Yaklaşık 1,5 yıldır kayyım dekanlık yapan bir akademisyen, (büyük olasılıkla yoksul ya da dar gelirli bir aile çocuğu olarak) teknik lisede okumuş. 1985’te Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden mezun olmuş. Milli eğitim bakanlığından aldığı bursla, ABD’nin sayılı üniversitelerinden Columbia Üniversitesi’nde master ve doktora yapmış. 1992’de yurda dönüp İstanbul Üniversitesi’nde göreve başlamış.

Nitelikli eğitimden geçen bu akademisyen nedense, Türkiye Diyanet Vakfı’nın 1996’da yayınlatıp 15. Milli Eğitim Şurası üyelerine bedava dağıttığı ‘Türk Eğitim Sistemi: Alternatif Perspektif ‘adlı kitabın 7 yazarından biri olmuş. Aşağıdaki alıntılardan anlaşılacağına göre, bu kitap, laik, bilimsel ve kamusal eğitim karşıtı, piyasacı ve gerici içerikte olan bir kitaptır:

Bu akademisyen doçentlik yıllarında, genelde laik ve bilimsel eğitime önem veren Özel Okullar Derneğinin düzenlediği eğitim sempozyumlarının sekreterliğini yürütmüş. Liberal dergi ve gazetelerde yazıları yayınlanmış. Bu akademisyen, yazılarının beğenilmesi ya da ‘Türk Eğitim Sistemi: Alternatif Perspektif ‘adlı kitabın yazarlarından olması nedeniyle, Fetö’ye yakın olduğu bilinen Hüseyin Çelik tarafından 2006’da Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) başkanlığına getirilmiş. Onun TTK başkanlığı zamanında;

Bu akademisyen, kendisinden beklenenleri yerine getirince de, 2008’de TTK başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kalmış. Bu akademisyen, ülkenin görüp göreceği en gerici eğitim yasası olan 4+4+4 yasasını beğendiğini de açıklamış: 27 Haziran 2012 günü yandaş bir dergide yazdığı yazıda, “Sekiz yıllık ilköğretimi iki kademeye ayırıp İlkokulların ve ortaokulların yeniden açılmasını sağlayan kanuni düzenlemeyi (4+4+4) çok yerinde bulmuştuk. Gerçekten de 1924 yılında kurulan ama 1997 yılında geçen zorunlu eğitim yasasıyla bozulan okul sistemi bu yeni düzenlemeyle restore edildi adeta1 diyebilmiş.

Bu arada, ‘Çağdaş Eğitim Sistemleri’, ‘Öğrenmek Gelişmek Özgürleşmek’ ve ‘Eğitimde Değişim Yöntemleri’ gibi kitaplar yazmış ve bir derginin 2014 yılında düzenlediği organizasyonda ‘Yılın Eğitimci Akademisyeni’ seçilmiş. Ancak bu akademisyen, AKP iktidarının taşeronluğunu bir kez daha kabullenmiştir. Boğaziçi Üniversitesi’nin (BÜ) öğrenci, personel ve akademisyenleriyle 2021’den beri kayyım rektöre ve bu rektörle işbirliği yapanlara direndiğini bile bile, BÜ’nün eğitim fakültesine kayyım dekan olarak atanmayı içine sindirebilmiştir!

‘Öğrenmek Gelişmek Özgürleşmek’ başlıklı bir kitap yazmış bir kişinin, özgürlük karşıtı olduğunu gösterip kayyımlığı kabul etmesi, daha da şaşırtıcı oluyor. Çünkü kayyımlığı kabul etmesi, akademisyenlerin özgür olup kendi yöneticilerini seçmesine karşı olduğunu, bir kişinin tüm üniversitelere rektör atamasını ve 21 kişilik YÖK’ün de tüm fakültelere dekan atamasını benimsediğini gösteriyor. BÜ Eğitim Fakültesi akademisyenleri, ilgili toplantılarda bu kayyım dekanın yüzüne karşı, kendisini istemediklerini söyleseler de, o işi pişkinliğe vurup aldırmıyor!

Kayyım dekan, 18 Ağustos 2022 günü BÜ’nün web sayfasında da yayınlanan bir röportajda, “Boğaziçi Üniversitesi’nin ‘Türkiye’de bir üniversite’ olmanın ötesinde ‘Türkiye’nin bir üniversitesi’ olması için atılacak önemli adımlar vardır” diyebiliyor! BÜ Eğitim Fakültesi bölümlerinin düzenlediği ‘Öğretmenler Günü’ne bile çağrılmayan kayyım dekana sormak gerekiyor! BÜ’yü Türkiye’nin bir üniversitesi yapmak için,

Bu kayyım dekan,

Anlaşılan BÜ’yü Türkiye’nin bir üniversitesi yapmanın yolu, tüm akademik gelenek ve değerlerin yok edilmesinden geçiyor!

Üniversitelerde kayyım rektör/dekan/akademisyen olmayı içine sindirenler oldukça, üniversitelerin ‘üniversiteleşmesi’ mümkün olmayacak!

[email protected]

QOSHE - Bir kayyım dekan! - Rıfat Okçabol
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Bir kayyım dekan!

10 9
01.12.2023

Yaklaşık 1,5 yıldır kayyım dekanlık yapan bir akademisyen, (büyük olasılıkla yoksul ya da dar gelirli bir aile çocuğu olarak) teknik lisede okumuş. 1985’te Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü’nden mezun olmuş. Milli eğitim bakanlığından aldığı bursla, ABD’nin sayılı üniversitelerinden Columbia Üniversitesi’nde master ve doktora yapmış. 1992’de yurda dönüp İstanbul Üniversitesi’nde göreve başlamış.

Nitelikli eğitimden geçen bu akademisyen nedense, Türkiye Diyanet Vakfı’nın 1996’da yayınlatıp 15. Milli Eğitim Şurası üyelerine bedava dağıttığı ‘Türk Eğitim Sistemi: Alternatif Perspektif ‘adlı kitabın 7 yazarından biri olmuş. Aşağıdaki alıntılardan anlaşılacağına göre, bu kitap, laik, bilimsel ve kamusal eğitim karşıtı, piyasacı ve gerici içerikte olan bir kitaptır:

Bu akademisyen doçentlik yıllarında, genelde laik ve bilimsel eğitime önem veren Özel Okullar Derneğinin düzenlediği eğitim sempozyumlarının sekreterliğini yürütmüş. Liberal dergi ve gazetelerde yazıları yayınlanmış. Bu akademisyen, yazılarının beğenilmesi ya da ‘Türk Eğitim Sistemi: Alternatif Perspektif ‘adlı kitabın yazarlarından olması nedeniyle, Fetö’ye yakın olduğu bilinen Hüseyin Çelik tarafından 2006’da Talim ve Terbiye Kurulu (TTK) başkanlığına getirilmiş. Onun........

© soL


Get it on Google Play