İttihad ve Terakkî bakiyesi, Tek Parti Mütegallibe, Devletimizin Rejimi Cumhuriyet’e evrilmesinden i’tibaren, 27 yıl müddetle devleti tek başına idare etmişti, Bu kısa zaman zarfında, sadece Devletimizin rejimi değil,Şer(iyye ve Evkâf Vekaletiyle Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye vekâleti de lağvedilmiş, Medreseler kapatılmış, Türk Medenî Kanu’nu, nikah, Hicrî Takvim, haftalık ta’til günü değiştirilmiş, Şapka giyilmesi mecbûri tutulmuş, giymeyenler, karşı çıkanlar, İstiklâl Mahkemelerince, hiç bir gerekçe gösterilmeden ya da gerekçesi sonradan açıklanmak üzere derhal idam edilmişlerdir. Milî ve Ma’nevî bütün değerlerimiz ayaklar altına alınmış, Millitemize yabancı ne varsa dikta edilmiştir.

İkinci Cihan Harbi’nin sona ermesiyle, başta Avrupa devletleri olmak üzere, bütün dünya’da çok partili, demokratik nizama geçilmeye başlanmıştı. Türkiye’de, 1946 yılına gelindiğinde, “ Dörtlü Takrîr,” olarak Türk Siyâsî hayatına geçen, takrir ile dört CH.P., Milletvekili, Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuad Köprülü, verdikleri bir takrir ile C.H.P.’den istifa ederek, D.P., Demokrat Parti’yi kurdular.

Demokrat Parti’ye Ege’de ve Anadolu’da çok büyük rağbet gösterildi, çığ gibi büyüdü, sür’atle teşkilatlandı.C.H.P., iktidarı, bu gelişme üzerine telaşe kapılarak, avcele seçimlere gitmeyi kararlaştırdı. 1946 seçimi, dünya’nın hiç bier demokratik ülkesinde tatbîk edilmeyen, sadece bize mahsus, C.H.P., icadı, bir seçim sistemiyle yapıldı.” Açık rey, Gizli tasnif,” Rey’ini kullanmak için sandık başına gelen seçmenlere, orada bulunam sandık görevli’leri, tamamı devlet me’muru, seçmen’e hangi partiye rey vereceğini sorarlardı. Ege’li ve Anadolu’lu yaşlı kadın seçmenler, “ Demokrat,”ı teleffuz edemedikleri için, “ Yavrım! Ben, demirkırata rey vereceğim,” derlerdi. “ Demirkırat,” Türk Siyâsî hayatında uzun yılar, dillerden düşmemişti. 27 Mayıs 1960 Darbe-i hükûmetinden sonra, kapatılan ve Bakanları, asılan, miletvöekilleri mahkum edilen, Demokrat Parti’nin yerine kurulan, Adalet Partisi’nin simgesi Kırat idi.Devrin Başbakanı, Hükûmetlerin bütün icraattına taş koyan, çomak sokan devrin, Sayıştüay, Danıştay ve Yargıtay’ını kasd’ederek, “ Kırat şaplanacak, lâkin, Taylar izin vermiyor,” demişti. Reylerin böylece açıktan verilmesinden sonra,Gizli tasnife geçilirdi. Kapılar kapatılır, yalnızca sandık vazifelilerinin bulunduğu bir ortam’da açılır, rey’ler sayılırdı. Muhalefete 100 rey çıkmışsa, doksanı, iktidar hanesine, onu muhalefet hanesine yazılırdı. Böylece şaibeli bir seçimle, C.H .P., iktidarını bir dört yıl daha uzatmıştı.

14 Mayıs 1950 seçimi’ne, Demokrat Parti, “ Yeter! Söz Millitin’dir,” sloğanıyla girmişti. Bu seçim ekseriyyet sistemiyle yapılmıştı. Ekseriyyet Sistemi, bir vilâyette, kullanılan, geçerli rey’lerin ekseriyyetini alan parti o vilâyetin çıkaracağı bütün Milletvekilliklerini kazanıyordu. 14 Mayıs 1950 Seçiminde, Demokrat Parti vilayetlerin çoğunda ekseriyyeti te’min ettiği için, 408 Milletvekilliği kazanırken, 27 yıldır, iktidarda olan İttihad ve Trakkî bakiyesi, C.H.P., Malatya, Uşak gibi az sayıda vilayette ekseriyyeti te’min edebildiği için, 69 Milletvekilliği kazanabilmişti. Bütün dünya’nın hayranlıkla ta’kip ettiği bu seçimde, Aziz Türk Milleti “ Beyaz bir devrimle,” 27 yıllık Tek Parti Mütegallibe’yi alaşağı etmiş, Demokrat Parti’yi, kâhir bir ekseriyyetle iktidara getirmişti.

Dört yıl sonra 1954 yılında yapılan seçimlerde de, Demokrat Partiye Millet’in teveccühü artarak devam etmiş, Kullanılar ve geçerli rey’lerin % 52,42’ sini alarak neredeyse Milletvekilliklerinin tamamın kazanmıştı. C.H.P.’nin 14 Mayıs 1950 seçimlerinde kazandığı 69 Milletvekilliği 32’ ye düşmüştü.

Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle, Türkiye’de, aldatıcı bir refah ve ferah dönemi başlamıştı. İnsanlar artık, Karne’siz ekmek ve diğer ba’zı ihtiyaç maddelerini alabiliyorlardı. Daha önce sadece, Mütegallibe, C.H.P., kodaamanlarının kolayca ulaşabildikleri, gaz,tuz,bez ve şeker dört beyaza Halkımız da ulaşabilir hale gelmişti. Bu dövnem, Anadolu iunsanı’nın çarıktan lastik ayakkabıya, saban’dan- pulluktan Traktöre geçiş dönemiydi.Tüketim, ihtiyaç artmış ve fakat, Sümerbank’ın sadece devlet me’murlarına tahsis edilmek üzere ürettiği kumaş ve bez üretiminden başka Sanayi üretimi yoktu. Akaryakıt başta olmak üzere, bütün sınâî ma’muller ithalat yoluyla karşılanmak durumundaydı. Geleneksel ihraç ürünleri, incir, üzüm ve pamuk ihracatının geliri döviz, ancak, Akaryakıt ithaline yetecek miktardaydı. Bütün ihtiyaç maddeleri, karaborsa’ya düşmüştü. Ticarî ahlâk, toplumsal dayanışma büyük ölçüde hasar görmüştü.

Diğer taraftan, Mustafa Kemal Paşa’nın na’aşı, 1938’den 1953 yılına kadar, Ankara’da Etnografya Müzesinde muhafaza edilmişti. Ankara’da Rsattepe’de bir Anıt Kabir yapılması plânlanmış olmasına rağmen, İsmet İnönü, devletin bütçesinden herhangi bir tahsisat ayırmadığı için, Anıt Kabir inşa’sı nisyana terk edilmişti. 14 Mayıs 1950 seçimlerinden sonra iktidar olan Demokrat Parti, Cumhurreisi, Celal Bayar’ın baskısıyla üç yıl müddetle devletin hazinesinin, bütün imkânlarını, devlet bütçesinin bütün gelirlerini Anıt Kabir için tahsis etti ve 1953 yılı, Mustafa Kemal Paşa’nın na’aşı Anıt Kabir’e nakledildi.Bu müddet zarfında devlet bütçesinden tek kuruşluk yatırım yapılmadı.

Bu ahval içerisinde, 27 Ekim 1957’de de erken bir seçime gidildi. Bu seçimler bir nev’i Demokrat Parti için sonun başlangıcı gibiydi.İnhitat başlamış, 1954 seçimlerine nazaran büyük mikyasta rey kaybı yaşanmıştı. Her şeya rağmen, Ekseriyyet Sistim seçimle Demokrat Parti yine de 424 Milletvekilliği kazanmış, buna mukabil, C.H.P., 1954 seçim’lerinde, 32 Milletvekilliğini, 178’e çıkarmıştı. Diğer taraftan Merhum, Osman Bölükbaşı’nın Partisi Millet Partisi de rey’lerini önemli ölçüde artırmıştı.

Demokrat Parti zimamdâr’ları, bu mağlubiyyeti kendi icraatı ve güddükleri iktisadî ve ekonomik politikalara bağlama yerine,, Bilhassa, Kütahya, Afyon ve Konya’daki inhitatı düşmeyi, Sahib-izaman, Mürşid-i Kâmil ve Mükemmil, Medâr Mürşid ve Müceddid ile yakınlarına bağladılar. Başta, Celal Bayar olmak üzere Demokrat Parti’nin Vekiller Hey’etinde ve Meclis’te bulunan Avdetî( dönme) ve Sebetayist’ler, 1930’ daki Menemen Tertibine benzer bir tertip’de bulundular. Senaryo aynı senaryo, senaristler aynı, sahne farklı...

QOSHE - TESPİTLER  ( 9 / 44 ) - Mustafa Akkoca
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TESPİTLER  ( 9 / 44 )

23 0
25.03.2024

İttihad ve Terakkî bakiyesi, Tek Parti Mütegallibe, Devletimizin Rejimi Cumhuriyet’e evrilmesinden i’tibaren, 27 yıl müddetle devleti tek başına idare etmişti, Bu kısa zaman zarfında, sadece Devletimizin rejimi değil,Şer(iyye ve Evkâf Vekaletiyle Erkân-ı Harbiye-i Umûmiye vekâleti de lağvedilmiş, Medreseler kapatılmış, Türk Medenî Kanu’nu, nikah, Hicrî Takvim, haftalık ta’til günü değiştirilmiş, Şapka giyilmesi mecbûri tutulmuş, giymeyenler, karşı çıkanlar, İstiklâl Mahkemelerince, hiç bir gerekçe gösterilmeden ya da gerekçesi sonradan açıklanmak üzere derhal idam edilmişlerdir. Milî ve Ma’nevî bütün değerlerimiz ayaklar altına alınmış, Millitemize yabancı ne varsa dikta edilmiştir.

İkinci Cihan Harbi’nin sona ermesiyle, başta Avrupa devletleri olmak üzere, bütün dünya’da çok partili, demokratik nizama geçilmeye başlanmıştı. Türkiye’de, 1946 yılına gelindiğinde, “ Dörtlü Takrîr,” olarak Türk Siyâsî hayatına geçen, takrir ile dört CH.P., Milletvekili, Celal Bayar, Adnan Menderes, Refik Koraltan ve Fuad Köprülü, verdikleri bir takrir ile C.H.P.’den istifa ederek, D.P., Demokrat Parti’yi kurdular.

Demokrat Parti’ye Ege’de ve Anadolu’da çok büyük rağbet gösterildi, çığ gibi büyüdü, sür’atle teşkilatlandı.C.H.P., iktidarı, bu gelişme üzerine telaşe kapılarak, avcele seçimlere gitmeyi kararlaştırdı. 1946 seçimi, dünya’nın hiç bier demokratik ülkesinde tatbîk edilmeyen, sadece bize mahsus, C.H.P., icadı, bir seçim sistemiyle yapıldı.” Açık rey, Gizli tasnif,” Rey’ini kullanmak için sandık başına gelen seçmenlere, orada bulunam sandık görevli’leri, tamamı devlet me’muru, seçmen’e hangi partiye rey vereceğini sorarlardı. Ege’li ve Anadolu’lu yaşlı kadın seçmenler, “ Demokrat,”ı teleffuz edemedikleri için, “ Yavrım! Ben, demirkırata rey vereceğim,” derlerdi. “ Demirkırat,” Türk Siyâsî hayatında uzun yılar, dillerden düşmemişti. 27 Mayıs 1960 Darbe-i hükûmetinden sonra, kapatılan ve Bakanları, asılan, miletvöekilleri mahkum edilen, Demokrat Parti’nin yerine kurulan, Adalet Partisi’nin simgesi Kırat idi.Devrin Başbakanı, Hükûmetlerin bütün icraattına taş koyan, çomak........

© Önce Vatan


Get it on Google Play