Bugün, 2024’ün dünya politikası için en önemli seçimlerinden biri var: Tayvan’ın başkanlık ve parlamento seçimleri gerçekleşecek. Asya Pasifik’teki 24 milyonluk bir adanın seçimlerinin bu kadar önemli olmasının nedeni, uluslararası ilişkilerdeki rolünden kaynaklanıyor. Daha da açarsak, Çin ve ABD arasındaki rekabetin tam da ortasında yer almasından. Ada’nın seçimleri oldukça da heyecanlı: kamuoyu araştırmaları konusunda oldukça güçlü olan Tayvan’da, kimin kazanacağını öngörmek bu kez imkansız gibi.

Tayvan’ın başkanlığının üç adayı var: Çin’e “mesafeli” ve ABD’ye yakın çizgideki Demokratik İlerici Parti’nin şu andaki hükümetteki başkan yardımcısı William Lai Ching-te. Çin’e yakın olan Kuomintag’ın Yeni Taipei Belediye Başkanı Hou Yu-ih; Yeni Taipei, başkent Taipei’nin çevreleyen başka bir kent olduğunu da belirtelim. Seçimin bir de “üçüncü yolcusu” var: Taipei’nin eski belediye başkanı ve Tayvan Halk Partisi’nin lideri Ko Wen-je.

Bu oylama, Tayvan’ın 1996’daki ilk seçimlerinden, bu yana en önemlisi addediliyor. Yaklaşık 19,5 milyon seçmenin büyük bir kısmının sandığa gitmesi bekleniyor. 2020’deki genel seçimlerde, seçmenlerin yaklaşık yüzde 75’i sandık başına gitmişti.

Seçimlere “değişim” havasının hâkim olmasının en büyük sebeplerinden biri, iki dönemdir başkanlık yapan Demokratik İleri Parti’den Tsai Ing-wen’in, yasalar gereği üçüncü dönem aday olamaması. Tsai’ın döneminde, Tayvan ile Çin arasında gerilim artmış ve ABD ile askeri ve siyasi ilişkiler hiç olmadığı kadar yakınlaşmıştı.

Dünya politikasının odağındaki bu seçimlerin temel kampanya konusu, iç siyaset ve kamuoyunun odağındaki meseleler değil, Tayvan’ın dış politikası. Diğer bir deyişle, Tayvan’da da seçimler adeta, “Çin’den yana mı” yoksa “ABD’den yana mı olunacak” gibi bir referanduma dönüştü. “Demokrasi mi, otokrasi mi”, “savaş mı barış mı” gibi ikilemlerle çerçevelenen seçimlerdeki kutuplaşma hali, Tayvan toplumunun son yıllardırda artan ölçüde yaşadığı bir durum. Bir yandan, Tayvan’da seçim dönemlerinin bu kadar çekişmeli ve had safhada bir rekabet halinde geçmesi, demokrasinin Ada’da ne kadar köklendiğinin göstergesi olarak görülebilir. Öte yandansa, sahte haberler, kara propaganda, agresif seçim kampanyaları ve siyasi skandallar da, Tayvan seçimlerine gölge düşüren meseleler.

Bu seçimlerde de, oylamaya günler kala Çin’in uzaya yolladığı bir uydunun, Başkanlık makamları tarafından “füze saldırısı” olarak duyurulması tartışma yarattı. Oylamaya dört gün kala gerçekleşen “alarma” neden olan, Çin’in, Tayvan’a yaklaşık 2 bin kilometre ötedeki Sichuan eyaletinden uzaydaki kara delikleri araştırmak için fırlatılan, Einstein Araştırması kapsamındaki uydunun fırlatılmasıydı. Tayvan Başkanlığı’nın, Ada genelinde tüm telefonlara yollanan ve tüm yerleşim birimlerinde anonosu yapılan duyurusunda ise, “Havasahasını ihlâl eden bir füze dolayısıyla acil durum” uyarısı yapıldı. Panik yaratan duyuruyu sertçe eleştiren muhalefet, “seçimler arifesinde korku yaratarak kamuoyunun algılarıyla oynanıyor” yorumunu yaptı. İktidardaki Demokrat İlerici Parti yetkilileri ise, duyurunun Çince yazılı metininde “füze” kelimesini kullanmadıklarını, İngilizce metinde yanlış tercüme yaptıklarını ileri sürdü. Buna karşılık, Çin’in Tayvan’a en uzak köşelerinden birinde uzaya uydu fırlatılmasının neden “ulusal güvenlik alarmı” olarak kamuoyuna duyurulduğunun yanıtı gene de meçhul kaldı.

Dünyanın en güçlü iki ülkesinin rekabetinin kesişim noktasında kalan Tayvan kamuoyunun asıl dert ettiği konular ise, ne Çin ne de Amerika. Tayvan vatandaşlarının çoğunluğu artan kiralar ve konut fiyatlarına karşılık, yerinde sayan maaşlarını; yani ekonomiyi en büyük meseleleri olarak görüyor.

Ne var ki, ekonominin de seçimlerde konu edilmesi dönüp dolaşıp uluslararası ilişkiler üzerinden oluyor. ABD’ye yakın Demokratik İlerici Parti’nin adayı Lai, eğer kendisi seçilmezse, dış yatırımın duracağını ve Tayvan’ın uluslararası ilişkilerde “avantajlı konumunu” kaybedeceğini öne sürüyor. Öte yandan, Çin’e yakın Kuomintag’ın adayı Hou ise, asıl Lai seçerse, Tayvan’ın daha fazla gerilim yaşayacağı ve ekonominin daha da sorunlu hale geleceğini iddia ediyor. İşin ironik yönü, başlıca iki adayın da temel vaadi, “barışı sağlayacakları”. Dahası iki taraf da, Tayvan’ın Çin tarafından ilhak edilmesine karşı. Hou, Çin’in politikası olan “Tayvan ile birleşme” konusunu muğlak bırakmayı tercih ediyor; benzer biçimde de, Lai, “Tayvan’ın bağımsızlığı” konusunda muğlak söylemleri tercih ediyor. Hou, Çin ile diyaloğu ve “sakin” ilişkileri en iyi kendisinin becereceğini savunuyor. Lai ise, Çin’le “eşitler diyaloğu” içinde olacağını ifade ediyor. Görüldüğü gibi, Tayvan’ın seçimleri uluslararası çevrelerde, “bağımsızlık” ve “Çin’le birleşme” arasında bir tercih gibi yorumlansa da, sahadaki siyaset daha “gri alanlarda”.

Ülke içinde kutuplaşma, uluslararası ilişkilerde de ABD ve Çin arasında sıkışmaktan bunalan seçmenler ise, “üçüncü yolu” tercih ediyor. Özellikle Z Kuşağı’ndan seçmenler, bu nedenle “açık sözlü” tavırlarıyla dikkat çeken ve her iki kutba aykırı tavırlardan çekinmeyen “üçüncü aday” Ko’ya yöneliyor.

-----

Fotoğraf: William Lai Ching-te, Hou Yu-ih, Ko Wen-je. (soldan sağa)



QOSHE - Uluslararası ilişkilerin odağındaki seçim: Tayvan - Hazar Gökçen Öney
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uluslararası ilişkilerin odağındaki seçim: Tayvan

6 0
13.01.2024

Bugün, 2024’ün dünya politikası için en önemli seçimlerinden biri var: Tayvan’ın başkanlık ve parlamento seçimleri gerçekleşecek. Asya Pasifik’teki 24 milyonluk bir adanın seçimlerinin bu kadar önemli olmasının nedeni, uluslararası ilişkilerdeki rolünden kaynaklanıyor. Daha da açarsak, Çin ve ABD arasındaki rekabetin tam da ortasında yer almasından. Ada’nın seçimleri oldukça da heyecanlı: kamuoyu araştırmaları konusunda oldukça güçlü olan Tayvan’da, kimin kazanacağını öngörmek bu kez imkansız gibi.

Tayvan’ın başkanlığının üç adayı var: Çin’e “mesafeli” ve ABD’ye yakın çizgideki Demokratik İlerici Parti’nin şu andaki hükümetteki başkan yardımcısı William Lai Ching-te. Çin’e yakın olan Kuomintag’ın Yeni Taipei Belediye Başkanı Hou Yu-ih; Yeni Taipei, başkent Taipei’nin çevreleyen başka bir kent olduğunu da belirtelim. Seçimin bir de “üçüncü yolcusu” var: Taipei’nin eski belediye başkanı ve Tayvan Halk Partisi’nin lideri Ko Wen-je.

Bu oylama, Tayvan’ın 1996’daki ilk seçimlerinden, bu yana en önemlisi addediliyor. Yaklaşık 19,5 milyon seçmenin büyük bir kısmının sandığa gitmesi bekleniyor. 2020’deki genel seçimlerde, seçmenlerin yaklaşık yüzde 75’i sandık başına gitmişti.

Seçimlere “değişim” havasının hâkim olmasının en büyük sebeplerinden biri, iki dönemdir başkanlık yapan Demokratik İleri Parti’den Tsai Ing-wen’in, yasalar gereği üçüncü dönem aday olamaması. Tsai’ın döneminde, Tayvan ile Çin arasında gerilim artmış ve ABD ile askeri ve siyasi ilişkiler hiç olmadığı kadar yakınlaşmıştı.

Dünya politikasının odağındaki bu seçimlerin temel kampanya konusu, iç siyaset ve kamuoyunun odağındaki meseleler değil, Tayvan’ın dış politikası. Diğer bir deyişle, Tayvan’da da seçimler adeta, “Çin’den yana........

© P24


Get it on Google Play