Asya Pasifik’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gerçekten kutlayanlar, Tayvanlılar oldu. Kadınların şiddet mağduru olmasını engellemek amacıyla yapılan kapsamlı yasal değişiklikler, 8 Mart’ta yürürlüğe girdi.

Tayvan için 2023 senesi, kadınların uğradıkları tacizleri gündeme getirdiği uluslararası “#MeToo” hareketinin ülkede fırtına gibi estiği bir dönemdi. Siyaset de, tabandan gelen rüzgârın etkisiyle, kadınları taciz ve şiddetten koruyan üç temel kanunda; “Cinsiyet Eşitliği Eğitim Yasası”, “İstihdamda Cinsiyet Eşitliği Yasası” ve “Cinsel Tacizi Önleme Yasası” ve ilgili mevzuatta ilerici değişiklikler gerçekleştirdi.

#MeToo hareketinin Tayvan’da kamuoyunda yarattığı heyecan, Mayıs 2023 sonlarında Netflix’te yayınlanan “Fırtınalı Seçim” (Wave Makers-人選之人—造浪者) adlı dizinin etkisiyle başladı. Dizi, siyasette dönen entrikalarla beraber, genç kadınların işyerinde ve siyasette yaşadıkları taciz olaylarını da konu alıyordu. Kadın oyuncuların çoğunlukta olduğu dizide, üst düzey bir kadın siyasetçi, kampanya esnasında cinsel saldırıya uğrayan bir stajyer kadının yaşadıklarını gündeme getirmeye karar veriyordu.

31 Mayıs’ta Chen Chien-jou adlı eski bir Demokratik İlerici Parti (DPP) çalışanı Facebook’ta, o zamanki partinin genel sekreter yardımcısı olan Hsu Chia-tien’in kendisine ofislerinde cinsel tacizde bulunmaya çalıştığını paylaştı. Chen, paylaşımlarını “Fırtınalı Seçim” dizisinin etkisiyle yaptığını da açıkladı. Dahası, yaşadıklarının “bir istisna” olmadığını ve birçok parti çalışanı kadının kendiyle aynı duruma düştüğünü de belirtti. Chen’i taciz etmeye çalışan Hsu 1 Haziran’da istifa etti ve Tayvan’ın Çalışma Bakanı Yardımcısı Tsai Mu-lin, cinsel istismar vakalarını örtbas etmeye çalışmak ve kadınlara karşı saygısız davranmakla suçlanınca istifa etmek zorunda kaldı.

Chen’in ifşaatı ve Hsu’nun istifasıyla beraber, sosyal medya üzerinde siyasetçilerin ve toplumda diğer güçlü figürlerin tacizleriyle ilgili paylaşımların ardı arkası kesilmedi. Tayvan Cumhurbaşkanı ve eski DPP Başkanı kadın siyasetçi Tsai Ing-wen’in yanı sıra, Parti Başkanı ve o dönem başkan adayı olan Lai Ching-te, parti adına birçok kez özür diledi. Suçlamaların asıl odağında hükümetteki DPP olsa da, Tayvan’ın ana muhalefet partisi Kuomintang (KMT) da, taciz ifşaatlarından nasibini aldı. Haziran’da Kuomintang’ın üç milletvekiline karşı cinsel istismar davaları açıldı.

#MeToo skandalları siyasetle de sınırlı kaldı; yargı ve eğitim sistemlerinin yanı sıra medya ve sanat dünyasını da hızla etkisi altına aldı. Kamuoyunda yükselen öfkeyi yatıştırmak için, Tayvan parlamentosu Yuan, 15 Haziran’da “Cinsel Tacizi Önleme Yasası”, “Cinsiyet Eşitliği Eğitim Yasası” ve “İstihdamda Cinsiyet Eşitliği Yasası”nda Temmuz ortasına kadar değişiklikler yapmayı kabul etti. Ve Tayvan’ın milletvekilleri, ideolojik farklılıklarını bir yana bırakıp cinsel tacize karşı ortaklaştı. 2023 sonunda Tayvan’da genel seçimler ve başkanlık seçimleri olması da, siyasetçilerin parti ayrımı olmaksızın toptan biçimde, seçmenlerin gazabına uğramaktan korkmasına yol açtı.

Tayvan’ın #MeToo dalgası, cinsel taciz vakalarının ne kadar yaygın ve ceza sisteminde ne kadar boşluk olduğunu ortaya koydu. Hukuki boşluklar, cinsel taciz faillerini fiilen koruyordu. Böylece failler, “yanlış anlaşıldım”, “şaka yapmıştım” gibi savunmalarla kendini kurtarabiliyordu. Çalışma Bakanlığı’nın 2022 yılında yaptığı bir ankete göre, Tayvan’daki kadın çalışanların en az yüzde 3,3’ü ve erkek çalışanların yüzde 1,3’ü işyerinde cinsel tacize maruz kalıyordu. Ancak #MeToo ifşaatları ertesi, tacize uğrayanların yüzde 70-80’inin “şikayette bulunmadığı” öne sürüldü.

“Cinsel Tacizi Önleme Yasası” başta olmak üzere, yasalarda yapılan düzenlemeler şöyle değişiklikler getiriyor:

> Geçmişte “mesai saatleri dışında” cinsel taciz veya “farklı iş birimlerindeki çalışanların” cinsel tacizi, cezai kapsam dışı sayılıyordu.

> Yapılan değişikliklerle, “üst makamlardaki” çalışanların kendilerine bağlı çalışan veya daha alt makamlardakilere tacizine cezalar ağırlaştırıldı.

> Yeni değişiklikler, işverenleri “cinsel tacizi önlemekle” de sorumlu tutuyor. Böylece, bir kurumdan çalışanlar konuyla ilgili farkındalıklarının artması için eğitimden geçirilecek.

> En küçük işletme ve kurumdan en büyüğüne; işverenler, kendilerine tacizle ilgili şikayet geldiğinde konuyu yerel makamlara bildirmekle yükümlü tutuluyor.

> İşverenler, şikayet olmasa bile cinsel tacizle ilgili şüpheli bir vaka söz konusu olduğunda önleyici tedbir almakla da yükümlü.

> İşverenler, mağdur çalışanlarına psikolojik destek ve tacizden uzak kalabilecekleri ortamı sağlamak zorunda.

> Taciz vakalarında 10 yıla kadar bir süreç için zaman aşımı kaldırılıyor; bu düzenleme özellikle reşit olmayan veya genç yaştaki mağdurları korumak için oluşturuldu.

> Resmî makamlar da, taciz davalarına yönelik gerekli hukuki yardım ve desteği sağlamakla sorumlu tutuluyor.

> Sadece iş hayatında değil, eğitim kurumlarında taciz vakalarını önlemek için tedbirler alındı. Öğretmenler ve okul müdürleri, tacizlere yönelik farkındalık yaratma ve önleyici tedbirler almakla görevlendiriliyor.

> Milli Eğitim Bakanlığı, yeni düzenlemelerin eğitim sistemi içinde net ve kesin hatlarla bilinmesini sağlayacak yönergeler oluşturdu.

Tayvan gençliğinin önemli bir kısmı, Ada’daki köklü ataerkil kültürüne karşı mücadele etme taraftarı. Araştırmalara göre Tayvan nüfusu genelinde kadınların siyasete dünyadaki en yüksek katılım oranlarından birine sahip olunmasından gurur duyuluyor. Keza, LGBTQ+ hakları konusunda kaydedilen yasal ilerlemelerden de…

Tayvan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından yayınlanan en son BM Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi, cinsiyet eşitliğinde dünyanın en ilerici ülkeler arasında yedinci sırada. Tayvan; Danimarka, Norveç, İsviçre ve İsveç gibi ülkelerin hemen arkasında. Diğer Asya ülkeleri, Singapur, Güney Kore ve Japonya sırasıyla sekizinci, 16’ncı ve 23’üncü oldu.

Siyasette de, kadınların temsiliyetinin yüksek olduğundan bahsetmiştik: kota sistemi sayesinde, Ocak 2024’teki genel seçimlerde belirlenen parlamentonun yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor.

Kapsamlı yasal değişikliklere neden olan #MeToo hareketinin ortaya koyduğu ise, Ada’nın cinsiyet eşitliği konusunda verdiği mücadelede gidecek yolunun daha çok olduğu. Araştırmalar da, birçok Tayvanlının kendilerini hâlâ cinsiyet, yaş ve işyerindeki kıdem nedeniyle ortaya çıkan güç dengesizliğiyle ve ataerkil kültürle mücadele içinde hissettiğini ortaya koyuyor.

QOSHE - 8 Mart’ın asıl kutlayanı Tayvan - Hazar Gökçen Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

8 Mart’ın asıl kutlayanı Tayvan

10 0
09.03.2024

Asya Pasifik’in 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü gerçekten kutlayanlar, Tayvanlılar oldu. Kadınların şiddet mağduru olmasını engellemek amacıyla yapılan kapsamlı yasal değişiklikler, 8 Mart’ta yürürlüğe girdi.

Tayvan için 2023 senesi, kadınların uğradıkları tacizleri gündeme getirdiği uluslararası “#MeToo” hareketinin ülkede fırtına gibi estiği bir dönemdi. Siyaset de, tabandan gelen rüzgârın etkisiyle, kadınları taciz ve şiddetten koruyan üç temel kanunda; “Cinsiyet Eşitliği Eğitim Yasası”, “İstihdamda Cinsiyet Eşitliği Yasası” ve “Cinsel Tacizi Önleme Yasası” ve ilgili mevzuatta ilerici değişiklikler gerçekleştirdi.

#MeToo hareketinin Tayvan’da kamuoyunda yarattığı heyecan, Mayıs 2023 sonlarında Netflix’te yayınlanan “Fırtınalı Seçim” (Wave Makers-人選之人—造浪者) adlı dizinin etkisiyle başladı. Dizi, siyasette dönen entrikalarla beraber, genç kadınların işyerinde ve siyasette yaşadıkları taciz olaylarını da konu alıyordu. Kadın oyuncuların çoğunlukta olduğu dizide, üst düzey bir kadın siyasetçi, kampanya esnasında cinsel saldırıya uğrayan bir stajyer kadının yaşadıklarını gündeme getirmeye karar veriyordu.

31 Mayıs’ta Chen Chien-jou adlı eski bir Demokratik İlerici Parti (DPP) çalışanı Facebook’ta, o zamanki partinin genel sekreter yardımcısı olan Hsu Chia-tien’in kendisine ofislerinde cinsel tacizde bulunmaya çalıştığını paylaştı. Chen, paylaşımlarını “Fırtınalı Seçim” dizisinin etkisiyle yaptığını da açıkladı. Dahası, yaşadıklarının “bir istisna” olmadığını ve birçok parti çalışanı kadının kendiyle aynı duruma düştüğünü de belirtti. Chen’i taciz etmeye çalışan Hsu 1 Haziran’da istifa etti ve Tayvan’ın Çalışma Bakanı Yardımcısı Tsai Mu-lin, cinsel istismar vakalarını örtbas etmeye çalışmak ve kadınlara karşı saygısız davranmakla suçlanınca istifa etmek zorunda kaldı.

Chen’in ifşaatı ve Hsu’nun istifasıyla beraber, sosyal medya üzerinde siyasetçilerin ve toplumda diğer güçlü figürlerin tacizleriyle ilgili paylaşımların ardı arkası kesilmedi. Tayvan Cumhurbaşkanı ve eski DPP Başkanı kadın siyasetçi Tsai Ing-wen’in yanı sıra, Parti Başkanı ve o dönem başkan adayı olan Lai Ching-te, parti adına birçok kez özür diledi.........

© P24


Get it on Google Play