Yaşadıkça, yaşamın içinde oldukça biran dahi öğrenmekten uzak durulmamalı, önceliklerimizi doğru ve isabetli tespit ederek. İnsandır yaşadıkça öğrenme faaliyetlerini daim kılmalı ve öğrenmekten hiç ayrı kalmamalıdır. Öğrenme ve eğitim, öğretim alma hevesimiz de uğraşımız da hangi yoğunlukta ve faal olursa olsun, öncelik tayini yapmakta yetersiz ve acemi davranırsak, sonu acı, sonu tedirginlikle gelir. Ne yazarım, nasıl anlatırım diye düşünürken yine literatürden bir anonim hikâye buldum.
*
Geçmiş zamanın birinde ilim adamın biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
-Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?
-- Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Bilge adam, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı pek beğenmez ama sandala biner.
- Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dil bilgisi bilmiyor musun?
-- Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!
- Yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri!
Bir müddet gittikten sonra bilge tekrar sorar:
- Allah bilir şimdi sen, matematik de bilmezsin!
-- Yok beğüm! Onu da bilmem! Dedik ya, güççükken haylazluktan okula gidemedük!
- Tüh yazık, yazık! Hayatının dörtte biri daha boşa gitti!
Bir müddet daha yol aldıktan sonra bilge, tekrar sorar:
- Sakın tarih, coğrafya filanda bilmem deme!
-- Belki hayatımın dörtte birü daha boşa getti; ama o dediklerini de bilmem efendü, vaktinde öğrenemedük işte!
- İyi de sandalcı! Dil bilgisi bilmezsin; matematik, tarih ve coğrafyadan da anlamazsın ; sen ne diye yaşarsın?.
Bu arada hava bozulmaktadır.
Sandalcı büyük bir fırtınanın geleceğini anlar.
Bilge adamına sorar:
-- Efendü, yüzme bilüsünüz deel mi?
İlim adamı, sandalcının bu sorusundan endişeye düşer ve bir korkudur başlar.
Sandalcıya yalvaran gözlerle cevap verir:
- Sandalcı ağa! Ben yüzme bilmiyorum! Çocukluktan beri o ilmi öğren, bu ilmi öğren derken yüzme öğrenmeye fırsat bulamadım.
-- Ahaa..!
-- N’apcan şimdi..!
-- Şimdiden başla dua etmeye.! Çünkü gettü hayatunun dörtte dördü..!
*
Hayatlarımızı yaşarken tüm karşı karşıya kalacaklarımızı öngörebilmek ve tüm donanıma sahip olmak elbette kolay değildir. Bilgimiz, kültürümüz, becerilerimiz hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın, geniş açıdan bakıp hayatın olası tüm zorluklarını da öngörebilmek başarılı olmanın, başarılı ve mutlu olmanın temel taşlarındandır. Hangi bilgi, hangi beceri, hangi kültürle donanımlı olmalıyım diye düşünüyorsanız, cevaplayayım, tüm süreçleri bünyesine alan bir hazır reçete yoktur ve olmayacaktır. İnsan yaşadıkça, süreç devam ettikçe her basamağı farklı farklı ve değişik gereklilikleri de olacaktır. Çağı ve günü yakalamak, değişime sırt dönmemek gerekir. Önceki asırlarda sahip olunan bilgilerle bir ömür yaşamak mümkün iken yaşadığımız yılların farklılığı, gün be gün hayatlarımıza yeni yeni farkında olup öğrenmemiz gerekenler var ki, uzak durmak, uzak kalmak, sırt dönmek, alakasız durmak felaketin kapı aralığıdır. Bilge ve kayıkçı hikâyesi yaşanmış mıdır kurgu mudur bilmiyorum, çok da önemli değil, önemli olan açık ve net mesajı doğru almaktır.

QOSHE - BİLMEK ÇOK İYİ, ÖNCELİĞİN NE! - Mir Murat Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

BİLMEK ÇOK İYİ, ÖNCELİĞİN NE!

5 0
05.12.2023

Yaşadıkça, yaşamın içinde oldukça biran dahi öğrenmekten uzak durulmamalı, önceliklerimizi doğru ve isabetli tespit ederek. İnsandır yaşadıkça öğrenme faaliyetlerini daim kılmalı ve öğrenmekten hiç ayrı kalmamalıdır. Öğrenme ve eğitim, öğretim alma hevesimiz de uğraşımız da hangi yoğunlukta ve faal olursa olsun, öncelik tayini yapmakta yetersiz ve acemi davranırsak, sonu acı, sonu tedirginlikle gelir. Ne yazarım, nasıl anlatırım diye düşünürken yine literatürden bir anonim hikâye buldum.
*
Geçmiş zamanın birinde ilim adamın biri, boğazın öbür yakasına geçmek için bir sandalcının yanına gelerek ona sorar:
-Karşıya geçirmek için ne kadar para alıyorsun?
-- Garşuya bir liraya geçürüm efendü.
Bilge adam, sandalcının bu bozuk Türkçe ile verdiği cevabı pek beğenmez ama sandala biner.
- Bu ne biçim konuşma böyle? Yoksa sen dil bilgisi bilmiyor musun?
-- Yok ağam, güççükken haytalık ettük, okuyamaduk!
- Yazık sana! Desene gitti hayatın dörtte biri!
Bir müddet gittikten sonra bilge tekrar sorar:
- Allah bilir........

© Önce Vatan


Get it on Google Play