... dünden devam

Kıbrıs'ta 21 Aralık 1963 tarihinde had safhaya ulaşan ve Kıbrıs Türk Halkının, Rumlar tarafından topyekûn öldürülmesini amaçlayan bu katliamlar, yapılmak istenen 'soykırımın' ta kendisidir.

Ancak, ne büyük ikiyüzlülüktür ki, bu insanlık suçu, BM' üye ülkeler ve onların ada da barışı sağlamakla görevli BG yetkililerince 'bölgesel katliamlar' olarak tanımlanmıştır!

Ama ne şekilde tanımlanırsa tanımlansın, bu insanlık suçunun gölgesi ve ayıbı; dünya var oldukça, Rumların alnına çalınmış bir kara leke olarak kalacaktır.

İşte tam bu noktada, tarihe açılan bu pencereden; insan hakları havarileri kesilerek, Türk Milletine sözde 'Ermeni Soykırımı' yaftası yapıştırmak için çabalayanlara ve suçlu sandalyesine oturtmak isteyenlere soruyorum?

Siz; kanlı tarihlerini unutarak, asil Türk Milletine 'sözde Ermeni soykırımı ' iftirasını atan, çıkardıkları taraflı yasalarla onaylayan, gerçek dışı olayları suç diye dayatan barış havarisi kılığına girmiş suç makineleri, onların Türkiye'de ki işbirlikçileri, kimi bilim insanları, sözde sanatçılar ve bu yalan üzerinden nemalananlar.

Olmayan gerçekler üzerinden özür kampanyası başlatan, özür dileyen, Ermeni diasporasına teslim olmuş paralı kalemşorlar, 'Taraflı' yazarlar!

Yıllardan beri süregelen taraflar arası Kıbrıs müzakerelerinde Rum liderleriyle kanka ve yoldaş olanlar!

Kıbrıs Türk Halkına, neredeyse 60 yıldan beri devam eden Rum'un bu insanlık dışı uygulamaları, ambargoları, 1955 -1974 yılları arasında yaptıkları katliamları, neredeyse bir halkın topyekûn yok edilmesi, 'soykırımı', bu insanlık ayıbı karşısında:

Söyleyeceklerinizi duyalım!

Tarihin bu döneminde yaşananlara 'Kıbrıs Türk Halkına karşı yapılmış bir soykırımdır.' Demek cesaretiniz var mı?

Tarihin yazıldığı bazı defterler vardır! O defterlere konu olan gerçekler; günü geldiğinde o tarihi yaşayan ve yaşatanlarca sorgulanır, sonuç alınır ve o defter bir daha açılmamak üzere kapanır…

Ama bazıları ise hep açık kalır! Hele, hele o defterin başında, "Kıbrıs Türk'üne uygulanan soykırım" yazılı ve bu güne kadar bu insanlık suçunu işleyen Rumlar; uluslararası yargı karşısında değil hesap vermek!

En azından bu utançlarını kabul ederek, Kıbrıs Türk Halkından özür dahi dilememişlerse; bu defter hep açık kalacaktır.

1963 yılının Aralık ayında yaşanan bu acılı olaylara tanıklık etmedim, Kıbrıs adasında değildim çünkü o zaman Kuleli Askeri Lisesi 2'nci sınıf öğrencisiydim.

Ama hem radyodan, hem de gazetelerden Kıbrıs Türk'ünün uğradığı haksızlıkları ve maruz kaldığı katliamları duydum ve okudum.

Ancak yıllar sonra öylesine bir yaşam kesiti karşıma çıkacaktı ki karşıma! 20 Temmuz 1974 tarihinde Kıbrıs adasında yine Kıbrıs Türk Halkını topyekûn ortadan kaldırmalarına ramak kala; Rumlara karşı üsteğmen rütbesi ve bölük komutanı olarak savaşacaktım.

Katılmış olduğum bu savaş ve o yılların Türkiye'sinde yaşanan diğer önemli olaylara yeri geldiğinde değineceğim.

Ama 60'lı yılların ortasında sadece Türk oldukları için Rumlar tarafından katledilen binlerce soydaşımız bu mezalime maruz kalırken:

20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında bizzat benim yaşadığım, tanıklığını yaptığım aşağıdaki olayı; tarihe not düşmek, Türk insanına 'sözde Ermeni Soykırımı' yaftası yapıştırmak isteyenlere ama en çok da Türk Askeri Kıbrıs'ta katliam yaptı demek cüretini gösteren yalancılara, Rum'a alet olan hainler tayfasına yanıt vermek için aynen aktaracağım.

Devamı yarın...

QOSHE - 10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (55) - Atilla Çilingir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

10’LARIN İZLERİYLE TÜRKİYE (55)

13 0
01.04.2024

... dünden devam

Kıbrıs'ta 21 Aralık 1963 tarihinde had safhaya ulaşan ve Kıbrıs Türk Halkının, Rumlar tarafından topyekûn öldürülmesini amaçlayan bu katliamlar, yapılmak istenen 'soykırımın' ta kendisidir.

Ancak, ne büyük ikiyüzlülüktür ki, bu insanlık suçu, BM' üye ülkeler ve onların ada da barışı sağlamakla görevli BG yetkililerince 'bölgesel katliamlar' olarak tanımlanmıştır!

Ama ne şekilde tanımlanırsa tanımlansın, bu insanlık suçunun gölgesi ve ayıbı; dünya var oldukça, Rumların alnına çalınmış bir kara leke olarak kalacaktır.

İşte tam bu noktada, tarihe açılan bu pencereden; insan hakları havarileri kesilerek, Türk Milletine sözde 'Ermeni Soykırımı' yaftası yapıştırmak için çabalayanlara ve suçlu sandalyesine oturtmak isteyenlere soruyorum?

Siz; kanlı tarihlerini unutarak, asil Türk Milletine 'sözde Ermeni soykırımı ' iftirasını atan, çıkardıkları taraflı yasalarla onaylayan, gerçek dışı olayları suç diye dayatan barış havarisi kılığına girmiş suç makineleri, onların Türkiye'de ki işbirlikçileri, kimi bilim insanları, sözde sanatçılar ve bu yalan üzerinden nemalananlar.

Olmayan gerçekler üzerinden özür kampanyası........

© Önce Vatan


Get it on Google Play