Servet Somuncuoğlu.. Atayurdumuz Türkistan’ın kimseleriin uzanamadığı dağlarında, tepelerinde yaptığı araştırmalara, çektiği fotoğraflar, belgeseller ve yazdığı kitaplarla Türk Dünyası’na çok değerli bir servet armağan ederek ebediyete göçen Servet Somuncuoğlu, haklı olarak, unutulmayan Türk tarihi araştırmacıları arasında anılmayı haketmişti. Türk tarihi ve kültürü açısından çok değerli olan eserleri, ebediyen takdirle anılmasına vesile olurken, onun yolunda yürüyecek genç araştırmacılara da rehber olacaktır.

Servet Somuncuoğlu’nu anlatmaya çalıştığım yazılarımda, onun yaptığı çalışmaların değerinni vurgularken hep şunu söylemişimdir: “Bilim, kaya resimlerinden, tamgalardan, seslerin işareti olan harflerle yazmamızı sağlayan alfabeye geçebilmek için en az, 10-12 bin yılın geçmesi gerekiyor. Atalarımızın mirası olan kaya resimleri de, seslerin işareti olan harflerle (Göktürk alfabesi) yazılmı Orhun ve Yenisey yazıtları da aynı coğrafyadadır. Fakat bunların ikisi arasındaki 10 bin yıllık tarihimiz karanlıktadır. Servet Somuncuoğlu, yaptığı çalışmalarla, yazdığı kitaplarla bizlere, karanlıkta bırakılmış tarihimizi aydınlatabilmemize yardımcı olacak çok değerli bir servetarmağan etmiştir.”

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü, 2 Aralık 2023 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Nevin Somuncuoğlu, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Dr. Mehmet Aca, Kaptan Mustafa Can, Dr. Yasin Cemal Galata ve Bünyamin Aksungur’un konuşmacı olarak katıldıkları “Taşlara Kazınmış, Türklüğe Adanmış Bir Ömür: SERVET SOMUNCUOĞLU” başlıklı anma etkinliği düzenledi.

Yoğun katılımlı etkinlik, Dr.Yasin Cemal Galata’nın İlteriş Vakfı ve Somuncuoğlu ailesinin desteğiyle yayına hazırlamış olduğu Servet Somuncuoğlu’nun ESKİ TÜRK YAZITLARI ATLASI’nın tanıtımıyla devam etti.

Yoğun bir ilgi ve katılımla gerçekleşen anma programı, Servet Somuncuoğlu’nun özgeçmişini anlatan video gösterimiyle başladı. Arrdından, 2009 yılında Servet Somuncuoğlu’nun Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Süleymaniye Kürsüsü’nde verdiği konferansın açılışında Turan Yazgan Hoca ile Servet Somuncuoğlu’nun, birbirlerinin kıymetini dile getiren konuşmalarından kısa bir kesitin yer aldığı video gösterimi izlendi. Somuncuoğlu’nun videodaki “Turan Hocam beni anlayıp araştırmalarım için şevk ve cesaret vermeseydi bunları başaramazdım.” sözleri bir gerçeğin ifadesi bir başarı öyküsünün özetiydi.

Video gösterimleri ardından bir selamlama ve teşekkür konuşması yapmak üzere kürsüye gelen Servet Somuncuoğlu’nun eşi Nevin Somuncuoğlu, duygulu konuşmasında Türklük Bilimi için altın değerinde kalıcı çalışmalar yapmış eşinin bu şekilde vefa görmesinin ve çalışmalarıyla hep gündemde olmasının kendilerini son derece mutlu ettiğini söyledi.

Arkasından kürsüye çıkan konuşmacılar, yakında tanıdıkları, birlikte çalıştıkları, çalışmalarına tanıklık ettikleri, çalışmalarına değişik açılardan destek oldukları Servet Somuncuoğlu’nu, çoğu noktalarda keşişen aynı düşünce ve görüşlerle anlattılar.

“SERVET SOMUNCUOĞLU TRT’DE TÜRKLÜĞE DEĞER VERİLMESİNİ SAĞLADI”

Anma programının ilk konuşmasını yapan ve oturumu yöneten Dr. Yasin Cemal Galata, 2010 yılında TRT’de göreve başladığında Servet Somuncuoğlu ile kesişen yolunun bugüne kadar hiç ayrılmadığını, ona saha çalışmalarında asistanlık yaptığını, Türklükle ilgili çalışmaların TRT’de pek rağbet görmediği o zamanlarda, Türk Dünyası’ndaki taşlara yazılmış Türk tarihinin ve kültürünün çok değerli izlerini nasıl belgelediğini ve belgeselleştirdiğini ayrıntılı olarak anlattı.

Dr. Galata, Servet Somuncuoğlu’nun vefatından sonra arşivinde kalmış ve kitaplaştırılamamış olan birçok çalışmalarını kitaplaştırdıklarını, son olarak da İlteriş Vakfı’nın büyük desteğiyle Eski Türk Yazıtları Atlası’nı Türklük Bilimi’nin hizmetine sunduklarını, ilerleyen süreçte elde kalan diğer çalışmaları da değerlendireceklerini ve bir Servet Somuncuoğlu Belgeseli çekecekleri müjdesini verdi.

“SERVET SOMUNCUOĞLU BİR TÜRK KAHRAMANIDIR”

İkinci konuşmacı, İlteriş Vakfı Başkanı ve Türklük Bilimi Dostu, başta Servet Somuncuoğlu olmak üzere Türk tarihi ve kültürü konusunda araştırma yapanlara maddi manevi büyük destek sağlayan özverili bir Türk işadamı, Kaptan Mustafa Can, Somuncuoğlu gibi bir dostu ve değerli bir tarih araştırmacısını, belge avcısını erken kaybetmenin acısını hâlâ yüreğinde yaşattığını belirten duygulu konuşmasında özetle şöyle dedi:

“Türk tarihi büyük kahramanlar yetiştirmiştir. Bu kahramanlar her yerdedir ve gece gündüz çalışırlar. Doğdukları topraklardan başlayarak Asya’nın bozkırlarındaki gizemleri çözmek için yola düşerler.

Çankırı’da doğan ve dünya denizlerinde binlerce farklı insan tanıyan bir kardeşiniz, bir büyüğünüz olarak söylemeliyim ki, dünyanın hiçbir yerinde bizim kadar kahraman yetiştiren bir millet yoktur.

Bu kahramanların bazılarıyla tanıştığım ve onlarla yol yürüdüğüm için kendimi şanslı hissediyorum. Bugün bizleri bir araya getiren Servet Somuncuoğlu işte böyle bir kahramandır. 2002’de onu tanıdığımda, bana heyecanla Türk Dünyası’yla ilgili projelerini anlattı. Bir gün bana söylediği şu cümleyi hiç unutamam: Var mısın? Birlikte bir taş atalım. Türk tarihi bunu bir çığ olarak anacaktır.”

“TÜRK DÜNYASI SERVET SOMUNCUOĞLU’NU UNUTMAYACAKTIR”

Üçüncü konuşmacımız Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Servet Somuncuoğlu’yla 2005 yılı Aralık ayı başında tanıştıklarını ve 2003’e kadar ortak çalışmalar yürüttüklerini belirterek sözlerine başladı.

Binlerce yıl önce, henüz yazının icat edilmediği dönemlerde, Türklerin taşlara nakşettikleri anılarını büyük bir özveriyle fotoğraflayan Somuncuoğlu’nun bu çalışmalarının tarih disipliniyle buluşturulması ve kitaplaştırlması konularında iki büyük destekçisi olmuştu; biri Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, diğeri de Kaptan Mustafa Can..

Atayurdumuzun kuş uçmaz ervan geçmez bölgelerinde, Kaptan Mustafa Can’ın destekleriyle yaptıklarıi saha araştırmalarında birbirleriyle çok yakın dost oldukların belirten Taşağıl, sekiz yıllık yol arkadaşı Servet Somuncuoğlu’nun çalışkan, bıkmayan, usanmayan kişiliği ve çalışma disiplini hakkında çok değerli anılar, bilgiler aktardı.

Taşağıl; Türk tarihini, göçler ve boylar üzerine inşa ettikleri bir tezi savunduklarını, bu kadar geniş bir coğrafyada sürekli yer değiştiren Türklerin gittikleri, yaşadıkları coğrafyalardaki kayalar üzerlerine, tarihimiz ve kültürümüz açısından çok değerli izler, resimli, tamgalı belgeler bıraktılarını belirterek, “Bunlar tarihimizin temel taşlarıdır. Servet Somuncuoğlu da, binlerce kilometrelik sahada bunları fotoğraflayarak, Türk tarih tezinin temellerini oluşturmuştur. Servet, tarihimiz ve kültürümüz aaçısından çok değerli eserler bırakmıştır” dedi.

Taşağıl, Servet Somuncuoğlu’nun dil bilmediği halde insanlarla gönül gözüyle ilişki kurduğunu ve onların gönlünü kazandığını belirterek, onun mütevazi bir bilge olduğunu söyledi.

“SERVET SOMUNCUOĞLU, KAFASINDA KURDUĞU PROJEYİ ANINDA UYGULAMAYA KOYARDI”

Dördüncü konuşmacı, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aca da, TRT belgesel çekimlerine danışmanlık talebiyle yollarının kesiştiği Servet Somuncuoğlu’nu, tanıklık ettiği çalışmaları ve ilginç anılarıyla anlattı.

“Servet Somuncuoğlu, meslek yapmıyordu, Servet Ağabey yaşıyordu. Yani yaşadığı alanlar belliydi; orada kendini anlamlı kılıyor, orada kendini değerli görüyor, orada ideallerine, hedeflerine ulaşmakta olduğunu düşünüyordu” diyerek anılarını anlatmaya başlayan Mehmet Aca, konuşmasını, Servet Somuncuoğlu’daki çalışma şevkini ve bunu çevresindekilere aşılama özelliğini özetle şöyle anlattı:

“Ben açık söylüyorum; üç gün üç gece uyumadığını hatırlıyorum. Sabahın beşinde geldiğimiz otelde, sürekli projelerden bahsederdi, sürekli yapılması edilmesi gereken şeylerden bahsederdi.

Ben, Türkoloji camiasında nadir görmüşümdür; değişik ortamlarda biraraya geliriz, projeler üretiriz. Şunu yapalım, bunu yapalım diye aşk ile, şevk ile konuşuruz, ama herkes dağıldıktan sonra, bunlar orada kalır. İşte Servet Ağabey’de ben şunu gördüm; ‘Yapalım’ dediği andan itibaren yapan birisiydi veyahut yaptıran, çevresindeki insanları buna motive edebilen ve o şevki, o aurayı yaratan biriydi.”

“HADİ AL SAZI BÜNYAMİN AĞABEY!”

Servet Somuncuoğlu’nu anma etkinliğinin son konuşmacısı, Somuncuoğlu’nun TRT’li ağabeyi, “İstanbul’da kaldığım 20 yıl boyunca bana hep ağabeylik yapmış, yol göstermiş, arka çıkmıştır” diye, saygıyla, övgüyle bahsettiği Türk Dünyası sanatçısı Bünyamin Aksungur’du. Aksungur, Türk Dünyası sevdasıyla dolu iki insan, iki ülküdaş, iki dost olarak TRT’de çalışmalarına tanık olduğu Somuncuoğlu’yla ilgili anılarını, Servet’i Servet yapan sırları anlattı.

Servet Somuncuoğlu, çok geniş bir coğrafyada fotoğrafladığı kaya resimlerinin ve yazılarının aynılık ve benzerlikleriyle akademisyenlere Türk Birliği’nin kanıtlarını sunuyorsa, kendisinin de, Türk Dünyası’nın çok farklı yörelerinde benzer ezgiler ve sözlerle dile gelen Türk ruhundaki birliğin kanıtlarını ortaya koyarak Türk milletinin bütünlüğünü sağlamaya çalıştığını belirten Aksungur, “Servet bana, ‘Hadi al sazı!’derdi, bende sazımı alıyorum” diyerek, dombırasıyla birlikte seslendirdiği Servet Somuncuoğlu’nun da çok sevdiği türkü ve şarkılarla, izleyenleri Türk Dünyası’nın bir başka boyutunda dolaştırdı.

Servet Somuncuoğlu’nu anma programı, Yusuf Yılmaz Araç, İsmail Demiray, Salih Güneş gibi öğretmen okulu, üniversite ve değişik kurumlardaki arkadaşları, çalışma arkadaşları ve diğer katılımcıların onu kıymetlendiren değişik açılardan özelliklerini anlatan tamamlayıcı konuşmalarla sona erdi.

Bir kere daha gördük ki Türk milletine olan büyük sevdasıyla, milletinin geleceğine ışık tutacak ölmez eserler bırakan Servet Somuncuoğlu, Türk milletinin gönlünde yaşamaya ve aydınlatmaya devam edecektir. Umarız onun izinden yürüyen nice Servetler gelir. Ruhu şad mekanı Cennet olsun.

QOSHE - TÜRK DÜNYASI’NA BİR SERVET ARMAĞAN EDEREK EBEDİYETE GÖÇTÜ - M. Kemal Sallı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TÜRK DÜNYASI’NA BİR SERVET ARMAĞAN EDEREK EBEDİYETE GÖÇTÜ

4 0
08.12.2023

Servet Somuncuoğlu.. Atayurdumuz Türkistan’ın kimseleriin uzanamadığı dağlarında, tepelerinde yaptığı araştırmalara, çektiği fotoğraflar, belgeseller ve yazdığı kitaplarla Türk Dünyası’na çok değerli bir servet armağan ederek ebediyete göçen Servet Somuncuoğlu, haklı olarak, unutulmayan Türk tarihi araştırmacıları arasında anılmayı haketmişti. Türk tarihi ve kültürü açısından çok değerli olan eserleri, ebediyen takdirle anılmasına vesile olurken, onun yolunda yürüyecek genç araştırmacılara da rehber olacaktır.

Servet Somuncuoğlu’nu anlatmaya çalıştığım yazılarımda, onun yaptığı çalışmaların değerinni vurgularken hep şunu söylemişimdir: “Bilim, kaya resimlerinden, tamgalardan, seslerin işareti olan harflerle yazmamızı sağlayan alfabeye geçebilmek için en az, 10-12 bin yılın geçmesi gerekiyor. Atalarımızın mirası olan kaya resimleri de, seslerin işareti olan harflerle (Göktürk alfabesi) yazılmı Orhun ve Yenisey yazıtları da aynı coğrafyadadır. Fakat bunların ikisi arasındaki 10 bin yıllık tarihimiz karanlıktadır. Servet Somuncuoğlu, yaptığı çalışmalarla, yazdığı kitaplarla bizlere, karanlıkta bırakılmış tarihimizi aydınlatabilmemize yardımcı olacak çok değerli bir servetarmağan etmiştir.”

Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü, 2 Aralık 2023 Cumartesi günü 14.00’te, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Konferans Salonunda, Nevin Somuncuoğlu, Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, Prof. Dr. Mehmet Aca, Kaptan Mustafa Can, Dr. Yasin Cemal Galata ve Bünyamin Aksungur’un konuşmacı olarak katıldıkları “Taşlara Kazınmış, Türklüğe Adanmış Bir Ömür: SERVET SOMUNCUOĞLU” başlıklı anma etkinliği düzenledi.

Yoğun katılımlı etkinlik, Dr.Yasin Cemal Galata’nın İlteriş Vakfı ve Somuncuoğlu ailesinin desteğiyle yayına hazırlamış olduğu Servet Somuncuoğlu’nun ESKİ TÜRK YAZITLARI ATLASI’nın tanıtımıyla devam etti.

Yoğun bir ilgi ve katılımla gerçekleşen anma programı, Servet Somuncuoğlu’nun özgeçmişini anlatan video gösterimiyle başladı. Arrdından, 2009 yılında Servet Somuncuoğlu’nun Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın Süleymaniye Kürsüsü’nde verdiği konferansın açılışında Turan Yazgan Hoca ile Servet Somuncuoğlu’nun, birbirlerinin kıymetini dile getiren konuşmalarından kısa bir kesitin yer aldığı video gösterimi izlendi. Somuncuoğlu’nun videodaki “Turan Hocam beni anlayıp araştırmalarım için şevk ve cesaret vermeseydi bunları başaramazdım.” sözleri bir gerçeğin ifadesi bir başarı öyküsünün özetiydi.

Video gösterimleri ardından bir selamlama ve teşekkür konuşması yapmak üzere kürsüye gelen Servet Somuncuoğlu’nun eşi Nevin Somuncuoğlu, duygulu konuşmasında Türklük Bilimi için altın değerinde kalıcı çalışmalar yapmış eşinin bu şekilde vefa görmesinin ve çalışmalarıyla hep gündemde olmasının kendilerini son derece mutlu ettiğini söyledi.

Arkasından kürsüye çıkan konuşmacılar, yakında tanıdıkları, birlikte çalıştıkları, çalışmalarına tanıklık ettikleri, çalışmalarına değişik açılardan destek oldukları Servet Somuncuoğlu’nu, çoğu noktalarda keşişen aynı düşünce ve görüşlerle anlattılar.

“SERVET SOMUNCUOĞLU TRT’DE TÜRKLÜĞE DEĞER VERİLMESİNİ SAĞLADI”

Anma programının ilk konuşmasını yapan ve oturumu yöneten Dr. Yasin Cemal Galata, 2010 yılında TRT’de göreve başladığında Servet Somuncuoğlu ile kesişen yolunun bugüne kadar hiç ayrılmadığını, ona saha........

© Önce Vatan


Get it on Google Play