Hatay’ı aşamıyor, Hatay’dan çıkamıyoruz. Hatay artık Türkiye’nin kalbinde kanayan bir yara.

Hatay’daki yolsuzluk ve çökme vakalarını anlatmaya, kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Hataylı iş insanı Bedi Aslan, Hatay’ın Samandağ ilçesinde, orman arazisinin yanında bir soğuk hava deposu işletmekteydi. İşlerini yürütmek için Tarım ve Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun hibe desteğine başvurmuş, 2014’te destek almaya hak kazanmış ve sonrasında borçlarını da ödemişti.

2018 yılında, geçen haftaki yazımda bahsettiğim “kelle avcısı” kardeşlerden Sedat Aslan (Kimlikteki resmî adı Mete Aslan); ağabeyi Mehmet Aslan’ın selamının da getirerek Bedi Aslan’dan, Alya Soğuk Hava Deposu’nun tapusunu istedi. Bedi Aslan’a; “Biz orman arazisine villa yapacağız, bunun için elimizde arazi civarında bir tapu bulunması gerekiyor. Villanın tapusunu alınca, soğuk hava deposunun tapusunu da sana iade edeceğiz” dedi.

Bedi Aslan, uzaktan akraba olmalarının verdiği güvenle hareket ederek bu teklifi kabul etti ve deponun C.N. üzerine olan tapusunu, Sedat Asan ile Mehmet Aslan’ın anneleri H. Aslan’a devretti. Deponun üst kullanım hakkı ise Bedi Aslan’da kaldı. Sedat Aslan ve babası Cahit Aslan, villalarını yaptıktan sonra, Bedi Aslan’ın tapuyu geri alma isteğini reddettiler. Aralarındaki sorun çözülmeyince Bedi Aslan, iş yapamadığı için depodaki teçhizatları satmaya karar verdi ve 2020 yılında malzemeleri, firma sahibi M.K.ye sattı.

Bedi Aslan, bu alışverişten doğan ödemesini almak için Ocak 2020 tarihinde M.K.nin ofisine gitti. Müşterisinden toplam 450 bin TL’lik üç adet çeki teslim alacağı sırada, ofise yanında bir kişiyle birlikte Sedat Aslan geldi ve Bedi Aslan’ın kendisine borçlu olduğunu iddia ederek M.K.ye; “Ağabeyim selamı var. Bu çekler bana verilecek.” dedi. Bedi Aslan’ın herhangi bir borcu olmamasına rağmen Sedat Aslan, M.K.nin yazdığı üç çeke el koyarak ofisten ayrıldı.

Fakat çekler, Alya Soğuk Hava Deposu adına kesildiğinden ve şirket sahibi Bedi Aslan olduğundan çeklerle ilgili herhangi bir işlem yapamayacağını anlayan Sedat Aslan, 21 Ocak günü soğuk hava deposunda bulunan Bedi Aslan’ın yanına gitti. Deponun altına yaptıkları villada yaşayan babası Cahit Aslan ise yanına dört çalışanını alarak Sedat Aslan’a eşlik etti. Bedi Aslan, altı kişi tarafından ormanın içinde tehdit edilip korkutuldu ve iki adet 500 bin TL’lik senete zorla imza attırıldı.

Bu suretle Bedi Aslan, hem soğuk hava deposunun tapusundan hem sattığı teçhizatlardan sağlayacağı gelirden oldu hem de üzerine Sedat Aslan ve babası Cahit Aslan’a borçlandırıldı.

Bedi Aslan’ın, yaşadıklarına dair Hatay savcılığına suç duyurusunda bulunması üzerine ifade veren Sedat Aslan, yöneltilen suçlamaları reddetti ve “Bedi Aslan’la arasında alacak verecek ilişkisi olduğunu, bu yüzden Bedi Aslan’ın çekleri ona rızasıyla verdiğini, herhangi bir tehdit ve zorlama durumu yaşanmadığını” savcılık ifadesinde belirtti.

Oysa Sedat Aslan çeklere el koyduğunda henüz ortada senetler yoktu. Aynı zamanda Sedat Aslan alacaklı dahi olsa, Bedi Aslan’ın müşterisinden tahsil ettiği ödemeye el koyma hakkı hukuken bulunmamaktaydı.

Lakin savcılık gözle görünen gerçekleri araştırmadan ve detaylı bir inceleme yapmadan dosyayı kapattı. Her şeyini kaybeden ve can güvenliği nedeniyle başka bir şehirde yaşamak zorunda kalan Bedi Aslan ise dosyanın kapatılmasına itiraz ederek sürecin takipçisi olacağını, hakkını savunacağını söylüyor.

Belirtelim, şu anda Cahit Aslan’ın oturduğu villa ise elimizdeki parsel kayıtlarına göre orman arazisi içinde görünüyor.

Ayrıca; Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil’in birlikte çöktükleri Hatay Payas’taki Nursan Demir Çelik firması kıskaca alınırken, Sedat Aslan’ın da Çakıcı ve Evcil ekibinin yanında bulunduğuna dair video kayıtları ve fotoğraflar da elimizdeki belgeler arasında mevcut.

Sedat Aslan’ın vukuatlarından bazılarını, geçen haftaki yazımda da aktarmıştık.

Aldığım yeni bilgilere göre; 2009 yılında Cahit Aslan ve oğulları Sedat Aslan’la Mehmet Aslan kardeşler, Suriye’den Türkiye’ye 25 kg esrar getirirken suçüstü yakalanıp, Adana Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan üçlüden baba Cahit Aslan, suçu üstlenince 5 yıl ceza almış, oğulları ise beraat etmişlerdi.

Öte yandan 28 Şubat 2024 tarihinde ise Hatayspor genel başkan yardımcısı Aydın Toksöz’ün kardeşi Tugay Toksöz’le birlikte iş yapan Sedat Aslan ve babası, ormanlık araziye yaptırdıkları villada AK Parti Hatay büyükşehir belediye başkanı adayı Mehmet Öntürk’ü ağırlarken görüntülendi.

Fotoğrafta; Mehmet Öntürk’ün hemen yanında uyuşturucu ticaretinden ceza almış baba Cahit Aslan, arkasında ise “kelle avcılığı” ve malla çökme dosyalarında adı geçen Sedat Aslan bulunuyordu.

Pek çok suça karışmış Aslan ailesinin; hem AK Parti’yle hem de CHP ile aralarını iyi tutarak kendilerini sağlama alma çabaları anlaşılırken, peki, AK Parti adayı Mehmet Öntürk’ün, bu kişilerin şüpheli villasında ve yanlarında ne işi vardı? Bu soruyu da Mehmet Öntürk cevaplamak zorunda.

Hatayspor dosyasını açacağımızı söylemiştik ve bu yazıyla başlıyoruz.

Ocak ayında yayınlanan Lütfü Savaş Dosyası 1 ve 2 yazılarımda; Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne ihale veya imar izni almak için başvuranlara, belediye tarafından “Hatayspor’a bağış yapma” şartı koşulduğunu, tanık beyanlarıyla anlatmıştım. Peki, bu bağışlara ne oluyordu?

Toplanan bağışlar sonrası; Hatayspor Kulübü Derneği, fason bir şekilde borçlandırılıyor ve bağış adı altında gelen paralar, “borç ödemesi” gerekçesiyle Hatayspor’a geldiği gibi geri gidiyordu.

Yayınladığımız belgeye göre 27 Ağustos 2018 tarihinde Hatayspor; içlerinde Aydın Toksöz, depremde yıkılan Emlak konutlarının tutuklu müteahhidi Mehmet Özat’ın oğlu Mustafa Özat (Lütfü Savaş’ın villasında oturduğu kişidir aynı zamanda) ve İbrahim Ethem Sunar’ın da bulunduğu yönetim kurulunun kararıyla İbrahim Ethem Sunar’a 2,5 milyon TL borçlandırıldı. Fakat resmî belgede, 19 kişilik yönetim kurulundan en az 10 kişinin imzası olması gerekirken, sadece dört kişinin imzası bulunuyordu ve bu imzalardan biri de Aydın Toksöz’e aitti.

Benzeri bir fason borçlandırma da, Rahmi Vardı adlı kişi alacaklı gösterilerek 5,5 milyon TL’lik bir borç belgesi düzenlenmesi suretiyle yapıldı.

Bu şekilde kaç belge düzenlendiği ve Hatayspor’dan alacaklı gösterilen kişilere toplam ne kadar para ödendiği bilinmiyor lakin Lütfü Savaş takımımın bu vurgununun tanıkları, bahsettiğimiz işleyişi ayrıntılarıyla anlatıyorlar.

Aydın ve Tugay Toksöz kardeşler açısındansa farklı vurgunlar ve işleyişler de söz konusuydu.

Öncesinde Hatay’da Skoda bayiliği yapan Toksöz kardeşler, bayiliklerine Sedat Aslan’ın çökmesi üzerine Aslan kardeşlerle birlikte çalışmaya başlamışlardı.

Toksöz kardeşler, Hatayspor vurgununa dâhil oldukları gibi aynı zamanda mültecilere yardım dernekleri üzerinden de yurtdışı kaynaklı bir para akışına sahipler. Mevzunun önemi, bu yardım paralarının nereye gittiğinde saklı.

Tam da bu noktada Hatay’daki döviz büroları devreye girmekte. 2021’den 2022’ye kadar T. döviz bürosuna düzenli olarak TL ve dolar gönderen Aydın Toksöz, bu paraların büro tarafından oğlu Asaf Emre Toksöz’ün Ziraat Bankası’ndaki hesabına yatırılmasını istiyordu. 2022-2023 yılları arasında ise aynı işleyişi farklı bir döviz bürosuyla sürdürdü.

2021’den Şubat 2023’e kadar tespit edebildiğim bu işleyişte; tahmini 50 milyon dolar ve 100 milyon TL civarı bir paranın dolaşıma girmesi söz konusu. Ayrıca Aydın Toksöz’ün, zaman zaman döviz bürolarına “Şu kadar parayı Ziraat Bankası gişesine gönderin. Oğlum oradan alacak ve ödeme yapacak.” talimatları verdiği, büroların da bu talimatları uyguladığı, edindiğim bilgiler arasında.

Hatırlatalım; Asaf Emre Toksöz, EXPO’dan para kazanmak için kurulan, ortakları arasında CHP Hatay milletvekillerinin de bulunduğu Hatay Girişim ve Gıda AŞ.nin de ortaklarından biriydi aynı zamanda.

Kısaca; Aydın ve Tugay Toksöz, bir şekilde edindikleri paraların dolaşımını döviz büroları aracılığıyla sağlarken, mal ve mülklerini resmî nikâhlarını bitirdikleri eşleri üzerine yaptırdılar, paraları ise Aydın Toksöz’ün oğlu Asaf Emre Toksöz’ün hesabında topladılar.

Deprem sonrası Hatay’da yaşanan ihmalleri, Lütfü Savaş’la Hatay belediyesinin suçlarını pek çok kez yazdık

Gerek Lütfü savaş gerekse de belediye yetkilileri her defasında kendilerinin de mağdur olduklarını ve tek suçlunun devlet olduğunu, vurguladılar.

Oysa Hataylı avukat Serhat Küçükler’in 2023 yılında yaptığı suç duyurusuna göre; Hatay halkı enkaz altındayken dahi Hatayspor başkanı ve Hatay büyükşehir belediyesi genel sekreteri Nihat Tazeaslan yolsuzluk peşindeydi. Suç ortakları ise MHP Hatay milletvekili Lütfü Kaşıkçı’yla Hatay MHP il yönetim kurulu üyesi müteahhit Ahmet Farafakıoğlu’ydu.

Deprem öncesi, eski Antakya’nın tarihî taş sokaklarının restorasyon ihalesini, müteahhit Karafakıoğlu almış fakat restorasyon çalışmasını yapmamıştı.

Deprem sonrası, Hatay’ın tüm kültürel ve tarihî varlıklarıyla birlikte bu taş sokaklar da yıkılıp yok oldu. Suç duyurusunda belirtilen delillere, telefon yazışmalarına ve bir gizli tanığın beyanına göre; HBB genel sekreteri ve Hatayspor başkanı Nihat Tazeaslan, MHP Hatay milletvekili Lütfü Kaşıkçı, HBB fen işleri daire başkanı Hasan Ziya Hamidoğulları ve MHP’li müteahhit Ahmet Karafakıoğlu, tarihî sokaklarda sanki deprem öncesi bir restorasyon yapılmış gibi göstermek için kolları sıvadılar. Aynı ekip, İstanbul, Ankara ve İzmir’deki bazı firmalara yönelik naylon faturalar düzenledi. 100 milyonlarca TL’lik harcama yaptıklarına dair bu faturaların tahsilini ise elbette ki Hatay büyükşehir belediyesinden istediler.

Tarihlere göre onlar bu işlerle meşgulken, Hatay halkı hâlen enkaz altında yardım çığlıkları atmaktaydı.

Dosyadaki deliller kapsamında, bu yolsuzluk davasında adı geçen kişilerin ceza alması, neredeyse kesin görünüyor.

Sizlere fazla gelse de sadece küçük bir kısmını özetlediğim yolsuzluk tablosu buyken ve Hatay’da yolsuzluğun, rezaletin dibi henüz görülememişken, Hataylıların bu bataklıktan kurtulmaya dair ümitleri ise CHP’nin, suçların tam göbeğindeki isim Lütfü Savaş’ı tekrar aday göstermesiyle kırılmıştı. Fakat şimdi tekrar ayağa kalktılar ve ne olursa olsun direnmeye, haksızlıkla mücadele etmeye kararlılar.

Yetkililerin ise yazdığım bilgiler doğrultusunda;

> Bedi Aslan’ın mala çökme davasında savcılık tarafından neden yeterli soruşturma yapılmadığını,

> Cahit Aslan’ın oturduğu villanın parsel planında neden orman arazisi içinde görüldüğünü,

> AK Parti Hatay büyükşehir belediye başkan adayı Mehmet Öntürk’ün birçok suçtan sabıkalı Cahit Aslan ve oğlu Sedat Aslan’ın evinde ne işi olduğunu,

> Aydın Toksöz’ün oğlu Asaf Emre Toksöz’ün Hatay Ziraat Bankası şubesindeki hesabını, bu hesabın döviz bürolarıyla olan para trafiğini, 2021-2023 yılları arasında bu hesaba dair hareketliliği,

> Nihat Tazeaslan’la Lütfü Kaşıkçı’nın adının birlikte geçtiği ve Hatay halkı enkaz altındayken yapılan yolsuzluğa dair dosyadaki önemli delilleri, mutlaka araştırmaları gerekiyor.

Gerekli araştırmanın yapılması ve sonuçlarının kamuoyuna duyurulması, sadece Hatay halkının değil tüm Türkiye halkının talebidir zira Hatay artık başta da belirttiğim gibi Türkiye’nin kalbinde kanayan bir yaradır. Bu yara, ya iyileşecek ya iyileşecek. Takipçisiyiz.

Not 1: Geçen haftaki yazımda Sedat Aslan mağdurlarından biri olan Eskiocak ailesinden bahsetmiştim. Hatay’da Eskiocak soyadına sahip pek çok aile bulunduğundan, bahsettiğim ailenin T. Eskiocak ailesi olduğunu belirtmek isterim.

Not 2: Sedat Aslan geçen hafta beni telefonla arayarak; yazımda geçen bilgileri kabul etmediğini, söyledi. Fakat belgelere ve tanık ifadelerine dayanarak sorduğum hiçbir soruya, kanıtlı ve ikna edici yanıtlar veremedi. Kendisi hakkında yazmamamı da “rica” etti. Bilginize.

“Bu haber yazarın elindeki belgelere ve fotoğraflara dayanarak yazılmıştır.”

QOSHE - Hatay’da yolsuzluğun dibi yok - Aslıhan Gençay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hatay’da yolsuzluğun dibi yok

19 0
05.03.2024

Hatay’ı aşamıyor, Hatay’dan çıkamıyoruz. Hatay artık Türkiye’nin kalbinde kanayan bir yara.

Hatay’daki yolsuzluk ve çökme vakalarını anlatmaya, kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz.

Hataylı iş insanı Bedi Aslan, Hatay’ın Samandağ ilçesinde, orman arazisinin yanında bir soğuk hava deposu işletmekteydi. İşlerini yürütmek için Tarım ve Kırsal kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun hibe desteğine başvurmuş, 2014’te destek almaya hak kazanmış ve sonrasında borçlarını da ödemişti.

2018 yılında, geçen haftaki yazımda bahsettiğim “kelle avcısı” kardeşlerden Sedat Aslan (Kimlikteki resmî adı Mete Aslan); ağabeyi Mehmet Aslan’ın selamının da getirerek Bedi Aslan’dan, Alya Soğuk Hava Deposu’nun tapusunu istedi. Bedi Aslan’a; “Biz orman arazisine villa yapacağız, bunun için elimizde arazi civarında bir tapu bulunması gerekiyor. Villanın tapusunu alınca, soğuk hava deposunun tapusunu da sana iade edeceğiz” dedi.

Bedi Aslan, uzaktan akraba olmalarının verdiği güvenle hareket ederek bu teklifi kabul etti ve deponun C.N. üzerine olan tapusunu, Sedat Asan ile Mehmet Aslan’ın anneleri H. Aslan’a devretti. Deponun üst kullanım hakkı ise Bedi Aslan’da kaldı. Sedat Aslan ve babası Cahit Aslan, villalarını yaptıktan sonra, Bedi Aslan’ın tapuyu geri alma isteğini reddettiler. Aralarındaki sorun çözülmeyince Bedi Aslan, iş yapamadığı için depodaki teçhizatları satmaya karar verdi ve 2020 yılında malzemeleri, firma sahibi M.K.ye sattı.

Bedi Aslan, bu alışverişten doğan ödemesini almak için Ocak 2020 tarihinde M.K.nin ofisine gitti. Müşterisinden toplam 450 bin TL’lik üç adet çeki teslim alacağı sırada, ofise yanında bir kişiyle birlikte Sedat Aslan geldi ve Bedi Aslan’ın kendisine borçlu olduğunu iddia ederek M.K.ye; “Ağabeyim selamı var. Bu çekler bana verilecek.” dedi. Bedi Aslan’ın herhangi bir borcu olmamasına rağmen Sedat Aslan, M.K.nin yazdığı üç çeke el koyarak ofisten ayrıldı.

Fakat çekler, Alya Soğuk Hava Deposu adına kesildiğinden ve şirket sahibi Bedi Aslan olduğundan çeklerle ilgili herhangi bir işlem yapamayacağını anlayan Sedat Aslan, 21 Ocak günü soğuk hava deposunda bulunan Bedi Aslan’ın yanına gitti. Deponun altına yaptıkları villada yaşayan babası Cahit Aslan ise yanına dört çalışanını alarak Sedat Aslan’a eşlik etti. Bedi Aslan, altı kişi tarafından ormanın içinde tehdit edilip korkutuldu ve iki adet 500 bin TL’lik senete zorla imza attırıldı.

Bu suretle Bedi Aslan, hem soğuk hava deposunun tapusundan hem sattığı teçhizatlardan sağlayacağı gelirden oldu hem de üzerine Sedat Aslan ve babası Cahit Aslan’a borçlandırıldı.

Bedi Aslan’ın, yaşadıklarına dair Hatay savcılığına suç duyurusunda bulunması üzerine ifade veren Sedat Aslan, yöneltilen suçlamaları reddetti ve “Bedi Aslan’la arasında alacak verecek ilişkisi olduğunu, bu yüzden Bedi Aslan’ın çekleri ona rızasıyla verdiğini, herhangi bir tehdit ve zorlama durumu yaşanmadığını” savcılık ifadesinde belirtti.

Oysa Sedat Aslan çeklere el koyduğunda henüz ortada senetler yoktu. Aynı zamanda Sedat Aslan alacaklı dahi olsa, Bedi Aslan’ın müşterisinden tahsil ettiği ödemeye el koyma hakkı hukuken bulunmamaktaydı.

Lakin savcılık gözle görünen gerçekleri araştırmadan ve detaylı bir inceleme yapmadan dosyayı kapattı. Her şeyini kaybeden ve can güvenliği nedeniyle başka bir şehirde yaşamak zorunda kalan Bedi Aslan ise dosyanın kapatılmasına itiraz ederek sürecin takipçisi olacağını, hakkını savunacağını söylüyor.

Belirtelim, şu anda Cahit Aslan’ın oturduğu villa ise elimizdeki parsel kayıtlarına göre orman arazisi içinde görünüyor.

Ayrıca; Alaattin Çakıcı ve Erol Evcil’in birlikte çöktükleri Hatay Payas’taki Nursan Demir Çelik firması kıskaca alınırken, Sedat Aslan’ın da Çakıcı ve Evcil ekibinin yanında bulunduğuna dair video kayıtları ve fotoğraflar da elimizdeki belgeler arasında mevcut.

Sedat Aslan’ın vukuatlarından bazılarını, geçen haftaki yazımda da aktarmıştık.

Aldığım yeni bilgilere göre; 2009 yılında Cahit Aslan ve oğulları Sedat Aslan’la Mehmet Aslan kardeşler,........

© P24


Get it on Google Play