Önceki asırlar nasıldı tam ayrıntılı bilmek kolay değil, biliyoruz ki 20.yy da başlayan sözleşmeler 21.yy da daha aktif ve çokça kullanılmaktadır. Yazılı ya da sözlü, dijital ortamlarda dâhil çok defa bir sözleşme, taahhüt, antlaşma gibi başlıklar altında bir sorumluluk, yükümlülük altına giriyoruz, doğaldır, tabidir de, yeter ki içeriğini tam bilelim, tam ve doğru algılayarak kabul edelim ya da bizimle uyumsuzsa reddedelim. Anlatmaya çalıştığım bir konu, izahı ve örneklemesi zor olmasa da tam anlaşılması için isabetli anlatım ve vurgulama çok önemli, bakın literatürde bulduğum kurgu ya da yaşanmış bir hikâye konumuza çok uygun, okuyun, birden fazla defa okuyun, yaşamınıza mutlak pozitif katkıları olacaktır.

*

Ülkenin tanınmış genç avukatlarından biri, yaban kazı avı zamanı, tüfeğini alıp avlanmaya çıkmış. Kazları uçarken görmüş. Hemen nişan alıp ateş etmiş. Kuş döne döne yere inmeye başlamış. Etrafı çitle çevirili bir araziye düşüvermiş sonunda.

Avukat hemen araziye girip kuşu almaya yeltenmiş. Tam çitlerden içeri girecekken karşısına yaşlı bir köylü çıkmış.

Köylü avukata sormuş:

─ Ne yapıyorsun benim arazimde?

Avukat:

─ Şu yaban kazını vurdum da, almaya çalışıyorum.

Yaşlı köylü:

─ Arazi benim olduğuna göre, içindeki her şey gibi, kuş da benimdir.

Avukat hemen diklenmiş:

─ Ben bu ülkenin en önemli avukatlarından biriyim. Beni uğraştırma beyamca!

─ Mahkeme masrafı falan der, çiftliğine kadar elinden alırım bak!

Yaşlı köylü gülmüş:

─ Biz buralarda böyle küçük sorunları mahkemeyle değil, üç tekme kuralıyla çözeriz.

Demiş.

─ Nedir o üç tekme kuralı?

Diye sormuş, avukat merakla. Yaşlı köylü:

─ Önce biri ötekine üç tekme vurur, sonra öteki. Sonra yine ilki. Bir kişi pes edene kadar devam eder. Pes eden kaybeder.

Avukat genç, güçlü kuvvetli, sportmen. Köylü ihtiyar. İçinden "ben bunu haklarım" diye düşünerek:

─ Kabul.

Demiş.

─ Burası benim arazim olduğuna göre ilk vurma hakkı bende.

Demiş yaşlı köylü. İlk tekmeyi atmış avukatın kasıklarına. "Ufff" diye dizlerinin üzerine çökmüş avukat.

İkinci tekme tam midesine gelmiş ki, avukat öğlen yediği yemekleri çıkarmış, "böğğğ" diye bağırıp dört ayak haline gelmiş yerde.

Yaşlı köylü üçüncü tekmeyi tam k.ç.nın ortasına yerleştirince de öne doğru kapaklanmış avukat.

Önde de köylünün ineğinin biraz evvel oraya bıraktığı ıslak tezek var, avukatın suratı aynen gömülmüş içine.

Avukat:

─ Şimdi sıra bende, ihtiyar tilki, diye doğrulmuş, ağzına kadar giren pislikleri ceketinin koluyla temizlemeye çalışırken.

Yaşlı köylü gülmüş:

─ Pes ediyorum.

─ Bir kaz için dövüşmeye değmez, al kuşunu git buradan!

*

Tahminim hikâyeyi okuma sonrası kahkahalar atmasanız da tebessüm etmişsinizdir. Elbette, hedefim sizi güldürmek değil, sözleşme ve anlaşmalarda, taahhütlerde konunun içeriğini bilmeden, madde madde anlayıp algılaman söz verip ya da imza atıyoruz ya, doğru değil, okuduğunuz üzere tekmeleri yersiniz kendi rızanızla sonrada karşı tarafı tekmeleyemeden “pes ettim” der çekilir. Hikâyede ki konu kahramanlarımızdan biri avukat olsa da sözleşme ve anlaşma yaparken, akit üzerinde mutabakat sağlanırken gözden kaçırdığı bir ayrıntı var, tekmeleme diğer taraf “pes ediyorum” deyince bitiyor.

Hayatlarımızda öylesi sözleşme ve antlaşmalara tabi olup söz verip ya da imzalar atıyoruz ki, nihayeti sadece birkaç tekme yemekten ibaret değil, çok dikkatli olup inisiyatif ve yaptırım gücünü tamamıyla karşı kişi, kurum ya da şirkete bırakmamak için çok özenle müdahili olduğumuz sözleşme ya da anlaşmayı anlamamız gerek.

Mir Murat Demir

QOSHE - SÖZLEŞMELERİ İYİ OKUYUN! - Mir Murat Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

SÖZLEŞMELERİ İYİ OKUYUN!

22 0
28.11.2023

Önceki asırlar nasıldı tam ayrıntılı bilmek kolay değil, biliyoruz ki 20.yy da başlayan sözleşmeler 21.yy da daha aktif ve çokça kullanılmaktadır. Yazılı ya da sözlü, dijital ortamlarda dâhil çok defa bir sözleşme, taahhüt, antlaşma gibi başlıklar altında bir sorumluluk, yükümlülük altına giriyoruz, doğaldır, tabidir de, yeter ki içeriğini tam bilelim, tam ve doğru algılayarak kabul edelim ya da bizimle uyumsuzsa reddedelim. Anlatmaya çalıştığım bir konu, izahı ve örneklemesi zor olmasa da tam anlaşılması için isabetli anlatım ve vurgulama çok önemli, bakın literatürde bulduğum kurgu ya da yaşanmış bir hikâye konumuza çok uygun, okuyun, birden fazla defa okuyun, yaşamınıza mutlak pozitif katkıları olacaktır.

Ülkenin tanınmış genç avukatlarından biri, yaban kazı avı zamanı, tüfeğini alıp avlanmaya çıkmış. Kazları uçarken görmüş. Hemen nişan alıp ateş etmiş. Kuş döne döne yere inmeye başlamış. Etrafı çitle çevirili bir araziye düşüvermiş sonunda.

Avukat hemen araziye girip kuşu almaya yeltenmiş. Tam çitlerden içeri girecekken karşısına yaşlı bir köylü çıkmış.

Köylü avukata sormuş:

─ Ne yapıyorsun benim arazimde?

Avukat:

─ Şu yaban kazını vurdum da, almaya........

© Önce Vatan


Get it on Google Play