JEOPOLİTİK

Sadece birkaç yıl öncesine kadar Ekvador, dünyanın en büyük iki kokain üreticisi olan Kolombiya ve Peru arasında sıkışıp kalmış, emeklilerin yaşadığı sakin bir ülke iken bugün Latin Amerika’nın, günde en az 500 cinayetin işlendiği en tehlikeli ülkelerinden biri haline geldi.

Güney Amerika ülkesi Ekvador’da silahlı bir grup, Ekvador’un Guayaquil kentindeki TC Television kanalını ele geçirerek birçok personeli rehin aldı. Tüm dünya bu sıcak gelişmenin şokunu yaşarken; ülkenin 30 farklı noktasına (hastane, üniversite kampüsü, alışveriş merkezi, polis karakolu, televizyon binası, hapishane ve lise bahçelerine) silahlı baskınlar düzenlendi.

Silahlı saldırılar, Ekvador’un en güçlü uyuşturucu baronu Fito takma adlı Adolfo Macias’ın hapishaneden kaçmasının ardından gerçekleşti. Bu firardan hemen sonra, 45 gün önce seçilen Başkan Daniel Noboa uyuşturucu kartellerine karşı OHAL ilan etti. Ardından uyuşturucu çetelerinin silahlı eylemleri tüm ülkeye yayılınca Ekvador hükümeti topyekûn bir savaş ilan ederek uyuşturucu kartellerini “terörist gruplar” kategorisine aldı ve orduyu görevlendirdi.

Başkan Noboa başından beri uyuşturucu kartellerine karşı olmasına rağmen görev süresinin 1,5 ay gibi kısa süre olması en büyük handikabı olarak görülüyor ve kısa vadede etkili bir mücadele konusunda tereddütte kalmasına yol açıyor.

Sadece birkaç yıl öncesine kadar Ekvador, dünyanın en büyük iki kokain üreticisi olan Kolombiya ve Peru arasında sıkışıp kalmış emeklilerin yaşadığı sakin bir ülke iken bugün Latin Amerika’nın, günde en az 500 cinayetin işlendiği en tehlikeli ülkelerinden biri haline geldi. Polis kayıtlarına göre, uyuşturucu kartellerinden kaynaklı olarak 2022 yılında 4.426 kişi öldü; 2023’te ise en az 8.000 kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Görevden ayrılan eski Başkan Guillermo Lasso’nun 2021’de göreve başlamasından bu yana şiddet yüzde 300’ün üzerinde arttı; son 7 yılda yüzde 500 artış gösterdi. Şiddet hızlandıkça Lasso, suç çeteleriyle mücadelede orduya güvendi ancak bugüne kadar çok az başarı elde edildi.

Guayaquil Neden Kritik Bir Şehir?

Ekvador’da suç örgütleri, başta kokain olmak üzere uyuşturucu ticaretinin merkezi haline gelen Guayaquil liman kenti çevresini bir odak noktası olarak kullanıyorlar.

Mesela Ekvador’daki cinayetlerin yarısından fazlası Guayas, Esmeraldas, El Oro ve Manabi gibi kıyı bölgelerinde işleniyor. Suç grupları için bu bölgenin cazibesi, Latin Amerika kokaininin Avrupa ve ABD’ye ihracatında ana rota haline gelmesiyle Ekvador’un Pasifik Okyanusu’ndaki liman kenti Guayaquil’in dünyaya açılan kapı olmasından kaynaklanıyor.

Ekvador dünyaya yılda yaklaşık 1 milyon konteyner ihraç ediyor ve bunun yüzde 75’ini muz ve uyuşturucu ticareti oluşturuyor. Guayaquil’de insanlar bugünlerde korku içinde yaşıyor, hatta sokakta telefonlarını ceplerinden çıkarmaya bile cesaret edemiyor. Çünkü şehirde şiddet olayları her geçen gün artıyor. Kartellerin kendi aralarındaki savaşlar masum insanların da ölmesine neden oluyor. Cinayetlerdeki artışın yanı sıra ülke limanlarında ele geçirilen kokain miktarı da artarak geçen yıl 77,4 tona ulaştı. Bu, 2020’de ele geçirilen miktarın üç katından fazla.

Ekvador’da 2020’den bu yana çete şiddeti hızla arttı. Ülkenin en önemli iki çetesi olan Los Choneros ve Los Lagartos arasında başlayan savaş, hapishanelere sıçrayarak daha vahşi bir çatışmaya dönüştü.

Ekvador’da artan şiddetin büyük bir kısmı, ABD’nin uyuşturucu talebini karşılayan Meksikalı karteller Sinaloa ve Jalisco Karteli Yeni Nesil (Cartel Jalisco Nueva Generacion-CJNG) arasındaki rekabetten kaynaklanıyor. Bu Meksikalı kartellerin Ekvadorlu ortaklarının (Los Choneros ve Los Lagartos) kendi içerisindeki mücadelesi şiddetin boyutunu artırıyor, çözüm yollarının aranmasını zorlaştırıyor. Çeteler aynı zamanda kokainin ana varış noktası kabul edilen ABD’nin yerini alan kârlı Avrupa ve Ortadoğu pazarını kontrol eden Balkan kökenli kaçakçılarla da iş yapıyor. Neticede şiddet, Ekvadorlu grupların kendi aralarındaki rekabetten ziyade Meksika, Kolombiya ve Arnavut kartellerinin rekabetinden kaynaklanıyor. Bu rekabet, Guayaquil şehir merkezi ve kıyı semtlerinde amansız bir şiddet türbülansına neden oluyor.

Bunun dışında Guayaquil limanı, ABD ve Şili’den Kolombiya’ya taşınan silahlar için kritik bir geçiş noktası görevi görüyor. Kolombiya’daki ağır silahların ana alıcıları, şu anda terhis edilmiş olan Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri’nin (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia-FARC ) grupları. Hatta Los Lobos ve Los Lagartos kartellerinin kontrolündeki hapishanelerde çok sayıda ağır kalibreli silah ele geçirildi.

Fito’nun Özelliği Ne?

Los Choneros çetesinin kurucusu ve mahkûm lideri “Fito” lakaplı Adolfo Macias, daha güvenlikli bir hapishaneye nakledilmeden önce 7 Ocak’ta liman şehri Guayaquil’deki hapishaneden firar etti. Fito, Ekvador’un en güçlü suç çetelerinden biri olan ve Meksika’nın Sinaloa karteliyle bağlantılı Los Choneros’un lideri. 34 yıllık hapis cezasını çekiyordu ve daha önce 2013’te birkaç hafta firar etmişti. Fito, Sinaloa kartelinin Ekvador’daki ortağı olduğu gibi Kolombiya kartellerle ortaklık yapıyor.

Fito, maksimum güvenlikli bir tesise nakledilmesinden kısa bir süre önce firar etti. Bu yüzden bazı gardiyanlar ve polis hakkında soruşturma açıldı. Ekvador medyasında Fito’nun nakledileceği hapishanede rakip karteller tarafından öldürüleceği yönünde bilgiler yer aldı.

Nitekim ülkede uyuşturucu kartellerden kaynaklı şiddet olaylarında Los Choneros’un önceki lideri Jorge Zambrano 2020’de öldürülmüştür. Bu durum, uyuşturucu kaçakçılığı yolları ve bölgeleri üzerinde kontrol mücadelesini ateşledi. 2021’den bu yana ülkedeki hapishanelerde en az 400 mahkûm öldü. İşte bundan ötürü Fito, Guayaquil’deki hapishaneden firar etti.

Karteller Kokain Taşımak İçin Muz Endüstrisini İstismar Ediyor

Ekvador iki küresel ticaretin kesiştiği noktada bulunuyor: Muz ve kokain. Güney Amerika ülkesi, dünyanın en büyük muz ihracatçısı ve deniz yoluyla yılda 7,2 ton nakliye yapıyor. Aynı zamanda dünyanın en büyük kokain üreticileri Peru ve Kolombiya’nın arasında yer alıyor ve uyuşturucu kaçakçıları muzla dolu kutuları, içinde kokain kaçırmak için mükemmel bir araç olarak görüyor.

Guayaquil’den her gün binlerce ton meyve sevkiyatı yapılıyor. Ülkenin coğrafyası, burayı muz yetiştirmek için mükemmel bir yer haline getiriyor. Ekvador tüm yıl boyunca ılıman bir iklime sahip. Ancak uyuşturucu kartelleri bu ticareti istismar ediyor ya da muz tüccarları kokain kârından yararlanmak istiyor!

Avrupa’ya giden muzlar tarlalarda kutulanıyor, Guayaquil ve çevresindeki devasa depolara götürülecek kamyonlara yükleniyor ve bölgedeki bir limana götürülerek konteynerlere aktarılıyor. Daha sonra gemiler kuzeydoğuya doğru Panama Kanalı’na yöneliyor, Karayip Denizi’ne geçiyor ve Atlantik üzerinden doğuya, yani Avrupa ve Ortadoğu ülkelerine gidiyor.

Muz yetiştiricileri, ihracatçılar, nakliye şirketleri, liman operatörleri, özel güvenlik şirketleri, gümrük acenteleri, tarım yetkilileri, polis ve alıcılar, bilerek veya bilmeyerek, uyuşturucu kaçakçılarının istismar ettiği fırsatlardan yararlanıyorlar. Hatta bazı uyuşturucu kartelleri, iş insanı görünümünde meşru muz ihracatçılarını taklit etmek için paravan şirketler kurarken, diğerleri muz tarlaları satın alarak meşru üretim işletmeleri satın alıyor.

Meksika, Kolombiya ve Balkanlardan gelen kartellerin Ekvador’a yerleşmesinin sebebi ülkede ABD dolarının yaygın olarak kullanılması. Yani ülkede dolarizasyon yaşanıyor. Ayrıca ülke zayıf yasalara ve etkisiz kurumlara sahip.

Dünya Gümrük Örgütü’nün verilerine atıfta bulunan Birleşmiş Milletler raporuna göre, 2021 yılında çoğunluğu Kolombiya, Peru ve Bolivya’da olmak üzere dünya çapında 2,304 tonluk rekor miktarda kokain üretildi. Dolayısıyla Batı ve Orta Avrupa’da ele geçirilen kokainin neredeyse üçte biri Ekvador’dan geldi; bu, 2018’deki miktarın iki katıydı. Özellikle Avrupa gümrüklerinde Ekvador’dan muz taşıyan konteynerlere rekor kıran baskınlar gerçekleştirdi.

Avrupa’nın en işlek limanında yakın zamanda bir muz sevkiyatında gizlenmiş 9 ton kokainin ele geçirilmesinde (şimdiye kadar ele geçirilmiş en büyük uyuşturucu miktarı), şaşırtıcı olmayan bir ayrıntı vardı. Sözde muz sevkiyatı, Latin Amerika’nın en büyük kokain üreticileri olan Kolombiya veya Peru’dan değil, küçük bir ülke olan Ekvador’dan gelmişti.

Bonito Banana isimli devasa bir şirketin varisi olan Cumhurbaşkanı Noboa’nın babası beş kez başkanlık seçiminde yarıştı. Muz servetinin 35 yaşındaki varisi Başkan Noboa’nın, aynı zamanda lojistik sektöründe de yatırımları söz konusu. Muz ve kokainin bu kadar iç içe geçtiği uluslararası ticarette Noboa ailesinin uyuşturucu kartelleriyle ilişkilerinden Ekvador medyasında kaçınılmaz bir şekilde söz ediliyor. Üstelik Başkan Noboa göreve geldikten kısa bir süre sonra, Los Choneros’dan ayrılan bir grup olan Los Lobos’un lideri Jaime Enrique’yi tutuklattı.

Karteller Arasındaki Savaş

Bugün Ekvador’da en az üç büyük uluslararası suç grubu faaliyet gösteriyor: Meksika’nın en güçlü iki karteli Sinaloa ve CJNG ile polisin Arnavut mafyası dediği Avrupalı ​​bir grup. Ekvador üç yıl içinde Avrupa’ya en fazla kokain ihraç eden ülke haline geldi. Daha geçen ay Hollanda’nın ve Avrupa’nın en büyük limanı Rotterdam’da Ekvador’dan gelen 660 milyon dolar değerinde rekor miktarda kokain ele geçirildi.

Son şiddet patlaması sadece Fito’nun firarı değil, başka bir çete lideri Fabricio Colón’un da firar etmesiyle bağlantılı. Savcılık, Los Lobos çetesinin liderlerinden Colón’u geçen yıl başkan adayı Fernando Villavicencio’ya düzenlenen suikast ve Başsavcı Diana Salazar’a yönelik ölüm tehditleri yüzünden tutuklamıştı.

Ekvador’da çok sayıda tehlikeli çete bulunurken, 2023 yılında üç yıl süren acımasız bir savaşın ardından gruptan bir kazanan çıktı. O kartel, 20 yıldır Kolombiya’dan Guayaquil’e kokain taşıyan Los Choneros oldu. Los Choneros, Los Lobos liderliğindeki üç müttefikten oluşan bir blokla savaştı. 2020’de başlayan savaş 2023’te sona erdi. Los Lobos Ekvador’un suç makinesinin lokomotifi haline geldi. Ülkedeki kokain taşıma, depolama ve kaçakçılık yollarını kontrol ediyorlar ve kokaini diğer ülkelere götürmek için muz konteynerlerini kullanıyorlar. Los Lobos yasadışı madencilik, gasp ve insan kaçakçılığı gibi diğer alanlarda da uzmanlaştı.

Los Lobos hem Kuzey Amerika hem de Avrupa’ya yapılan uyuşturucu ticaretinde önemli bir ortak olarak yerlerini sağlamlaştırdı. FARC’tan ayrılan bir grup olan Oliver Sinisterra Cephesi (Frente Oliver Sinisterra) ile her yıl tonlarca kokain alıyor ve taşıyor. Daha sonra kokaini Meksikalı ortakları CJNG’ye ve Arnavut gruplarına satıyorlar. Los Lobos, 2020’den bu yana diğer iki çete olan Los Tiguerones ve Los Chone Killers’ın desteğine güveniyor. Los Lobos’un hâkimiyeti, Kolombiya sınırından Guayaquil’e kadar uzanan operasyonlarla bölgesel kontrolden geliyor. Washington Post’a göre Los Choneros, Ekvador’un uyuşturucu ticaretinde öncüydü; Meksika’daki Sinaloa Karteli ve eski FARC unsurlarıyla ortaklıklar kurarak kokain yüklerini Kolombiya sınırından Guayaquil limanına taşıyorlardı.

Ancak 2021’in başlarında Los Choneros içindeki bir yapı, daha büyük gruba karşı açık bir isyan başlattı ve yıl boyunca yüzlerce kişinin hapishane katliamlarında ölmesine yol açtı. Bu rakip gruba Yeni Nesil (Nueva Generación) de deniyor ve bu da onların iddia edilen CJNG bağlantılarına gönderme yapıyor. Los Choneros karteli kokain yalnızca Sinaloa Karteli için taşıyor. Rakipleri ise bunu CJNG için yapıyor. Nitekim son yıllarda Meksika’da yaşanan şiddetin arkasında da bu iki kartelin rekabeti var.


Kolombiya’dan Ekvador’a ve Meksika’ya giden rota, küresel kokain ticaretinin dayanak noktası. Ancak bu durum Ekvador’da şiddetin giderek artmasına yol açıyor. Ekvador’un kuzeybatı eyaleti Esmeraldas, koka tarlaları ve kokain üretiminin merkezi olan Kolombiya’nın Nariño bölgesine komşu olması nedeniyle uyuşturucu ticareti rekabetinin Ekvador dışında Meksika ve Kolombiya kaynaklı olduğunu gösteriyor.

Cumhurbaşkanı Noboa, güvenlik kriziyle nasıl başa çıkmak istediği konusunda kararsız kaldı. Seçim kampanya sürecinde yeni iş fırsatlarından ve toplum polisliğinden bahsetti ve kartellere katılma riskiyle karşı karşıya olan gençleri başka bir yol seçmeye teşvik etti. Ancak iktidara geldiğinde daha sert bir duruş sergiledi ve orduyu limanlarda, havalimanlarında ve otoyollarda devriye gezmek ve çeteleri çökertmek için kullanacağına söz verdi. Hatta en tehlikeli suçluları açık denizdeki hapishane gemilerine sürgün etmekten söz etti.

Ancak bu tür stratejiler birçok ülkede başarılı olmadan kullanıldı. Hatta sorunu derin toplumsal bir kriz haline getirdi. Örneğin Meksika ve Honduras, çeteleri bastırmak için orduya güvendi ancak her iki ülke de bölgede en fazla şiddetin yaşandığı ülkeler arasında yer almayı sürdürüyor.

Sonuç olarak Başkan Noboa uyuşturucu kartelleriyle mücadele etmek istiyorsa, Ekvador polisi, ordusu ve hapishane sistemi başta olmak üzere ülkedeki kaynak ve eğitim eksikliğinin yanı sıra yolsuzlukla da yüzleşmek zorunda kalacak.

Özellikle güvenlik güçlerinin teknik kapasitesinin eksikliği yolsuzlukla o kadar iç içe ki neredeyse sistemi değiştirmek veya reforme etmekten daha çok yıkıp yeniden inşa etmek daha kolay, daha ucuz ve etkili olacaktır. Bazı polislerin uyuşturucu kartellerine zimmetli silahlarını sattığı yönünde Ekvador medyasında birçok haber yayınlandı.

Ancak Başkan Noboa’nın güvenlik ve asayiş gündemini hayata geçirmek için yalnızca 1,5 yılı var. Muhalefetin çoğunluğa sahip olduğu bir mecliste, kısa görev süresi, Noboa’yı sınırlı zamanını, kaynaklarını ve siyasi sermayesini nasıl kullanacağı konusunda zor kararlar almaya zorlayacak.

Noboa Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanırken, partisi Ulusal Demokrat Parti (Accion Democratica Nacional-ADN) Ekvador Ulusal Meclisi’ndeki 137 sandalyenin yalnızca 14’ünü kontrol ediyor. 52 sandalyelik en büyük blok, ana rakibi solcu Yurttaş Devrimi Hareketi’ne (Movimiento Revolucion Ciudadana-RC) ait.

Bu bağlamda kongrede azınlık durumunda olan Noboa’nın militarizasyon politikaları muhtemelen uygulanması en kolay politikalar olacak ve yeniden seçilmek için aday olması durumunda kampanyasına yardımcı olacak kısa vadeli sonuçlar doğurabilir. Ancak bu ihtimallerin bile kısa vadede hızlı geri dönüş sağlaması zor görünüyor.

En son çıkan yazılardan anında haberdar olmak için bizi @PerspektifOn twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.

HÜSAMETTİN ASLAN

İstanbul’da doğdu. Yüksek lisansını Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” teziyle tamamladı. Tez, Sosyal Bilimler Tez Yarışması’nda birinci seçildi. Doktorasını İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tamamladı. Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgeleri üzerine uzmanlaştı. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo Müdürü olarak görev yaptı. Çeşitli gazete ve dergiler için çok sayıda makale yazdı. Bilge İnsanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), Afrika Araştırmaları Merkezi (AFAM), İstanbul Fikir Araştırmaları Merkezi (İFTAM) ve Dünya Siyaseti isimli düşünce kuruluşlarında Latin Amerika, Afrika ve Türk dış politikası konularında analizler yayınladı. Çeşitli kamu ve özel sektör kurumlarında danışmanlık ve yöneticilik yapmaktadır.

TÜM YAZILARI

HÜSAMETTİN ASLAN

İstanbul’da doğdu. Yüksek lisansını Prof. Dr. Mim Kemal Öke danışmanlığında yazmış olduğu “Brezilya’nın anatomisi ve Lula da Silva ile R.T. Erdoğan hükümetlerinin karşılaştırılması” teziyle tamamladı. Tez, Sosyal Bilimler Tez Yarışması’nda birinci seçildi. Doktorasını İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tamamladı. Latin Amerika, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgeleri üzerine uzmanlaştı. Bir süre Sao Paulo Üniversitesi’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. Brezilya’da Yunus Emre Enstitüsü Sao Paulo Müdürü olarak görev yaptı. Çeşitli gazete ve dergiler için çok sayıda makale yazdı. Bilge İnsanlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM), Afrika Araştırmaları Merkezi (AFAM), İstanbul Fikir Araştırmaları Merkezi (İFTAM) ve Dünya Siyaseti isimli düşünce kuruluşlarında Latin Amerika, Afrika ve Türk dış politikası konularında analizler yayınladı. Çeşitli kamu ve özel sektör kurumlarında danışmanlık ve yöneticilik yapmaktadır.

TÜM YAZILARI

ÜYE OLUN

İLGİLİ YAZILAR

The post Uyuşturucu Kartelleri ile Devlet Arasındaki Savaşın Anatomisi appeared first on PERSPEKTİF.

QOSHE - Uyuşturucu Kartelleri ile Devlet Arasındaki Savaşın Anatomisi - Hüsamettin Aslan
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Uyuşturucu Kartelleri ile Devlet Arasındaki Savaşın Anatomisi

3 0
13.01.2024
JEOPOLİTİK

Sadece birkaç yıl öncesine kadar Ekvador, dünyanın en büyük iki kokain üreticisi olan Kolombiya ve Peru arasında sıkışıp kalmış, emeklilerin yaşadığı sakin bir ülke iken bugün Latin Amerika’nın, günde en az 500 cinayetin işlendiği en tehlikeli ülkelerinden biri haline geldi.

  • HÜSAMETTİN ASLAN
  • 13 Ocak 2024

Güney Amerika ülkesi Ekvador’da silahlı bir grup, Ekvador’un Guayaquil kentindeki TC Television kanalını ele geçirerek birçok personeli rehin aldı. Tüm dünya bu sıcak gelişmenin şokunu yaşarken; ülkenin 30 farklı noktasına (hastane, üniversite kampüsü, alışveriş merkezi, polis karakolu, televizyon binası, hapishane ve lise bahçelerine) silahlı baskınlar düzenlendi.

Silahlı saldırılar, Ekvador’un en güçlü uyuşturucu baronu Fito takma adlı Adolfo Macias’ın hapishaneden kaçmasının ardından gerçekleşti. Bu firardan hemen sonra, 45 gün önce seçilen Başkan Daniel Noboa uyuşturucu kartellerine karşı OHAL ilan etti. Ardından uyuşturucu çetelerinin silahlı eylemleri tüm ülkeye yayılınca Ekvador hükümeti topyekûn bir savaş ilan ederek uyuşturucu kartellerini “terörist gruplar” kategorisine aldı ve orduyu görevlendirdi.

Başkan Noboa başından beri uyuşturucu kartellerine karşı olmasına rağmen görev süresinin 1,5 ay gibi kısa süre olması en büyük handikabı olarak görülüyor ve kısa vadede etkili bir mücadele konusunda tereddütte kalmasına yol açıyor.

Sadece birkaç yıl öncesine kadar Ekvador, dünyanın en büyük iki kokain üreticisi olan Kolombiya ve Peru arasında sıkışıp kalmış emeklilerin yaşadığı sakin bir ülke iken bugün Latin Amerika’nın, günde en az 500 cinayetin işlendiği en tehlikeli ülkelerinden biri haline geldi. Polis kayıtlarına göre, uyuşturucu kartellerinden kaynaklı olarak 2022 yılında 4.426 kişi öldü; 2023’te ise en az 8.000 kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

Görevden ayrılan eski Başkan Guillermo Lasso’nun 2021’de göreve başlamasından bu yana şiddet yüzde 300’ün üzerinde arttı; son 7 yılda yüzde 500 artış gösterdi. Şiddet hızlandıkça Lasso, suç çeteleriyle mücadelede orduya güvendi ancak bugüne kadar çok az başarı elde edildi.

Guayaquil Neden Kritik Bir Şehir?

Ekvador’da suç örgütleri, başta kokain olmak üzere uyuşturucu ticaretinin merkezi haline gelen Guayaquil liman kenti çevresini bir odak noktası olarak kullanıyorlar.

Mesela Ekvador’daki cinayetlerin yarısından fazlası Guayas, Esmeraldas, El Oro ve Manabi gibi kıyı bölgelerinde işleniyor. Suç grupları için bu bölgenin cazibesi, Latin Amerika kokaininin Avrupa ve ABD’ye ihracatında ana rota haline gelmesiyle Ekvador’un Pasifik Okyanusu’ndaki liman kenti Guayaquil’in dünyaya açılan kapı olmasından kaynaklanıyor.

Ekvador dünyaya yılda yaklaşık 1 milyon konteyner ihraç ediyor ve bunun yüzde 75’ini muz ve uyuşturucu ticareti oluşturuyor. Guayaquil’de insanlar bugünlerde korku içinde yaşıyor, hatta sokakta telefonlarını ceplerinden çıkarmaya bile cesaret edemiyor. Çünkü şehirde şiddet olayları her geçen gün artıyor. Kartellerin kendi aralarındaki savaşlar masum insanların da ölmesine neden oluyor. Cinayetlerdeki artışın yanı sıra ülke limanlarında ele geçirilen kokain miktarı da artarak geçen yıl 77,4 tona ulaştı. Bu, 2020’de ele geçirilen miktarın üç katından fazla.

Ekvador’da 2020’den bu yana çete şiddeti hızla arttı. Ülkenin en önemli iki çetesi olan Los Choneros ve Los Lagartos arasında başlayan savaş, hapishanelere sıçrayarak daha vahşi bir çatışmaya dönüştü.

Ekvador’da artan şiddetin büyük bir kısmı, ABD’nin uyuşturucu talebini karşılayan Meksikalı karteller Sinaloa ve Jalisco Karteli Yeni Nesil (Cartel Jalisco Nueva Generacion-CJNG) arasındaki rekabetten kaynaklanıyor. Bu Meksikalı kartellerin Ekvadorlu ortaklarının (Los Choneros ve Los Lagartos) kendi içerisindeki mücadelesi şiddetin boyutunu artırıyor, çözüm yollarının aranmasını zorlaştırıyor. Çeteler aynı zamanda kokainin ana varış noktası kabul edilen ABD’nin yerini alan kârlı Avrupa ve Ortadoğu pazarını kontrol eden Balkan kökenli kaçakçılarla da iş yapıyor. Neticede şiddet, Ekvadorlu grupların kendi aralarındaki rekabetten ziyade Meksika, Kolombiya ve Arnavut kartellerinin rekabetinden kaynaklanıyor. Bu rekabet, Guayaquil şehir merkezi ve kıyı semtlerinde amansız bir şiddet türbülansına neden oluyor.

Bunun dışında Guayaquil limanı, ABD ve Şili’den Kolombiya’ya taşınan silahlar için kritik bir geçiş noktası görevi görüyor. Kolombiya’daki ağır silahların ana alıcıları, şu anda terhis edilmiş olan Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri’nin (Fuerzas Armadas Revolucionarias de Colombia-FARC ) grupları. Hatta Los Lobos ve Los Lagartos kartellerinin kontrolündeki hapishanelerde çok sayıda ağır kalibreli silah ele geçirildi.

Fito’nun Özelliği Ne?

Los Choneros çetesinin kurucusu ve mahkûm lideri “Fito” lakaplı Adolfo Macias, daha güvenlikli bir hapishaneye nakledilmeden önce 7 Ocak’ta liman şehri Guayaquil’deki hapishaneden firar etti. Fito, Ekvador’un en güçlü suç çetelerinden biri olan ve Meksika’nın Sinaloa karteliyle bağlantılı Los Choneros’un lideri. 34 yıllık hapis cezasını çekiyordu ve daha önce 2013’te birkaç hafta firar etmişti. Fito, Sinaloa kartelinin Ekvador’daki ortağı olduğu gibi Kolombiya kartellerle ortaklık yapıyor.

Fito, maksimum güvenlikli bir tesise nakledilmesinden kısa bir süre önce firar etti. Bu yüzden bazı gardiyanlar ve polis hakkında soruşturma açıldı. Ekvador medyasında Fito’nun nakledileceği hapishanede rakip karteller tarafından öldürüleceği yönünde bilgiler yer........

© Perspektif


Get it on Google Play