Dünkü yazımda CHP’li Mersin, Marmaris, Milas ve Menteşe belediye başkalarının usulsüzlüklerini anlattım. Bugün CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’la devam edeceğiz.

Hatay: Lütfü Savaş neden yargılanmıyor?

*Hatay’ı yok eden 6 Şubat depreminde yıkılarak 750 kişiye mezar olan Rönesans Rezidans’ı hiçbirimiz unutmadık. 2013 yılında müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun tarafından yapılan ve daireleri “cennetten bir köşe” olarak pazarlanıp satılan Rönesans Rezidans’ın inşası boyunca ve bitiminde, ruhsatları kim vermişti peki? Yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanan Mehmet Yaşar Coşkun için “Kendisi idealist bir insan. Belediye, bu işi yapanlar, çok sorgulanırsa onlara yazık etmiş oluruz." dahi diyebilen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın hiç mi suçu yok?

Şu anda sadece müteahhit ya da mühendisler yargılanıyor. Oysa ortadaki suç, sadece onlarla açıklanamaz. Önlerine gelen projeyi inceleyen ve onaylayanlar, inşaat temeli bitince kontrol edip temel üstü ruhsatı, bina yapıldıktan sonra da proje uyumunu denetleyip oturma ruhsatı verenler masum mu? Lütfü Savaş; Rönesans Rezidans’a ruhsat verenin Ekinci Belediyesi olduğunu söylese de yaşanan ölümler ve yıkım, büyükşehir belediyesinin denetim ve kontrol görevini yerine getirmediğinin en büyük göstergesi zaten, fazla söze gerek yok!

*Lütfü Savaş beyefendi, Büyük Birlik Partisi kökenli ve Alperen Ocakları’nda yetişmiş bir siyasetçi. Siyasete girmeden önce Mustafa Kemal Üniversitesi rektörlüğünde çalıştı ve 2005 yılında öğretim üyelerini “Kürt, Alevi, solcu” şeklinde fişlemekle suçlandı. Hatta 2008 yılında CHP’li vekiller, Lütfü Savaş’a yönelik suçlamalarla ilgili TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi sundu.

2009 yerel seçimlerinde Savaş, Ak Partiliydi artık ve Antakya Belediye Başkanı seçildi. 2014 seçimlerinde ise Ak Parti tarafından Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmeyince küserek partisinden ayrıldı ve CHP’nin adayı oldu. Sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı… Bu “transfer” nasıl oldu, neler konuşuldu, hangi anlaşmalar yapıldı, bunların cevabı CHP’de. Hataylılara göre Savaş, iki dönemdir belediye başkanlığını kazanıyor çünkü: “Hatay’daki Arap Aleviler, Atatürk’ü son derece sevip sayıyor ve Atatürk’ün partisi diye hepsi CHP’ye oy veriyor.”

*İddia şu ki; Ak Parti’nin belediye başkanıyken tüm belediye kadrolarını BBP’liler ve Alperen Ocakları’nda yetişenlerle doldurduğu için tekrar aday gösterilmemiş Savaş. Tabii CHP’ye geçtikten sonra da aynı faaliyeti sürdürdü. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin tüm daire, şube, müdürlük ve sekreterliklerinde BBP’li kadrolar çalışıyor. Bu bir iddia değil zira Lütfü Savaş, yaptığını büyük bir pişkinlikle kabul ederek, nedeni sorulduğunda ise “CHP’de bu yeterlilikte insan olmadığı için” yanıtını vermiş bir başkan. Bu arada; Ak Parti Hatay milletvekili Hüseyin Yayman’ın yeğenine sağlanan torpilli memuriyet meselesine ise Refik Eryılmaz’a ayırdığım bölümde değineceğim, atladım sanılmasın. Ne diyorsunuz buna CHP? İnsan merak ediyor; yargılanması gerekirken baş tacı edilen Lütfü Savaş konusundaki düşüncelerinizi.

Samandağ: Refik Eryılmaz ve rezerv alanlar

*Samandağ’da 6 Şubat depremlerinden zarar görmeyen tek yer şehir merkezindeki çarşı bölgesiydi. Mülk sahipleri ve esnaflar, geçen ay telefonlarına Samandağ Tapu Müdürlüğünden gönderilen “Yasaya dayanarak mülkünüz, eviniz, dükkânınızı hazineye devretme işleminiz başlatılmıştır.” mesajıyla şok oldular. Uzman inşaat mühendisi Habip Yapar da mülk sahiplerinden biriydi ve diğer tüm mülk sahipleriyle birlikte rızaları olmadan başlatılan bu usulsüz hazineye devir işlemini durdurmaya karar verdiler.

“Mesajları okuyunca hemen tapu müdürlüğüyle konuştuk. Bize; ‘Sizin mülkleriniz, 4-5 ay önce Çevre Bakanlığının oluruyla rezerv yapı alanı ilan edildi. Tapularınız hazineye devrediliyor.’ dendi, Çevre Bakanlığına başvurduk, yetkililere ulaştık. Yetkililer bize; belediye başkanı Refik Eryılmaz ve Ak Parti eski ilçe başkanı Semir Özdemir’in bakanlığa giderek ‘Samandağ çarşı merkezinin depremde yıkıldığını, esnaf ve mülk sahipleriyle toplantı yaptıklarını, hepimizin rızamızla mülklerimizi hazineye devretmek istediğimizi’ anlattıklarını aktardı. ‘Bunun üzerine biz de mülkleri devrettik’ dediler.” diyerek anlattı yaşananları Yapar ve devam etti:

“Kentsel dönüşüm yasası daha yeni çıktı. Eski yasada yerleşim alanlarının rezerv yapı alanı ilan edilmesine dair bir madde ya da yasal dayanak yok. Bakanlığa; ‘Siz yasal dayanak olmadan yerleşim birimini, Samandağ’ın depremde yıkılmayan en sağlam yerini, niye rezerv alan ilan ettiniz?’ diye sorduk. ‘Yasal dayanak olmadığını biliyorduk ama sizin rızanız olduğu söylenince, ilan ettik.’ cevabını verdiler. Yeni yasa 1 ay önce çıktı ve yerleşim yerlerinin de rezerv yapı alanı ilan edilmesine dair bir madde eklendi. Bizim mülkler, bu yasadan 4 ay önce devredilmiş. Hepimiz idari mahkemede iptal davaları açtık ve basın açıklaması yaptık.”

Esnaf ve mülk sahipleri bu usulsüzlüğü kamuoyuyla paylaşınca ve haber basında yer bulunca Eryılmaz; Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Vedat Gürgen’in Samandağ’a geleceğini, tüm Samandağlıları belediyede yapılacak toplantıya davet ettiğini, duyurdu.

Habip Yapar sonrasını şöyle anlatıyor: ”Toplantı gününün sabahı, Refik Eryılmaz’ın kendi adamları ve militanlarını küçücük toplantı salonuna yerleştirdiğini haber aldık. Anladık ki toplantıda bize söz hakkı dahi verilmeyecek, bakan yardımcısı da kim mülk sahibi, kim değil anlayamayacak. Bu oyunun figüranı olmak istemediğimiz için toplantıya katılmaktan vazgeçtik. Fakat toplantıya girmeyi başaran biri, belediye başkanına ‘Mülk sahipleriyle toplantı yapmayacak mısınız?’ diye sormuş. Eryılmaz da kendi adamlarını göstererek ‘İşte bunlar mülk sahibi’ demiş. Oysa mülk sahiplerinin hiçbiri o toplantıya gitmedi.”

Uygulamaya neden karşı çıktıklarını da aktarıyor Yapar: “Samandağ 150 bin nüfuslu bir yer. Halkının yüzde 80’i Afrika ve Arabistan çöllerine gider, bir ev ve dükkân almak için 15-20 yıl çalışır. Şimdi sapasağlam evleri ve dükkânları, metresi 8 bin TL karşılığı hazineye devrediliyor. Oysa 10 metrelik bir dükkânın gerçek değeri 4 milyar TL. İçimiz öyle dolu ki 4 aydır derdimizi anlatacak kimseyi bulamıyoruz. Razı olmadığımızı anlatmak için daha ne yapalım, dağa mı çıkalım? Biz dağa çıkmayız, hakkımızı hukukla, kanunla ararız. Bu memlekete, vatana, bayrağa âşık insanlarız.”

Ayrıca; mülk sahiplerinin basın açıklamasını, Kuveyt’te çalışırken tesadüfen gören ve kendi mülkünün de hazineye devredildiğini öğrenince kalp krizi geçiren bir Samandağlının, hayatını kaybettiğini de belirtelim.

Şu anda mülk sahiplerinin açtıkları davalar sürüyor ve bakanlık açık açık “Mülk sahiplerinin rızası olmadan devir işlemi yapılmayacak.” diyor. Eryılmaz ise yerel HRT kanalına yaptığı; “Benim rezerv alan ilan etme yetkim yok, bakanlık yaptı. Süreci iyi yönetemediler, şimdi benden bir rapor istiyorlar. Rezerv alanlara karşı çıkanların amacı farklı, onlar provokatör.” açıklamasıyla usulsüzlüğün nedeni olarak bakanlığı işaret ediyor ve mülk sahiplerini de suçluyor.

CHP’nin bakışı ayrı, Eryılmaz’ınki apayrı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni kentsel dönüşüm yasasını eleştirmiş, “Vatandaşın rızası olmadan kentsel dönüşüm olmaz.” demiş ve yerleşim bölgelerinin rezerv yapı alanı ilan edilmesine karşı olduklarını, hatta Anayasa Mahkemesi’ne gideceklerini belirtmişti. Oysa CHP’li başkan Eryılmaz; ”Krizi (6 Şubat depremini kastediyor) fırsata çevirip Samandağ’ı modern bir şekilde yeniden inşa etmek istiyoruz ama provokatörler karşı çıkıyor.” diyerek rezerv alan uygulamasını destekliyor. Tabii bu noktada Eryılmaz’ın kastettiği “biz” kim, insan merak ediyor. Oraya da birazdan gelelim.

Habip Yapar ise tüm mülk sahipleri adına şöyle sesleniyor CHP’ye: “Sizin belediye başkanınız henüz yasa ortada yokken bizim mülklerimizi rezerv yapı alanı ilan ettirip hazineye devrettirme kararı aldı. Söyleminizle eyleminiz tutmuyor. Ya siz de çıkın yasayı savunun ya da belediye başkanınızın kulağını çekin. Gerekirse patinizden ihraç edin. Ak Parti, Çevre Bakanlığına yalan beyanda bulunduğu için ilçe başkanını (Semir Özdemir) görevden aldı. CHP’den de aynı şeyi bekliyoruz.”

İmar yolsuzluğu, torpil, rüşvet

*Peki, Eryılmaz Samandağ çarşı esnafına neden bu kadar tepkili? Samandağ esnafından öğrendiğime göre; iki dönem önce CHP Hatay milletvekili olan Eryılmaz, -CHP, çalışmalarından memnun kalmayınca- tekrar aday gösterilmemiş ve bunun üzerine çarşı esnafını tek tek gezerek bağımsız aday olacağını, onlardan destek beklediğini, söylemişti. Esnaflar, CHP’nin oylarını bölmemesi gerektiği ve onu desteklemeyecekleri, cevabını verince de Eryılmaz, bunu unutmayacağını belirtmişti.

Seçimlerde gerçekten oyları bölen Eryılmaz, tekrar CHP’ye dönüp Samandağ Belediye Başkanı adayı olduğunda, nüfusunun yüzde 95’i CHP’ye oy veren ilçeden yüzde 60 civarı oy aldı. Belediye başkanı olduktan sonra ise geçmişte yanında yer alan kişiler ve Ak Parti eski ilçe başkanı Semir Özdemir’le birlikte hareket etmeyi tercih etti. Burada yer veremesem de Samandağ halkı Eryılmaz’ın, Semir Özdemir’in akrabalarına yaptığı yardımları ayrıntılı olarak anlattı.

*Ak Parti’yle yakınlığı kafa karıştıran Eryılmaz için Samandağlılar; “Ak Parti onun hukuksuzluklarını örtbas ediyor. Hatay’da toplam 12 ilçe var; 4 tanesi CHP’li, 8 tanesi Ak Partili. Eryılmaz, Ak Parti Hatay milletvekili Hüseyin Yayman’ın yeğeni ve Alperen Ocakları il başkanını, KPSS’ye girmeden, torpille özel kalem müdürlüğünde memur yaptı. Yayman’ın yeğeni, 8 Ak Partili belediye varken neden Eryılmaz’a geldi?” diye soruyor.

Samandağlılar haklı, bahsettikleri kişi de Mehmet Ali Eker. Eker, Eryılmaz’ın torpiliyle memur olup bir hafta Samandağ Belediyesi’nde çalıştıktan sonra Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde görevlendiriliyor. Ne de olsa Lütfü Savaş, belediyeyi Alperen Ocakları’ndan gelenler ve BBP’li karolarla doldurduğundan, vekil yeğeni (Alperen) Mehmet Ali Eker de ortama hiç yabancılık çekmeyecektir. Ayrıca Refik Eryılmaz, yaptığı torpilden ne utanıyor ne de saklıyor. Aksine katıldığı televizyon programlarında; “Ankara’da işimizi çözen bir dostumuzun yeğenini, hukuki boşlukları değerlendirerek işe aldık.” diyerek yaptığıyla övünüyor. İşte Eryılmaz’ın bahsettiği şu “biz” de; Ak Partili dostlar, BBP’liler ve Alperen’ler sanırız.

*Şu anda Refik Eryılmaz, belediye yöneticileri ve çalışanları hakkında bir imar yolsuzluğu ve rüşvet soruşturması da mevcut. Halk; İçişleri Bakanı değiştiği için artık Eryılmaz’a pek çok soruşturma açılacağı, görüşünde. Devam eden soruşturma ise; belediye, sadece 2004’ten önce yapılan kaçak inşaatlara elektrik ve su bağlayabilirken, Eryılmaz’ıın yeni binaları otuz yıllık gibi göstererek, rüşvet karşılığı izin belgesi düzenlemesi kapsamında. Yerel Cemre Gazetesi’nin haberine göre; Sayıştay’ın durumu fark etmesi ve savcılığa bildirmesi üzerine İçişleri Bakanlığının izniyle soruşturma başlatıldı. İşin korkunç yanı, bu binaların hepsi 6 Şubat depreminde yıkılmıştı.

Hemen ekleyelim: Bakın bu usulsüz belgeler havada uçuşurken, deprem sonrası sığınmak için derme çatma baraka yapan depremzedeler, bu barakalara elektrik ve su bağlatmak için belediyeye gittiklerinde, aynı belediye, onlardan para talep etti!

Yardımlarda yolsuzluk, Suavi’ye tehdit

*Deprem öncesinde ve sonrasında ne Lütfü Savaş’tan ne de Refik Eryılmaz’dan doğru düzgün hizmet gördüklerini söyleyen Samandağlılar, Eryılmaz’ın yardım dağıtımlarında da yolsuzluk yaptığını anlattı.

Konuyu Habip Yapar’a sorduğumuzda ise şunları söyledi:

“Deprem sonrası Haluk Levent ve Ahbap, buraya bir sürü konteyner ve yardım gönderdi ama belediye vatandaşa bir koli bile vermedi. Eryılmaz, yardımları kendi adamlarına ve akrabalarına dağıttı. Keşke Haluk Levent kendisi dağıtsaydı. Sanatçı Suavi, depremin ilk gününden itibaren buradaydı, konteyner ve yardım dağıttı, kendisi de çadırda kaldı. Suavi, başta yardımları belediyeye devretmişti, sonra baktı ki belediye ayrımcılık yapıyor, kendi dağıtmaya başladı. Düzeni bozulan Eryılmaz, adamlarını toplayıp Suavi’nin çadırını bastı. Düşünün, 8 aydır buruda olan, yardım dağıtan adamı öldüreceklerdi neredeyse.”

Şu andaki hizmetler içinse; ”Büyükşehir Belediyesi’nin Arsuz, Defne ve Samandağ’a hiç hizmeti yok, Alevilere ayrımcılık yapıyorlar. Onların da, Erylmaz’ın da varlığı yokluğu belli değil. Yollara stabilize toprak bile dökmüyorlar. Ben Ak Partili değilim ama burada iş yapan sadece kaymakamlık. Kamyonlarla toprak getirip yollara döküyorlar.”

Evet, aslında daha pek çok şey anlattı Samandağlılar, şimdilik bu kadarını yazdım. Mesela Özgür Özel ve 13 koyun meselesine hiç girmedim. Uzun lafın kısası; Hataylılar da, Samandağlılar da Lütfü Savaş ve Refik Eryılmaz’dan hem dertli hem mağdurlar. Tıpkı Mersinliler, Marmarisliler, Milaslılar ve Menteşelilerin; Vahap Seçer, Mehmet Oktay, Muhammet Tokat ve Bahattin Gümüş’ten dertli oldukları gibi.

Avukat İsmail Hakkı Atal’ın bir dilekçeyle bunları yazmamıza, ortaya dökmemize vesile olması da çok özel tabii.

Ama asıl önemlisi: CHP Genel Başkanı ve yönetimi bu sesi duyacak mı, yoksa altı belediye başkanının yaptıklarını görmezden gelmeye devam mı edecek?

-----

Fotoğraf: Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz. (soldan, sağa)



QOSHE - Hatay, Lütfü Savaş; Samandağ, Refik Eryılmaz Mağduru - Aslıhan Gençay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Hatay, Lütfü Savaş; Samandağ, Refik Eryılmaz Mağduru

12 0
26.12.2023

Dünkü yazımda CHP’li Mersin, Marmaris, Milas ve Menteşe belediye başkalarının usulsüzlüklerini anlattım. Bugün CHP’li Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve Samandağ Belediye Başkanı Refik Eryılmaz’la devam edeceğiz.

Hatay: Lütfü Savaş neden yargılanmıyor?

*Hatay’ı yok eden 6 Şubat depreminde yıkılarak 750 kişiye mezar olan Rönesans Rezidans’ı hiçbirimiz unutmadık. 2013 yılında müteahhit Mehmet Yaşar Coşkun tarafından yapılan ve daireleri “cennetten bir köşe” olarak pazarlanıp satılan Rönesans Rezidans’ın inşası boyunca ve bitiminde, ruhsatları kim vermişti peki? Yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanan Mehmet Yaşar Coşkun için “Kendisi idealist bir insan. Belediye, bu işi yapanlar, çok sorgulanırsa onlara yazık etmiş oluruz." dahi diyebilen Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın hiç mi suçu yok?

Şu anda sadece müteahhit ya da mühendisler yargılanıyor. Oysa ortadaki suç, sadece onlarla açıklanamaz. Önlerine gelen projeyi inceleyen ve onaylayanlar, inşaat temeli bitince kontrol edip temel üstü ruhsatı, bina yapıldıktan sonra da proje uyumunu denetleyip oturma ruhsatı verenler masum mu? Lütfü Savaş; Rönesans Rezidans’a ruhsat verenin Ekinci Belediyesi olduğunu söylese de yaşanan ölümler ve yıkım, büyükşehir belediyesinin denetim ve kontrol görevini yerine getirmediğinin en büyük göstergesi zaten, fazla söze gerek yok!

*Lütfü Savaş beyefendi, Büyük Birlik Partisi kökenli ve Alperen Ocakları’nda yetişmiş bir siyasetçi. Siyasete girmeden önce Mustafa Kemal Üniversitesi rektörlüğünde çalıştı ve 2005 yılında öğretim üyelerini “Kürt, Alevi, solcu” şeklinde fişlemekle suçlandı. Hatta 2008 yılında CHP’li vekiller, Lütfü Savaş’a yönelik suçlamalarla ilgili TBMM Başkanlığına bir araştırma önergesi sundu.

2009 yerel seçimlerinde Savaş, Ak Partiliydi artık ve Antakya Belediye Başkanı seçildi. 2014 seçimlerinde ise Ak Parti tarafından Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday gösterilmeyince küserek partisinden ayrıldı ve CHP’nin adayı oldu. Sonrası Hatay Büyükşehir Belediye Başkanlığı… Bu “transfer” nasıl oldu, neler konuşuldu, hangi anlaşmalar yapıldı, bunların cevabı CHP’de. Hataylılara göre Savaş, iki dönemdir belediye başkanlığını kazanıyor çünkü: “Hatay’daki Arap Aleviler, Atatürk’ü son derece sevip sayıyor ve Atatürk’ün partisi diye hepsi CHP’ye oy veriyor.”

*İddia şu ki; Ak Parti’nin belediye başkanıyken tüm belediye kadrolarını BBP’liler ve Alperen Ocakları’nda yetişenlerle doldurduğu için tekrar aday gösterilmemiş Savaş. Tabii CHP’ye geçtikten sonra da aynı faaliyeti sürdürdü. Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin tüm daire, şube, müdürlük ve sekreterliklerinde BBP’li kadrolar çalışıyor. Bu bir iddia değil zira Lütfü Savaş, yaptığını büyük bir pişkinlikle kabul ederek, nedeni sorulduğunda ise “CHP’de bu yeterlilikte insan olmadığı için” yanıtını vermiş bir başkan. Bu arada; Ak Parti Hatay milletvekili Hüseyin Yayman’ın yeğenine sağlanan torpilli memuriyet meselesine ise Refik Eryılmaz’a ayırdığım bölümde değineceğim, atladım sanılmasın. Ne diyorsunuz buna CHP? İnsan merak ediyor; yargılanması gerekirken baş tacı edilen Lütfü Savaş konusundaki düşüncelerinizi.

Samandağ: Refik Eryılmaz ve rezerv alanlar

*Samandağ’da 6 Şubat depremlerinden zarar görmeyen tek yer şehir merkezindeki çarşı bölgesiydi. Mülk sahipleri ve esnaflar, geçen ay telefonlarına Samandağ Tapu Müdürlüğünden gönderilen “Yasaya dayanarak mülkünüz, eviniz, dükkânınızı hazineye devretme işleminiz başlatılmıştır.” mesajıyla şok oldular. Uzman inşaat mühendisi Habip Yapar da mülk sahiplerinden biriydi ve diğer tüm mülk sahipleriyle birlikte rızaları olmadan başlatılan bu usulsüz hazineye devir işlemini durdurmaya karar verdiler.

“Mesajları okuyunca hemen tapu müdürlüğüyle konuştuk. Bize; ‘Sizin mülkleriniz, 4-5 ay önce Çevre Bakanlığının oluruyla rezerv yapı alanı ilan edildi. Tapularınız hazineye devrediliyor.’ dendi, Çevre Bakanlığına başvurduk, yetkililere ulaştık. Yetkililer bize; belediye başkanı Refik Eryılmaz ve Ak Parti eski ilçe başkanı Semir Özdemir’in bakanlığa giderek ‘Samandağ çarşı merkezinin depremde yıkıldığını, esnaf ve mülk sahipleriyle toplantı yaptıklarını, hepimizin rızamızla mülklerimizi hazineye devretmek istediğimizi’ anlattıklarını aktardı. ‘Bunun üzerine biz de mülkleri devrettik’ dediler.” diyerek anlattı yaşananları Yapar ve devam etti:

“Kentsel dönüşüm yasası daha yeni çıktı. Eski yasada yerleşim alanlarının rezerv yapı alanı ilan........

© P24


Get it on Google Play