliğinde Gazinin kutlu yoluna! sevk edildi.

Allah, benim gibi işin ruhu ile ilgilenenlerin kalbinden CHP çizgisine yaklaşan Ak Partisi eğilimini aldı. Ama Recep Tayyip kardeşimizden ümidimizi kesmedik. Ne var ki o da, yüzde elli biri yakalama uğruna ana camiadan bağlarını keser gibi oldu. Öne çıkan yalakaların etkisiyle başarıları kendisinden bilir oldu. Söylemler dışında kaynaklarımızdan kopuş yaşanınca da olanlar oldu. Kendilerini hesaba çekmezlerse daha da olacak. İyi de hesaba çekmek için hesaba çekilecek noktaları, olguları bilmek lazım.

Korkumuz ve beklentimiz olmadığı için bunu da lafı eğip bükmeden ancak bizim gibi yaşça kemale ermiş kişiler yapabilir. Özetliyelim:

MİLLİ EĞİTİM

a.) Milli eğitime el atılmadı. Maddeci temeller üzerinde oturtulmuş bir eğitim sistemi ile muhtaç olduğumuz insan tipi yetiştirilemezdi. Sistem giderek daha ateist ve deistleşti yani müşrikleşti. Zaten eğitim diye bir meselemiz de olmadı/olamadı.

Bir kısmı bizim kontrolümüzde olan televizyon kanalları ve sosyal medyanın yıkıcı etkisiyle gençliğimizi karşıtlarımızdan çok biz çökerttik.

Bu gençlik kuruluş özelliklerini yitiren Ak Partiye niye oy versin. CHP ne güne duruyor. Daha henüz işin başındayız. Allah korusun ANAP gibi olmak da var.

FAİZCİ EKONOMİ

b.) Teslim olup uyguladığımız/uygulattırıldığımız kadim para ve faiz sistemiyle milletimizin kanı emildi. Ülke ekonomisini bankacılara teslim ettik. Merkez Bankası’na ekonominin muhtaç olduğu parayı bastıramazken Bankacılığa şu son dönemde her yıl on trilyonu aşkın kredi kullandırttık. Kaydi para oyunlarıyla, olmayan kapitalin faizini hortumlattık.

Faize para yeter mi, devamlı da borçlandık.

Kur korumalı ile de bütün milletimizi faize bulaştırdık.

Şimdilerde bile faize dayalı sömürü devam ediyor. Biz Nass deyip İslam’ın da alay konusu edilmesine sebebiyet verirken bankacılıkta mevduata verilen faizleri yüzde elliyi aşıyor. Böylesi bir finans ekonomisi ile üretim artışı yapılır, ekonomik problem çözümlenebilir mi?

İyi niyetli de olunsa, kapitalist mantık ve kadrolarla kapitalizmin pislikleri giderilebilir mi?

Müjde! Müsait üyeleri bile faizli kredi dilenciliği ile iş kurup geliştiriyor.

HELALLEŞTİRİLEN YOLSUZLIKLAR

c.) Başkalarına haram olan rüşvet, ihale yolsuzlukları, kredi düzenbazlıkları ve çıkar yandaşlıkları bize gelince ismi ve yorumu değiştirilerek helâl kılındı.

AİLEYİ ÇÖKERTME

d.) Bir taraftan maddeci eğitim sistemi ve medya etkisi ile erkeklerimiz vasıfsızlığa ve tembelliğe terk edilirken, diğer tarafından kadınlarımız çalışma alanına çekildi. Böylece ve ayrıca nafaka zulmü ve 6284 sayılı yasa ile aile çökertilircesine darbelendi. KADEM de buna yardımcı oldu. AK Partisi kadrolarının bilgi ve bilinç yoksunu büyük bölümü zaten İstanbul Sözleşmesinden yana tavır koymuştu. Kaldırılması da uygulamada bir fayda sağlamadı.

ONURSUZCA AB YANDAŞLIĞI

e.) Batı, ülkemize karşı haçlı ruhu ile hareket ederken bir türlü AB sevdasından vazgeçemedik. İlla da Batı. Bu sevda uğruna eşcinselliğe bile ödün verdik. Putin’in Rusya da yaptığını bile yapamadık; zinayı geçtik eşcinsellik propagandasını yasaklayıcı bir yasa bile çıkaramadık. Çıkarılamazdı da. Üstelik gizli onaylar da verdik.

YAHUDİ PARASINA İHTİYAÇ VE GAZZE İÇİN YALNIZCA LAF ÜRETME

f.) Yukarıda değinilen Kapitalist uygulamalar bizi resmi ve gayr-ı resmi Yahudi para babalarına mahkum etti. Onlara muhtaç olduğumuz için Amerika’da Yahudi lobisi ile görüştük. Netanyahu da Ülkemize gelmek üzereydi.

Halk olarak bizim bilmediklerimizi bilen Hamas, İslam ve Arap ülkelerinden ümit kesince çaresizlik içinde ama derin bir imanla direniş başlattı.

Sözlü olarak destek verdik tamam ama Güney Afrika’yı geçtik bir İspanya bile olmanın ötesine geçerek fili hiçbir atılım yapmadık. Altımızı oyan Amerika’ya rağmen sınırlarımız dışında askeri harekatlar yaptık. Ama gözlerimiz önünde kadın, çocuk yaşlı 32 000 Gazzeli katliama uğratılırken sembolik de olsa bir üs kapatıp geçici de olsa ticaretimizi kesemedik.

Bombalar altında can veren Gazzeli yavrular sandığa yansımadı mı zannediyoruz?

MİLLET PARASI İLE MEDYA DEVLET İMKANLARI İLE SEÇİM

g.) Milletin parası ve devlet bankalarından verilen kredilerle birilerine aldırılan Medyanın yandaşlığını sağladık, ama imani ve ahlaki değerlerimiz için değil siyasi çıkarlarımız için kullandık. Yalakalığın dik alası yapıldı. Ama ters tepti.

Cumhurbaşkanımız bütün milletin devlet başkanıdır. Bir devlet başkanı hükûmet üyelerini arkasına takarak seçim meydanına inemez. Toplum vicdanı bunu kabul etmez. Biz de etmedik. Cumhurbaşkanımızın seçilmesi için azami gayret ve fedakârlıkla yırtınırken kibrin öne çıktığı yerel seçimleri son güne kadar izlemekle yetindik.

EMEKLİ SAYISINI ARTIRIP EMEKLİYİYİ SOLUKSUZ BIRAKMAK

h.) Uygulanan genel ve tarım-hayvancılık politikalarıyla bir taraftan büyük kitleyi fakirleştirip ahlaken de yozlaştırırken diğer taraftan seçim rüşveti ile emeklileri çoğalttık. Milyonları aşan emekliyi geçinemez hale getirdik. Faiz ödemelerinden baş kaldıramadık ki emekliye verebilelim. Sonunda olan oldu.

i.) Bir de seçtiğimiz yetersiz adaylar konusu var. Önemli mi önemli. Ak Parti de diğer partiler gibi seçim tiyatrosu sergiledi. Malum, senaryo yazılır, oyuncuları yapımcı ve yönetmen seçer. İzleyiciler de seyreder. Tıpkı bunun gibi, senaryoyu zaten Batıcı sistem yazıyor. Bir veya bir avuç insan olarak biz de oyuncu adayları belirliyoruz. Milletimize de izle ve onayla diyoruz. Aslında millet aklını alaya almaktır.

Şimdi soralım: Bu adayları kendi siyasi hakimiyetimizi sürdürmek için mi yoksa millet menfaatlerini düşünerek mi intihab ediyoruz. Bunun hesabını Allah’a vermek kolay değildir. Bu konuda çok yazıp çizdik. Konuşmalar yaptık. Ama rızaen lillah konuşan bir hocayı kim değerlendirir?

AMACIM NE?

Bu ileri yaşımda köşeme çekilmek varken bana mı kaldı uyarılar/hatırlatmalar yapmak. Beni eleştirecek bilsinler ki Allah’ın lütfuyla onlardan bir değil on kat daha akıllıyım. Ama Müslümanım. Allah’ın sesiz kalıp uyarıda bulunmadıkları için lanetlediği Yahudi abitleri ve hahamları gibi olamam:

“Peki, başlarındaki din âlimleri ve hahamların, onları günahkârca söz söylemekten ve haram yemekten alıkoymaları gerekmez miydi? Fakat onlar, görevlerini yerine getirmediler. Kötülük karşısında susarak onu desteklediler. Yaptıkları şey ne kötüdür! (Maide 63)

Hayatım boyunca siyasiler dahil hiç kimseden ne ferdi ve ne ailevi bir beklentim olmadı. Özgürlüğüme maddi olarak katkı veren babamdan Rabbim razı olsun. Devlet ile tek ilişkim de ona askerlik yapmak ve vergi vermek oldu.

Yukarıda bir kısmına değinilen problemli uygulamalar, İslam’ı bir hayat düzeni olarak yaşayamayacak her toplumun kaçınamayacağı olgular dizisidir. İktidarlar değişir ama problemler bitmez. Çünkü bunlar kişisel kaynaklı olmaktan çok sistemsel sorunlardır ama sistemi de değiştirecek olan insanlardır.

GEÇİCİ OYLARLA BAŞARI KAZANAN CHP’YE GÜVENİM YOK

Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK PARTİ’ye yönelttiğimiz eleştirilere konu işlerde -eğer değişmezlerse- CHP zihniyeti ve kadrolarından hiç bir hayır bekleyemiyorum. Kaldı ki onlar iktidar olsalar madde planında AK Partisinin yaptığı pek çok faydalı işlerin benzerlerini yapabileceklerine ihtimal bile vermiyorum. Çünkü sorunlar büyük ölçüde sistemseldir.

Hulasa İslam karşıtlarının zannettikleri gibi yapılanlardan İSLAM sorumlu değildir.

Ha unutmadan söylemiş olayım. Cumhurbaşkanımız ve AK Parti sorumlu da sistemle sorunu olmayıp dilsiz şeytanlaşan, yalakalaşan ya da yalnızca nefisleri adına muhalif kesilen bizler sorumlu değil miyiz?

Kaldı ki kişisel olarak biz desti kırılmasın diye yıllardır feryat ediyoruz ve etmekteyiz.

TÖVBE KAPILARI AÇIKTIR

Tövbe kapıları hepimize iaçıktır. Gazinin kutlu yoluna! girenler için Hak kulvara dönüş mümkündür. Cumhurbaşkanımızın açıklamaları umut verici ama mevcut sistem ve kadrolarla havanda su dövülür. Bunu da bilelim. İnancı ne olursa olsun Sistem’le sorunu olan herkesten de yararlanılabilir.

Bizi gerçek dost olarak göremeyecekler kendi yetersizlikleri sebebiyle bizi önemseyemeyebilirler. Ama hiç değilse Rabbimizi dinlesinler:

Karşıtlarınızı iki katı musibete uğrattıktan hemen sonra, o musibet sizin başınıza da geldi diye “Bu başımıza nereden geldi?” diye soruyorsunuz, öyle mi? De ki: “Sizin kendi yüzünüzden!” Hiç kuşku yok ki Allah, dilediği her şeyi yapmaya kadirdir.” (Al-i İmran 165)

ALİ RIZA DEMİRCAN

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BUARYA TIKLAYINIZ

QOSHE - CUMHURBAŞKANIMIZ VE AK PARTİ’YE HATIRLATMALAR - Ali Rıza Demircan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

CUMHURBAŞKANIMIZ VE AK PARTİ’YE HATIRLATMALAR

9 25
05.04.2024

Cumhurbaşkanımız Kendimizi hesaba çekeceğiz…Hatalarımızı görüp toparlanmalıyız,” demiş. Bize de temel sebeplere inerek yardımcı olmak gerekir. Rabbimiz açıkladığına göre Allah için yapılacak uyarılar /hatırlatmalar müminlere fayda sağlar.

NEREDEN NEREYE

1970 yılı Ocak ayında Süleymaniye camiine hatip olup ilk Cuma hutbesini hazırlayarak sunduğum dönemden bu yana elli dört yıl geçti. Bir diğer anlatımla namaz kılıp içki içmeyen ve eşi örtülü olan bir kaymakamın varlığını bile tahayyül edemediğimiz dönemlerden sonra Allah yapılan ihlaslı çalışmaların bereketiyle bize iktidar yolunu açtı.

Tepelere tırmandık. Şeklen çok büyük değişimler de oldu. Ama giderek İslamî ruhumuzu kaybettik. Son elli yıl içinde İslami inanç ve yaşamın bu kadar dışlandığına tanık olmadım. İslam anılmaz oldu. Diyanet bile İslam’a yabancılaştı. İlahiyatlar ilahiyat müzelerine dönüştü. İslam, hayatı kuşatan din olmaktan çıkarılıp kültür oldu. İmam Hatip nesli bile dönüştürülüp, 1071 sanatçının seslendirdiği marş eşliğinde Gazinin kutlu yoluna! sevk edildi.

Allah, benim gibi işin ruhu ile ilgilenenlerin kalbinden CHP çizgisine yaklaşan Ak Partisi eğilimini aldı. Ama Recep Tayyip kardeşimizden ümidimizi kesmedik. Ne var ki o da, yüzde elli biri yakalama uğruna ana camiadan bağlarını keser gibi oldu. Öne çıkan yalakaların etkisiyle başarıları kendisinden bilir oldu. Söylemler dışında kaynaklarımızdan kopuş yaşanınca da olanlar oldu. Kendilerini hesaba çekmezlerse daha da olacak. İyi de hesaba çekmek için hesaba çekilecek noktaları, olguları bilmek lazım.

Korkumuz ve beklentimiz olmadığı için bunu da lafı eğip bükmeden ancak bizim gibi yaşça kemale ermiş kişiler yapabilir. Özetliyelim:

MİLLİ EĞİTİM

a.) Milli eğitime el atılmadı. Maddeci temeller üzerinde oturtulmuş bir eğitim sistemi ile muhtaç olduğumuz insan tipi yetiştirilemezdi. Sistem giderek daha ateist ve deistleşti yani müşrikleşti. Zaten eğitim diye bir meselemiz de olmadı/olamadı.

Bir kısmı bizim kontrolümüzde olan televizyon kanalları ve sosyal medyanın yıkıcı etkisiyle gençliğimizi karşıtlarımızdan çok biz çökerttik.

Bu gençlik kuruluş özelliklerini yitiren Ak Partiye niye oy versin. CHP ne güne duruyor. Daha henüz işin başındayız. Allah korusun ANAP gibi olmak da var.

FAİZCİ EKONOMİ

b.) Teslim olup uyguladığımız/uygulattırıldığımız kadim para ve faiz sistemiyle milletimizin kanı emildi. Ülke ekonomisini bankacılara teslim ettik. Merkez Bankası’na ekonominin muhtaç olduğu parayı bastıramazken Bankacılığa şu son dönemde her yıl on trilyonu aşkın kredi kullandırttık. Kaydi para oyunlarıyla, olmayan kapitalin faizini hortumlattık.

Faize para yeter mi, devamlı da borçlandık.

Kur korumalı ile de bütün milletimizi faize bulaştırdık.

Şimdilerde bile faize dayalı sömürü devam ediyor. Biz Nass deyip İslam’ın da alay konusu edilmesine sebebiyet verirken bankacılıkta mevduata verilen faizleri yüzde elliyi aşıyor. Böylesi bir finans ekonomisi ile üretim artışı yapılır, ekonomik problem çözümlenebilir mi?

İyi niyetli de olunsa, kapitalist mantık ve kadrolarla kapitalizmin pislikleri giderilebilir mi?

Müjde! Müsait üyeleri bile faizli kredi dilenciliği ile iş kurup........

© Mir'at Haber


Get it on Google Play