Türkiye İstatistik Kurumu, geçen hafta 2023 yılı Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ölçüm sonuçlarını açıkladı. Hesapladıklarına göre GSYİH’miz 2023 yılında bir yıl öncesine, yani 2022’ye göre, %4.5 büyümüş. Bu büyüme oranı 2009 GSYİH’si 100 kabulü üzerine kurulu “zincirlenmiş hacim endeksi”ne göre hesaplanmış. On binlerce kalem nihai mal ve hizmetin parasal toplamından oluşan yurt içi hasılayı yani üretimi “hacimsel/miktarsal” olarak hesaplamak teorik olarak imkansızdır. Çünkü her yıl yeni ve farklı ürünler piyasaya çıkar. Bizde de zaten “elma ile armut toplanmaz” diye bir deyiş vardır ki, bu sorunun tam tanımıdır. Olsa olsa kıyaslanan iki yılda farklı miktarlarda üretilen elma ile armut toplamının satış değerleri hesaplanabilir. Yani hesabın içine “fiyat” unsuru sokmadan büyüme oranı bulunamaz. Hatalı da olsa miktarsal bir kıyaslama yapabilmek için kafa patlatan iki Alman iktisatçı ve istatistikçi Etienne Laspeyres (1834-1913) ve Hermann Paasche (1851-1925) kendi soyadlarıyla anılan yöntemleri bulmuştur. TÜİK “hacimsel” büyüme oranlarını bulurken diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Laspeyres yöntemi “(önceki yılın fiyatları çarpı bu yılın miktarı) bölü (önceki yılın fiyatları çarpı geçen yılın miktarı)” formülünü kullanıyor. Eğer TÜİK kuşkulu enflasyon hesabında kullandığı fiyat datasını burada da kullanıyorsa, GSYİH büyüme oranını doğru hesaplamamış olabilir. Neyse.

MİLLİ GELİR, GSYİH DEĞİLDİR

Büyümenin hacimsel ölçülmesi ile ilgili zorlukları tartışmayı bırakalım. Ulusal para birimiyle hesaplanan GSYİH’nin “dalgalı kur rejiminde” cari kurdan dolara tercüme edilmesindeki olası hataları da bir yana koyalım. Doların platin metre olmadığını, son 22 yıl içinde ABD’nin birikimli enflasyonu dolayısıyla satın alma gücünün ABD’de %65 azaldığını da dikkate almayalım. Yine de şunu bilelim ki; GSYİH ile “milli gelir” aynı şey değildir ve aynı oranda büyümez. Dolayısıyla GSYİH’nin %4.5 büyümesi, refahının %4.5 artması anlamına gelmeyebilir. 2023’te emeğin milli gelir bölüşümü içindeki payının büyümüş olmasına rağmen halkın “ben bu büyümeyi hissetmedim” demesi yanlış değildir. Kabaca GSYİH’den “devletin ücret ve sosyal transferler hariç diğer cari harcamaları”, “net vergiler”, “amortisman” ve “kurumların dağıtılmamış kârları” düşülürse halkın eline geçen “milli gelir” rakamına ulaşılır. 2023 yılında GSYİH’den düşülen bu kalemlerin, %4.5’lik büyüme oranından daha hızlı büyüdüğünü görüyoruz. Demek ki; halkın geliri (private income) GSYİH’den az artmıştır.

DEPREM VE ASKERİ HARCAMALAR

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli Hatay ve havalisi depreminin milli gelir üzerindeki menfi etkilerini GSYİH hesaplarında gözlemlemek mümkün. Enkaz kaldırma giderleri, depremzedelere sağlanan temel gelir destekleri ve geçici konut (konteyner) ve sair hizmetler için yapılan harcamalar GSYİH’yi büyütmüştür. Ama halkın milli gelirini küçültmüştür. Buna “halkın gelirini” artırmayan ama GSYİH’yi büyüten askeri harcamalar eklenirse resim daha da netleşir. AKP’nin müsrifliği, yaratmış olduğu karadeliklerin her yıl yuttuğu paralar, herkesi doğuştan emekli yapma gayretleri, yüksek faizle dış borç alıp yastık altında tutmak için altın ithal etmenin dayanılmaz “gayri iktisadiliği” gibi olumsuzluklar da unutulmamalıdır.

SON SÖZ: Önce anla, sonra anlat.

QOSHE - Büyürken küçülmek - Ege Cansen
menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Büyürken küçülmek

180 3
07.03.2024

Türkiye İstatistik Kurumu, geçen hafta 2023 yılı Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) ölçüm sonuçlarını açıkladı. Hesapladıklarına göre GSYİH’miz 2023 yılında bir yıl öncesine, yani 2022’ye göre, %4.5 büyümüş. Bu büyüme oranı 2009 GSYİH’si 100 kabulü üzerine kurulu “zincirlenmiş hacim endeksi”ne göre hesaplanmış. On binlerce kalem nihai mal ve hizmetin parasal toplamından oluşan yurt içi hasılayı yani üretimi “hacimsel/miktarsal” olarak hesaplamak teorik olarak imkansızdır. Çünkü her yıl yeni ve farklı ürünler piyasaya çıkar. Bizde de zaten “elma ile armut toplanmaz” diye bir deyiş vardır ki, bu sorunun tam tanımıdır. Olsa olsa kıyaslanan iki yılda farklı miktarlarda üretilen elma ile armut toplamının satış değerleri hesaplanabilir. Yani hesabın içine “fiyat” unsuru sokmadan büyüme oranı bulunamaz. Hatalı da olsa miktarsal bir kıyaslama yapabilmek için kafa patlatan iki Alman iktisatçı ve istatistikçi Etienne Laspeyres (1834-1913) ve Hermann Paasche (1851-1925) kendi soyadlarıyla anılan yöntemleri bulmuştur. TÜİK “hacimsel” büyüme oranlarını bulurken diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Laspeyres yöntemi........

© Sözcü


Get it on Google Play