İki soruya yanıt aranıyor: 31 Mart yerel seçimlerinde CHP-DEM iş birliği var mı? Kapalı kapılar ardında AKP-DEM diplomasi yürütüyor mu?

Bildiğimiz, “kent uzlaşısı” altında bazı ilçelerde DEM aday çıkarmadı ve CHP’yi destekliyor, bazı yerlerde CHP aday çıkarmadı ya da CHP logosu altında DEM adayları yer alıyor.

Bildiğimiz, Beştepe ve AKP içinde bir kanat DEM konusunda daha “ılımlı” ve masaya oturulmasından yana.

Peki DEM’in stratejisi ne?

13 Şubat’ta DEM koridorlarından şunları aktarmıştım:

... Kulislerde yanıt aradığım bir soru da şu: Peki, DEM’in Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni tercihleri; AKP ve CHP için ne anlama geliyor? Sorunun yanıtını şu tespitlerde buldum: “Ekrem İmamoğlu’nun ve Murat Kurum’un kampanyası alanda nasıl şekillenecek, izleyip göreceğiz. Ancak aday tercihlerinden de görüleceği üzere DEM Parti kendi gündemi üzerinden bir kampanya yürütecek. Yani, İmralı’daki tecrit, cezaevlerindeki sorunlar, DEM’e yönelik baskılar ve Kürt sorununda yeni bir müzakere sürecinin başlatılması talebi. DEM Parti İstanbul’da 2019’da olduğu gibi bağrına taş basma motivasyonu ile hareket etmeyecek. Temel bakış açısı AKP iktidarının geriletilmesi olsa da İmamoğlu’nun kazanması, Kurum’un kaybetmesi için özellikle aktif bir tutum takınmayacak...

28 Şubat’ta DEM Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) açıklaması da 13 Şubat’ta aktardığım bilgileri doğruluyor. Nasıl mı? DEM MYK dedi ki:

“... Türkiye’nin tarihsel ve kurucu sorunlarının demokratik siyaset ve müzakereye dayalı çözümü için atılan her adım darbe mekaniğinin devreye girmesiyle akamete uğratılmak istenmiştir.

“... Dokuz yıl önce bugün Kürt sorununun müzakereye dayalı çözümü ve Türkiye’de demokratikleşmenin kapılarını açan Dolmabahçe Mutabakatı kamuoyuna deklare edildi. Her bir maddesinde Türkiye’nin temel ve tarihsel sorunlarına çözüm reçetesini sunan Dolmabahçe Mutabakatı AKP iktidarı tarafından reddedildi.

“... Dolmabahçe Mutabakatı Türkiye halkları için tarihsel bir dönemeçti. Türkiye’de Kürt sorunu başta olmak üzere demokrasi, adalet ve özgürlükler kapsamındaki sorunların çözümü için tarihsel bir fırsattı. O günden bugüne Dolmabahçe Mutabakatı’nın çözüm iradesi ve perspektifine daha fazla ihtiyaç olduğu açıktır. Bizler, Türkiye halklarının çoklu krizlerden kurtulması ve ülkenin tarihsel sorunlarına çözüm bulunması için Dolmabahçe Mutabakatı’nı bugün de en güçlü ve kararlı şekilde savunuyoruz. Konjonktürel gerilimlere ve siyasi iklime rağmen Dolmabahçe Mutabakatı ekseninde bir çözümün gelişmesi için güçlü irade sahibiyiz.”

Bu açıklamadan anlaşılan; DEM’in 31 Mart’a değil sonrasına hazırlandığı yani 1 Nisan sabahına göre siyasetini şekillendirdiği... Bu açıklamadan önce de DEM’in önemli isimlerinin “çözüm süreci” vurgulu değerlendirmelerini de unutmamak gerekiyor.

Örneğin... Dört dönem milletvekilliği yapan Leyla Zana, Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı ‘süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor. Zaman kaybetmeden... Ama görülüyor ki böyle bir çabaları yok. Artık zamanı ötelemeye, ertelemeye tahammül kalmadı, anlatabiliyor muyum? (21 Ocak 2024)”

Örneğin... HDP eski Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da 1 Nisan’ı işaret etti: “DEM Parti iktidar partisi dahil ana muhalefet ve diğer tüm partilerle görüşebiliyorsa görüşmeli, ilkeler çerçevesinde ve demokrasinin gelişimi için uzlaşabiliyorsa uzlaşmalıdır. Bizim için 31 Mart seçimlerinden çok, 1 Nisan ve sonrası önemlidir.

(9 Şubat 2024)”

Leyla Zana

Örneğin... DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Türk 9 Şubat’ta “Kürt sorununu Erdoğan çözer” açıklaması yaptı ve bunu neden dediğini de şu cümlelerle anlattı: “Şimdi başka bir lider geçmişte Kürt sorununun çözümü ile ilgili bir adım atmış olsaydı kıyametler kopardı. Ama biliyorsunuz o dönemde (Çözüm Süreci) hiçbir itiraz olmadı. Yani arkasında bir güç ve destek var, onu ifade etmeye çalıştım. Dünyadaki güçlü liderler önemli sorunları çözebilir, arkasında gücü olmayan liderlerin bu sorunları çözme kabiliyeti olamaz. Çünkü onu durdurmaya çalışırlar, engellemeye çalışırlar. Bunu ifade etmeye çalıştım. (20 Şubat 2024)”

Bu arada iktidar cenahından da önemli bir isim, AKP Genel Başkan Vekili Efkan Ala Diyarbakır’da konuştu:

“Daha önce buralarda hayal bile edilemeyen sessiz devrimleri gerçekleştirmedik mi birlikte. Başkalarının hayal edemediği şeyleri yapan bu kadro şimdi onların hayal edemediği şeyleri yapabilir. Bizim de onlara dediğimiz, gelin köstek olmayın. Destek olun. Gelin ey Türkiye’de siyaset yapanlar, birlikte problemleri çözmek için herkesi yönlendirelim. Herkese alan açalım ve fırsat verelim, Türkiye’yi hedeflerine taşıyalım. (8 Şubat 2024)”

SONUÇ: Herkes 31 Mart’a odaklandı ancak DEM’in stratejisi belli: Kendi gündemi üzerinden bir kampanya yürütecek. Yani, İmralı’daki tecrit, cezaevlerindeki sorunlar, DEM’e yönelik baskılar ve Kürt sorununda yeni bir müzakere sürecinin başlatılması talebi.

1 Nisan, Türkiye’de yeni bir dönemin habercisi de olabilir ya da...

QOSHE - DEM’in stratejisi ve “Dolmabahçe” vurgusu - Aytunç Erkin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

DEM’in stratejisi ve “Dolmabahçe” vurgusu

123 11
01.03.2024

İki soruya yanıt aranıyor: 31 Mart yerel seçimlerinde CHP-DEM iş birliği var mı? Kapalı kapılar ardında AKP-DEM diplomasi yürütüyor mu?

Bildiğimiz, “kent uzlaşısı” altında bazı ilçelerde DEM aday çıkarmadı ve CHP’yi destekliyor, bazı yerlerde CHP aday çıkarmadı ya da CHP logosu altında DEM adayları yer alıyor.

Bildiğimiz, Beştepe ve AKP içinde bir kanat DEM konusunda daha “ılımlı” ve masaya oturulmasından yana.

Peki DEM’in stratejisi ne?

13 Şubat’ta DEM koridorlarından şunları aktarmıştım:

... Kulislerde yanıt aradığım bir soru da şu: Peki, DEM’in Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni tercihleri; AKP ve CHP için ne anlama geliyor? Sorunun yanıtını şu tespitlerde buldum: “Ekrem İmamoğlu’nun ve Murat Kurum’un kampanyası alanda nasıl şekillenecek, izleyip göreceğiz. Ancak aday tercihlerinden de görüleceği üzere DEM Parti kendi gündemi üzerinden bir kampanya yürütecek. Yani, İmralı’daki tecrit, cezaevlerindeki sorunlar, DEM’e yönelik baskılar ve Kürt sorununda yeni bir müzakere sürecinin başlatılması talebi. DEM Parti İstanbul’da 2019’da olduğu gibi bağrına taş basma motivasyonu ile hareket etmeyecek. Temel bakış açısı AKP iktidarının geriletilmesi olsa da İmamoğlu’nun kazanması, Kurum’un kaybetmesi için özellikle aktif bir tutum takınmayacak...

28 Şubat’ta DEM Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) açıklaması da 13 Şubat’ta aktardığım bilgileri doğruluyor. Nasıl mı? DEM MYK dedi ki:

“... Türkiye’nin tarihsel ve kurucu sorunlarının demokratik siyaset ve müzakereye dayalı çözümü için atılan her adım darbe mekaniğinin devreye girmesiyle akamete uğratılmak istenmiştir.

“... Dokuz yıl önce bugün Kürt sorununun müzakereye dayalı çözümü ve Türkiye’de........

© Sözcü


Get it on Google Play