Bir aydan fazla süredir, neredeyse Türkiye’nin mikrokozmosu hâlindeki Hatay’ın sorunlarını, hem AK Partili hem de CHP’li Hatay büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş’ın deprem suçlarını, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını, nasıl sülale boyu kadrolaştığın ve deyim yerindeyse Hatay’a çökme sarmalını, gerek burada gerekse de X platformunda belgelerle yazdım, anlattım.

Aralık ayının sonunda başladığım, bilgi, belge ve tanıklıklarla bugüne kadar getirdiğim bu süreçte, hiçbir CHP’li gazeteci, ortaya döktüğüm suç ve yolsuzlukların üzerine gitmedi. Hatta tüm belgeleri yayınlamama rağmen gerçekleri görmezden gelerek ölü taklidi yaptılar. Nedenleri malum.

Bugünün Türkiye’sinde, hem iktidar hem de ana muhalefet partisinden beslenen belirli bir “gazeteci” kitlesi var ve onlar ancak “patronlarının” belirlediği kırmızı çizgili sınırlarda yazı yazıp, söz söyleyebiliyorlar. Tabii karşılığında da önlerine ve ceplerine tüm imkânlar seriliyor. İşte bu tablo bağımsız gazeteciliğin ve gazetecilerin, tahta kemirme uğruna, yaptıkları işleri, halka sundukları gerçekleri, çok daha önemli hâle getiriyor.

Sırası gelmişken belirteyim; 2023’ün Ocak ayında P24’te yazmaya başlamadan önce Yasemin Çongar’la görüşmüştüm. Çongar bana; geleneksel etik sınırlar dışında “Hiçbir kırmızı çizgilerinin olmadığını ve yazdıklarıma asla sansür uygulanmayacağını” belirtmişti. Aynen dediği gibi oldu. P24 ekibi, o günden bugüne, yazdıklarımı sansürlemek bir yana, her daim bana tam destek oldu ve moral verdi.

Maalesef ki diğer platformlarda bu bağımsız çizgiyi göremedik.

Lütfü Savaş dosyası, ülkenin ve özelde CHP’nin bir tablosunu ortaya kodu aslında. İpin ucunu çektikçe neler gördük neler, neler öğrendik neler!

Ulaştığım bilgi ve belgeler, geldi CHP genel merkezine ve CHP milletvekillerine dayandı.

Mesela; Ekrem İmamoğlu’nun yakını ve danışmanı Necati Özkan’ın sahibi olduğu ve İmamoğlu’nun reklam çalışmalarını da yürüten Öykü Ajans’ın, 2021 yılında Hatay EXPO’nun 6 milyon 180 bin TL’lik reklam ve tanıtım ihalesini aldığını öğrendik. Belgeleri yayınladım.

Ayrıca yine Necati Özkan’ın personeli olan (hatta neredeyse Hatay EXPO işinin koordinatörü gibi davranan) Hakan Arslan’ın eşi Şayeste Arslan adına fason bir şirket kurulduğunun, bu şirketin de EXPO’nun 570 bin TL’lik danışmanlık ihalesini aldığının bilgi ve belgelerine ulaştım.

Elbette bunlar sadece benim ulaşabildiğim kısmıydı buzdağının. Acaba bu puzzle’ın görünmeyen, bilinmeyen parçaları nelerdi? Zamanla bunları da anlayacağız.

Merak edenler için açıklayalım: EXPO fuar organizasyonu, Hatay’ın hiç ihtiyacı olmamasına rağmen birkaç yıl önce Lütfü Savaş’ın emri ve takımının çabasıyla Hatay’da başlatılmış, halkın milyarlarca parası bu projeye yatırılmıştı.

Paralar ve kaynaklar böyle heba edilirken EXPO’yu kişisel kâra çevirmek amacıyla başta Lütfü Savaş olmak üzere takımının da iştirakiyle 2020’de bir şirket kurulmuştu: Hatay Gıda ve Girişim A.Ş.

Bu şirkette CHP milletvekilleri Mehmet Güzelmansur, İsmet Tokdemir ile Suzan Şahin de kurucu ortaktı ve şirkete para yatırmışlardı. Sonuçta EXPO’da Hatay halkına faydalı ne yapıldı? Hiçbir şey. Hatta EXPO açılışı için düzenlenen milyarlık konserler, Hatay’ın yolu bulunmayan ve belediye hizmeti alamayan vatandaşlarının tepkileriyle karşılaştı. Tabii bu şirkete kandırılarak para yatırması sağlananlardan bir kısmı da dolandırıldı. Gökhan Zan dolandırılan isimlerden sadece biriydi. Lütfü Savaş’la takımı, ayrıca CHP Hatay milletvekilleri Suzan Şahin, İsmet Tokdemir ve Mehmet Güzelmansur ise kalkındı. Zaten aralarındaki ortaklık da bugüne kadar sır gibi saklanıyordu.

İşte bu akçeli, yolsuz ve torpilli işlerde sürekli birlikte olduklarını bildiğimizden; kendi adımıza biz, ne CHP’nin Lütfü Savaş ısrarına ne de Suzan Şahin’den gelen Lütfü Savaş övgüsüne şaşırdık.

Hatta eli yükselterek bu ısrarın ardında, gölge başkan Ekrem İmamoğlu’nun farklı hesaplarının bulunduğunu, bu hesapların sadece Hatay ve Lütfü Savaş’a dair olmadığını, İmamoğlu ekibinin, 31 Mart’a değil, 1 Nisan 2024’e odaklanarak bir merkez sağ parti kurmayı hayal ettiğini dahi yazdım.

Ortaya saçılan belgelere rağmen; ne CHP’de bir geri adım ya da utanma emaresi gördük ne de Lütfü Savaş ve takımında. Lakin şunu söyleyebilirim ki hem Hatay halkından hem de Türkiye’nin dört bir yayındaki insanlardan o kadar çok destek, sevgi ve saygı mesajları geldi ki, morali ve güveni tam da buradan aldık.

Pazartesi günü ise TİP, Hatay ve tüm ülkeden yükselen Lütfü Savaş isyanına kayıtsız kalmayarak; bir nevi partilerüstü isim olan ve Hatay halkının, öz evladı olarak görüp sevdiği Gökhan Zan’ı, Hatay halk ittifakının büyükşehir belediye başkan adayı olarak açıkladı.

İşte bu son hamle ve yerinde kararla TİP, teşekkürü hak ederken, aynı zamanda Hatay’ın Lütfü Savaş’tan kurtuluşunun da müjdesini vermiş oldu. Doğruya doğru: CHP’nin oyununu son adımıyla TİP bozdu.

Buradan ilan ediyorum ki artık Hatay, Lütfü Savaş ve çetesinden kurtulmuştur. Bu kurtuluş, 31 Mart 2024’te de resmîleşecektir.

Ayrıca üç açık soruşturması bulunan Lütfü Savaş’ın, deprem suçu, rüşvet ve yolsuzluk dosyalarında iddianameler çıkacak, Savaş ile takımı yargılanacaktır.

Bizler bu hengâmenin içindeyken DEM Parti, Türkiye çapında belediye başkan adaylarını açıkladı. En çok ses getiren isimler ise İstanbul adayları oldu: Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni.

İkisi de saygıdeğer, donanımlı, ışıklı, temiz ve yüksek profilli siyasetçilerdi.

Ve CHP’den nemalanan isimler tarafından o bildik nakarat hemen başlatıldı: “DEM parti, AK Parti ile anlaştı.”

Bu neye muhalif oldukları belirsiz, ilginçtir ki Türkiye gibi bir ülkede şimdiye kadar burunları dahi kanamadan, hiç bedel ödemeden ”muhalifçilik” oynayan güruhun bilmesi gerekiyor ki; ne hiçbir siyasi parti CHP’nin uydusudur ve ona göre konum almak zorundadır ne de aday çıkarırken CHP’ye danışma yükümlülüğü taşır.

Nasıl TİP’in Hatay’da Gökhan Zan’ı belediye başkan adayı olarak göstermesi hakkıysa, takdire şayan ve övülesi bir adımsa, DEM Parti’nin İstanbul’da Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni gibi dürüst ve temiz isimleri aday olarak göstermesi de aynı takdiri hak eder.

Zira İstanbul da aynı Hatay gibi; deprem suçlusu, rantçı ve sağcı Murat Kurum’la rantçı, müteahhit ve sağcı Ekrem İmamoğlu arasında kırk katırla kırk satırı andıran bir tercihe mahkûm değildir.

Not: Geçtiğimiz Pazar günü CHP tarafından, Hatay Samandağ’daki belediye başkan adayları arasında bir ön seçim yapıldı. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları olduğunu belgeleriyle yazdığım Samandağ’ın CHP’li belediye başkanı Refik Eryılmaz ise yine başkanlığa adaydı. Fakat halk onu seçmedi ve böylelikle Samandağ da Refik Eryılmaz’dan kurtulmuş oldu.

QOSHE - TİP’in son hamlesi: Gökhan Zan - Aslıhan Gençay
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

TİP’in son hamlesi: Gökhan Zan

13 0
14.02.2024

Bir aydan fazla süredir, neredeyse Türkiye’nin mikrokozmosu hâlindeki Hatay’ın sorunlarını, hem AK Partili hem de CHP’li Hatay büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş’ın deprem suçlarını, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını, nasıl sülale boyu kadrolaştığın ve deyim yerindeyse Hatay’a çökme sarmalını, gerek burada gerekse de X platformunda belgelerle yazdım, anlattım.

Aralık ayının sonunda başladığım, bilgi, belge ve tanıklıklarla bugüne kadar getirdiğim bu süreçte, hiçbir CHP’li gazeteci, ortaya döktüğüm suç ve yolsuzlukların üzerine gitmedi. Hatta tüm belgeleri yayınlamama rağmen gerçekleri görmezden gelerek ölü taklidi yaptılar. Nedenleri malum.

Bugünün Türkiye’sinde, hem iktidar hem de ana muhalefet partisinden beslenen belirli bir “gazeteci” kitlesi var ve onlar ancak “patronlarının” belirlediği kırmızı çizgili sınırlarda yazı yazıp, söz söyleyebiliyorlar. Tabii karşılığında da önlerine ve ceplerine tüm imkânlar seriliyor. İşte bu tablo bağımsız gazeteciliğin ve gazetecilerin, tahta kemirme uğruna, yaptıkları işleri, halka sundukları gerçekleri, çok daha önemli hâle getiriyor.

Sırası gelmişken belirteyim; 2023’ün Ocak ayında P24’te yazmaya başlamadan önce Yasemin Çongar’la görüşmüştüm. Çongar bana; geleneksel etik sınırlar dışında “Hiçbir kırmızı çizgilerinin olmadığını ve yazdıklarıma asla sansür uygulanmayacağını” belirtmişti. Aynen dediği gibi oldu. P24 ekibi, o günden bugüne, yazdıklarımı sansürlemek bir yana, her daim bana tam destek oldu ve moral verdi.

Maalesef ki diğer platformlarda bu bağımsız çizgiyi göremedik.

Lütfü Savaş dosyası, ülkenin ve özelde CHP’nin bir tablosunu ortaya kodu aslında. İpin ucunu çektikçe neler gördük neler, neler öğrendik neler!

Ulaştığım bilgi ve belgeler, geldi CHP genel merkezine ve CHP milletvekillerine dayandı.

Mesela; Ekrem İmamoğlu’nun yakını ve danışmanı Necati Özkan’ın sahibi olduğu ve İmamoğlu’nun reklam çalışmalarını da yürüten Öykü Ajans’ın, 2021 yılında Hatay EXPO’nun 6 milyon 180 bin TL’lik reklam ve tanıtım ihalesini aldığını öğrendik. Belgeleri yayınladım.

Ayrıca yine Necati Özkan’ın personeli olan (hatta neredeyse Hatay EXPO işinin koordinatörü gibi davranan) Hakan Arslan’ın eşi Şayeste Arslan adına fason bir şirket........

© P24


Get it on Google Play