Yaklaşık bir aydır, Hatay halkının yoğun isteği üzerine Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Lütfü Savaş ve ailesinin icraatlarını yazıyor, haber yapıyorum.

Hataylılar; hem deprem öncesi hem de deprem sonrası görmedikleri hizmetten, Savaş ailesinin ve çevresinin belediyede kadrolaşmasından, bankamatik çalışanlarını beslemekten, altyapı yoksunluğundan, neredeyse feodal bir ağalık sistemiyle yönetilerek aşağılanmaktan ve Savaş ailesine boyun eğmek zorunda bırakılmaktan kaynaklı öfkeli, umutsuz, mağdur ve çaresiz gözüküyorlar.

Öfkeleri ve mağduriyetleri maruz kaldıkları hayat(sızlık)tan, depremin travmasını henüz atlamamışken hâlen enkazın içindeymişçesine konteynerlerde kalmaktan; umutsuzluk ve çaresizlikleri ise artık bu düzenin değişmeyeceğine inanmalarından kaynaklanıyor. Hepsini aynı anda yaşıyor Hataylılar.

Yaşanan acılarla travmaların ve bir türlü hayata geçmeyen yeniden inşanın tek sorumlusunun Lütfü Savaş olduğunu, iki dosya hâlinde hazırladığım "Lütfü Savaş Dosyası" haberlerimde aktarmaya çalıştım.

Hâl böyleyken, her daim oy verdikleri CHP’nin seçmenine son darbeyi de kendi partileri vurdu. Zira CHP, Lütfü Savaş’ı tekrar aday olarak belirlerken ne onları dinledi ne de Savaş hakkındaki soruşturmaları dikkate aldı.

Hatırlatalım: Lütfü Savaş ve “takımı” hakkında üç tane soruşturma mevcut Hatay adliyesinde. Bunlardan ikisi memur suçları masasında bulunurken, biri de deprem suçları masasında. Bu soruşturmalardan biri, rüşvet ve yolsuzluk kapsamında. Lütfü Savaş’ın adı ise ilk sırada yer alıyor.

O hâlde; ‘rüşvet ve yolsuzluktan soruşturması olan bir kişi, başkanlığa nasıl aday gösterilebilir, bu karar meşru ve doğru mu?’ diye tekrar soralım. CHP, bu sorunun cevabını, yarınki PM toplantısında verecek. Seçim onların.

“Mevzubahis Hatay’sa gerisi teferruat”

Bir yandan “Hatay’da aday yok” söylemleri havada uçuşurken, depremden bu yana Hatay için verdiği mücadeleyle, dürüstlüğü ve halk sevgisiyle öne çıkan Gökhan Zan, X platformunda bir ileti paylaştı: “Sevgili Hataylı hemşerilerim, güzel bir hafta olacağı ümidiyle, kalbinizde bir umutla yürüyün… Ya Değişim ya da HATAY İTTİFAKI!”

Dikkat çeken iletisi üzerine Gökhan Zan’la konuştuk bu hafta. Öyle samimi, içten ve dürüsttü ki her açıklamasının başında; “Asla kendimi öne çıkarmak istemiyorum.” diyerek hassasiyetini belirtti ve “Mevzubahis Hatay’ın, Hataylıların geleceğiyse gerisi teferruattır. Ben her fedakârlığa hazırım.” dedi.

Bizler zaten Zan’ı, Türkiye’ye gelir gelmez ikinci ligdeki Hatayspor’u sahiplenmesinden, takımın küme düşmesini engelleyerek önce birinci lige, sonra da süper lige çıkmasında gösterdiği gayretten tanıyorduk. Ama aslolarak 6-7 Şubat depremlerinde Hatay için canla başla çalışmasıyla gönüllere taht kurdu Zan.

Hatayspor günlerini de sordum Zan’a; “Açıkçası geldiğimde Hatayspor tesislerinde fareler cirit atıyordu, sıcak su ve yemek yoktu, futbolculara para ödenmiyordu ama biz o takımı ligde tuttuk ve yapılanmaya giderek önce 1. lige, ardından da süper lige çıkardık.” cevabını verdi.

Lütfü Savaş ’ya o ya ben’ dedi mi?

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz genel seçimlerde Gökhan Zan, İyi Parti’den milletvekili adayı olmuş ve fakat ikinci sırada gösterildiği için meclise girememişti. Son araştırmalarımda; Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in aslında Zan’ı ilk sırada vekil adayı gösterme konusunda anlaştıklarını fakat sonrasında Lütfü Savaş’ın devreye girerek “Ya o ya ben” dediğini ve Zan’ın bu nedenle listede ikinci sıraya indirildiğini duydum. Bu bilgiyi Zan’a da sordum. Sıralamanın, 24 saat içinde birden değiştirildiğini ama konuya dair kesin bir bilgi sahibi olmadığını, söyledi.

Sohbet boyunca vurguladığı ise hep; siyaset üstü, partilerüstü olmanın ve Hatay’a hizmet götürmenin önemiydi: “Ben bir partiye mensup değilim, aksine partilerüstüyüm. Benim partim Hatay halkıdır. Onlara hizmet götürebileceğim her yerde varım ve sadece halkın sesi olurum, ideolojilerin değil.” diyerek açıkladı bakışını.

Tüm patiler onun peşinde, CHP hariç

Şu anda yıkık dökük, viran ve yalnız Hatay’ın en sevilen, saygı duyulan, ‘imdat’ diye aranan kişilerinden biri Zan. İyi Parti listelerinden aday olarak seçimlere girmiş bile olsa Hatay halkı da onu İyi Partili olarak görmüyor zaten.

Sanırsam; Ak Parti, İyi Parti, TİP, Zafer Partisi ve Yeniden Refah Partisi de Zan’ın halk tarafından sevildiğini, dürüstlüğü, yardımseverliği ve dobralığıyla öne çıkarak ideolojik savaşlara alet olmadığını bildiklerinden, onu yerel seçimler öncesi aramışlar.

Şöyle anlatıyor Zan: “Erkan Baş, Ümit Özdağ ve Kürşad Zorlu, direkt beni aradılar, konuştuk. Ak Parti yetkileri, genel seçimlerden bu yana belirli makamlar için ‘Bizimle yürür müsün?’ diyorlardı. Yeniden Refah Partisi yetkileri ise açıkça belediye başkanlığı teklifi getirmeseler de ‘Hatay için ne yapabiliriz?’ diye sordular.” ve ekliyor:

“TİP’le bu hafta görüşeceğiz. Benim tek derdim Hatay. Hatay sahipsiz bırakılmamalı. Hatay’ımız için doğru adım neyse onu atacağım.”

“Hatay’ı sahipsiz bırakmayacağız”

Peki, Hatay için doğru adım neydi ve Hatay sahipsiz miydi?

“Hatay yeniden inşa edilmedi. Hatay’da altyapı yok. Hatay yalnız bırakıldı. Hatay’dan yüz çevrildi. Şimdi yerel seçim zamanı ve ideolojilerle kişiler değil, sadece hizmet ve Hatay’ın ihtiyaçları öne çıkmalı.”

Hakkında yolsuzluk, rüşvet ve deprem suçu soruşturmaları bulunan mevcut belediye başkanı Lütfü Savaş’ın halkın dertleriyle ilgilenmediğinin, halk tarafından da sevilmediğinin altını çizen Zan; “CHP’nin, hem deprem öncesi hem de deprem sonrası Hatay’a hizmet etmemiş, sevilmeyen, istenmeyen, mezhepçi ve ırkçı bir ismi tekrar aday olarak göstermesi üzerine Hataylı CHP seçmeni, partisine oy verip vermemeyi dahi tartışır hâle geldi. Ben bunları, Sayın Özgür Özel’e de anlattım. Kesinlikle karşıyım. Eğer Hatay için bir değişim öngörülüyorsa bu önce Lütfü Savaş’tan vazgeçmekle başlamalı. Tabii her şeye rağmen Savaş‘ın adaylığında ısrar edilirse de Hatay’ı sahipsiz bırakacak değiliz ve buna göre davranacağız.” diyerek sözlerine devam etti.

Hatay ittifakı

İletisinde bahsettiği “Hatay İttifakı”ndan da bahsetti Zan. Lütfü Savaş’ın adaylığının devam etmesi hâlinde, Hatay’ı seven, halka hizmet etmek isteyen tüm partilerin, STK’ların, odaların, meslek örgütlerinin, bilim insanlarının birleşerek bir ittifak oluşturması ve belirledikleri ismin aday olması gerektiğini, bunu yapacaklarını, söyledi. “Bu noktada adayı ittifak belirleyecektir. Önemli olan eskinin, Lütfü Savaş’ın artık gitmesi ve Hatay’ın zaman kaybetmeden ayağa kaldırılmasıdır.” diye de belirtti.

Evet, “Ya değişim ya da Hatay İttifakı” iletisinin açılımı buydu fakat ben, belediye başkanı olsaydı eğer, Hatay için ilk etapta neler yapacağını da sordum Zan’a.

“Kimseyi küçümsemeden, ayrımcılık yapmadan her ilçenin temsilcisi, her mahallenin muhtarıyla, şehrin önde gelenleri, hocalar ve öğrencilerle, özellikle de gençlerle birlikte bir şehir şurası oluşturulmalı. Bu şura, Hatay’ı, Hatay halkını temsil etmeli ve belediye başkanı sadece liderlik yapmalı. Nasıl Şili’de yaşanan deprem ve tsunaminin ardından, yeniden inşa için halka danışıldıysa bu şura vasıtasıyla halkın öneri ve fikirleri alınarak bilimin ışığında Hatay tekrar inşa edilmeli.” dedi ve ekledi:

“Hatay’da altyapı ve şebeke suyu yok. Öte yandan gençler şehri terk ederek başka illerde umut arıyor. Demografik yapıyı bozmadan Hatay’ı tekrar inşa etmenin yolu, gençleri tekrar Hatay’a getirtmekten geçer. Değişim ve yeniliğin temsilcisi gençlerdir.”

“Belediye borç batağında”

HBB ve birimlerinin borç batağında olduğunu, yaratılan kamu zararı, yolsuzluk e usulsüzlükler nedeniyle hem Sayıştay hem de savcılık tarafından belediye yetkilileri hakkında soruşturmalar yürütüldüğünü, olası yeni bir başkanın, her ne kadar yeni hedefler ve umutlarla gelse de, büyük bir enkaz devralacağını hatırlattığımda ise Zan:

“Evet, şu anda belediye büyük bir borç batağında. En önemlisi de su ve elektrik borçları var. Ama işinin ehli, dürüst, liyakat sahibi ve Hatay’ı seven insanlar yönetimi devralır, Hatay için çalışırsa mutlaka yol alınacak, Hatay toparlanacak ve umutlar yeşerecektir.” cevabını verdi.

Savaş ailesinin ve çevresinin belediye ve birimlerinde kadrolaşmasını da eleştiren Zan; “Önemli olan liyakattir. Bu kapsamda haksızlığa uğrayan herkesin mağduriyeti giderilmeli.” yorumunu yaptı.

“Herkes yüzünü halka dönmeli”

Son dönemde; Hatay’ın çoktan kayıp şehir olduğunu, Hataylıların Camus’nün “Veba”sındakine benzer öfkeli ama umutsuz bir ruh hâliyle yaşama tutunmaya çalıştıklarını bilmeyen bazı kesimlerin; “İyi topçu olmak, iyi belediye başkanı olmak değildir. Kaybedelim mi o zaman?” yorumları yaptığından bahsettiğimde Zan kesin ve net bir cevap verdi: ”Mevcut yönetimin durumu ortada. Halk çok tepkili ve sandığa gitmemeyi düşünenler çok. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘şahsi meselem’ dediği toprakları bu şekilde yönetemezsiniz, insanlara sırtınızı çevirip gidemezsiniz. Ben buradan tüm CHP’lilere, halkçılara, sosyalistlere, demokratlara sesleniyorum, herkes yüzünü halka dönmeli.”

CHP’den değişim beklentisi olduğunu fakat partinin Lütfü Savaş’ın adaylığı konusunda ısrar etmesi hâlinde; “Adayın ya da ismin kim olduğundan bağımsız olarak, Hatay’a hizmet edecek kişinin arkasında birleşen bir Hatay ittifakının oluşturulacağını ve bu şekilde seçime girileceğini” söyleyen Zan; ” Lütfü Savaş’ın adaylığı devam ettiği takdirde, Hatay’ın, Hataylıların çıkarları ve geleceği için Hatay ittifakının belirleyeceği temiz ve dürüst adayın yanında olacağım. O noktada kimse kusura bakmasın veya bize ‘Ak Parti’nin ekmeğine yağ sürüyorsunuz, oyları bölüyorsunuz.’ demesin.” diye özellikle belirtiyor ve ekliyor: “Hatay’ı asla sahipsiz bırakmam.”

Sohbet boyunca; içten, coşkulu, kendi ismine değil tamamen Hatay’a odaklı ve kentin sorunlarına vakıf olduğunu gözlemlediğim Zan için ‘keşke aday olsa’ diye düşünmedim de değil.

Bitirmeden hatırlatayım:

*Hatay’da Sünni aday, Alevi aday kamplaşması ve tartışması yok.

*Hatay’da topçu mu, popçu mu tartışması yok.

*Hatay’da ‘Aman benim partim kazansın.’ taraftarlığı yok.


Hatay’da:

*Halk, Lütfü Savaş ve akrabalarından şikayetçi.

*Hizmet edecek aday talebi var.

*Yeniden inşa ve umut etmeyi öğrenme ihtiyacı var.

*Zamanında oy verdikleri mevcut yönetimin yolsuzluklarına yönelik öfke ve tepki var.

-----

Fotoğraf: Raşit Özdemir via Flickr.



QOSHE - Gökhan Zan: Ya değişim ya da Hatay ittifakı! - Aslıhan Gençay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Gökhan Zan: Ya değişim ya da Hatay ittifakı!

16 0
24.01.2024

Yaklaşık bir aydır, Hatay halkının yoğun isteği üzerine Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Lütfü Savaş ve ailesinin icraatlarını yazıyor, haber yapıyorum.

Hataylılar; hem deprem öncesi hem de deprem sonrası görmedikleri hizmetten, Savaş ailesinin ve çevresinin belediyede kadrolaşmasından, bankamatik çalışanlarını beslemekten, altyapı yoksunluğundan, neredeyse feodal bir ağalık sistemiyle yönetilerek aşağılanmaktan ve Savaş ailesine boyun eğmek zorunda bırakılmaktan kaynaklı öfkeli, umutsuz, mağdur ve çaresiz gözüküyorlar.

Öfkeleri ve mağduriyetleri maruz kaldıkları hayat(sızlık)tan, depremin travmasını henüz atlamamışken hâlen enkazın içindeymişçesine konteynerlerde kalmaktan; umutsuzluk ve çaresizlikleri ise artık bu düzenin değişmeyeceğine inanmalarından kaynaklanıyor. Hepsini aynı anda yaşıyor Hataylılar.

Yaşanan acılarla travmaların ve bir türlü hayata geçmeyen yeniden inşanın tek sorumlusunun Lütfü Savaş olduğunu, iki dosya hâlinde hazırladığım "Lütfü Savaş Dosyası" haberlerimde aktarmaya çalıştım.

Hâl böyleyken, her daim oy verdikleri CHP’nin seçmenine son darbeyi de kendi partileri vurdu. Zira CHP, Lütfü Savaş’ı tekrar aday olarak belirlerken ne onları dinledi ne de Savaş hakkındaki soruşturmaları dikkate aldı.

Hatırlatalım: Lütfü Savaş ve “takımı” hakkında üç tane soruşturma mevcut Hatay adliyesinde. Bunlardan ikisi memur suçları masasında bulunurken, biri de deprem suçları masasında. Bu soruşturmalardan biri, rüşvet ve yolsuzluk kapsamında. Lütfü Savaş’ın adı ise ilk sırada yer alıyor.

O hâlde; ‘rüşvet ve yolsuzluktan soruşturması olan bir kişi, başkanlığa nasıl aday gösterilebilir, bu karar meşru ve doğru mu?’ diye tekrar soralım. CHP, bu sorunun cevabını, yarınki PM toplantısında verecek. Seçim onların.

“Mevzubahis Hatay’sa gerisi teferruat”

Bir yandan “Hatay’da aday yok” söylemleri havada uçuşurken, depremden bu yana Hatay için verdiği mücadeleyle, dürüstlüğü ve halk sevgisiyle öne çıkan Gökhan Zan, X platformunda bir ileti paylaştı: “Sevgili Hataylı hemşerilerim, güzel bir hafta olacağı ümidiyle, kalbinizde bir umutla yürüyün… Ya Değişim ya da HATAY İTTİFAKI!”

Dikkat çeken iletisi üzerine Gökhan Zan’la konuştuk bu hafta. Öyle samimi, içten ve dürüsttü ki her açıklamasının başında; “Asla kendimi öne çıkarmak istemiyorum.” diyerek hassasiyetini belirtti ve “Mevzubahis Hatay’ın, Hataylıların geleceğiyse gerisi teferruattır. Ben her fedakârlığa hazırım.” dedi.

Bizler zaten Zan’ı, Türkiye’ye gelir gelmez ikinci ligdeki Hatayspor’u sahiplenmesinden, takımın küme düşmesini engelleyerek önce birinci lige, sonra da süper lige çıkmasında gösterdiği gayretten tanıyorduk. Ama aslolarak 6-7 Şubat depremlerinde Hatay için canla başla çalışmasıyla gönüllere taht kurdu Zan.

Hatayspor günlerini de sordum Zan’a; “Açıkçası geldiğimde Hatayspor tesislerinde fareler cirit atıyordu, sıcak su ve yemek yoktu, futbolculara para ödenmiyordu ama biz o takımı ligde tuttuk ve yapılanmaya giderek önce 1. lige, ardından da süper lige çıkardık.” cevabını verdi.

Lütfü Savaş ’ya o ya ben’ dedi mi?

Bildiğiniz üzere geçtiğimiz genel seçimlerde Gökhan Zan, İyi Parti’den milletvekili adayı olmuş ve fakat ikinci sırada gösterildiği için meclise girememişti. Son araştırmalarımda; Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in aslında Zan’ı ilk sırada vekil adayı gösterme konusunda anlaştıklarını fakat sonrasında Lütfü Savaş’ın devreye girerek “Ya o ya ben” dediğini ve Zan’ın bu nedenle listede ikinci sıraya........

© P24


Get it on Google Play