İki gün önce Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında “Karadeniz Mayın Karşıtı Tedbirler Görev Grubu Mutabakatı” imzalandı. Karadeniz’deki Ukrayna-Rusya savaşı esnasında serbest kalan deniz mayınlarını önlemeye, etkisiz hale getirmeye dayanıyor. Toplam dört donanma gemisi bu işle görevlendiriliyor.

Haritada Karadeniz’de kıyısı olan devletler görülüyor. Bunlardan Türkiye, Bulgaristan ve Romanya NATO üyesi. Ukrayna NATO’nun resmi üyesi değil ancak daha beter, NATO’nun emrinde bir vekâlet savaşı sürdürüyor. Gürcistan ise NATO üyesi olmamasına karşın üyelik için sırada bekleyen bir ABD müttefiki. Rusya ise Karadeniz’de Batı emperyalizmi ile rekabet içinde olan başlıca bir güç olarak bulunuyor. Bu tabloyu farklılaştıran unsur aralarındaki gaz boru hatları gibi ekonomik ilişkiler bulunan Türkiye ve Rusya arasındaki örtülü dayanışma. Mayınlara gelince Ukrayna tarafından Odesa civarında yerleştirildiler ve belki sorumsuzluk nedeniyle serbest kaldılar belki provokasyon için serbest bırakıldılar.

Bir yandan bu anlaşma makul gözüküyor, sonuçta serbest gezen mayınlar var Karadeniz’de ve Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin önlem alması doğal karşılanabilir. Montrö Anlaşmasına dayanarak Karadeniz’de bir savaş sürdüğü için Türkiye Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlere, pratik olarak NATO donanmasına Karadeniz’e giriş izni vermiyor. Bu üç ülke arasındaki anlaşma ise bu kuralı ihlal etmiyor gözüküyor.

Öte yandan kuşkulanmak ve ne olduğunu kurcalamak için birçok nedenimiz var.

2022’de Rusya ve Ukrayna arasında savaş çıkınca Türkiye’nin Karadeniz’e NATO gemilerinin girişini engellediğini söylemiştik. ABD, NATO, topluca Batı emperyalizmi bundan çok rahatsız oldu.

Çünkü zaten Karadeniz’e yerleşmek, NATO üyesi ülkelerde büyük donanma üsleri inşa etmek, radarlar konuşlandırmak, kısacası Rusya’yı güneyden kuşatmak ve tehdit etmek istiyorlardı. Bu hedefi resmen ilan etmediklerini ancak yan kuruluşlara söylettiklerini yazmıştık.

Şimdi ise durum daha farklı, Ukrayna Batı’dan aldığı bütün askeri yardıma rağmen Rusya karşısında varlık gösteremedi ve yeniliyor. Şimdi bunu açıkça söylüyorlar, Karadeniz’e girerek Ukrayna’nın yardımına koşmayı amaçlıyorlar.

Yüz yıl kadar önce 1. Dünya Savaşı esnasında zorlanan Rus Çarlığına Boğazları geçerek destek vermek istiyorlardı, şimdi yine bir paylaşım savaşı var ve bu sefer Ukrayna’ya destek için Boğazlardan geçmeye çalışıyorlar.

Batı emperyalizmi bütün emperyalist ittifaklar gibi kirli ve sinsidir. İyi niyetli olan hiçbir şey yoktur gündemlerinde.
Geçen yılın sonlarında İngiltere, Norveç ve Ukrayna arasında Karadeniz için bir güvenlik anlaşması imzalandı. Neye dayanarak imzalandı, savaş esnasında Montrö Anlaşmasını delmeden Karadeniz’e giremeyeceklerini biliyorlar. İngiltere iki mayın avlama gemisini Ukrayna’ya hibe etti. Türkiye tarafı bunların savaş sürdüğü sürece Boğazlardan geçemeyeceğini bildirdi.

Bir kez mayın avlama gemileri Boğazları geçse Montrö delinmiş olacak çünkü, o delik genişler nasılsa.
İkincisi, mayınlar meselesi. Ukrayna tarafından kıyılara döşenen mayınların serbest kalması bir savaş suçu olarak kabul ediliyor. Ukrayna’nın NATO tarafından yönetildiği düşünülürse bunun bir provokasyon olmadığını nereden bileceğiz?

Sonuçta mayınları NATO döşüyor, üç NATO ülkesi önlem almak için mayın güvenliği anlaşması yapıyor.
Hadi Türkiye kendi için emperyalist olma hedefi ile Batı emperyalizminden görece bağımsız karar alabiliyor. Ama Bulgaristan ve Romanya öyle değiller, her iki ülkenin yağmayla oluşan burjuvazisi ülke topraklarını ABD’ye açtı, iki ülke de bir ABD üssüne dönüştüler. Romanya’nın Köstence Limanı muhtemel bir NATO donanma üssü olarak planlanıyor.

Şimdi gerçekten nasıl güveneceğiz bu anlaşmanın bir tuzağa dönüşmeyeceğine?

2023 Aralık ayında yayınlanan raporda NATO yan kuruluşu olan Atlantik Konseyi bu tuzağı ballandıra ballandıra anlatıyor. Türkiye’yi içine çekmek için pazarlık masasına neler konulabileceğini tartışan bir rapor varken herkesin diken üstünde olması gerekiyor.

AKP yapısal iktisadi sorunlara bakmaksızın 21. Yüzyılı “Türkiye Yüzyılı” ilan etti ya ama hala Türkiye savaş uçağı üretemiyor. Eninde sonunda üretebilirler ancak bunun için daha yıllar var ve Türkiye’nin savaş uçağı filoları ABD ambargosu yüzünden eskidi. Şimdi Rusya’dan alsalar blok değiştirmiş olacaklar, Avrupa Birliği ülkelerinden alsalar ABD buna da izin vermiyor.

Ve bu uçak meselesi dış borçların döndürülmesinin yanına bir şantaj unsuru olarak ekleniyor.

1936 Montrö Anlaşması Türkiye’nin egemenliği için olağanüstü önemliydi. Sovyetler Birliği’nin verdiği desteği de anmalıyız bu hakkın kazanılmasında. Öte yandan emperyalizm dünyasında savaşa sürüklenmek için büyük bir risk oluşturuyor. Sekiz sene önce bu köşede “Boğazlar sorunu boğazlarına kaçacak” demişiz.

Türkiye işçi sınıfı kesinlikle bu koşullarda Montrö Anlaşmasının uygulanmasından yanadır. Eğer Türkiye burjuvazisi bu konuda bir hata yaparsa bunun bedelini ödemeye hazır olsun.

QOSHE - Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasındaki Karadeniz anlaşması ne anlama geliyor? - Erhan Nalçacı
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasındaki Karadeniz anlaşması ne anlama geliyor?

31 1
13.01.2024

İki gün önce Türkiye, Bulgaristan ve Romanya arasında “Karadeniz Mayın Karşıtı Tedbirler Görev Grubu Mutabakatı” imzalandı. Karadeniz’deki Ukrayna-Rusya savaşı esnasında serbest kalan deniz mayınlarını önlemeye, etkisiz hale getirmeye dayanıyor. Toplam dört donanma gemisi bu işle görevlendiriliyor.

Haritada Karadeniz’de kıyısı olan devletler görülüyor. Bunlardan Türkiye, Bulgaristan ve Romanya NATO üyesi. Ukrayna NATO’nun resmi üyesi değil ancak daha beter, NATO’nun emrinde bir vekâlet savaşı sürdürüyor. Gürcistan ise NATO üyesi olmamasına karşın üyelik için sırada bekleyen bir ABD müttefiki. Rusya ise Karadeniz’de Batı emperyalizmi ile rekabet içinde olan başlıca bir güç olarak bulunuyor. Bu tabloyu farklılaştıran unsur aralarındaki gaz boru hatları gibi ekonomik ilişkiler bulunan Türkiye ve Rusya arasındaki örtülü dayanışma. Mayınlara gelince Ukrayna tarafından Odesa civarında yerleştirildiler ve belki sorumsuzluk nedeniyle serbest kaldılar belki provokasyon için serbest bırakıldılar.

Bir yandan bu anlaşma makul gözüküyor, sonuçta serbest gezen mayınlar var Karadeniz’de ve Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin önlem alması doğal karşılanabilir. Montrö Anlaşmasına dayanarak Karadeniz’de bir savaş sürdüğü için Türkiye Çanakkale ve İstanbul Boğazlarından Karadeniz’de kıyısı olmayan devletlere, pratik olarak NATO donanmasına Karadeniz’e giriş izni vermiyor. Bu üç ülke arasındaki anlaşma ise bu kuralı ihlal etmiyor gözüküyor.

Öte yandan kuşkulanmak ve ne olduğunu kurcalamak için birçok nedenimiz var.

2022’de Rusya ve Ukrayna arasında savaş çıkınca Türkiye’nin Karadeniz’e NATO gemilerinin girişini engellediğini söylemiştik. ABD, NATO, topluca Batı emperyalizmi........

© soL


Get it on Google Play