“... Bir gün benim kapım açık, bir kadın geldi. Kanalizasyon patlamış, evini tarif etmeye çalışıyor. ‘Dur... Sen, Vehbi Demirel Sokak’ta, SEKA İtfaiyecisi Ahmet’in evini geçtikten sonra üç ev orda, yarısı mavi boyalı, üstü beyaz beş basamaklı evin sahibi değil misin?’ dedim kadına. Şaşırdılar. Hatta bir defasında, teyzem bir evde oturuyor alt katta bir mahallede, ben de yorgunum böyle. Teyzemin evine gideyim de bir yatayım dedim. Kapıyı açtım, iki üç kız çağırdı beni, herhalde misafirlerdir dedim. Divana küt yattım, biraz uzandım filan falan. Sonra perdelere baktım onlar değil. Ya dedim, ben teyzemlerin evinde değil miyim? ‘Yok dediler başkanım sen bizim evimizdesin.’ Öyle bile oldu... (Toplumcu Belediyecilik-1970’lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi/ Sezgin Sezgin-Tuğba Canbulut/ İletişim Yayınları) 1973 seçimlerinde İzmit Belediye Başkanı olan ve sonrasında da CHP milletvekilliğine seçilen Erol Köse, halkla olan samimi bağlantılarını böyle anlatıyor.

Şimdi gelelim bugüne.

37 gün kaldı.

31 Mart yerel seçimlerine geri sayım sürüyor. Tabii ki seçimlerin olmazsa olmazı da “anketler”. Kimi yüz yüze görüşüyor, kimi telefon- bilgisayar destekli. Dün önemli bir anket firmasının sahibiyle sohbet ettim. Ankara, İstanbul, İzmir, Hatay üzerine konuştuk. Bu konuda çalışmalarının sürdüğünü ve önümüzdeki hafta verileri yayımlamaya başlayacaklarını söyledi.

Sohbet koyulaştıkça o anketçi dostum ilginç bir soru yöneltti:

“Sen zannediyor musun ki kapımızı sadece siyasi partiler çalıyor?” Anlamadığımı söyledim, devam etti:

“Açayım o zaman! Seçim döneminde sadece İstanbul, Ankara, İzmir için değil birçok şehirden iş insanları da geliyor. Bizden anket yapmamızı istiyorlar. Hani ilçede kimin kazanacağını öğrenmek istiyorlar.”

Araya girdim: “Neden?” diye sordum, iş insanlarını ne ilgilendirir ki? Anket firması sahibi “Dur” dedi anlatıyorum:

“O ilçede kim kazanacaksa ya da kazanmaya yakın adaysa ona yatırım yapacaklar. Bizlerden öğreniyorlar ve gidip o belediye başkan adayının yanına yaklaşıyorlar. ‘Bir isteğin var mı? Seçim çalışmanızda şu kadar yardım yapabilirim’ gibi tekliflerde bulunuyorlar. Tanımıyorlarsa da mutlaka bir yolunu bulup o adayla görüşme imkanı yaratıyorlar. Yatırım sadece fabrika açarak ya da borsada oynayarak olmaz. Yatırım kimin kazanacağını öngörüp ona göre yön çizmeyle de olur.” Bu cümleleri duyduktan sonra bana dedi ki; “İki yıl önce bir yazı kaleme almıştın. Arşivimde duruyor. Yazının başlığı “Toplumcu belediyecilik kazanırsa diye korkanlar” dı. Anlattıklarım toplumcu belediyelikten ne kadar uzak ya da toplumcu belediyeciliği istemeyenlere ne kadar yakın değil mi?”

Anlattıkları vahimdi anketçi dostumun. İki yıl önceki yazıma baktım. “Toplumcu Belediyecilik-1970’lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi” kitabıyla 1970’leri anlamaya çalışmışım:

1973... Bülent Ecevit’in, CHP’nin başına geçtikten sonra “devletten halkçılığa” yöneldiği dönem. Ahmet İsvan İstanbul’da, Vedat Dalokay Ankara’da, İzmir’de İhsan Alyanak, Erol Köse İzmit’te, Reşat Tabak Çanakkale’de, Ege Bağatur Çanakkale’de yerel seçimleri kazandı. Bu isimler “toplumcu belediyeciliği” nasıl uyguladı? Örneğin...

- Yeni seçilen kent yönetimleri, merkezi yönetimden ayrılan kaynakların dışında yeni kaynaklar yaratmaya çalışmışlardır.

- Mevcut kaynaklarının kısıtlı olduğunun farkında olarak, kaynaklarını en rasyonel biçimde kullanmaya çalışmışlar, bunu yaparken de kent halkının güvenini sağlamaya gayret etmişlerdir.

- Kent halkının desteğinin sağlanmasının ancak ve ancak kent halkı ile en geniş biçimde karşılıklı iletişim mekanizmaları ve örgütlenmeleri ile olacağını düşünerek bu konuda gerekli adımları atmışlardır.

Belediyeler halkla bütünleştikten sonra siyasette ne yaşandı?

1977’ye dönelim:

“... Yerel yönetimleri kazandıktan sonra halka yakından temas etme, halkın sorunlarına dokunma imkanı bulan CHP, yerel siyasette halktan kazandığı teveccühü genel seçimlere de taşımayı başarabilmiştir. 5 Haziran 1977 tarihinde gerçekleştirilen genel seçimde CHP yüzde 41.4’lük bir oy alarak cumhuriyet tarihindeki en yüksek oy yüzdesini elde etmiştir. CHP’ye oy veren seçmen sayısı 1969’dan 1997’ye gelindiğinde yüzde 146.7 artmıştır. (Toplumcu Belediyecilik/Sayfa 41-42)”

Bugün CHP’de 1970’lerin belediyeciliği üzerine ne kadar tartışma yaşanıyor? Ya da anket firması sahibinin anlattıkları, nereden nereye geldiğimizi bize göstermiyor mu?

QOSHE - Sadece partiler değil iş insanları da ‘yatırım’ için anket yaptırıyor - Aytunç Erkin
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Sadece partiler değil iş insanları da ‘yatırım’ için anket yaptırıyor

82 2
22.02.2024

“... Bir gün benim kapım açık, bir kadın geldi. Kanalizasyon patlamış, evini tarif etmeye çalışıyor. ‘Dur... Sen, Vehbi Demirel Sokak’ta, SEKA İtfaiyecisi Ahmet’in evini geçtikten sonra üç ev orda, yarısı mavi boyalı, üstü beyaz beş basamaklı evin sahibi değil misin?’ dedim kadına. Şaşırdılar. Hatta bir defasında, teyzem bir evde oturuyor alt katta bir mahallede, ben de yorgunum böyle. Teyzemin evine gideyim de bir yatayım dedim. Kapıyı açtım, iki üç kız çağırdı beni, herhalde misafirlerdir dedim. Divana küt yattım, biraz uzandım filan falan. Sonra perdelere baktım onlar değil. Ya dedim, ben teyzemlerin evinde değil miyim? ‘Yok dediler başkanım sen bizim evimizdesin.’ Öyle bile oldu... (Toplumcu Belediyecilik-1970’lerden Günümüze Bir Yerel Yönetim Deneyimi/ Sezgin Sezgin-Tuğba Canbulut/ İletişim Yayınları) 1973 seçimlerinde İzmit Belediye Başkanı olan ve sonrasında da CHP milletvekilliğine seçilen Erol Köse, halkla olan samimi bağlantılarını böyle anlatıyor.

Şimdi gelelim bugüne.

37 gün kaldı.

31 Mart yerel seçimlerine geri sayım sürüyor. Tabii ki seçimlerin olmazsa olmazı da “anketler”. Kimi yüz yüze görüşüyor, kimi telefon- bilgisayar destekli. Dün önemli bir anket firmasının sahibiyle sohbet ettim. Ankara, İstanbul, İzmir, Hatay üzerine konuştuk. Bu konuda çalışmalarının sürdüğünü ve önümüzdeki hafta verileri yayımlamaya başlayacaklarını söyledi.

Sohbet koyulaştıkça o anketçi dostum ilginç bir soru yöneltti:

“Sen zannediyor musun ki kapımızı........

© Sözcü


Get it on Google Play