Bu süreç tarih boyunca iki zıt yaklaşımla ele alınmıştır. Bunların ilki yaşlanmayı bedensel, zihinsel ve ruhsalgerilemenin yaşandığı olumsuz bir süreç olarak ele alırken, diğeri yaşlanmayı yıllar geçtikçe artan bilgi birikimi ve tecrübe, dolayısıyla bilgelik, saygınlık gibi pozitif yönlerle ilişkilendirmiştir. Antik Çağ’dan bu yana devam eden bu ikillilik, birçok düşünürün de fikir dünyasını etkilemiş ve çalışmalarında bu iki yaklaşımdan birini teorik zemin olarak alarak takip etmelerine neden olmuştur. Yaşlı bireyi konu alan ilk yazılı eserler Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarıdır. Milattan önce 8. yüzyılda yazılan bu destanların ana karakterlerinden yaşlı Nestor saygınlığı ve tecrübesi ile anılmaktadır.

Modern dünyada ortalama yaşam süresi artmakta, bu da yaşlılar ile ilgili tüm boyutların önemini arttırmaktadır. Bu boyutlardan biri olan yaşlı ayrımcılığı; ileri yaştaki bireylere yönelik önyargıyı ifade eden tutum ve davranışlardır. Bugün dünyada toplumların çoğunda yaşlı bireyler ayrımcılığa uğramakta, bu ayrımcılık aile bireyleri ve toplumun olumsuz tutumlarından kaynaklanmaktadır. Yaşlı bireylerin ayrımcılıktan, ön yargıdan, toplumsal baskıdan uzak ve toplumla bütünleşerek sağlıklı yaşlanmaları önemlidir.

Büyük yazar Lev Tolstoy, yedi yaşındaki oğlu Vanichka’nın ölümüne o kadar üzülür ki dünyaya küser ve münzevi bir hayat yaşamaya başlar. O günlerde Moskova Bisiklet Severler Derneği, kafasının dağılmasına vesile olabilir diyerek kendisine bir bisiklet hediye eder. Bu olay yaşandığında Tolstoy 67 yaşındadır ve daha önce hiç bisiklete binmemiştir.

İşte 67 yaşında bisiklet sürmeyi öğrenen Tolstoy’dan yola çıkarak Psikoloji, Sosyoloji, Felsefe gibi bilimler, toplumun;

“Bu yaştan sonra yapılır mı?”,

“Artık çok geç.!” gibi belirli bir yaştan sonra bir şeyleri öğrenme, bir şeylerle uğraşma durumlarını “Tolstoy’un Bisikleti.!” kavramı ile örneklendirmeye çalışmaktadırlar. Tolstoy’un bisikleti Moskova müzesinde sergilenmektedir. Covid-19 ile beraber en çok duyduğumuz sayılardan biri sanırım 65'dir. Ne zaman bir karar alınsa; "65" yaşa atıf yapılıyor.

“...65 yaş üstündekiler sokağa çıkmasın.!”,

“...65 yaş üstündekiler izole olsun.!”,

“...65 yaşındakiler seyahat etmesin.!” v.b…

Bu durumun arka planında “...65 yaş üstü yaşlıdır.!”, “...65 yaş üstü ölüme yakındır.!” gibi saçma sapan bir düşünce vardır.

İşin acıklı tarafı ise 65 yaş üstü insanların da bunu benimsiyor olmasıdır. Normalde 2-3 haftada bir mutlaka evlatlarını ziyarete giden anne ve babamlar, Covid-19 yaşandığı dönemde; olağanüstü durumlar hariç gitmemeye başladılar. Oysa 5 yaşındaki, 15 yaşındaki, 35 yaşındaki ne kadar riskli ise, 65 yaş da o kadar risklidir.

Aslın da bugünler de dahil durum ne olursa olsun genelde tüm insanların, özelde 65 yaş üstünün yaşam enerjisini ellerinden alınmaktır. Demek ki Tolstoy bugün yaşıyor ve de 67 yaşında olsaydı belki bisiklet kullanmasını öğrenemeyecekti.

Demek ki 70 yaşında Süleymaniye Camii’ni, 86 yaşında Selimiye Camii’ni yapan Mimar Sinan bugün o yaşlarda yaşıyor olsaydı bu muhteşem eserlerden mahrum kalacaktık.

Demek ki dünyaca meşhur, Hıristiyanlığın en büyük kilisesi olarak bilinen Aziz Petrus Bazilikası’na 70 yaşındayken mimar olan ve ölene yani 89 yaşına kadar bu Bazilikanın yapımı ile uğraşan Michelangelo bugün yaşıyor olsaydı bu yapıyı göremeyecektik… Bedenine ve ruhuna gerekli özeni gösteren, içinde yaşama, öğrenme, öğretme, faydalı olma gibi hislere sahip bütün insanlar için hiçbir şeyin “Yaş'ı” ölçü olamaz.

Alman yazar Goethe, en bilinen eseri Faust’u yazdığında 82 yaşındaydı. Afrikalıların “Beyaz Sihirbaz.!” diye tanımladığı Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer’in gençlik yıllarındaki tek amacı Afrika’daki insanların hayatını kurtarmaktı..! Bu yüzden tıp eğitimi aldı ve 38 yaşından itibaren Gabon’da insanlara yardım etmeye başladı, kendi açtığı hastanede vefat ettiği 90 yaşına kadar ameliyatlara katıldı. Operada en fazla gösterimi yapılan oyunlardan olan "Othello’yu" besteleyen İtalyan bestekar Verdi, bu besteyi 75 yaşında yaptı.

Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan geçmişti.

Pasteur, kuduz aşısını bulduğunda 60 yaşının üzerindeydi.

Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.

Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yapıyordu.

Nobel ödüllü Alman Doktor Albert Schweitzer, 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapmıyor muydu?

Ressam Titian, 99 yaşında hayata gözlerini kapadı. "Lepanto Savaşı" adlı ünlü tablosunu ölümünden bir yıl önce, yani 98 yaşındayken tamamladı.

Dört kez İngiltere başbakanı seçilen Gladstone, son kez göreve geldiğinde yaşı 83’tü.Bu örneklei binlerce çoğaltılabilir..

“Hâlâ yaşıyorum..!”, ne güzel bir başkaldırı, ne muhteşem bir manifestodur. “Yaş'ın.!" sadece bir sayısal olgunun dışavurumudur. Bir toplumun kullandığı dilde var olan sözcükler, o topluma dair yaşantıyı, anlayışı da içinde barındırır.

Örneğin; bugün “İhtiyar..!” kelimesini duyduğumuzda zihnimizde avurtları çökmüş, yüzü kırışık dolu, bir elinde baston bir insan olarak tanımlıyoruz.!

Oysa “İhtiyar.!” Arapça kökenli ama artık Türkçeleşmiş bir kelimedir. İhtiyar’ın asıl anlamı “seçkin.!”, “hayırlı”dır. Hatta “kırsalın millet meclisi.!” diye tanımlayacağımız “ihtiyar heyeti de.!" aslında köyün muhtarı, köyün öğretmeni, köyün imamı gibi seçilmiş kişilerden oluşur. Ama çoğu kişi ihtiyar heyetini “köyün yaşlıları.!” olarak biliyor..

İşte bu algı çok yeni. Eskiden seçkin olduğu düşünüldüğü için “ihtiyar.!” diye tanımlanan 65 yaş üstü, şimdilerde işe yaramaz, bir şey üretemez, sırtımızda yük, kambur gibi haksız ve anlamsız bir yargıyla karşılaşıyor. İnsanlar yaş aldıkça yaşlandıklarını sanırlar; hâlbuki “insanlar yaşamadıkça yaşlanırlar; insan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.”

Oysa Bernard Shaw ne güzel söyler; “Yaşlanmadan akıllanmayı çok isterdim.!”…

QOSHE - MİMAR SİNAN’IN SELİMİYE CAMİİ ve 65 YAŞ ÜSTÜ SENDROMU..! - Necati Aydın
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

MİMAR SİNAN’IN SELİMİYE CAMİİ ve 65 YAŞ ÜSTÜ SENDROMU..!

40 0
28.11.2023

Bu süreç tarih boyunca iki zıt yaklaşımla ele alınmıştır. Bunların ilki yaşlanmayı bedensel, zihinsel ve ruhsalgerilemenin yaşandığı olumsuz bir süreç olarak ele alırken, diğeri yaşlanmayı yıllar geçtikçe artan bilgi birikimi ve tecrübe, dolayısıyla bilgelik, saygınlık gibi pozitif yönlerle ilişkilendirmiştir. Antik Çağ’dan bu yana devam eden bu ikillilik, birçok düşünürün de fikir dünyasını etkilemiş ve çalışmalarında bu iki yaklaşımdan birini teorik zemin olarak alarak takip etmelerine neden olmuştur. Yaşlı bireyi konu alan ilk yazılı eserler Homeros’un İlyada ve Odysseia destanlarıdır. Milattan önce 8. yüzyılda yazılan bu destanların ana karakterlerinden yaşlı Nestor saygınlığı ve tecrübesi ile anılmaktadır.

Modern dünyada ortalama yaşam süresi artmakta, bu da yaşlılar ile ilgili tüm boyutların önemini arttırmaktadır. Bu boyutlardan biri olan yaşlı ayrımcılığı; ileri yaştaki bireylere yönelik önyargıyı ifade eden tutum ve davranışlardır. Bugün dünyada toplumların çoğunda yaşlı bireyler ayrımcılığa uğramakta, bu ayrımcılık aile bireyleri ve toplumun olumsuz tutumlarından kaynaklanmaktadır. Yaşlı bireylerin ayrımcılıktan, ön yargıdan, toplumsal baskıdan uzak ve toplumla bütünleşerek sağlıklı yaşlanmaları önemlidir.

Büyük yazar Lev Tolstoy, yedi yaşındaki oğlu Vanichka’nın ölümüne o kadar üzülür ki dünyaya küser ve münzevi bir hayat yaşamaya başlar. O günlerde Moskova Bisiklet Severler Derneği, kafasının dağılmasına vesile olabilir diyerek kendisine bir bisiklet hediye eder. Bu olay yaşandığında Tolstoy 67 yaşındadır ve daha önce hiç bisiklete binmemiştir.

İşte 67 yaşında bisiklet sürmeyi öğrenen Tolstoy’dan yola çıkarak Psikoloji, Sosyoloji, Felsefe gibi bilimler, toplumun;

“Bu yaştan sonra yapılır mı?”,

“Artık çok geç.!” gibi belirli bir yaştan sonra bir şeyleri öğrenme, bir şeylerle uğraşma durumlarını “Tolstoy’un Bisikleti.!” kavramı ile örneklendirmeye çalışmaktadırlar. Tolstoy’un bisikleti Moskova müzesinde sergilenmektedir. Covid-19 ile beraber en çok........

© Önce Vatan


Get it on Google Play