Böyle bir cümleyi neden ve kimin için dile getirdiğimi, lafı daha fazla uzatmadan hemen söyleyeyim.

Recep Uçar’la yollarını ayıran Kayserispor’un 2.5 yıllığına anlaşmaya vardığı Burak Yılmaz’a bu sözlerim…

Nedeni ise, bu ülkede, dört büyük takımın formasını Sergen Yalçın’la birlikte giyen iki futbolcudan biri olan Burak Yılmaz’ın, Kayseri’ye ayak basar basmaz, “Öncelikle Kayserispor camiasına çok teşekkür ediyorum. Buraya, bu göreve layık görüldüm. Bu şerefli camia bana güvendi. İlk teknik direktörlük deneyimim. Genç ve hırslı bir antrenörüm. Allah'ın izniyle hep birlikte Kayserispor'u iyi yerlere getireceğiz inşallah” demesi…

Burak Yılmaz’a bir hatırlatmada bulunayım. Tabi ki yeni gittiğin camiaya övgü dolu sözlerde bulunman kadar doğal bir şey yok. Buna bir sözüm yok. Ancak, Beşiktaş’ta görev yaptığın o yakın geçmişi yok varsaymak ne demek,

Oysa, Burak Yılmaz sezona yardımcı antrenör olarak başlamış ve Şenol Güneş'in istifası sonrası Beşiktaş'ta antrenör olarak görev almıştı. Siyah Beyazlı takımın başında altı maça çıkan Yılmaz bu süreci, iki galibiyet ve dört yenilgiyle geçmişti.

Bakın, burada rakamların, yani takımının başında çıktığı maç sayısı veya, kazanıp kaybettiği karşılaşmalar değil önemli olan. Mühim olan şey, ilki 2006-2008 arasında ve ikincisi de 2019-2020 sezonları olmak üzere iki ayrı dönemde formasını da giydiği camiada yaptığı teknik adamlığı yok varsaymak.

Yazının girişindeki cümleyi bir kez daha yinelemek istiyorum. Bir insanın en önemli özelliklerinden biri vefa duygusu olmalıdır. Evlerimizde ya da dışarıda beslediğimiz hayvanların bile, kendisine bir yudum su, bir kaşık mama veren insanlara bile vefa duygusunu bir şekilde yansıttığını görebiliyoruz değil mi? Bu gerçekten yola çıkarak, sevgili Burak Yılmaz’ın tamamen bir yanlış anlaşılma olmasını arzu ettiğim bu davranışını fark ederek, bir açıklama yapması ve bir şekilde Beşiktaş camiasından özür dilemesi gerekir diye düşünüyorum. Yoksa, Süleyman Seba, Şeref Has, Hakkı Yeten ve daha niceleri gibi centilmenliğin, şimdiki tanımlamasıyla, fair-play kavramının kitabını yazmış insanlarla dolu Beşiktaş camiası tarafından asla affedilmeyeceğini ve Siyah Beyazlı kulübün kapısının bir daha asla açılmayacak şekilde kendisine kapanabileceğini hatırlatmak isterim.

Son zamanlarda dillerde dolaşan o, “Hayat bir gündür. O da bugündür” cümlesi sadece ses uyumu sağlayan bir cümleden öteye bir şey değildir. Benden hatırlatması.

Hoşçakalın…

QOSHE - Burak Yılmaz’a yakışmadı (!) - Erden Aktoğu
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Burak Yılmaz’a yakışmadı (!)

73 0
30.01.2024

Böyle bir cümleyi neden ve kimin için dile getirdiğimi, lafı daha fazla uzatmadan hemen söyleyeyim.

Recep Uçar’la yollarını ayıran Kayserispor’un 2.5 yıllığına anlaşmaya vardığı Burak Yılmaz’a bu sözlerim…

Nedeni ise, bu ülkede, dört büyük takımın formasını Sergen Yalçın’la birlikte giyen iki futbolcudan biri olan Burak Yılmaz’ın, Kayseri’ye ayak basar basmaz, “Öncelikle Kayserispor camiasına çok teşekkür ediyorum. Buraya, bu göreve layık görüldüm. Bu şerefli camia bana güvendi. İlk teknik direktörlük deneyimim. Genç ve hırslı bir antrenörüm. Allah'ın izniyle hep birlikte Kayserispor'u iyi yerlere getireceğiz inşallah” demesi…

Burak Yılmaz’a bir hatırlatmada bulunayım. Tabi ki yeni gittiğin camiaya övgü dolu sözlerde bulunman kadar doğal bir şey yok. Buna bir sözüm yok. Ancak, Beşiktaş’ta görev........

© Önce Vatan


Get it on Google Play