Dünyanın istikrarı yok. Bu yüzden dünya hayatına yatırım yapmak pek akıllıca değil gibi.

Sel oluyor, deprem oluyor, savaş oluyor, anlaşmazlıklar oluyor. Bu tehditler varken insan nasıl keyif sürsün?..

Her şey insana karşı, agresif hatta tehditkâr. Güçlüler gücünü kullanıp güçsüzleri yok etmek istiyor. Güçsüzler de ya teslim olmak yada vargüçleriyle savunma yapmak zorunda.

Medeniyet, insan hakları, demokrasi çabucak eskidi. Yeni dünya düzeninde küstahlık almış başını gidiyor.

Vahşilerin bahane arama çabası bile yok. Hayatı cidal yani kavga sayan anlayış dişine tırnağına dayanarak diş geçirebildiği herkesi köşeye sıkıştırıyor.

...

Her şey hızla tüketiliyor. Açlık yoksa da yalancı bir iştihayla herşeyi kemiriyor vahşiler.

Kendini seçkin sayan ve yumurtasını pişirmek için dünyayı yakmayı mübah gören aymazların egemenliğinde yaşıyoruz.

Bunların küstahlığı bir yenilgiye bakar. Bu bir virüs de olabilir, bir doğal felaket de...

Eskiler nasıl derdi;

"Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter

Varlığına bel bağlama bir kıvılcım yeter..."

...

Her güç iki gündemle yaşıyor;

Bir güçlü kalmak.

İki; tehditleri bertaraf etmek.

Ama herkesin yarıştığı ve hainliği birbirinden iyice öğrendiği dünyanın temel ihtiyacı da "barış ve güven ortamı" oluyor.

Ama kimse kimseye güvenmiyor. Niye dolmaları çifter çifter yiyorsun diye birbirine çıkışan iki körden birinin dediği gerekçeye benziyor yaşananlar.

"Ben çifter çifter yiyorsam sen de öyle yapıyorsundur..."

...

Fazilet, adalet ve sulh-i umumi insanlık aleminin yolu vicdanla barışmaktan geçiyor. Bunun çaresi de bütün herşeyin olduğu gibi cümle güzelliklerin kaynağı olan Allah'a dönüştedir.

İnsanlar, ilahi talimatlara kulaklarını tıkayınca kendinden, yüreğinden saf aklından kaçmış oluyorlar. Kendinden kopan insan canavarlaşıyor. Canavarlaşan her insan nevinin de kurdu oluyor.

İşte bunun neticesi olarak, yaşanan sosyal uçurumlar, kaynakların dengesiz dağılımı ve bilumum çarpıklıklar.

Bu gerçeğin üzerini örtüp sahte gülücükler dağıtacaksanız dağıtın.

Gerginliğinizi saklayıp mutlu pozlar verecekseniz verin.

Çıkardığınız yangınların hep varoş mahalleleri yakacağını sizin gettolarınıza asla sıçramayacağını zannediyorsanız, öyle zannededurun.

Ama insan insanın aynasıdır da. Öfke öfkenin kaynar kazanıdır.

Bal küpünden bal sızar, zehirden de zehir...

Yaşattığınız her faciadan uzak-korunaklı yaşayamayacaksınız.

İnsan hayatında da bunun örnekleri çoktur.

Milletler ve devletler tarihinde de...

"Keser döner, sap döner.

Gün gelir hesap döner..."

...

Dünya dediğimiz şey de insandır.

Koca cüsseli, saçlarına ak düşmüş, beli bükülmüş yorgun argın bir insan.

Bir kıyamet kopmadan başını almalıdır.

Kibriti barutu sakince yere bırakıp, kucak açmalıdır tüm insanlığa.

O zaman Şubat bitti-biter. Ardından Mart gelir, Nisan gelir, Mayıs gelir...

QOSHE - Dünya çekilmez midir? - M. Maruf Özülkü
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Dünya çekilmez midir?

9 1
18.02.2024

Dünyanın istikrarı yok. Bu yüzden dünya hayatına yatırım yapmak pek akıllıca değil gibi.

Sel oluyor, deprem oluyor, savaş oluyor, anlaşmazlıklar oluyor. Bu tehditler varken insan nasıl keyif sürsün?..

Her şey insana karşı, agresif hatta tehditkâr. Güçlüler gücünü kullanıp güçsüzleri yok etmek istiyor. Güçsüzler de ya teslim olmak yada vargüçleriyle savunma yapmak zorunda.

Medeniyet, insan hakları, demokrasi çabucak eskidi. Yeni dünya düzeninde küstahlık almış başını gidiyor.

Vahşilerin bahane arama çabası bile yok. Hayatı cidal yani kavga sayan anlayış dişine tırnağına dayanarak diş geçirebildiği herkesi köşeye sıkıştırıyor.

...

Her şey hızla tüketiliyor. Açlık yoksa da yalancı bir iştihayla herşeyi kemiriyor vahşiler.

Kendini seçkin sayan ve yumurtasını pişirmek için dünyayı yakmayı mübah gören aymazların egemenliğinde yaşıyoruz.

Bunların küstahlığı bir yenilgiye bakar. Bu bir virüs de olabilir, bir doğal felaket de...

Eskiler nasıl........

© Risale Haber


Get it on Google Play