30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’daki ofisinden çıkarken, motosikletli bir infaz timi tarafından öldürülen eski ülkü ocakları genel başkanı Sinan Ateş cinayetindeki sır perdesi halen aralanmadı.

Şimdiye kadar dosya kapsamında;

> Tetikçi Eray Özyağcı’nın cinayet öncesi firari durumda olmasına rağmen gayet rahat davrandığı,

> Eray Özyağcı’yı, İstanbul’dan Ankara’ya özel harekât polislerinin getirdiği,

> Suikastı Hasan Ferit Gedik cinayetinden ceza alan ve aynı Özyağcı gibi firari durumda olan Doğukan Çep’in organize ettiği iddiası,

> Suat Kurt’un cinayet öncesi Çukurambar’da keşif yaptığı,

> Eski ülkü ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın cinayet sonrası tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçırdığı iddiası,

> Tolgahan Demirbaş’ın cinayet büro amiri M.E.A. ile yaptığı görüşmelerde, ondan Sinan Ateş’in adres ve konum bilgilerini isteyip Ateş için “İpini çekmişler.” ifadesini kullandığı,

> M.E.A.nın bu bilgileri Tolgahan Demirbaş’a verdiği ve cinayetten sonra ise Sinan Ateş dosyasında görev aldığı,

> Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığı fakat bu iddiayı ifadesinde reddettiği gibi detaylar ortaya çıkmıştı.

Soruşturmada yaşanan savcı değişikliklerini ve cinayetin üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen halen hazırlanamayan iddianameyi de düşündüğümüzde; Sinan Ateş dosyası, kamuoyunun gündemde tutması ve takibiyle ite kaka, ağır aksak yürütülüyor diyebiliriz.

En önemli ve gizemli konu ise; bu cinayetin siyasi ayağı ve infaz timini hangi yapının yönlendirdiği.

Asıl üzerine gidilmesi gereken konu tam da bu.

Dosya bu durumdayken ulaştığım yeni bir bilgiye göre; Sinan Ateş’i hedef alan ve öldüren yapı, cinayetten bir gün önce CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı ve eski MHP Ankara il başkan yardımcısı Ramazan Kubat’ı da hedef almıştı.

Konuya dair görüştüğüm Ramazan Kubat, bilgiyi teyit ederek, Sinan Ateş’in 20 yıllık arkadaşı olduğunu, onu çok sevdiğini belirtti ve Ateş cinayetinden önce ciddi tehditler aldığını, bu kapsamda avukatıyla birlikte şikâyette bulunduğunu, aktardı.

Kubat ayrıca; Ateş cinayetinden bir gün önce motorlu bir kişi tarafından takip edildiğini, beraberinde farklı araçlardaki arkadaşları da olduğundan bu takibi birlikte atlatmaya çalıştıklarını, çeşitli kavşaklardan dönerek en son aracıyla bir benzin istasyonuna girdiğini, motorlu kişinin ise aynı istasyona girerek benzin almaya veya alışveriş yapmaya gerek dahi duymadan sadece onu beklediğini, benzin istasyonundan çıktığında ise motorun aracına yaklaşmaya çalıştığını fakat arkadaşlarının araçlarıyla araya girmesi sonucu motorlu kişinin uzaklaştığını, sözlerine ekledi.

Bu bilgilere göre; motorlu kişinin takibini, arkadaşlarının yardımıyla atlatan Ramazan Kubat, yüksek ihtimalle öldürülmek için hedef alınmıştı. Belki de gerçek hedef oydu. Zira aynı dönemde Kubat’ın eşinin de takip edildiği ve haklarında bir istihbarat çalışması yapıldığı, iddia edilen bilgiler arasında.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ramazan Kubat. Kaynak: Kubat’ın X hesabı.

CHP’ye geçtikten ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı olduktan sonra hedef alındığını belirten Kubat; “Ben kendimi herhangi bir ideolojiyle tanımlamıyorum. Sadece Türk milliyetçisiyim. Ömrüm ülkü ocaklarında geçti. O camiadayken malımla, mülkümle, paramla herkese yardım ettim, emek harcadım. CHP’ye geçtikten sonra ise Yeniden Kuvayı Milliye Hareketi’ni kurduk ve 61 ilde teşkilatlandık. Her ilde, binlerce kişinin katılımıyla toplantılar düzenledik. Beni tanıyan ve seven pek çok Türk milliyetçisi, akın akın bu toplantılara geldi. Bu durumun bir rahatsızlık uyandırdığı aşikâr.” dedi.

Kubat, Sinan Ateş cinayetinin siyasi ayağı hakkında bilinen pek çok yoruma ise katılmıyor ve; “Olcay Kılavuz’un adı bu cinayette çok fazla geçiyor lakin Kılavuz’u tanırım, ülküdaşını öldürecek biri değildir. Aynı şey Devlet Bahçeli için de geçerli. Bahçeli’nin böyle bir cinayete ortak olduğuna veya emrini verebilmiş olacağına inanmıyorum.” diyor.

Tehdit edilip hedef alınmasının ve Sinan Ateş cinayetinin arka planında; çeşitli siyasi partilerin içine sızmış şahısların da yer aldığı büyük bir yapının söz konusu olduğunu söyleyen Kubat; Ateş dosyasının, kamuoyunun baskısıyla yürüdüğünü de sözlerine ekliyor.

Kubat’a; Sinan Ateş’in, Mersin Limanı’ndaki uyuşturucu trafiği hakkında bilgi sahibi olduğu ve bu nedenle uyuşturucudan çıkar sağlayan gruplar için tehdit olarak algılanıp hedef alındığı, şeklindeki iddialara dair görüşünü de sordum. Kubat; bu iddiaların magazinsel ve hedef saptırma amaçlı olduğunu düşünüyor.

Kubat’a; İyi Parti lideri Meral Akşener’in Sinan Ateş’e sahip çıkması konusunda düşüncesini sorduğumda ise; İyi Parti ve Meral Akşener’in bu cinayete dair tavırlarını samimi bulmadığını, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise, insani değerleri yüksek bir kişi olduğundan, Sinan Ateş’in öldürülmesine en çok üzülen isimler arasında bulunduğunu, hatta bu duruma bizzat şahit olduğunu, belirtti.

Kubat’ın isteği; adaletin yerini bulması ve cinayetin ardındaki, onu da hedef alan kirli yapının ortaya çıkarılması. Bu konuda adalete güvenmek istiyor.

Sinan Ateş. Kaynak: Ülkü ocakları

Şimdi ortaya çıkan tabloya baktığımızda; Sinan Ateş cinayeti soruşturmasının, hiçbir odağın engellemesine ve manipüle etmesine izin verilmeden, güvenilir bir ekip tarafından derinleştirilerek sürdürülmesinin çok önemli olduğu görülüyor.

Zira bu cinayetin perde arkasında; Kubat’ın da belirttiği gibi, sadece tek bir siyasi ayak veya partinin değil, farklı siyasi partilerin içine sızmış kişilerin yer aldığı kirli bir yapının ortaya çıkma olasılığı mevcut. Elbette ki olası bu yapının ülke için büyük bir tehdit oluşturma durumu da gözden kaçmamalı.

İleride, böyle bir yapının var olup olmadığını ve olası hedefleri konusunu, ulaştığım bilgiler doğrultusunda ele alacağız.

QOSHE - Sinan Ateş’le birlikte Ramazan Kubat da öldürülecekti! - Aslıhan Gençay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sinan Ateş’le birlikte Ramazan Kubat da öldürülecekti!

7 0
12.03.2024

30 Aralık 2022’de Ankara Çukurambar’daki ofisinden çıkarken, motosikletli bir infaz timi tarafından öldürülen eski ülkü ocakları genel başkanı Sinan Ateş cinayetindeki sır perdesi halen aralanmadı.

Şimdiye kadar dosya kapsamında;

> Tetikçi Eray Özyağcı’nın cinayet öncesi firari durumda olmasına rağmen gayet rahat davrandığı,

> Eray Özyağcı’yı, İstanbul’dan Ankara’ya özel harekât polislerinin getirdiği,

> Suikastı Hasan Ferit Gedik cinayetinden ceza alan ve aynı Özyağcı gibi firari durumda olan Doğukan Çep’in organize ettiği iddiası,

> Suat Kurt’un cinayet öncesi Çukurambar’da keşif yaptığı,

> Eski ülkü ocakları genel merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın cinayet sonrası tetikçi Eray Özyağcı’yı kaçırdığı iddiası,

> Tolgahan Demirbaş’ın cinayet büro amiri M.E.A. ile yaptığı görüşmelerde, ondan Sinan Ateş’in adres ve konum bilgilerini isteyip Ateş için “İpini çekmişler.” ifadesini kullandığı,

> M.E.A.nın bu bilgileri Tolgahan Demirbaş’a verdiği ve cinayetten sonra ise Sinan Ateş dosyasında görev aldığı,

> Tolgahan Demirbaş’ın MHP Mersin milletvekili Olcay Kılavuz’un evinde yakalandığı fakat bu iddiayı ifadesinde reddettiği gibi detaylar ortaya çıkmıştı.

Soruşturmada yaşanan savcı değişikliklerini ve cinayetin üzerinden bir yıldan fazla süre geçmesine rağmen halen hazırlanamayan iddianameyi de düşündüğümüzde; Sinan Ateş dosyası, kamuoyunun gündemde tutması ve takibiyle ite kaka, ağır aksak yürütülüyor diyebiliriz.

En önemli ve gizemli konu ise; bu cinayetin siyasi ayağı ve infaz timini hangi yapının yönlendirdiği.

Asıl üzerine gidilmesi gereken konu tam da bu.

Dosya bu durumdayken ulaştığım yeni bir bilgiye göre; Sinan Ateş’i hedef alan ve öldüren yapı, cinayetten bir gün önce CHP eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun danışmanı ve eski MHP Ankara il başkan yardımcısı Ramazan Kubat’ı da hedef almıştı.

Konuya dair görüştüğüm........

© P24


Get it on Google Play