Dünya, eşrefi mahluk olarak yaratılan insanın, emrine ve hizmetine verilmiştir. İnsanın önünde iki yol vardır. İyilik yolu…kötülük yolu… İyilik yolunun yolcuları hayatlarını iyilikle ve imkanlarla zenginleştirilip, imkanlarını paylaşması, yardımlaşması ve gücünü hayırlı, doğru işlerde kullanması, barış ve refaha giden yoldaki engelleri kaldırır. Kötülük yolunun yolcuları fıtratından habersiz, imkanlarını ve gücünü yanlış kullanması, kötülüğe, sömürüye, vahşete sebep olmaktadır. Kötülük gün geçtikçe dünyamızı kuşatıyor. İnsanoğlu her geçen gün edep, vicdan, adalet, yardımlaşma, paylaşma, şefkat ve merhamet gibi değerlerini yitiriyor. Esfel-i safilin çukuruna doğru gidiyor. Filistin’de, Gazze’de kötülüğün, vahşetin, katliamın zirvesi yaşanıyor. Kötülüğün temsilcileri Siyonistler, yıkarak, yakarak, bütün canlıları öldürerek dünyayı karartıyorlar. Kötülüğün devamı dünyada hiç kimsenin kendini güvende hissetmemesi demektir. Güzel ahlak, iyilikler dünyayı aydınlatacak, nurlandıracaktır. İyilik yolunun yolcuları dünyayı kurtaracaktır.

Dünyayı iyilikler kurtaracak

İyilik ailede eşlerin birbirine sevgi ve muhabbetleriyle başlar. Bu ortamda yetişen, şekillenen çocuklar topluma iyilikler yayarlar. Toplumlarda iyilikler çoğalırsa dünya darüsselam olur.

Aileden topluma iyiliklerin hakim olması dünyayı kurtaracaktır. İyilikler, barışı, huzuru ve refahı kalıcı hale getirir. Kuran-ı Kerim’de; ‘Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden (infak etmedikçe) harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.’ (Ali İmran 92 ) buyurularak iyiliğe ulaşmanın yolu açıklanmaktadır. Bütün insanlık Kur’an’ın muhatabıdır. Kur’an son ilahi mesajdır. İnsanlık zenginliğini, imkanlarını haram, kötü yollarda kullanıyor, paylaşmıyor, yardımlaşmıyor, menfaati için yaşıyor. Yaşanan bütün sıkıntıların, problemlerin temeli budur. Çözüm iyilikleri hakim kılmak. Bunun yolu da infaktan, imkanları, sevgiyi, merhameti, zenginliği paylaşmaktan geçiyor.

Allah dünyayı bütün canlılar için yaratmıştır. Bütün canlılar, kaynaklar insanın emrine verilmiştir. Dünyanın nimetleri herkese yeter. Yeter ki, ekonomik faaliyetlerde, küresel ekonomide adil olunsun, küresel yardımlaşma sağlansın. Bu nasıl sağlanacak? İnsanlık barış ve refah içinde yaşamak isterse, hayatını severse, zekatı uygulamalı, faizi kaldırmalıdır. İnsanlığın mutluluğu ve hayatının devamı için yapılması gereken en önemli faaliyet zekattır.

İnsanlar ekonomik olarak eşit bir şekilde yaratılmamışlardır. Her toplumda zenginler de vardır, fakirler de... Bu Rabbimizin hikmetidir. Aslında toplumun ahenkli işleyişi için bu farklılık bir bakıma da gerekmektedir. Toplumda herkes varlıklı ve zengin olsa, zor ve meşakkatli işleri kim yapardı? İnsanlar birbirine hizmet ederler miydi? Toplum hayatı olur muydu? Onun için Allah insanlardan kimine az, kimine çok rızık vermektedir ki toplumda işler aksamasın, denge sağlansın. Sosyal bir varlık olarak yaratılan insanların birbirleriyle ilişki içinde olmaları, yardımlaşmaları ancak bu farklılıkla mümkündür. Diğer taraftan insanların bazısı zenginliği, kimisi de fakirliği ile sınanmaktadır.

Toplumlardaki zengin ve fakir tabakalar arasındaki mesafe ne kadar açılır, boşluk ne kadar artarsa huzursuzluklar, hasetler intikam ve düşmanlık duyguları da o oranda artar. Fakirlerden zenginlere muhabbet ve hürmet yerine kin, haset ve intikam duyguları yükselir. Zenginlerden de fakirlere merhametsizlik, ahlaksızlık ve zulüm ateşleri yağar. Bunların artması ekonomik ve sosyal krizlere sebep olur.

İslam’ın bütün yardımlaşma prensipleriyle beraber, zekat emri ekonomik ve sosyal krizleri daha başından keser. Sosyal hastalıkları ve yaraları, kangren halini almadan önler.

Zekatın bütün insanlığı kapsayacak şekilde uygulanmasıyla, başta ülkemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanına iyilik tohumları ekilmiş olur. Zekat, dünyanın neresinde olursa olsun bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç olanlara yardım elimizi uzatmaktır. Zekat, zulme maruz kalmış ve zor şartlar altında hayat mücadelesi veren başta Gazzeli kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlumlara ve mağdurlara umut taşımaktır.

İslamiyet zekatı emrederken faizi yasaklamaktadır. Haksız, adaletsiz kazanç sağlayan, kötülük yollarını açan, bulaşanı borç batağına saplayan faiz büyük bir sömürü aracı olarak toplumları dejenere etmeye devam ediyor… Ülkemizde son yıllarda maaşını bankadan alan emekli, işçi ve memurlara promosyon verme uygulamaları başladı. Faizci bankalar maaşları kullanıp faiz kazanıyor ve bunun bir miktarını da promosyon olarak maaşını onlardan alanlara veriyorlar. Diyanetin görüşü promosyonu alanın bunu kullanmaması, fakirlere vermesi yönündedir. Bunun sorumluluk mevkiinde olanlar tarafından teşvik edilmesine, “Dikkat et, bu milletin bazılarının din ile bağlandıkları rabıtaları kopmasın” diyoruz. “Güzel bir borç” olan karz-ı hasen faizin alternatifidir. Muhtaçlara “Güzel bir borç” vererek yardımcı olanlara ne mutlu…

Alemlerin Rabbi, zekat emriyle zenginleri fakirlere yardım etmeye davet eder. Zenginler oruç tutarak fakirlerin acısını ve açlığını tam hissedebilirler. Bu duygu, zenginlerin fakirlere yardım etmesini kolaylaştırır. Zekatını isteyerek vermesine sebep olur. Zengin insanlar, açlık ve fakirliğin ne kadar zor olduğunu oruç tutmadıklarında fakirlerin yardıma, şefkate ne kadar ihtiyaç duyduklarını anlamayabilirler.

Küresel insanlık fonu

Bugün insanın refahı, mutluluğu ve huzuru için yapılan çalışmalara ve faaliyetlere rağmen insan mutlu edilemiyor. İnsanın yaşadığı her ortamdaki kötülükler, haksızlıklar, adaletsizlikler, yardımlaşama ve paylaşmanın olmayışı, gayrimeşru ilişkiler, tecavüzler, ülkeler arası savaşlar, zulümler, vahşetler, Gazze’de yaşanan soykırımı, ekonomik ve siyasal olarak güçlü olan toplumların, güçlüysem haklıyım anlayışı, zayıf toplumları sömürmeleri, ekonomik hırsları insanlığı ağlatıyor, dünyayı cehenneme çeviriyor. Kötülükler adil dünyaya giden iyilik yollarını kapatıyor. Bugün dünyada yaşanan olaylar bunlardan ibarettir.

Bediüzzaman, globalleşen dünyada insanlar ve insan tabakaları arasında iyiliğin, barış ve refahın temel şartını yardımlaşma olarak görmektedir. Dünyada barış ve refahın tesisi, ancak yardımlaşmanın dünya halklarını kapsayan bir projenin (Küresel insanlık projesi) uygulanması ile sağlanabilir.

Çünkü, “İnsanların heyet-i içtimaiyesinde (sosyal hayatında) intizam ve asayişi temin eden köprü zekattır. Âlem-i beşerde (insanlık aleminde) hayat-ı içtimaiyenin hayatı, muavenetten (yardımlaşmadan) doğar. İnsanların terakkiyatına engel olan isyanlardan, ihtilâllerden, ihtilaflardan meydana gelen felâketlerin tiryakı, ilâcı muavenettir. ”[1]

“Hem değil yalnız eşhasta(şahıslarda) ve hususî cemaatlerde, belki umum nev-i beşerin (bütün insanlığın) saa­det-i hayatı için en mühim bir rükün, belki devam-ı hayat-ı insaniye için en mühim bir direk zekâttır.”[2]

Dünyada barışın ve huzurun kalıcı hale gelmesi için, fakirliği kökten çözmek için Kur’an’ın zekat emrinden ilham alarak dünya gündemine getirdiğimiz ‘Küresel İnsanlık Fonu’ projemizin uygulanmasını öneriyoruz. Dünya köy haline geldi. Köydeki, bütün insanlar Hz. Adem (as)’in çocuklarıdır. Artık Adem’in çocukları yaşamak için kardeşinin elindekini, sofrasındakini çalmamalı, sömürmemeli; imkanlarını, zenginliğini paylaşmalıdır. İyilik yolunun yolcuları olmalıdırlar.

Dünyada ekonomik ve sosyal adaletin sağlanarak, iyiliğin hakim olması, fakirliğin ortadan kalkması için dünya gündemine getirdiğimiz, Küresel İnsanlık Fonu projemiz kitap olarak yayınlandı.

Barış ve Refah için Küresel İnsanlık Fonu kitabımızda “Küresel İnsanlık Fonu” projemizi sizlere sunuyoruz. “İslam’daki zekat ve benzeri yardımları dünya fakirleriyle paylaşmak üzere zenginlerden ve küresel zenginlerden temin edilecek mecburi bir paylaşım sistemi tatbike konmalıdır” projemizi kitabımızda okuyacaksınız.

Barış ve Refah için Küresel İnsanlık Fonu kitabımız, Global Humanity Fund For Peace And Prosperity adıyla İngilizce tercümesi de yayınlandı.

[1] - Nurs, Bediüzzaman Said i, Risale-i Nur Külliyatı, c. 2, İşaratü’l –İ’caz, İstanbul: Nesil Basım, 1996, s. 1173.

[2] -Nurs, Bediüzzaman Said i, Risale-i Nur Külliyatı, c. 1, Mektubat, İstanbul: Nesil Basım, 1996, s. 475.

QOSHE - İyilik yolu… - Mehmet Abidin Kartal
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

İyilik yolu…

15 0
04.04.2024

Dünya, eşrefi mahluk olarak yaratılan insanın, emrine ve hizmetine verilmiştir. İnsanın önünde iki yol vardır. İyilik yolu…kötülük yolu… İyilik yolunun yolcuları hayatlarını iyilikle ve imkanlarla zenginleştirilip, imkanlarını paylaşması, yardımlaşması ve gücünü hayırlı, doğru işlerde kullanması, barış ve refaha giden yoldaki engelleri kaldırır. Kötülük yolunun yolcuları fıtratından habersiz, imkanlarını ve gücünü yanlış kullanması, kötülüğe, sömürüye, vahşete sebep olmaktadır. Kötülük gün geçtikçe dünyamızı kuşatıyor. İnsanoğlu her geçen gün edep, vicdan, adalet, yardımlaşma, paylaşma, şefkat ve merhamet gibi değerlerini yitiriyor. Esfel-i safilin çukuruna doğru gidiyor. Filistin’de, Gazze’de kötülüğün, vahşetin, katliamın zirvesi yaşanıyor. Kötülüğün temsilcileri Siyonistler, yıkarak, yakarak, bütün canlıları öldürerek dünyayı karartıyorlar. Kötülüğün devamı dünyada hiç kimsenin kendini güvende hissetmemesi demektir. Güzel ahlak, iyilikler dünyayı aydınlatacak, nurlandıracaktır. İyilik yolunun yolcuları dünyayı kurtaracaktır.

Dünyayı iyilikler kurtaracak

İyilik ailede eşlerin birbirine sevgi ve muhabbetleriyle başlar. Bu ortamda yetişen, şekillenen çocuklar topluma iyilikler yayarlar. Toplumlarda iyilikler çoğalırsa dünya darüsselam olur.

Aileden topluma iyiliklerin hakim olması dünyayı kurtaracaktır. İyilikler, barışı, huzuru ve refahı kalıcı hale getirir. Kuran-ı Kerim’de; ‘Allah yolunda sevdiğiniz şeylerden (infak etmedikçe) harcamadıkça iyiliğe asla eremezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.’ (Ali İmran 92 ) buyurularak iyiliğe ulaşmanın yolu açıklanmaktadır. Bütün insanlık Kur’an’ın muhatabıdır. Kur’an son ilahi mesajdır. İnsanlık zenginliğini, imkanlarını haram, kötü yollarda kullanıyor, paylaşmıyor, yardımlaşmıyor, menfaati için yaşıyor. Yaşanan bütün sıkıntıların, problemlerin temeli budur. Çözüm iyilikleri hakim kılmak. Bunun yolu da infaktan, imkanları, sevgiyi, merhameti, zenginliği paylaşmaktan geçiyor.

Allah dünyayı bütün canlılar için yaratmıştır. Bütün canlılar, kaynaklar insanın emrine verilmiştir. Dünyanın nimetleri herkese yeter. Yeter ki, ekonomik faaliyetlerde, küresel ekonomide adil olunsun, küresel yardımlaşma sağlansın. Bu nasıl sağlanacak? İnsanlık barış ve refah içinde yaşamak isterse, hayatını severse, zekatı uygulamalı, faizi kaldırmalıdır. İnsanlığın mutluluğu ve hayatının devamı için yapılması gereken en önemli faaliyet zekattır.

İnsanlar ekonomik olarak eşit bir şekilde yaratılmamışlardır. Her toplumda zenginler de vardır, fakirler de... Bu Rabbimizin hikmetidir. Aslında toplumun ahenkli işleyişi için bu farklılık bir bakıma da gerekmektedir. Toplumda herkes varlıklı ve zengin olsa, zor ve meşakkatli işleri kim yapardı? İnsanlar........

© Risale Haber


Get it on Google Play