İnsan, aklıyla insan olmaya namzed küçük ve aciz bir hayvan olarak doğar.

Hecelediği ilk kelimelerle insanlığa tırmanmaya başlar. Kelimeleri, terkib ile cümleler takib eder ve nihayet konuşmayı sökerek insan olma yoluna girer. Öğrendiği her yeni kelime ile büyür, her bilgi ile gelişir, insan olur.

Ferdi, millet yapan dildir; milleti, millet yapan da. Kamal Atatürk, önce harf, sonra dil inkılabıyla milletin dilini kesip attı; sürüleştirdi.

Herhangi bir milletin ebediyen iftihar vesilesi olabilecek parlak on asrını tarihten kesip uçuruma fırlattı; karanlığa gömdü, ademe mahkûm etti. Hafızasını yok etti milletin, kafatasını boşalttı.

Süleymaniye'yi yıkamaz, nehirlerin iki yakasını birleştiren taş köprüleri havaya uçuramazdı. Vatan sthını mazi fidanlığına çeviren sarıklı mezar taşlarını ihrac edemezdi. Kolay olanı, dili yok etmekti. Dili, yani inançları, irfânı, tarihi.

Bu satırlardan muradım, karanlık yakın geçmişi tenkid değil. Olan olmuş bir kere, ağır bedeller ödedik. Ama o devir kapandı, hâlâ Kamal Atatürk'ün rehberliğinde yürümeye, yaşamaya mecbur değiliz. O cebrî rehberlik, bizi bir asır olduğumuz yere çiviledi. Cihana ferman okuttuğumuzu unutturdu, düşmanlarımıza âşık etti. Ağır bir bedel bu, ödedik.

Ama artık yeter! Osmanlıca'yı ilk mekteblerden itibaren mecburî ders yapınız. Uydurma dil maraz ve ihanetine, dur deyiniz... Dili üç beş bin "tilcik"in inhisarından kurtarınız. Milleti işkembeden ibaret görmüyorsanız, bu ruh ve akıl sefaletine son vermek için biraz gayret ediniz. Zor değil, yapabilirsiniz.

Kamal Atatürk devri ömrünü doldurdu. Bir asır öncesinin dünyası yok artık. Bir darbenin karanlık sabahında dirilip derme çatma İstiklal Mahkemeleri sehpalarını kuramaz, o devir kapandı. Korkmayınız.

Millet iradesine, hiçbir fâninin düşünceleri ile zincir vurulamaz. Millet kayıtsız şartsız hür olmalı. Millet iradesini sıfıra irca eden ilk dört maddeyi koruyan kalkan milletin hukukuna tecavüzdür, iradesini gemlemektir, hürriyetini boğmakdır.

İstikbal, seyircisi kaldığınız bu trajedinin elîm neticeleri sebebiyle sizi yargılayacaktır. Kabrinizde mahcûb ve zelil düşmek istemiyorsanız harekete geçmelisiniz.

QOSHE - Osmanlıca'yı Ne Zaman Öğreteceksiniz? - Hüseyin Yılmaz
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Osmanlıca'yı Ne Zaman Öğreteceksiniz?

10 1
28.01.2024

İnsan, aklıyla insan olmaya namzed küçük ve aciz bir hayvan olarak doğar.

Hecelediği ilk kelimelerle insanlığa tırmanmaya başlar. Kelimeleri, terkib ile cümleler takib eder ve nihayet konuşmayı sökerek insan olma yoluna girer. Öğrendiği her yeni kelime ile büyür, her bilgi ile gelişir, insan olur.

Ferdi, millet yapan dildir; milleti, millet yapan da. Kamal Atatürk, önce harf, sonra dil inkılabıyla milletin dilini kesip attı; sürüleştirdi.

Herhangi bir milletin ebediyen iftihar vesilesi olabilecek parlak on asrını tarihten kesip uçuruma fırlattı; karanlığa gömdü, ademe mahkûm etti. Hafızasını yok etti milletin, kafatasını boşalttı.

Süleymaniye'yi yıkamaz, nehirlerin iki yakasını birleştiren taş........

© Risale Haber


Get it on Google Play