İsrail’le HAMAS arasında insanlık suçları işleme yarışı amansızca devam ederken, tam anlamıyla kıyma makinasına dönen Ukrayna Savaşı’nı da unutmayalım. Hisse senetleri başta riskli varlıklar hala parlak bir geleceği fiyatlıyor, ama dünya ekonomisi durma noktasında.

2022 yılından bu yana dünyanın önde gelen düşünürleri çoklu kriz (poly-crisis, perma-crisis) çağına girip girmediğimizi tartışıyor. Bu tez Lawrence Summers’ın literatürümüze kazandırdığı “secular stagnation” (uzun soluklu durgunluk) tezinin yerini almaya aday. Artık global ekonomide denge noktasını belirleyen faizin sıfır veya eksi olduğu, çünkü kronik tasarruf fazlası çağına girdiğimiz hipotezi çöpe atıldı.

Çoklu kriz dünyasında, enflasyon ve nominal faizler 21ci Yüzyılın ilk yirmi yılına göre çok daha yüksek seviyede seyredecek. Büyüme ve istihdam artış hızı düşecek. Gelir adaletsizliği artacak. Riskli varlıklardan getiri elde etmek oldukça güçleşecek.

Bu tezin doğru çıkması halinde, Mehmet Şimşek-Gaye Erkan-Cevdet Yılmaz triosu ne kadar çaba gösterirse göstersin, ekonomimizin uzun yıllar toparlanamayacağını aklımızda tutalım.

Niye bu noktaya geldik ve elimizde bu tezi destekleyecek doneler var mı?

Euro-Phoenix Mali Danmışmanlık şirketi kurucu sahibi ve eski Dünya Bankası yöneticilerinden Les Nemethy 1990-2020 yılları arasında dünyayı şekillendiren trendleri şöyle özetliyor:

Artık ters rüzgarlarla çalkanan okyanustayız

Dönüm noktasının hangi tarihte yaşandığı veya hangi olayların trendi kırdığını söylemek güç. Ama, Trump’ın Ticaret Savaşları takribi bir tarih olarak işaretlenebilir. Artık poli-krizi tetikleyen ters rüzgarlar hakim global ekonomik iklimde. Yine Nemetny’den yararlanarak sıralayalım bu ters rüzgarları:

Sokaktaki kadının yaşamı çekilmez hale gelirken, seçmen “mavi hap”, yani basit ve hızlı çözümler istiyor. Sonuçta popülizm yayılıyor. Toplumların kutuplaşmasına, diyaloğun azalmasına, kararların ideolojik çizgilerde alınmasına ve optimal olmayan ekonomik yönetime yol açmasına katkıda bulunuyor.

En kötüsü ise bu ters rüzgarlar sıklıkla birbirini güçlendirici nitleiğe sahip. Örneğin, çok kutuplu dünya düzeni ve büyük güç rekabeti yüzünden Çinliler artık tasarruflarını ABD Hazine tahvillerine park etmiyor. ABD tahvillerine talebin azalması, Fed’in bilanço daraltmasıyla eşanlı gerçekleşince, bütçe açığını finanse etmek için Hazine’nin daha yüksek faizler sunmasını gerektiriyor.

Yılan büyük bir iştahla kendi kuyruğunu kemiriyor.

Pek, bu teze kanıt var mı? Evet, dünya ekonomisinin aylık seyrini S&P Global ve JP Morgan tarafından derlenen bileşik PMI aktivite endeksiyle ölçeriz. Ekim sonunda bu endeks 10 aylık dip yaptı. Dünya ekonomisinin ortalama büyümesi 21ci Yüzyılın ilk 10 yılında %5.4 civarındaydı. Artık IMF ve Dünya Bankası başta global ölçekte makro-ekonomik araştırmalar yapan kuruluşlar önümüzdeki 10 yılda %3 bekliyor.

Bu açmazdan çıkış yok mu? Var, ama büyük olasılıkla “bir şeyler kırılmadan” rakipler çözüm için ön şart olan barış ve global siyasi düzenin yeniden tesisi hususunda anlaşamayacak. Yapay Zeka ile vücut bulan, ama aslında üstel şekilde üretim katma değeri ve yaşam kalitesini yükselten keşifler dizisi de çalışan başı verimliliği güçlendirerek bir çözüm olabilir.

Bir çare daha var. Eğer ABD, Rusya ve Çin anlaşırsa, uzaylıların onyıllardır dünyamızı ziyaret ettiği resmen açıklanır. Tüm dünya “ortak düşmana” karşı birlikte hareket etmeye çağrılır.

FÖŞ

QOSHE - FÖŞ yazdı:  Dünya ekonomisi kırılma noktasında - Atilla Yeşilada
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

FÖŞ yazdı:  Dünya ekonomisi kırılma noktasında

43 0
08.11.2023

İsrail’le HAMAS arasında insanlık suçları işleme yarışı amansızca devam ederken, tam anlamıyla kıyma makinasına dönen Ukrayna Savaşı’nı da unutmayalım. Hisse senetleri başta riskli varlıklar hala parlak bir geleceği fiyatlıyor, ama dünya ekonomisi durma noktasında.

2022 yılından bu yana dünyanın önde gelen düşünürleri çoklu kriz (poly-crisis, perma-crisis) çağına girip girmediğimizi tartışıyor. Bu tez Lawrence Summers’ın literatürümüze kazandırdığı “secular stagnation” (uzun soluklu durgunluk) tezinin yerini almaya aday. Artık global ekonomide denge noktasını belirleyen faizin sıfır veya eksi olduğu, çünkü kronik tasarruf fazlası çağına girdiğimiz hipotezi çöpe atıldı.

Çoklu kriz dünyasında, enflasyon ve nominal faizler 21ci Yüzyılın ilk yirmi yılına göre çok daha yüksek seviyede seyredecek. Büyüme ve istihdam artış hızı düşecek. Gelir adaletsizliği artacak. Riskli varlıklardan getiri elde etmek oldukça güçleşecek.

Bu tezin doğru çıkması halinde, Mehmet Şimşek-Gaye Erkan-Cevdet Yılmaz triosu ne kadar çaba gösterirse göstersin, ekonomimizin uzun yıllar toparlanamayacağını aklımızda tutalım.

Niye bu noktaya geldik ve elimizde bu........

© Para Analiz


Get it on Google Play