Çünkü onlar bütün planlarını; yeni ihtilalin komutanlar, subaylar, hükümet ve İsmet Paşa tarafından da istendiği şekilde planlamışlardı.

Ancak 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde yapılamayan askeri müdahalelerin önlenmesinde; İsmet Paşa'nın sağlam duruşu ve demokrasiye olan inancı, bu süreçte en önemli faktör olarak öne çıkmıştır.

Talat Aydemir'e göre 22 Şubat'ta gerçekleştirilmek istenen askeri müdahaleyi doğuran sebepler şunlardı:

- 27 Mayıs İhtilalinin hedefine ulaşamamış olması,

- 27 Mayıs 1960'tan önceki durumda olduğu gibi halkın 2 gruba ayrılmış olması ve "Milli Birlik"ruhunun yaratılamamış olması,

- Parlamento içinde bir kısım siyasilerin, maksatlı tutumları ile silahlı kuvvetlerin halkla karşı, karşıya getirilmiş olması

- Seçim sonrası siyasi ortamda istikrarlı ve dinamik bir hükümet kurulmayışı yüzünden, ülkenin asıl temel davası olan reformların ele alınmayışı.

Bu şartlar çerçevesinde Ankara'da 21 – 22 Şubat gecesi Talat Aydemir ve arkadaşlarının harekete geçeceği söylentileri yayılmaya başlamıştı.

Haber; Ankara garnizonunda bazı kritik birliklerin alarma geçtiği yönündeydi. Böylece Türkiye'de yeni bir ihtilal hareketi başlamış oluyordu!

Sabaha karşı Talat Aydemir'in, olup bitenlerden habersiz olduğunu öğrenen aynı grup içerisindeki arkadaşı Kurmay Binbaşı Bahtiyar Yalta; bu kalkışmanın en önemli gücü olan tank taburu ile irtibata geçerek "Bir yanlışlık var,"demiş ve alarmı kaldırmıştır.

Ancak sabahın erken saatlerinde makamına gelen Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay, olanı biteni işitince, çok hiddetlenmiş, Talat Aydemir ve diğer arkadaşlarını makamına çağırtmıştır. Sunay, sert bir ifade ile 22 Şubat gecesi olan olaylardan albayları sorumlu tutmuş ve sözlerine şöyle devam etmiştir: "Birliklerinize alarm verdiğiniz için nakiller yapılacaktır. Bu şartlarla, sizleri himaye ettiğimi bilmenizi isterim."

Talat Aydemir, olup bitenlerle hiçbir alakalarının bulunmadığını söyleyerek suçu reddetmiş ve "Yanlış haberler ve dedikodularla bir kuvvet, diğer kuvvet karşısında kullanılmak isteniyor"demiştir.

21 Şubat gecesi, Genel Kurmay Başkanlığında yapılan toplantı sonucunda; ordu içinde huzursuzluk yaratan bazı subayların, doğudaki birliklere tayin emri verilmiştir.

Bunun üzerine Talat Aydemir, olayları bir rapor halinde Harp Akademileri Kurmay Başkanı Emin Aytekin'e bildirdikten sonra, Genel Kurmay Başkanlığına 3 maddeden oluşan aşağıdaki muhtırayı göndermiştir:

Muhtıra şunları içeriyordu:

- Resmi elbiselerini giyerek, harekâta geçen Mucip Ataklı ve Haydar Tunçkanat hakkında kanuni işlem yapılması,

- Subaylara silahlı olarak göreve gelme emri veren Genel Kurmay 2'nci Başkanı Memduh Tağmaç'ın durumunun gözden geçirilmesi,

- Tayinleri yapılan subayların, tayinlerinin durdurulması…

Ancak özellikle İstanbul'daki komutanlıkların çoğu bu hareketi desteklemeyeceklerini ve hükümete bağlı kalacaklarını bildirmesi üzerine, Genel Kurmay Başkanı muhtırayı reddetmiş ve tayinler gerçekleşmiştir.

Aydemir bunun üzerine subay taburuna çıkarak, yeni mezun olmuş 600 Asteğmen'e hitaben bir konuşma yapmış ve saat 15.00'de Harp Okulunu alarma geçirmiştir.

Bu arada Ankara garnizonunda; çevre ilçelerinde bulunan askeri birliklerin ve hava kuvvetlerinin kimi komutanları, Talat Aydemir'le birlikte ama pek çoğu Genel Kurmay Başkanının yanında yer almıştı.

Talat kendi yanında yer alan birlik komutanlarına güvenerek, Cumhurbaşkanı'ndan şu şartların yerine getirilmesini istemişti:

- Kendisi ile birlikte emekliye sevk edilen arkadaşlarının yerlerine dönmesi,

- 200 milletvekilinin milletvekilliği düşürülecek, eğer olmazsa Meclis'in feshi,

- Anayasanın bazı maddelerinin düzeltilmesiydi.

Aksi takdirde alarmı durdurmayacaklardı…

QOSHE - 10'LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (39) - Atilla Çilingir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

10'LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (39)

18 0
16.03.2024

Çünkü onlar bütün planlarını; yeni ihtilalin komutanlar, subaylar, hükümet ve İsmet Paşa tarafından da istendiği şekilde planlamışlardı.

Ancak 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde yapılamayan askeri müdahalelerin önlenmesinde; İsmet Paşa'nın sağlam duruşu ve demokrasiye olan inancı, bu süreçte en önemli faktör olarak öne çıkmıştır.

Talat Aydemir'e göre 22 Şubat'ta gerçekleştirilmek istenen askeri müdahaleyi doğuran sebepler şunlardı:

- 27 Mayıs İhtilalinin hedefine ulaşamamış olması,

- 27 Mayıs 1960'tan önceki durumda olduğu gibi halkın 2 gruba ayrılmış olması ve "Milli Birlik"ruhunun yaratılamamış olması,

- Parlamento içinde bir kısım siyasilerin, maksatlı tutumları ile silahlı kuvvetlerin halkla karşı, karşıya getirilmiş olması

- Seçim sonrası siyasi ortamda istikrarlı ve dinamik bir hükümet kurulmayışı yüzünden, ülkenin asıl temel davası olan reformların ele alınmayışı.

Bu şartlar çerçevesinde Ankara'da 21 – 22 Şubat gecesi Talat Aydemir ve arkadaşlarının harekete geçeceği söylentileri yayılmaya başlamıştı.

Haber; Ankara garnizonunda bazı kritik birliklerin alarma geçtiği yönündeydi. Böylece Türkiye'de yeni bir ihtilal hareketi başlamış oluyordu!

Sabaha karşı Talat Aydemir'in, olup........

© Önce Vatan


Get it on Google Play