Boykot evet; bütün Yahudi malları ve yandaşlarının mallarını kullanmayalım, kullanma zaruriyeti varsa en az seviyede kullanalım. Bu geçici bir rüzgâr değil umumi ve devamlı olursa bir karşılık görür, caydırıcı olur, değilse de saman alevi gibi söner gider.

Asıl öldürücü darbe düşmanların adetlerinden, yaşayışlarından, hallerinden uzak durmak, bunun için de zihni ve kalbi arınmışlığa erişmek olsa gerek. Bir taraftan onlara benze bir taraftan da boykot de; ne kadar inandırıcı olur, ne kadar tesir eder de düşmana korku salar?

En basit zevki yiyecek ve içecekler terk edilemiyorsa nefsin prangasında esir, şeytanın tasallutunda hapisteyizdir! Vakıa toplumun azımsanmayacak kesimi böyle; “bana ne Gazze’den” çok çok azınlıkta değil.

Zaten güçlü olsaydık –madden ve manen- böyle davranamaz, işgale teşebbüs edemez, zulüm edemezlerdi; hep boşluklarımızdan zaaflarımızdan istifadeyle böyle pervasız ve deyyusçasına hareket ediyorlar!

Dünya sevgisi kalbi işgal ederse dünyalılar saldırır durur, rahat bırakmaz, ilk fırsatta zulüm ederler. Takriben 300 yıllık geçmişimiz bunu doğrulamıyor mu ve şu andaki İslam âleminin hali böyle değil mi? Yanlış yerde yanlış adres aranmakla geçiyor günlerimiz, netice ortada; bir yerlere geliyor gibi oluyor, duvara toslayıp geri dönüyoruz!

Hastalığı teşhis ve neşteri vurmak işimize gelmiyor çünkü konforun gitmesinden korkuyoruz. Nefsimize zor geliyor, rahata alışmışız, elimizde telefon “boykot malları” deyip paylaşıyoruz. Başkasından çuvaldız bekliyor kendimize iğne vurma cesaretini göstermiyoruz. Düşman boş durmuyor içerden ve dışarıdan, afaktan ve enfüsten vurdukça vuruyor.

“Ene” buzulu o kadar kalınlaşmış ki balyozla vuruluyor tınmıyor bile illa büyük bombalar mı atılması lazım!

Önce kendimizi kandırmayı bırakıp hakikat aynasıyla yüzleşmeli değil miyiz? Akan nehirde günde beş defa iyi temizlenir, ilim ve zikir meclislerini katılmayı sürdürür, muhabbet uhuvvetle ve hakikatle dolarsak; rahat ve konfora kanmaz, rahatın ve rahmetin zahmette olduğunu fark edersek, afaktaki ve enfüsteki düşmanlara galip geliriz vesselam.

QOSHE - Düşmanlara galip gelmek - Hüseyin Eren
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Düşmanlara galip gelmek

4 0
05.12.2023

Boykot evet; bütün Yahudi malları ve yandaşlarının mallarını kullanmayalım, kullanma zaruriyeti varsa en az seviyede kullanalım. Bu geçici bir rüzgâr değil umumi ve devamlı olursa bir karşılık görür, caydırıcı olur, değilse de saman alevi gibi söner gider.

Asıl öldürücü darbe düşmanların adetlerinden, yaşayışlarından, hallerinden uzak durmak, bunun için de zihni ve kalbi arınmışlığa erişmek olsa gerek. Bir taraftan onlara benze bir taraftan da boykot de; ne kadar inandırıcı olur, ne kadar tesir eder de düşmana korku salar?

En basit zevki yiyecek ve içecekler terk edilemiyorsa nefsin prangasında esir, şeytanın tasallutunda hapisteyizdir! Vakıa toplumun azımsanmayacak kesimi böyle; “bana........

© Risale Haber


Get it on Google Play