Bir söz, söylem, şiir, roman, hikâye, her ne ise ortasından okunmaz, ortasından okunursa da bir şey anlaşılmaz, mesaj alınmaz, algılanmaz. İnsanları cinsiyetleri ayırmışız, meslekleri sınıf sınıf parçalamışız, branşları kategoriye göre parçalamışız. Ayrıntıya ulaşmak için elbette ayırım, ayırma, ayrıntılı anlama çabası çok iyidir de, yanlış olan bütünü görmemek, bütünü öğrenmeden ayrıntıda debelenmek. Kadınlar erkeklere sitem ediyor, erkekler de kadınlara, gençler ihtiyarlara sitem ediyor, ihtiyarlar da gençlere. Bölüp, bölüştürerek çareler bulmaya çalışırken, hangi bölümde isek karşıya sitem ederek yolumuzu doğru sanıyoruz.

Bilmiyoruz işte, henüz bilmiyoruz, dünya denilen gezegende yaşıyor ve başkaca bir yaşam yeri, alanı da bilmiyoruz. On binlerce canlıyla birlikte yaşarken dünya da akıl sahibi tek yaratık insan. Kadın, erkek ayırımı sadece cinsiyet farkı, ikisi de insan. İnsan topluluğu kendi içerisinde sağlam temelli iletişim, anlama, algılama, anlatma yetisine sahip olamazsa, istikrarlı bir duruş içerisinde yaşama dâhil olamazsa kendisini de yıpratır karşısındakini de, hayat olur azap.

*

Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış. Kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış. Lambadan cin çıkmış ve;

- Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün öyle dile.

Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:

- Bütün dünyada zulmün, savaşın, açlığın bitmesini istiyorum. Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barış gelmesini diliyorum.

Cin haritaya bakmış ve dehşetle;

- Tanrı aşkına Kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar.

Tamam, işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Başka bir dilekte bulun.

Kadın birkaç dakika düşünmüş ve;

- Hayatım boyunca doğru bir erkek bulamadım. Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem karizmatik, hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadık olacak erkek diliyorum.

Cin derin derin bir iç çekmiş:

- Uzat şu kahrolası haritayı...

*

Az tebessüm etti iseniz iyi, daha iyi olan mesajı almış olmanız. İnsan için, doğru, mantıklı, mutlu ve güvenli yaşam için döngü içerisinde dengeyi bulabilmek, çıkık ve sarkık hallerde dahi dengeyi sağlamak. İdeal yok, mükemmel yok, yaşadıkça, hayatın içinde oldukça adım adım, gıdım gıdım öğreniyoruz. Öğrenmek hayatın kendisi, doğal bir süreç, mesele öğrenirken yaşamak, yaşarken öğrenmek, dün ile bugünümüzün farkını anlayıp bir adım, bir derece de olsa iyiye, güzel ve doğruya yükselebilmek. Hayata farklı bir bakış açısıyla da denk diyebiliriz, denkleşmek, denkleştirmek değil mi? Çok farklı, çok uzak aykırı, anlaşılabilir olmayan, tamamlamayan, tamamlanmayan her ne ise uyumsuz olur, uyumsuz olanların bir araya gelmesi zorlayıcı metotlarla bütün kılınması birleştiriciliği sağlayamaz, kimyası uymaz.

Nasıl diye düşünmeye başlarken bilinçaltımız nasılım diye düşünme faaliyetine girmemişse, muazzam bir sonuca varma beklentisi hayal kırıklığı ile neticelenir. Kadın ve erkeğin bir araya gelişi, birbirlerini sevişi, sevgili olmaları, yuva kurmaları, aile olmaları, üreyip çoluk çocuk sahibi olmaları, sürece tabii olmaları temelindeki gerekçeyi değiştirmez. Nasıl derken nasılım diye düşünmeyi öğrenmedikçe ne kadın erkek ilişkileri ne satıcı müşteri ilişkileri ne çalışan çalıştıran ilişkileri gibi yüzlerce karşıt ve tamamlayıcı görülen diyaloglar, birliktelikler başarılı ve mutlu bir sonuca ulaşamaz, akla, mantığa ve doğal akışa aykırıdır.

QOSHE - KADINLARA SİTEMİM YOK DA! - Mir Murat Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

KADINLARA SİTEMİM YOK DA!

13 0
30.01.2024

Bir söz, söylem, şiir, roman, hikâye, her ne ise ortasından okunmaz, ortasından okunursa da bir şey anlaşılmaz, mesaj alınmaz, algılanmaz. İnsanları cinsiyetleri ayırmışız, meslekleri sınıf sınıf parçalamışız, branşları kategoriye göre parçalamışız. Ayrıntıya ulaşmak için elbette ayırım, ayırma, ayrıntılı anlama çabası çok iyidir de, yanlış olan bütünü görmemek, bütünü öğrenmeden ayrıntıda debelenmek. Kadınlar erkeklere sitem ediyor, erkekler de kadınlara, gençler ihtiyarlara sitem ediyor, ihtiyarlar da gençlere. Bölüp, bölüştürerek çareler bulmaya çalışırken, hangi bölümde isek karşıya sitem ederek yolumuzu doğru sanıyoruz.

Bilmiyoruz işte, henüz bilmiyoruz, dünya denilen gezegende yaşıyor ve başkaca bir yaşam yeri, alanı da bilmiyoruz. On binlerce canlıyla birlikte yaşarken dünya da akıl sahibi tek yaratık insan. Kadın, erkek ayırımı sadece cinsiyet farkı, ikisi de insan. İnsan topluluğu kendi içerisinde sağlam temelli iletişim, anlama, algılama, anlatma yetisine sahip olamazsa, istikrarlı bir duruş içerisinde yaşama dâhil olamazsa kendisini de yıpratır karşısındakini de, hayat olur azap.

Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış.........

© Önce Vatan


Get it on Google Play