Akıl sahibi insan, bildiklerini sadece yaşayarak değil dinleyerek, okuyarak, gözlem yaparak, olan biten ne varsa anlayıp kavrayarak öğrenir. İnsan ömrü uzun gibi görünse de tüm yaşamı boyunca aralıksız çabalasa yüzde bire dahi ulaşamaz. İnsan akıllıdır, doğrusu budur, bir doğru daha var ki, insan aklı da sınırlıdır, insan yapısı ve uğraşları, bakış açısı ve yaşam tarzı ile o sınırlı diye tarif getirdiğimiz aklını daha pasif ya da daha aktif hale getirebilir.

*

Bir gün Temel ile Dursun bir gezi turuyla Amerika'ya gitmişler. Turistleri gezdiren rehber onları dünyanın en yüksek tarihi kulesine götürmüş. Rehberin konuşmasından oldukça etkilenen Temel arkadaşı Dursun'a şöyle der:

" Dursun. Ha purasu dünyanın en yüksek yeridur. Atlarsan ancak üç günde yere düşersun."

Dursun sorar:

" Ölür musun peçu?"

Temel:

" Ne zennattun? Hiç insan üç gundur aç susuz yaşayabilur mi?"

*

Az tebessüm etti iseniz konumuza geri dönelim. Her insan her konu hakkında konuşabilir de, bilmediği, kavrayamadığı, döngüsü içeriği ile alakalı bilgi sahibi olmadığı konuda nasıl fikir yürütebilir, nasıl yorumlama yapabilir! Bilmeyen insan illaki yorumlama yapacaksa bilgisi kısıtlı, görgüsü ve algısı da dar olduğundan bildiği kadarıyla Temel gibi bir sonuca varır, yorumlaması da bu dar çerçevededir.

Nasıl bir mesaj var bu alıntı yaptığım mizahi metin de? Bilmek, aklımızı kullanarak, eğitim ve öğretim faaliyetlerinin içerisinde olarak bildiklerimizi artırarak mümkündür. Önemli ve değerli olan bilgi dağarcığımızı da sürekli güncelleme halidir. Bilgi dağarcığımız içerisin de doğru sandığımız yanlışlar ve yanlış sandığımız doğrular sandığımızdan çok daha fazla yer almakta ve yanlış karar ve yorumlama yapmamıza sebep olmaktadır.

İnsanın beyni bir mucize gibi aklımızla yorumlama yapamayacağımız döngüde çalışmakta, her adım, her kararımızda önceden var olan bilgilerimizden destek almaktadır. Bildiklerimiz kesin doğru değil ya da endişeli bir içerikte ise sonuçta aldığımız karar ve beyanlarımız da kontrole ihtiyaç duyar, lafımız, sözümüz ciddiye alınmaz.

İnsan somut olarak da entegre bir yapı içerisinde yaratılmıştır, ruhumuz, soyut yapılanmamızda böyledir. Evet, her organımız hayati değilmiş gibi tanımlanabilir, düşünülebilir de, hayati olan organlarımızın tam görev yapması önemsiz bulduğumuz organlarımız ile eksiksiz tamamlanması, destek alması ile mümkündür. Bazı organlarımızın yokluğu insanı öldürmese de geriye kalan organların tökezleme yaparak çalışmasına sebep oluşturur.

Beynimiz, aklımız, hafızamız da çalışma şekli ile farklı değildir, tamamlayıcı ve destekleyicidir birbiri için, hafızası olmayan, kayıt yapmayan çok akıllı bir insandan bahsetmek mümkün değildir. Akıllı ama hafızası da çalışır halde yalan, yanlış bilgilerle doldurulmuş ise maalesef gidişat da sonuç da hüsrandır.

QOSHE - YORUMLAMAN DA BİLGİN KADAR! - Mir Murat Demir
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

YORUMLAMAN DA BİLGİN KADAR!

23 0
26.12.2023

Akıl sahibi insan, bildiklerini sadece yaşayarak değil dinleyerek, okuyarak, gözlem yaparak, olan biten ne varsa anlayıp kavrayarak öğrenir. İnsan ömrü uzun gibi görünse de tüm yaşamı boyunca aralıksız çabalasa yüzde bire dahi ulaşamaz. İnsan akıllıdır, doğrusu budur, bir doğru daha var ki, insan aklı da sınırlıdır, insan yapısı ve uğraşları, bakış açısı ve yaşam tarzı ile o sınırlı diye tarif getirdiğimiz aklını daha pasif ya da daha aktif hale getirebilir.

Bir gün Temel ile Dursun bir gezi turuyla Amerika'ya gitmişler. Turistleri gezdiren rehber onları dünyanın en yüksek tarihi kulesine götürmüş. Rehberin konuşmasından oldukça etkilenen Temel arkadaşı Dursun'a şöyle der:

" Dursun. Ha purasu dünyanın en yüksek yeridur. Atlarsan ancak üç günde yere düşersun."

Dursun sorar:

" Ölür musun peçu?"

Temel:

" Ne zennattun? Hiç insan üç gundur aç susuz yaşayabilur mi?"

Az tebessüm etti iseniz konumuza geri dönelim.........

© Önce Vatan


Get it on Google Play