Bu olayların ardından CHP lideri bir grup emekli general ile 17 Nisan 1960'da evinde bir toplantı yapmıştır.

Bunun üzerine DP, C.H.P'nin silahlı kuvvetleri kanuna ve düzene itaatsizliğe teşvik ettiğini ve bu davranışından dolayı soruşturma açılacağını duyurmuştur.

18 Nisan 1960'da DP'den iki milletvekili tarafından C.H.P'nin ve basının bir bölümünün faaliyetlerinin incelenmesi maksadıyla bir soruşturma komisyonu kurulması için kanun teklifinde bulunmuştur. Kanun teklifinin T.B.M.M' deki görüşmeleri sırasında büyük tartışmalar yaşanmıştır.

Bu tartışmalar sırasında;

C.H.P lideri İsmet İnönü; yaptığı konuşmada, şartlar mecbur ettiğinde, ihtilaller milletlerin meşru hakkıdır, diyerek, tarihe not düştüğü o çok ünlü söylemini dile getirmiştir:

"Bu yolda devam ederseniz, sizi ben bile kurtaramam."

İnönü'nün bu ifadesi, DP'liler tarafından büyük bir tepki ile karşılanmıştır. Görüşmelerin sonunda C.H.P'li milletvekillerinin tamamı meclisi terk etmiş ve kanun teklifi, DP'lilerin oylarıyla yasalaşmıştır.

Soruşturma komisyonu 15 kişiden oluşturulmuştur. 27 Nisan'da da, bu komisyona araştırma ve tutuklama yetkisi veren, yeni bir yasa teklifi kabul edilmiştir. Bu komisyon savcı, hâkim ve askeri adli mercilerin tüm yetkilerini kullanabilecek, gerek gördüğü tüm tedbirleri alarak, hükümetin bütün vasıtalarından istifade edebilecektir.

(2010'lı yılların Türkiye'sinde; bu uygulamalarla bire, bir örtüşmese bile! AKP iktidarının oluşturduğu özel yetkili mahkemelerde de pek çok tartışmalı hukuk süreçleri yaşanmıştır.

Özellikle T.S.K'dan pek çok muvazzaf, emekli general, amiral, subay ve astsubayın "hükümete karşı darbe senaryoları" içinde yer aldığı iddialarıyla açılan davalar, bu davalara konu olan ama özellikle dijital delilleri tartışmalı ve içeriğinde ispatlanamamış yüzlerce bilgi ve belgesi olan bu süreç; sadece askerleri değil!

Pek çok gazeteci, bilim adamı, yargı mensubu ve hatta milletvekili seçilmiş kişileri de içine almış, uzun tutukluluk süreleri ve bu davalarda yaşananların kamu vicdanınca daima sorgulanır olması, Türk Hukuk tarihinde unutulmayacak bir iz bırakmıştır.

Bu duruşmalarda yargılananların, yasal savunma haklarını yeterince kullanamamaları; 27 Mayıs 1960 döneminde yassı ada da yargılanan devrik hükümet üyelerinin o dönemde kullanamadıkları savunma haklarının 53 yıl sonraki iz düşümü olarak yakın siyasi tarihimize kazınmıştır.

Sanki bir dönemi yaşatanlara, o dönemin hesabı aynen sorulmuş ve rövanşı alınmıştır! Bu uygulamalar yaşanırken, bu olayları kamuoyuna doğru ve tarafsız bir şekilde aktarmayan/aktaramayan yazılı ve görsel basın, 27 Mayıs 1960 dönemi iktidarının uygulamalarını dolaylı olarak yansıtmış, "yandaş basın, yandaş kalem" tekerlemesi; bu süreci anlatan en çarpıcı ifade olarak, halk söyleminde yerini almıştır.

Çünkü bu süreç; bu tekerlemenin içerisinde olanlar tarafından iktidarın parlatıldığı, eleştiri kavramının asla kullanılmadığı / kullanılamadığı! İktidarı eleştirmek adına yazı yazma cesaretini gösteren yazarların, o gazete, ya da medya grubu patronlarınca işine son verildiği bir dönem olarak daima hatırlanacaktır…)

Mecliste yaşanan tartışmalar, çok geçmeden sokaklarda kavgalara dönüşmüştür.28–29 Nisan'da İstanbul ve Ankara üniversitelerinde ciddi olaylar meydana gelmiştir.

Bunun üzerine İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edilmiş, Fahri Özdilek İstanbul'da, Namık Argüç ise Ankara'da sıkıyönetim komutanlığına atanmıştır.

Polis ve askere ateş açma yetkisi verecek kadar büyüyen olaylar, sert önlemlerle kontrol altına alınabilmiştir.

Hükümet bu olaylar esnasında, silahlı kuvvetlerin yüksek kademesinden gördüğü destek sayesinde rahatlamıştır.

QOSHE - 10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (35) - Atilla Çilingir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (35)

10 0
12.03.2024

Bu olayların ardından CHP lideri bir grup emekli general ile 17 Nisan 1960'da evinde bir toplantı yapmıştır.

Bunun üzerine DP, C.H.P'nin silahlı kuvvetleri kanuna ve düzene itaatsizliğe teşvik ettiğini ve bu davranışından dolayı soruşturma açılacağını duyurmuştur.

18 Nisan 1960'da DP'den iki milletvekili tarafından C.H.P'nin ve basının bir bölümünün faaliyetlerinin incelenmesi maksadıyla bir soruşturma komisyonu kurulması için kanun teklifinde bulunmuştur. Kanun teklifinin T.B.M.M' deki görüşmeleri sırasında büyük tartışmalar yaşanmıştır.

Bu tartışmalar sırasında;

C.H.P lideri İsmet İnönü; yaptığı konuşmada, şartlar mecbur ettiğinde, ihtilaller milletlerin meşru hakkıdır, diyerek, tarihe not düştüğü o çok ünlü söylemini dile getirmiştir:

"Bu yolda devam ederseniz, sizi ben bile kurtaramam."

İnönü'nün bu ifadesi, DP'liler tarafından büyük bir tepki ile karşılanmıştır. Görüşmelerin sonunda C.H.P'li milletvekillerinin tamamı meclisi terk etmiş ve kanun teklifi, DP'lilerin oylarıyla yasalaşmıştır.

Soruşturma komisyonu 15 kişiden oluşturulmuştur. 27 Nisan'da da, bu komisyona araştırma ve tutuklama yetkisi veren, yeni bir yasa teklifi kabul edilmiştir. Bu komisyon savcı, hâkim ve askeri adli........

© Önce Vatan


Get it on Google Play