Ana hatları ve hedefleri dikkate alındığında, Kalkınma YoluProjesi çok güzel, bölge ülkeleri açısından mutluluklar vaad eden bir proje. Yalnız, kafalara takılan ve yanıtını merak ettiğimiz soru şu: Kalkınma Yolu Projesi hangi küresel projenin halkası olacaktır. Projenin bir ucunda Irak’ın Faw limanı, diğer ucunda Türkiye’nin Ovaköy’ü ve Mersin’i var. Peki, bunların öncesinde ve sonrasında hangi dinamikler etkili olacaktır?

Bu çok önemli projenin bölgesel bir proje oarak kalması mümkün değildir. Yıllardır ABD ile Çin arasında kıyasıya bir mücadelenein yaşanmasına neden olan “Kuşak ve Yol”un “Kalkınma Yolu”na ilgisiz kalacağı düşünülebilir mi? Geçtiğimiz yıl Hindistan’da yapılan G-20 Zirvesi’ne Kuşak ve Yola’a alternatif olarak IMEC projesini gündeme getiren ABD’nin “Kakınma Yolu”na ilgisiz kalması mümkü müdür?

Çin ve araka plandaki destekçileri de, ABD de “Ortadoğu^’nun İpek Yolu” ile yakından ilgileneceklerdir. Bu ilginin de ne gibi sonuçlar üretebileceğini yakın zamanda göreceğiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,13 yıl aradan sonra Irak’a yaptığı resmi ziyaretin en önemli başlıkları, Irak ile imzalanan Kalkınma Yolu Anlaşması ile Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimiyle ve Irak Türkmenleriyle yapılan görüşmelerdi.

Bağdat havaalanında düzenlenen törende, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudan tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat’ta, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudani ile görüştü. İki komşu ülke teknik heyetleri arasında geçekleştirilen görüşmeler sonrasında, Türkiye ile Irak arasında, başta Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere, bir dizi anlaşma imzalandı. Görüşmeler ve imza töreni sonrasında, Irak Başbakanı Sudani ile ortak basın toplantısında konuşan Cuhurbaşkanı Edoğan, iki ülkenin terör örgütü PKK'ya karşı ortak hareket edeceklerini söyledi.

IKBY ZİYARETİ

Erdoğan, Başkent Bağdat'taki programlarını tamamlayarak geldiği Erbil'de törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ve beraberlerindeki heyetle Erbil'de görüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki çalışmaları çerçevesinde, Irak Türkmenleri ve Sünni kanaat önderleriyle de ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Erdoğan, Bağdat ve Erbil'deki temaslarını tamamlamasının ardından Türkiye'ye döndü. Türkiye, 1991’deki I. Körfez Savaşı’ndan, özellikle de Irak’ın işgalinden beri, her fırsatta Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu söyledik, söyleyeceğiz. 1926’da yaptığımız Ankara Anlaşması’nda, Musul ve Kerkük’ten Irak’ın toprak bütünlüğü şartıyla vazgeçmiştik. Irak’ın kuzeyindeki yönetimi ziyaret etmekle, yılardır savunduğumuzz “Irak’ın toprak bütünlüğünden” vaz mı eçmiş oluyoruz?

1991’de Irak 36’ncı Paralel boyunca bölündüğünde, Ankara Anlaşması’nı gündeme getirmemiş olmamızın sancılarını yaşadığımızı unutmayalım. Papa’nın Irak’ın kuzeyini ziyareti vesilesiyle basılan hatıra pullarında, ülkemizin bir bölümünü kendi bölgesi sınırları içinde gösterenlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişi vesilesiyle Erbil kalesine Türk bayrağı yansıtanların samimiyetine ne derece inanılabilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 yıl aradan sonra, ABD ziyaretinin hemen öncesinde Irak’ta gerçekleştirdiği temasların özeti bu kadar. Fakat, bu ziyarette yapılan görüşmelerin ve imzalanan anlaşmaların üreteceği sonuçlar, pek de uzak olmayan bir gelecekte gündeme gelmeye başlayacaktır.

IRAK ZİYARETİNİN YANSIMALARI

Bütün dünyanın büyük bir ilgiyle izlediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’ı ziyaretini ve bu ziyaret sırasında imzalanan Kalkınma Yolu Projesi Anlaşması’nın, iki komşu ülke ilişkilerini ne yönde, ne ölçüde etkileyebileceğini, Irak’ın kuzey bölgesinde kök salan terör yuvarının kazınmasına ne ölçüde yardımcı olabileceğini tartışırken, konuyu yalnızca bölgesel boyutta değerlendirmek yanlış ve eksik olacaktır.

“Kalkınma Yolu”, küresel bir projenin en önemli halkalarından birini oluşturacakt ır ve hayata geçirilmesi kadar, güvenliğinin sağlanması da önemli bir konu başlığı olarak, uzun süre gündemimizde olacaktır.

Irak ile imzalanan anlaşmaya göre, toplam 20 milyar doları aşkın bir yatırımla hayata geçirilmesi planlanan Kalkınma Yolu Projesi , iki komşu ülke arasında yeni bir işbirliği ve ticaret sürecinin başlamasını sağlayacaktır. Daha da öneemlisi, çift otoban ve demiryolu şeklinde hayata geçirilmesi planlanan 1200 km’lik bu koridor tamamlandığında, Asya’da ve Ortadoğu coğrafyasında üretilecek ürünleri ve malların gemilerle Süveş Kanalı’nı dolanmasına gerek kalmadan, Irak ve Anadolu üzerinden Avrupa’ya ve Akdeniz havzasına kısa zamanda taiınması mümkün olacaktır.

Ana hatları ve hedefleri dikkate alındığında, “Kalkınma Yolu” çok güzel, bölge ülkeleri açısından mutluluklar vaad eden bir proje. Yalnız, kafalara takılan ve yanıtını merak ettiğimiz soru şu: Kalkınma Yolu Projesi hangi küresel projenin halkası olacaktır. Projenin bir ucunda Irak’ın Faw limanı, diğer ucunda Türkiye’nin Ovaköy’ü ve Mersin’i var. Peki, bunların öncesinde ve sonrasında hangi dinamikler etkili olacaktır?

Bu çok önemli projenin bölgesel bir proje oarak kalması mümkün değildir. Yıllardır ABD ile Çin arasında kıyasıya bir mücadelenin yaşanmasına neden olan “Kuşak ve Yol”un “Kalkınma Yolu”na ilgisiz kalacağı düşünülebilir mi? Geçtiğimiz yıl Hindistan’da yapılan G-20 Zirvesi’nde Kuşak ve Yol’a alternatif olarak IMEC projesini gündeme getiren ABD’nin “Kakınma Yolu”na ilgisiz kalması mümkü müdür?

Çin ve araka plandaki destekçileri de, ABD de “Ortadoğu^’nun İpek Yolu” ile yakından ilgileneceklerdir. Bu ilginin de ne gibi sonuçlar üretebileceğini yakın zamanda göreceğiz.

KALKINMA YOLU PROJESİ

Önce Kalkınma Yolu Projesi’nin nasıl ve ne zaman gündeme geldiğini irdeleyelim..

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz Şubat ayında BAE ziyareti sırasıda Kalkınma Yolu Projesi’ni de gündeme getirmiş ve "Konunun (Kalkınma Yolu Projesi ) baş aktörleri Türkiye, BAE ve Irak. Bu yol, bölgemizi yeni bir İpek Yolu haline getirrecek ve bölgesel barışa da hizmet edecek" demişti. Dışişleri Bakanı Fidan da, 13 Eylül 2023'te Irak, BAE, Katar ve Türkiye’nin, bölgeye ekonomik bir canlılık kazandırması beklenen proje konusunda yoğun görüşmeler ve hazırlıklar yaptıklarını duyurmuştu. Bu proje, “Ortadoğu’nun İpek Yolu” olacaktı.

Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, Mart ayında Kalkınma Yolu Projesi’ne ilişkin yaptığı açıklamada, Türkiye ile çok kapsamlı görüşmeler yaptıklarını ve projeyi hayata geçirebilmek için büyük finansmana ihtiyaç duyulduğunu belirterek, Körfez ülkelerini projeye daha güçlü destek vermeye çeğırmıştı.

Basra Körfezi’ndeki Faw limanından başlayan ve Irak’ın önemli kentlerinden geçerek Anadolu’ya, oradan da demir ve karayollarıyla Avrupa’ya, Mersin üzerinden de Akdeniz havzasına uzanacak olan Kalkınma Yolu Projesi'nde Türk ve Irak hükümetleri, devam eden çalışmalara ek olarak 23,8 milyar dolarlık yatırım yapmaları gerekiyor.

Türkiye Asya’yı, Basra Körfezi, Irak ve Anadolu üzerinden Avrupa’ya bağlayacak olan koridorun demir ve kara yollarını hayata geçirecek. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Kalkınma Yolu Projesi kapsamında yürüttüğü çalışmalarla ülkeden geçen 2 bin 88 kilometrelik demir yolu bağlantısı için 615 kilometrelik yeni hat, 1912 kilometrelik kara yolu koridoru için de 320 kilometrelik yeni otoyol yatırımı planladı.

Türkiye'nin coğrafi ve stratejik konumunuçok yönlü değerlendirdiklerini ve geleceği buna göre planladıklarını belirten Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Süveyş Kanalı'ndan 35 günde geçen gemi trafiği var. Ümit Burnu'nda ise bu 45 güne çıkıyor. Kalkınma Yolu'nu bitirdiğimizde nakliye süreci 25 güne düşecek" diye konuştu.

“ORTADOĞU’NUN İPEK YOLU”

Projenin geçtiği güzergahın teknik incelemesi ve tasarımı İtalyan firması PEG Infrastructure tarafından yapılan “Kalkınma Yolu”, 1200 kilometrelik demir yolu ve otoyol ile Türkiye'nin Ovaköy’ünü Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'na bağlayacak. “Ortadoğu’nun İpek Yolu” olarak tanımlanan proje, Avrupa'dan Körfez ülkelerine kadar geniş bir bölgeyi etkileyecek ve ortak faydalar üretecektir.

“Kalkınma Yolu”nun, Irak hükümetinin tek başına yüklenemeyeceği büyüklükte 20 milyar doları aşkın devasa bir maliyeti bulunuyor. Irak bu büyüklüklte bir bölgesel projenin finansmanını sağlama konusunda yetersiz; dolayısıyla projenin gidişatı kesinlikle yabancı yatırıma bağlı. Bu nedenle, projenin finansmanı ve hayata geçirilmesi konusunda, Türkiye ve Körfez ülkeleri dışında da çok ciddi maddi katkıların yapılması gerekiyor. Bu konuda da Çin ve destekçileri ile ABD arasında “çok ciddi bir rekebetin” yaşanacağını tahmin etmek zor değildir.

“KÜRESEL KALKINMA PROJESİ” HANGİ KÜRESEL PROJENİN HALKASI OLACAKTIR?

“Basra Körfezi’nden Anadolu’ya uzanacak olan Kalkınma Yolu, hangi küresel projenin bağlantı halkasını oluşturacaktır?” sorusunun yanıtı çok önemlidir. Çünkü, “Kalkınma Yolu”nun, Çin’in sahiplendiği Kuşak ve Yol projesinin ya da ABD’nin bu koridora alternatif olarak hayata geçirmeyi planladığı Hindistan merkezli IMEC projesinin halkası olması, hem söz konusu projelerin hem de bölgenin geleceği, dolayısıyla küresel barış açısından çok önemli sonuçlar üretecektir.

Hangi kuşağın bağlantı halkası olursa olsun, Kalkınma Yolu Projesi, yıllanmış fakat henüz sonuçlanmamış bir küresel rekabeti, küresel barışı tehdit eden bir başka boyutuyla gündeme getirecektir.

“HEDEF ORTA KUŞAK” DEMİŞTİK...

15 Şubaat tarihli “HEDEF ORTAKORİDOR” başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi, Hindistan’da yapılan G-20 Zirvesi’nde ABD tarafından IMEC adıyla gündeme getirilen Hindistan çıkışlı küresel proje, Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’ne alternatif olacaktı. Hİndİstan’dan yola çıkan IMEC, Basra Körfezi’nde BAE, Suudi Arabistan ve Ürdün süzerinden İsrail’in Hayfa limanında Akdeniz’le buluşuyordu. Buradan gemilerle Güney Kıbrıs’a, oradan da Yunanistan’a ulaşan IMEC Avrupa pazarıyla buluşuyordu.

Fakat bu güzergah hem yüksek maliyetliydi hem hayata geçirilmesi zor, hem de rekabet açısından hatalı bir projeydi. ABD’nin gözü, baştan beri Anadolu coğrafyasında, yani “Kuşak ve Yol”un Orta Koridoru’ndaydı.

O nedenle, Kalkınma Yolu’nun, “Kuşak ve Yol”un ya da “IMEC”in bir halkası olması, Türkiye’nin komşumuz Irak ile, Rusya ile, ABD ve Avrupa ülkeleriyle olan ilişkilerimizi derinden etkileyecektir.

“Kalkinma Yolu”nu, yalnızca küresel bir projenin parçası olarak değerlendirmek, gelecekte üretebileceği sonuçları öngörmemize engel olacaktır. O nedenle konuyu, küresel aktörler arasında “Kuşak ve Yol” merkezli yaşanmakta olan uluslararası rekabet boyutunda değerlendirmemiz gerekir. s

DİKKAT! KALKINMA YOLU’NUN GELECEĞİ

Kalkınma Yolu, Çin ve İngiltere’nin Avrupa ülkeleriyle elele vererek hayata geçirmeye çalıştıkları ve tamamlandığında Çin’i küresel ekonominin lideri yapacak olan Kuşak ve Yol’un bir halkası olacaksa, Ukrayna ve Gazze Irak coğrafyasına taşınacak demektir. Çünkü ABD, Kalkınma Yolu’nun, Çin’in Kuşak ve Yol’una payanda olmasına hiçbir zaman, hiçbir şekilde izin vermek istemeyecektir.

Kalkınma Yolu Projesi’nin hayata geçirilmesi konusunda Türkiye ve Irak’In yanı sıra BAE ve Katar çok istekli ve kararlı görünüyorlar. Fakat, bölgeye büyük bir ekonomik canlılık getirmesi, projeye katkı sağlayan ülkelere saygınlık kazandırması beklenen “Kalkınma Yolu” gibi bir bölgesel oluşumun hayata geçirilmesi konuşunda yapılacak çalışmalar bazı çok önemli sorunları gündeme getirebilir.

QOSHE - “KALKINMA YOLU”NUN ŞİFRELERİ - M. Kemal Sallı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

“KALKINMA YOLU”NUN ŞİFRELERİ

9 0
25.04.2024

Ana hatları ve hedefleri dikkate alındığında, Kalkınma YoluProjesi çok güzel, bölge ülkeleri açısından mutluluklar vaad eden bir proje. Yalnız, kafalara takılan ve yanıtını merak ettiğimiz soru şu: Kalkınma Yolu Projesi hangi küresel projenin halkası olacaktır. Projenin bir ucunda Irak’ın Faw limanı, diğer ucunda Türkiye’nin Ovaköy’ü ve Mersin’i var. Peki, bunların öncesinde ve sonrasında hangi dinamikler etkili olacaktır?

Bu çok önemli projenin bölgesel bir proje oarak kalması mümkün değildir. Yıllardır ABD ile Çin arasında kıyasıya bir mücadelenein yaşanmasına neden olan “Kuşak ve Yol”un “Kalkınma Yolu”na ilgisiz kalacağı düşünülebilir mi? Geçtiğimiz yıl Hindistan’da yapılan G-20 Zirvesi’ne Kuşak ve Yola’a alternatif olarak IMEC projesini gündeme getiren ABD’nin “Kakınma Yolu”na ilgisiz kalması mümkü müdür?

Çin ve araka plandaki destekçileri de, ABD de “Ortadoğu^’nun İpek Yolu” ile yakından ilgileneceklerdir. Bu ilginin de ne gibi sonuçlar üretebileceğini yakın zamanda göreceğiz.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın,13 yıl aradan sonra Irak’a yaptığı resmi ziyaretin en önemli başlıkları, Irak ile imzalanan Kalkınma Yolu Anlaşması ile Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimiyle ve Irak Türkmenleriyle yapılan görüşmelerdi.

Bağdat havaalanında düzenlenen törende, Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudan tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bağdat’ta, Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Reşid ile bir araya geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Irak Başbakanı Muhammed Şiya es Sudani ile görüştü. İki komşu ülke teknik heyetleri arasında geçekleştirilen görüşmeler sonrasında, Türkiye ile Irak arasında, başta Kalkınma Yolu Projesi olmak üzere, bir dizi anlaşma imzalandı. Görüşmeler ve imza töreni sonrasında, Irak Başbakanı Sudani ile ortak basın toplantısında konuşan Cuhurbaşkanı Edoğan, iki ülkenin terör örgütü PKK'ya karşı ortak hareket edeceklerini söyledi.

IKBY ZİYARETİ

Erdoğan, Başkent Bağdat'taki programlarını tamamlayarak geldiği Erbil'de törenle karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani ve beraberlerindeki heyetle Erbil'de görüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buradaki çalışmaları çerçevesinde, Irak Türkmenleri ve Sünni kanaat önderleriyle de ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.

Erdoğan, Bağdat ve Erbil'deki temaslarını tamamlamasının ardından Türkiye'ye döndü. Türkiye, 1991’deki I. Körfez Savaşı’ndan, özellikle de Irak’ın işgalinden beri, her fırsatta Irak’ın toprak bütünlüğünden yana olduğumuzu söyledik, söyleyeceğiz. 1926’da yaptığımız Ankara Anlaşması’nda, Musul ve Kerkük’ten Irak’ın toprak bütünlüğü şartıyla vazgeçmiştik. Irak’ın kuzeyindeki yönetimi ziyaret etmekle, yılardır savunduğumuzz “Irak’ın toprak bütünlüğünden” vaz mı eçmiş oluyoruz?

1991’de Irak 36’ncı Paralel boyunca bölündüğünde, Ankara Anlaşması’nı gündeme getirmemiş olmamızın sancılarını yaşadığımızı unutmayalım. Papa’nın Irak’ın kuzeyini ziyareti vesilesiyle basılan hatıra pullarında, ülkemizin bir bölümünü kendi bölgesi sınırları içinde gösterenlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişi vesilesiyle Erbil kalesine Türk bayrağı yansıtanların samimiyetine ne derece inanılabilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 13 yıl aradan sonra, ABD ziyaretinin hemen öncesinde Irak’ta gerçekleştirdiği temasların özeti bu kadar. Fakat, bu ziyarette yapılan görüşmelerin ve imzalanan anlaşmaların üreteceği sonuçlar, pek de uzak olmayan bir gelecekte gündeme gelmeye başlayacaktır.

IRAK ZİYARETİNİN YANSIMALARI

Bütün dünyanın büyük bir ilgiyle izlediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak’ı ziyaretini ve bu ziyaret sırasında imzalanan Kalkınma Yolu Projesi Anlaşması’nın, iki komşu ülke ilişkilerini ne yönde, ne ölçüde etkileyebileceğini, Irak’ın kuzey bölgesinde kök salan terör yuvarının kazınmasına........

© Önce Vatan


Get it on Google Play