Kuzey Koreliler, ülkeleri Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti 1948’de kurulduğundan bu yana, neredeyse ilk kez sandıkta “birden fazla adayı” seçebilecekleri bir sandık deneyimi yaşadı. 26 Kasım 2023 günü gerçekleşen yerel seçimlerde, ilk kez bazı bölgelerde birden fazla aday, yerel meclis milletvekili adayı olmak için “yarıştı”.

Elbette, “yarıştı” nitelemesinin hangi aday için ne derecede geçerli olabildiğini, ancak zaman içinde öğrenebileceğiz. Kuzey Kore’nin seçimlerinin sonuçlarına ilişkin resmî bilgiler, önümüzdeki günler paylaşılacak. Ancak, bu denli opak bir ülkedeki gelişmeleri takip edebilmek çok yakından izleyenler için bile hiç kolay değil.

Şu an için Kuzey Kore’nin ilk “çoktan seçenekli” sandığı ile ilgili olarak kesin söyleyebileceğimiz tek şey, daha öncekilerden uygulama olarak farkının ne olduğu.

Öncelikle, Kuzey Kore’de seçimleri, ülkenin yöneticisi “Yüce Lider” ve güçte olan Kore İşçi Partisinin seçtiklerinin halkı tarafından onaylanması manasına geldiğini vurgulayalım. Diğer bir deyişle Kuzey Koreliler, sandık başına giderek liderlerine bağlılıklarını ve onun yaptıklarına yönelik takdirlerini göstermiş oluyorlar.

Sandık: nüfus “yoklaması” ve rejime sadakati pekiştirme aracı

Türkiye’de seçimler, “demokratikliğin en büyük göstergesi” diye sunulsa da; elbette bu çok da doğru bir yaklaşım değil. Seçimlerin varlığı, bir ülkenin demokratikliğinin sadece tek bir göstergesi. Kuzey Kore de, kuruluşundan bu yana seçimler gerçekleştirse de, “demokrasi timsali” olarak adlandırılabilecek bir ülke değil. Örneğin Kuzey Kore, Economist Intelligence Unit’in (EIU) 2022 Demokrasi Endeksi’nde sadece Myanmar ve Afganistan’ın önünde olarak 167 ülke arasından 165. olmuştu. EIU’nun Kuzey Kore’nin seçim sistemine verdiği not da, 10 üzerinden 0 idi.

Kuzey Kore’de ulusal çaptaki Ulusal Halk Konseyi ve yereldeki halk konseylerdeki temsilcileri belirlemek için iki ayrı seçim gerçekleştiriliyor. Yerel konsey milletvekillerinin belirlendiği seçimlerle beraber, 1999’dan beri yerel idarecilerin de belirlendiği seçimler yapılıyor. Diğer bir deyişle, ülkede şu an için bir yerel, bir de genel seçimler yapılması söz konusu.

Seçimlerdeki adayları, İşçi Partisi’nin kontrolünde olan ülkenin yönetici koalisyonu “Anavatan ile Yeniden Birleşme Cephesi” belirliyor. Seçmenlerin önüne gelen oy pusulasında, yaşadıkları bölgeyi temsilen tek bir adayın ismi ve altında işaretlenecek bir kutucuk bulunuyor. Oy pusulaları da, “Evet” ve “Hayır” olarak etiketlenmiş iki ayrı sandıktan birine atılıyor. Oy verme işlemi tamamen açıkta yapıldığından, boş oy kullanmak veya “Hayır” oyu veröek teknik olarak mümkün değil: zira, bu tercihi yapan seçmenin “ihanetle” suçlanması muhtemel.

17 yaşından büyük tüm Kuzey Kore vatandaşlarının oy kullandığı seçimlerin sonucunda belirlenen temsilcilerin de, yasama sürecini yürütmek benzeri yetkileri yok. Lider Kim Jong Un, gücünü resmi olarak İşçi Partisi Genel Sekreteri ve Devlet İşleri Komisyonu Başkanı olmaktan alıyor. Başında olduğu “Presidium” (Başkanlık veya tam adıyla “Kore İşçi Partisi Politbüro Başkanlığı”) ülkenin tüm yönetimini elinde bulunduruyor.

Kuzey Kore’de seçimlerin önemli bir işlevi, bir nevi nüfus sayımının gerçekleşmesi. Seçimler yoluyla kayıtların güncellemesi, hükümete halkı kontrol etme ve yaşamaları gereken yerde yaşadıklarından (ve örneğin Çin’e sığınmadıklarından) emin olma fırsatı veriyor.

Bununla beraber, gerçekte ülkenin siyasi modeli “demokrasi” olmasa bile, “oy verme” işleminin varlığı bu yönde bir iddia sürdürülmesini sağlıyor. Kim Jong Un da, “seçimler sonucu” işbaşı yapan bir lider görüntüsünü vermiş oluyor.

İşçi Partisi Merkez Komitesinin resmî gazetesi Rodong Sinmun’da (İşçi Gazetesi) Pazar günkü seçimlere dair başyazıda, şöyle deniyordu: “Bütün seçmenler, yerel Halk Meclisi temsilcilerinin seçimine yüksek siyasi coşkuyla aktif olarak katılmalı ve böylece halkımızın egemenliğini kaya gibi sağlamlaştırmada Cumhuriyet vatandaşları olarak görevlerini onurlu bir şekilde yerine getirmelidir.” Aynı makale, Kuzey Kore vatandaşları, “halkın iradesini yansıtan seçimler aracılığıyla Partiden ve devletten gördükleri sevgi ve ilgi" üzerinde düşünmeye de teşvik ediyordu.

Rodong Sinmun’un seçimler sonrası haberinde de şu yorum yer alıyordu:

“Ülke genelindeki tüm insanların, halkın gücünü kaya gibi sağlamlaştırma ve Kore tarzı sosyalizmin avantajlarından daha fazla yararlanmak amacıyla, siyasi coşkuyla, il (belediye), şehir (bölge) ve ilçe halk meclislerine milletvekillerinin seçimi başarıyla gerçekleştirildi.”

Yine Rodong Sinmun’a göre, seçimlere katılım oranı %99,63 oldu. Diğer seçimlerde olduğu gibi, bu kez de, öğrenci veya çalışan olarak yurtdışındaküler ve Pasifik Okyanusu’nda çalışan işçileri gibi bazı gruplar oy veremedi. Öte yandan, yaşları veya sağlık durumları nedeniyle sandığa gidemeyenler için de, seyyar sandık uygulaması var.

Kim “Hayır” dedi?

Bahsettiğimiz gibi, Kuzey Kore’de, 1999’dan bu yana her dört yılda bir yerel seçimler düzenleniyor. En başta dikkat çektiğimiz gibi de, 26 Kasım seçimlerinin de en büyük özelliği, bazı bölgelerde birden fazla adayın “yarışmasının” mümkün olmasıydı. Böylelikle, seçili yerlerde oy pusulasında bir değil iki adayın adı yer aldı ve seçmenler, ikisi arasında bir seçim yapabildiler.

Rodong Sinmun, bu değişikliğin sebebini, Kim Jong Un’un, “Zamanın gereklerine ve devrimin gelişimine uygun olarak halk hükümetini her bakımdan güçlendirmeli ve onun işlevlerini ve rollerini sürekli geliştirmeliyiz” demeciyle açıkladı. Resmî gazetede, “Yeni bir özsaygı ve refah çağının talepleri doğrultusunda halk hükümetinin kayda değer biçimde güçlendirilmesi” için çoklu aday seçeneğinin sunulduğu ifadesi de yer aldı.

Öte yandan, Güney Kore’nin Kuzey ile ilişkilerden sorumlu Birleşme Bakanlığı, adaylarla ilgili yapılan değişikliğin ülkede serbest seçimlerin başlatıldığı anlamına gelmediğini belirtiyor. Güney Koreli yetkililere göre, Kuzey Kore’de “çoklu aday” seçeneği bir algı yönetme girişimi. Güney Kore’nin yerel haber ajansı Yonha, Kuzey Kore’de uzun süredir devam eden ekonomik zorlukların bir toplumsal infiale yol açmaması için, seçmenlere birden fazla aday seçeneği sunuldu.

Gelelim, Türkiye’de de gündem olan meseleye: Kuzey Kore’nin bu son seçimlerinde sandıktan, 1959’dan bu yana ilk kez “Hayır” oyu çıkmasına. Öncelikle, “Hayır” oyu duyurusunun resmî kaynakların kendileri tarafından yapıldığına dikkat çekelim. Kuzey Kore’nin tamamen devlet elindeki medyasında yer alan haberlere göre, %0,09 ve 0,13 oranında bir düzeyde, “adaylar aleyhine” oy kullanıldı. Resmî haber ajansı Kore Merkezi Haber Ajansı’na göre, “Oylamaya katılan seçmenlerin yüzde 99,91’i il halk meclisi milletvekili adaylarına oy verdi... (ve) yüzde 99,87'si il ve ilçe halk meclisi milletvekili adaylarına oy verdi.” Bu cümleden de anlaşılacağı gibi “Hayır” oyu kullanıldığının söylenmesinden ziyade, “adayların %100’lük bir onay almadığı” belirtildi. “Kuzey Kore seçimlerinde ‘hayır’ oyu kullanıldı” yorumu da, buradan çıkıyor.

Peki, Kuzey Kore’de neden bu kez “%100’lük” bir onaydan bahsedilmedi? Bu durum, seçmenlerin farklı tercihler kullanmasından çok, Kuzey Kore yönetiminin halkın iradesi ile yönetilen bir ülke olduğu algısını güçlendirmek istemesinden kaynaklanıyor. Tıpkı, bazı bölgelerde “çoklu aday” tercihine geçilmesi gibi.

Özetle, Kuzey Kore seçimlerinde, “Kim, ‘hayır’ dedi” sorusunun yanıtı da, aslında “Kim” diyebiliriz: çünkü Kim Jong Un, böyle tercih etti.

Son kertede, Rodong Sinmun’da seçimler ertesinde yer alan bir makalede şöyle deniliyordu: “Yerel halk meclislerinin yeni seçilen milletvekilleri, kendilerini yerel egemenliğin temsilcileri olarak öne çıkaran halkın büyük inancının ve beklentisinin bilincinde olarak Parti, devrim ve halk için daha fazlasını yapmalıdır.” Demek ki, yeni seçilen temsilcilerin halk genelinde bir huzursuzluğu engelleme görevini de yüklenmiş oluyorlar. Böylece rejim, kendisi ile kamuoyunun olası hoşnutsuzluğu arasına, “seçilmişleri” koyuyor.

Bir not olarak, ilk kez 2019’da Ulusal Halk Konseyi için seçimlere aday olmadığından önce Kim Jong Un’un seçim bölgesi “111” sayılı idi; babası Kim Jong İl’inki de, 333 idi. Bu bölgelerin sayılarının da, kendilerine “uğur” getirdiğine inanılıyordu. Kim Jong Un’un bu seçimlerde, kamuoyu ve uluslararası algıya yönelik bazı değişiklikler gerçekleştirerek işini “şansa bırakmadığını” da öne sürebiliriz.

-----

Fotoğraf: Kim Jong Un. (Kaynak: Flickr)



QOSHE - Kuzey Kore’nin ilk “seçimli” sandığı - Hazar Gökçen Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kuzey Kore’nin ilk “seçimli” sandığı

14 0
30.11.2023

Kuzey Koreliler, ülkeleri Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti 1948’de kurulduğundan bu yana, neredeyse ilk kez sandıkta “birden fazla adayı” seçebilecekleri bir sandık deneyimi yaşadı. 26 Kasım 2023 günü gerçekleşen yerel seçimlerde, ilk kez bazı bölgelerde birden fazla aday, yerel meclis milletvekili adayı olmak için “yarıştı”.

Elbette, “yarıştı” nitelemesinin hangi aday için ne derecede geçerli olabildiğini, ancak zaman içinde öğrenebileceğiz. Kuzey Kore’nin seçimlerinin sonuçlarına ilişkin resmî bilgiler, önümüzdeki günler paylaşılacak. Ancak, bu denli opak bir ülkedeki gelişmeleri takip edebilmek çok yakından izleyenler için bile hiç kolay değil.

Şu an için Kuzey Kore’nin ilk “çoktan seçenekli” sandığı ile ilgili olarak kesin söyleyebileceğimiz tek şey, daha öncekilerden uygulama olarak farkının ne olduğu.

Öncelikle, Kuzey Kore’de seçimleri, ülkenin yöneticisi “Yüce Lider” ve güçte olan Kore İşçi Partisinin seçtiklerinin halkı tarafından onaylanması manasına geldiğini vurgulayalım. Diğer bir deyişle Kuzey Koreliler, sandık başına giderek liderlerine bağlılıklarını ve onun yaptıklarına yönelik takdirlerini göstermiş oluyorlar.

Sandık: nüfus “yoklaması” ve rejime sadakati pekiştirme aracı

Türkiye’de seçimler, “demokratikliğin en büyük göstergesi” diye sunulsa da; elbette bu çok da doğru bir yaklaşım değil. Seçimlerin varlığı, bir ülkenin demokratikliğinin sadece tek bir göstergesi. Kuzey Kore de, kuruluşundan bu yana seçimler gerçekleştirse de, “demokrasi timsali” olarak adlandırılabilecek bir ülke değil. Örneğin Kuzey Kore, Economist Intelligence Unit’in (EIU) 2022 Demokrasi Endeksi’nde sadece Myanmar ve Afganistan’ın önünde olarak 167 ülke arasından 165. olmuştu. EIU’nun Kuzey Kore’nin seçim sistemine verdiği not da, 10 üzerinden 0 idi.

Kuzey Kore’de ulusal çaptaki Ulusal Halk Konseyi ve yereldeki halk konseylerdeki temsilcileri belirlemek için iki ayrı seçim gerçekleştiriliyor. Yerel konsey milletvekillerinin belirlendiği seçimlerle beraber, 1999’dan beri yerel idarecilerin de belirlendiği seçimler yapılıyor. Diğer bir deyişle, ülkede şu an için bir yerel, bir de genel seçimler yapılması söz konusu.

Seçimlerdeki adayları, İşçi Partisi’nin kontrolünde olan ülkenin yönetici koalisyonu “Anavatan ile Yeniden Birleşme Cephesi” belirliyor. Seçmenlerin önüne gelen oy pusulasında, yaşadıkları bölgeyi temsilen tek bir adayın ismi ve altında işaretlenecek bir kutucuk bulunuyor. Oy pusulaları da, “Evet” ve “Hayır” olarak etiketlenmiş iki ayrı sandıktan birine atılıyor. Oy verme işlemi tamamen açıkta yapıldığından, boş oy kullanmak veya “Hayır” oyu veröek teknik olarak mümkün değil: zira, bu tercihi yapan seçmenin “ihanetle” suçlanması muhtemel.

17 yaşından büyük tüm Kuzey Kore vatandaşlarının oy kullandığı seçimlerin sonucunda belirlenen temsilcilerin de, yasama sürecini........

© P24


Get it on Google Play